hesabın var mı? giriş yap

  • 20 bin lira maaşla nasıl 3 araba sahibi olunuyor ve ayda bir yurtdışına gidilebiliyor ve üzerine hediyeler alınıyor acaba. abla 20 bin liradan o kadar uzak ki bu parayla ne yapılabileceğini bile bilmiyor :)

  • 2 hafta evvel 32 tl den aldığım bebek bezi 45 tl olmuş.evde dünden beri şuna benzer diyaloglar oluştu;

    -kızım çişin gelince tuvalete koş,sakın bezini kirletme!
    -ama ben koşamıyorum baba!
    -öğreneceksin!

  • esnaf sandığa giderken şu sözleri unutmasın dediğim açıklamardır.

    ''allah'a hamdolsun ki bu salgın günlerinde kongremiz lebaleb dolu. ''

  • bu bir tarikat, bu bir örgüt hatta bir stk'dır.

    bu tarikatın mensubu olabilmeniz için ön şart evliliktir, ardından beyaz yakalı bir plaza çalışanı olmak zorundasınız.

    mensupları arasında hiyerarşik dizilim vardır;

    - sadece robot süpürge sahipleri elit üye

    - robot süpürge + herhangi bir dyson ürünü gold üye

    - robot süpürge + dyson + airfryer ultimate üye

    şayet tüm bunlara ek olarak saat 07.30'da şirket servisinde uyukluyorken ayağınızda alexander mcqueen varsa, tarikat nışanınız var demektir.

  • "senin dudakların şarap gibi ve ben sarhoş olmak istiyorum"
    -william shakespeare (dolaylı anlatım)

    "senin ağzını yerim ben"
    -sinan özen (dogrudan anlatım)

  • allahtan her şey bombok gidiyor da 'şimdi bir şey yapıp her şeyi mahvederim' gibi bir derdim olmuyor. kafalar pırıl pırıl

  • günlük yazı dilinde sıkça karşılaşılan bir sorunsaldır. malumunuz, tdk.gov.tr dünyanın en yavaş açılan çevrim içi sözlüğü olduğu için oradaki açıklamaları buraya taşımayı uygun gördüm.

    direk:
    1. ağaçtan veya demirden yapılan uzun ve kalın destek
    2. sütun
    3. değerli, saygın, önde gelen kimse

    direkt:
    1. aracısız
    2. doğru olarak, hiçbir yerde durmadan, duraksız, doğruca
    3. doğrudan, doğrudan doğruya

    bu da benden olsun direk

    not: tdk'nın yarın bir gün, direğin anlamını "müsait olan bayanların tırmandığı hede" olarak değiştirmesi ihtimaline karşın gerekli caps'ler alınmıştır.

  • "for whom the bell tolls"taki "whom" ne olduysa, the great vowel shift'te bir takım ünlülerin başına ne geldiyse o akıbete uğramış "k"dir.

    esasen knight, knife, know gibi sözcüklerin başındaki "k" telaffuz edilirdi. hatta diğer cermenik dillerde paylaşılan köklerde en önemli element, kelime başındaki "k"dir. örneğin, orta ingilizce ile akraba "scots" dilinde (keltik iskoçça değil, iskoç kökenlilerin konuştuğu bir tür eski ingilizce) "know" karşılığı "ken" kullanılır. knife, mesela, "kneef"tir, "knif" diye telaffuz edilir. scots dili, eski ingilizcenin cermenik mayasını koruduğu için iyi bir referans.

    fakat sonra k düşüyor. daha tuhaf değişimler de oluyor, hepsi fransızca etkisiyle. mesela, isle ve island. isle, fransızca yoluyla girmiş ingilizce'ye. (bkz: ingiliz edebiyatı/@nostalgiaman) "ile de france" terkibinden tanıdığımız ile ile akraba. latince kökü "insula", "insular" gibi ingilizce sözcüklerde yaşıyor. s telaffuzu çok önce düşmüş, "ayl" okunmaya başlamış, ingilizceye girdiğinde isle yazılıyor, ayl okunuyor.

    ingilizlerin kendi cermenik kelimeleri var, "island" yazımından çok önce, "iland" yazılması gereken, "iland" yahut "aylınd" okunan bir sözcük. bu iki sözcüğün akrabalığı yok, ama anlamları ve okunuşları aynı. o yüzden "iland"ı, "island" diye yazmaya başlamışlar. aylınd okumuşlar.

