hesabın var mı? giriş yap

  • zehirlere karşı olan bağışıklığı açıklanamamıştır. "bir allahtan korkar" denilebilecek sanırım tek canlıdır, densizdir, cengaver ruhludur, çöllerin kabadayısıdır vesselam.

  • olayı dün özetlemiştim. şimdi buraya tekrar yazayım:

    olayı bilmeyenler için özetin özetini yazalım. prematürlerde rop diye bir hastalık var. retinopati of prematurity, prematürün retina hastalığı. o dönemde daha ülkede lazer teknolojisi olmadığı için tedavisi de yok. o sırada bu hastalığı bakan uzman göz hekimi üniversite hastanesinde (çapa mı cerrahpaşa mı hatırlamıyorum) daha önceden bu bölüme randevu alınıyor fakat randevu tarihinde hala küvözde olan bebeğin beyin kanaması (subaraknoid kanama) mevcut. doktor inisiyatif alıp “beyin kanaması olan hastayı kanama kontrol altına alınmadan tedavisi olmayan bir hastalığın muayenesine göndermem.” diyor ve sonrasında da uğraşıp bebeği yaşatıyor. zaten tedavisi de olmadığından bebek kör kalıyor ve aile dava açıyor. bizim yüce türk adaleti de “kontrol tarihinde muayeneye göndermeyip tedavisini ihmal ettiği için oluşan körlük sebebi ile” 4,5 milyon tazminata mahkum ediyor. doktor beyin gruplarda “bugün olsa bugün yine aynı kararı veririm. bilirkişi heyetine hakkımı helal etmiyorum. hastayı o halde göndersem bu sefer de ölüme sebebiyet vermekten ceza alacaktım.” mihvalinde yazıları mevcut.

    özetle doktora niye hastayı yaşattın diye ceza kesildi.

  • yeni şafak'ın "ortaylı'nın tarihe ve millete bakışı ortaya çıktı. ilber ortaylı millete hakaret etti" şeklinde ortaylı'yı karalamaya çalışırken tarihçinin ters köşe yapması durumu. atatürk'ün zehirlenmesi hakkında yayınladıkları röportaj şayet şizofrenik bir beynin hayal ürünü değilse-ki yeni şafak'tan bahsediyoruz- ortaylı herkesin ağzına sıçarak gerekli cevabı vermiş.

    favori bölümüm:

    --- spoiler ---

    "bunların hepsi mahalle dedikodusu. her şeye bulaşmayın. bunu gazeteler çok yapıyor. kendine göre yeni türkiye kuruyorlar. bok kurarsınız. güldürmesinler adamı. yeni türkiye böyle geri zekalılar olmadan kurulabilir ancak. nereye baksan cahil. bir tane herif var. ( engin ardınç) eski solcu, alkolik, geri zekalı… o da konuşuyor. git başka tarih kitabı oku hayvan. baban seni fransız okuluna yollamış. lisan biliyorum diyorsun git başka dilde oku. herif okul kitabıyla tarih yazıyor geri zekalı."

    --- spoiler ---

    röportajın tamamının yer aldığı sıçmığın linki bu ama tık kazandırmamak için şöyle alalım: http://i.imgur.com/zaxvhww.png

    --------------------------------------------------------

    yanlışlıkla verdikleri bu başarılı gazetecilik örneği için yeni şafak'a teşekkür ediyoruz.

  • normal bir ülkede olsa hükümet düşürecek cinsten skandaldır. ama biz tabiki muz cumhuriyeti ile yönetilen şahsım devleti olduğumuz için hiçbir şey olmayı bırakın, birkaç bağımsız gazete dışında hiçbir yerde haber olmayacaktır. bağımsız olduğunu iddia eden youtuber gazetecileri de haber yapmayacaktır.

    gelelim skandala... iktidarın “cebimizden kuruş çıkmadan yapıyoruz” diye pazarladığı osmangazi köprüsü’nde geçmeyen araçlar için verilen garantinin yanı sıra "güncel fiyat ile sözleşmede belirlenen fiyat arasındaki fark" da devlet tarafından karşılanıyor.

