hesabın var mı? giriş yap

  • evet gerçekten rezalet. çünkü fotoğraftaki fare bir fındık faresidir. fındık paketinde çıkması gerekirken, fıstık paketinde çıkması gerçek bir rezalet.

    edit: ugandamilliegitimbakani'nin uyarisiyla" fındık ifadesidir" olarak yazdığım "fındık faresidir" olarak değiştirildi.

  • “insanlar bizim ölmemizi ister. engelli insanlar bunu hayatlarının her günü hisseder. dünya orada olmanızdan hoşlanmaz. bu gerçeklikle yaşarız ve aklımızda şunlar vardır: "hayatta kalabilecek miyim? kendimi koruyabilecek miyim? burada olabilmek için mücadele edebilecek miyim?" bu doğrudur. buna öfke diyebilirsiniz. ben motivasyon diyorum. ilerlemekte kararlı olmak zorundasınız. yoksa başaramazsınız.”

    bu zamana kadar gördüğüm en ilham verici belgesellerinden biri.

    1971 yılında woodstock yakınlarında bulunan ve adına jened kampı denilen ama daha çok crip camp olarak bilinen bir hippi oluşumunun engellilik hakları hareketini başlatmaya nasıl yardımcı olduğuna dair olağanüstü bir belgesel.

    sivil haklar hareketinin; kadın hakları, zenci hakları ve lgbtq haklarından sonra gözden kaçan bölümü olan engelli hakları üzerine belki de çok geç kalınmış bu harika belgeselin yapımcılığını michelle ve barack obama çifti üstlenmiş.

    onları izole eden dünyalarından kopup gelen engelli gençler için, fikirlerini açıkça konuşabilecekleri güvenli bir sığınak olan jened kampı bir devrimin başlangıç noktası oluyor bir bakıma. engelli gençler grubu, kendilerini ait hissettikleri bir yer bulduklarında, abd hükümetini yenebilme yetkisine de sahip oldular. bu harika insanların amerikan engellilik yasası için verdikleri mücadele aynı zamanda tüm dünyadaki emsalleri adına bir eşitlik mücadelesiydi. varolma hakları için savaştılar ve kazandılar. çok az bildiğimiz bir dünyaya karşı gözlerimizi açtılar.

    idrakında olmadığımız bu önemli politik meselelerle derinden bağlantı kurmamızı sağlayan bu şahane belgesel aracılığıyla ve siyasi eylemcilere dönüşerek istediklerini alan bu gençler sayesinde farkına vardık ki; bir yasayı geçirebilsen dahi, toplumun tutumlarını değiştirene kadar bu yasa çok fazla bir şey ifade etmeyecek.

    son olarak "in judith heumann we trust" o sadece bir sivil haklar kahramanı olarak kalmamalı. abd başkanı olmalı.

  • türk vatandaşları olarak allah bizim belamızı versin zaten.
    kendi memleketimizde bile biz ikinci sınıfız. suriyeliler elit.

  • sen git, makarnayı süzdükten sonra kalan nemi de kurutmak için (!) makarnaları kısık ateşte dinlenmeye bırak, daha doğrusu dinlenmeye unut. onlar dinlenedursunlar, sen bu sefer hakikaten git, dersin başına otur. mutfaktan gelen kokuyu içine çekince git altını söndür, tencerenin dibine yapışan siyah tortuyla başbaşa kal.

    tamam bunu yaptın da, bırak ama değil mi? yok, git içine azıcık su at tencerenin, "kirler yumuşasın." diye tekrar ocağı aç, sonra su kaynayıp bitsin, tencereyi bir posta daha yak.

    hayata karşı çok net bir duruşum olduğu kanaatindeyim.

  • görsel

    kız mı dersine çok iyi çalışmış? yoksa siz bu kızın tıp ile alakası olmadığını anlayamayacak seviyede misiniz ?

    ameliyata girip dikiş atması, belki daha bilinmeyen şeyler

    biz konudan anlamadığımız için eve tamirci çağırıyoruz, gelen adamın eksik iş yaptığından huylanıp tribe girip ulan bunun böyle olmaması lazımdı herhalde diyoruz, bu sefer işten anlayan birisi gelince, evet yanlış yapılmış kim bu usta? böyle kablomu bağlanır diyor.

    biz bile yeri geliyor anlamadığımız konularda bile huylanırken yıllarca bunun okulunu okuduk diyen siz nasıl anında durumun farkına varmıyorsunuz? hiç mi mesleki sohbet olmadı aranızda?

    eve boyacı geliyor , fırçayı tutma şeklinden bile hemen anlaşılıyor amatör olduğu.

    lise mezunu kız üç beş kitap okuyup, kendini zeki sanan adamlarla aylarca dalga mı geçti?

    o zaman tıp okumak zor değil?

    ya da…

    o bizim meslektaşımız diyip ( burda yine doktor olmadığını anlayamıyorsunuz) eksikliklerini hatalarını açıklarını görmezden gelerek meslektaşçılık yapıp ses çıkartmadınız? e bide karşıdaki kız olunca kapılar açıldı?

    irdelenmesi ve incelenmesi gereken çok şey var.

  • del bosque ye ayar verirken rıdvanın ayarına maruz kalan eski futbolcu, yeni futbol yorumcusu..

    güntekin onay: del bosque’yi anlatır mısın biraz sergen?
    sergen yalçın: adama kamp dediler, ‘o ne’ dedi. kamp yaptırmamış ki hiç, kampın ne olduğunu bilmiyordu.
    rıdvan dilmen: ne üzülmüşsündür sen de kamp olmadığına..