    "indictment" sözcüğünde "c" sesinin telaffuzunun olmaması da benzer bir sebepten. yazı dili latince olunca, latince köklere göre yazma makul ve muteber görülmüş, "indayt" okunan bir sözcük, "verdict" ile akraba olması için, "indict" diye yazılıp, "indayt" okunmaya devam etmiş.

    yazıldığı gibi okunmayan bela

    "kn" ile başlayan kelimelerin hemen hepsi böyledir. latin etkisi başlayınca, telaffuzu zor geldiğinden, norman fransızcası konuşan soyluların ve genel olarak yazı dili olan latincenin yazılı diller üzerindeki etkisi nedeniyle, düşmüş. bizim ingilizce bilmeyen internet kafe çocuklarımız, "knayt onlayn" derken, aslında, ingilizcenin özüne daha uygun bir telaffuzda bulunuyorlar mesela.

    "knayt onlayn" diyenle dalga geçmeyin o yüzden, onlar ki ingilizin harman olduğu yerin ingilizcesini konuşuyorlar.

    *not: ingilizcede whom, him gibi kullanımlar git gide yok oluyor. girişteki ifade ona göndermedir.

  • tarot destesi, bugünkü haliyle 22 adet büyük arkana (veya majör arkana) ve 56 adet küçük arkana (veya minör arkana) olmak üzere toplam 78 karttan oluşur.

    dolayısıyla tarot destesi, büyük ve küçük arkana adındaki iki farklı destenin karışımından oluşmaktadır. tarot kartlarının anlamları, dağıtıldıkları sırada ters veya düz gelmelerine göre, belli bir açılımdaki yerlerine göre değişebilmektedir.

    tarot sözcüğü ilk olarak 1500 civarlarında italyancada "tarocchi", fransızcada "taraux" şeklinde görülmüştür. bunun arapça "tarh" (çıkarma, koyma, bırakma) sözcüğüne dayandığı düşünülmektedir.

    büyük arkana destesi kartlarının her birinin standart bir numarası vardır ve geleneksel olarak roma rakamları ile gösterilirler. rakamlar 1’den değil, sıfırdan sayılmaya başlanır. sıfır (0) numaralı kart mecnun kartıdır. dolayısıyla büyük arkana kart serisinin matematik ve rakam yazımında sıfır kavramının avrupa’da yayılması sonrası günümüzdeki şeklini almış olduğu bellidir. sıfır, yani arap rakamı kullanılmasına rağmen diğer rakamların roma rakamı olmasının sebebinin, özellikle venedikliler'in arap rakamlarının üzerinde çok kolayca tahrifat yapılabileceğini keşfetmeleri ile epey uzun bir süre muhasebe işlemlerini roma rakamları ile yapmaya devam etmeleri olabilir. zaten büyük arkana kartları 14. yüzyılda italya'da trionfi oyunu (kozlu oyun) adıyla ortaya çıkmıştır. büyük arkana destesinin kartları, çeviriye veya tarza göre isimleri biraz değişmekle birlikte şöyledir:

    0. mecnun (joker, bazen deli de denir)
    ı. büyücü
    ıı. azize
    ııı. imparatoriçe
    ıv. imparator
    v. aziz
    vı. aşıklar
    vıı. araba
    vııı. adalet
    ıx. ermiş
    x. kader çarkı
    xı. güç
    xıı. asılan adam
    xııı. ölüm
    xıv. denge
    xv. şeytan
    xvı. kule
    xvıı. yıldız
    xvııı. ay
    xıx. güneş
    xx. mahkeme
    xxı. dünya

    küçük arkana ise kendi içinde 16 saray kartı, 40 takım ve 4 seri kartından oluşur. bu dört seri kılıçlar, kupalar, asalar ve tılsımlardır. her seri 1-10 arası numaralanan kartlara sahipken (takım kartları), vale (veya prens), şövalye, kraliçe ve kral kartlarıyla tamamlanır (saraylı kartlar). küçük arkana destesinin kökeni olarak orta asya ve uzak doğu gösterilir. küçük arkana destesinin saraylı kartları arasından şövalyeleri çıkartırsanız, tam bir iskambil destesi elde edersiniz. (bkz: tarot kartlarıyla iskambil oynamak)

    küçük arkana destesini oluşturan 4 seri ve çok genel anlamları aşağıdaki gibidir:

    kılıç takımı genel olarak kişinin kendini tanıması, sınırları belirlemesi veya bu sınırları aşması hakkında yorumlar içeren kartlardır.