    • osmangazi köprüsünün 1. sınıf araçlar için 2020 yılı tek yönlü güncellenmiş resmi ücreti kdv dahil 117,90, hariç ise 109,17 tl’dir.

    • sözleşmeye göre 2020 yılında olması gereken ücret ise 247,80 tl’dir. bu durumda katkı payı 138,64 tl’dir. garanti edilen 40.000 araç için her halûkarda 138 tl tutarındaki katkı payı milli bütçeden işletmeciye ödenmektedir.

    • ayrıca, geçmeyen her araç için de sözleşmeye göre güncellenen araç başı toplam ücret de (247,80 tl) işletmeciye ödenmektedir.

    bunun nedeni ise, verilen geçiş garantisinin döviz cinsinden abd tüm kentsel tüketici fiyatları endeksine göre güncellenmesi. şimdi sorum ak yavşaklara: dolar kuru ile ilgili yorum yaptığımızda bu ülkede tl ile iş yapılıyor, dolarla hesap yapıp algı yapıyorsunuz diyorlardı ya; ne oldu lan şimdi? bu ülkenin para birimi tl değil mi? bu ülkede yapılan bir altyapı projesine geçiş garantisi veriyorsunuz, bir de bunu dolar üzerinden bir endekse göre yapıyorsunuz. yani dolar artarken, bir yandan da endeks artıyor. yemin ediyorum türev piyasası şu olayı görse diz çöker tövbe ister!

    haberin devamı

  • hadi üçünden birini tutmasını anlarım, "şirin buluyordur" diyip geçerim...
    başka vasıfları üstün çıkıyorsa kişinin iki tanesini bile tutmasını kabul edebilirim.

    ama hem coyote varken road runner'ı,
    hem tom varken jerry'i,
    bir de sylvester varken tweety'i tutuyorsa bir insan, orda sınırımı çizerim.

    "tamam kardeşim," diye düşünürüm, "pratik zekaya, azme, yeteneğe, doğallığa prim vermiyormuşsun sen." diye de eklerim.

    zira tom da, sylvester da, coyote de yemek için istemektedir karşı tarafı. bu kadar normal, bu kadar doğaları gereğidir yani.

    anında uzaklaşırım sonra oradan;
    hollywood tarafından eziyet üstüne eziyet gören tüm kıvrak zekalı çizgi karakterler adına sigaramı yakar, dalarım uzaklara...
    tom'un jerryi doyasıya yediği, coyote'nin her dahiyane kapanının çalıştığı bir dünya düşlerim.

  • bir tek benim dikkatimi çekmemiş bu detay..

    bu ne bereket? bu ne bolluk? yediniz, bitirdiniz, sömürdünüz lan ülkeyi!

    not: şu hareketi savunan da kusura bakmasın ama ağır eziktir.

  • öncelikle bir çocukta bu eğitime başlamanın ilk şartı çocuğun tuvaletini tutabilmeyi ogrenmesidir. bir ebeveyn çocuğunun tuvaletini özellikle de çişini tuttuğunu gözlemlediği anda gecikmeden bu eğitime başlamalıdır. fakat 3 yaşını geçtiği halde tutma olayı gerceklesmiyorsa önce öğretilecek olan küçük tuvaleti tutmak olacaktır.

    tuvalet eğitimine başlandıktan sonra altın 3 kural vardır ki bunlar çok ama çok önemlidir.

    1-sabir - mümkünse peygamber sabrına sahip olunuz. bu çocuk bu işi ogrenemiyor deyip koyverirseniz işi çıkılmaz hale getirsiniz. yapamadiginda kizarsaniz en kötüsü. artık tuvalet yapmayı özellikle de kakasını yapmayı öcü gibi görecektir.

    2- olayı buyutmeme - eğer tuvalete gittiğinde ona "yaparsan sen büyüyeceksin" gibi onun gözünde büyük bir başarı gibi gözüken bir cümle kurarsaniz çocuk, bunun aslında yapılması çok ama çok zor birşeymis gibi düşünecek ve bu tuvalet olayında kendine güveni hiç olmayacak. daha da kötüsü ileriki hayatında da bu hadise zor olaylardan kaçmasına sebep olacak.

    3- eğitime başlandıktan sonra asla birakmama - eğer biz bu işi yapamadık ileride deneyelim derseniz uzun yıllar mücadele sizi bekliyor demektir. evet iş dusundugunuzden de zor olabilir ancak hayatınızdan sildiginiz zaman dilimlerine bir ay daha eklemelisiniz ki çocuk artık bu işin kaçışının olmadığını anlamalıdır. vazgeçip beze donerseniz her seferinde eğitimden kaçıp bez isteyecektir.

    son bir not; bazı çocuklarda tuvalet eğitimi çok kolay olabilirken bazılarında ise çok meşakkatli duruma dönüşebilir. sunu aklınızdan çıkarmayın bu işe başlayıp da başarısız olan olmamıştır. önemli olan bunu bir kere de başarmaktır. hem ebeveyn hem de çocuk için en güzeli budur.

  • italya şehir devletleri modena ve bologna arasında gerçekleşen komik çatışma: kova savaşı.

    kova savaşı (bkz: the war of the bucket), 1325 yılında imparatorluk yanlısı ghibelline ailesi tarafından yönetilen modena ve papa yanlısı guelph ailesi tarafından yönetilen bologna arasında yaşandı. bu iki şehir devleti zaten başlangıcı 1249 yılındaki fossalta muharebesine dayanan, birtakım süregelen çatışmalar yaşamaktaydı. ülkenin bir kısmı yegâne gücün papada olması gerektiğini iddia ederken, diğer grup ise gücün imparatorda olması gerektiğini düşünmekteydi.

    bu iki şehir devleti tabiri caizse yıllardır süregelen bir kan davası içerisindeydi. iki devlet öncesinde birbirlerinin topraklarına saldırıp, tarım ürünlerini yakmakta, yağmalar yapmaktaydı ve olay aslında anlatılanın aksine bir kovanın çalınmasından kaynaklanmamıştı. modena'nın bologna’daki monteveglio kalesini ele geçirerek zappolino kasabasına baskın düzenlemesi nedeniyle başlayan savaş, modena askerlerinin geri dönerken bologna kentinin yüzyıllardır sembolü olduğu rivayet edilen bir meşe kovasını çalması sebebiyle yıllar içinde çeşitli erozyonlara ve yanlış anlatımlara uğradı. bu da diğer insanlara savaşın sanki bir kova yüzünden çıktığını düşündürdü. gerçekten ortada çalınan bir kova vardı, fakat 2 şehir devleti ‘’kovamızı verin’’ diyerek savaşmadı.

    rivayete göre, hikâyenin erozyona uğramış şekli şöyle devam etti: bu kovanın çalınması bologna için bir aşağılama ve alay sembolü haline geldi ve hemen kovanın geri verilmesini talep ettiler, ancak modena bunu reddedince yaklaşık 2000 kadar şövalyenin öldüğü kova savaşı başladı. neticesinde, modena kazanan taraf oldu ve kova onlarda kaldı. şu an modena kentinde bir müzede sergilenmekte olan kova ve ondan kaynaklanan savaş absürtlüğü nedeniyle tarihte yerini almıştır.

    daha detaylı okuma yapmak isteyenler için kaynak

    not: bir cümle içerisinde ufak bir hata olmuş, o nedenle düzeltme yapıldı.

  • ablanın sana pamuk şeker aldım deyip normal bir pamuk parçasını kardeşine vermesi, kardeşin sevinip pamuğu ağzına atması ve hemen ardından yaşadığı hayal kırıklığı sebebi ile ağlamaya başlaması.

    bu hikayedeki saf kardeş benim evet.