    degnek takımı (asalar da denir), ilk yaratıcı enerji ve bir oluşumu başlatan ilk hareketin ve ekilen ilk tohumların temsilcisi olan kartlardır.

    tılsımlar (bazen para takımı da denir), belli bir yatırımı, bu yatırımın sonucunu veya yatırım fırsatlarını belirten kartlardır. bu yatırım gerçekten meslekle bağlantılı, belki de para olabileceği gibi zaman ve duygu yatırımı da olabilir. bu yüzden tılsımlar serisini “paralar” olarak adlandırmak yanlıştır.

    kupa takımı, yine sezgileri ve duyguları sembolize etmek durumunda tılsımlar ile benzerlik taşırlar, ancak burada bilinçli bir sevgiden değil, tamamen bilinçsiz hatta bilinçaltı sevgilerden bahsediyoruz. ahenk varlığı ve yokluğunu belirten kartlardır.

  • bisiklete binmeyen birisi olarak hiç görmediğim elitistlik. olm siz ne yiyip içiyorsunuz ya nereden kaynaklanıyor bu kadar eziklik? yeminle merakımdan soruyorum laf sokmak için değil.

    adam bisiklete biniyor amk. bi sik let. hatta mal sürücüler yüzünden ölüm tehlikesi falan da atlatıyor. adam gelmiş elitistlik diyor ya.

  • oransal olarak düşünüldüğü kadar tehlikeli olmayan durum (sektörün içinden bildiriyorum, evet evet pezevengim, şaka şaka pezevenk değilim yazmayın ayarla diye)
    en asarım keserim diyen müvekkilim demir çubukla dövdü adamı asliye cezada yargılandı haksız tahrik indiriminden faydalandı pişman değilim dediği halde. ama şehri de terk etti gururuna yediremeyip. bu sebeple boşanma davası açıp vazgeçen kocalar, hatta bi hışımla gelip vekalet verip sonrasında dava bile açmayanlar... yani bırakın adam öldürmeyi erkekler burda atılıp tutulduğu gibi boşanmıyorlar bile. karım değil mi elinin kiri de demiyorlar ama kurulu düzenlerini de bozmuyorlar. (evlilik çok bozdu eskisi gibi değil yeğenim ama kurulu düzenimiz var yoksa türkiye cennet) hatta biri bu olaylar yaşandıktan bir iki ay sonra sevgililer gününde karısıyla eşşek kadar buket ve tektaş eşliğinde mutluluk pozu verdi. whatsapp durumda gördüm, sevgililer günü etkinliklerimiz yazmış koçum benim.

    kadın için de öğrenildiği vakit değişik sonuçlar oluşabiliyor, yakalanan bi kadın müvekkilim boşanmak için geldi, kocası affetmiş, (ama kadın kendini affedememiş gurur yapmış diyecem sanıyosunuz değil mi ? :)) çok safsınız) kayınbabası kadına herkese verdin bana da vereceksin diye baskı yapıyormuş. mutlu yuvamı dağıtacak diye dert yanıyordu mahalle tren yapmış hani marjinal bizdik.. ( bu arada dört çocuğun sadece birisi kocasından olan müvekkilim de vardı diğer çocuklardan birinin babası aşırı zengin olmuş adama babalık davası açabilir miyiz diye sormaya gelmiş miras hesabı). bakmayın sözlükte adamlık dersi verenlere boynuz milli sporumuz olmuş sanki

    velhasıl kocalar en başta asıp kesse de birkaç gün içinde sakinleşiyor. aşırı pragmatik bi milletiz kâr zarar hesabını hemen yapıveriyoruz sanırım. bu arada demir çubukla döven yatakta basmıştı bunları, işte o an cidden tehlikeli, fazla düşünecek zaman olmuyor ciddi sonuçlar doğabiliyor, bu kadar yoğun şekil yaşanan aldatmalara oranla son derece az cinayet vakasına bakınca o üçüncü sayfa haberleri ancak bunun sonucu olsa gerek. ölmek için tam o ana denk gelmek lazım, çıkmaz demeyin şansınızı deneyin milli piyango.
    ytd.