hesabın var mı? giriş yap

  • bu kadına neden bu kadar tepki gösteriliyor ben söyleyeyim. çünkü bu kadın hepimizin hayatında bir x kişisi. kimimiz yakından tanıyoruz, kimimiz uzaktan gözlemleyip gıcık oluyoruz.

    işte o narsist, haketmediği halde bir yerlere gelen x kişisi ilk defa elimize düştü. bu kadın üzerinden o tanıdığımız kişileri cezalandırıyoruz. bu kadını kötü durumlara düşürünce, o kişilere karşı da hırsımızı almış oluyoruz.

    ama işte başkalarına olan kinimizi bu kadın üzerinde dozunu aşan şekilde tatbik etmek haksızlık değil mi?

    değil lan! ibreti alem olsun diye silin ki piyasadan, tüm narsistler, üçkağıtçılar kendine pay çıkarsın.

  • normalde 2 şarkıyı da dinlemem, ikisi de ilgi alanım değil. kim kimden ne çalmış o da sikimde değil. ancak öyle şeyler yazılmış ve şukulanmış ki entry yazmadan rahat edemedim.

    " shape of you'da, tcl no scrubs
    sample'inin kullandığını ve bunun telif hakkı ödenerek yapıldığını bilmeyen youtibirlar varmis ya "

    bu cümle tam olarak nasıl çalıntı iddiasını çürütüyor? shape of you'nun sample'ı no scrubs'dan alınmış, sen olsan bari'ninki de shape of you'dan. bu söylem iddia çürütmez.

    " ben çok bilgiliyim o youtuber benim kadar bilgili değil öyleyse bu adam haksız olmalı "

    düşünce de vizyon da bu.

    bilmek zorunda mı youtuber? bu nasıl bir ego?

    " yerine .... koy yine aynı çıkacak "

    hayır efendim bu kadar benzer çıkmayacak. kullanılan gam, bpm farklıdır yazılan melodi farklı. 8'lik notalarla 120 bpm çaldığın bir şarkının aynısı 16'lık notalarla 80bpm'de çalınabilir.

    bpm, nota değerlerinden bahsetmiyorsak bize çok fazla şey anlatmaz.

    bu şarkıda hem ton, hem bpm, hem de nota değerleri çok benzer olduğu için muazzam bir örtüşme gerçekleşiyor.

    adam video'da shape of you'nun melodisi klavye olarak kullanılmış, az bir oynanıp çok benzer bir şekilde kullanılmış diyor.

    pop müziğin ortak özellikleri olsa da bu melodilerin benzer olduğu anlamına gelmez.

    " aynı tonda olmaları icin şarkıyı yarım ses yukarı al, bpm'ini ayarla, sonra da 'aa harika bak ne kadar benziyorlar demistim calıntı diye' "

    inanmıyorum. gözlerime inanamıyorum. millete cahil demiş ancak kendisi daha gam kelimesinden bihaber.

    bir kere o aynı ton değil aynı gam olacak. bpm'i ayarla dediği 2 bpm, 2 bpm'i hiçbir kulak fark etmez. onu bir düzeltelim.

    bunu yazan adam hayatında hiç müzik yazmaya kalkmamış. çok net.

    ben pop müzikten anlamam, ama metal üzerinden süreci anlatayım. tamamen sıfırdan bir melodi yaratırsın, sonra ona uygun bateri, ona uygun ritim/lead, intro, bridge, chorus, solo vs. yazmaya devam edersin. kullanacağın gam melodi'den ziyade vokalin çıkabildiği perdelere göre değişir. melodi güzelse hemen her gamda güzeldir zaten. sen yaptığın müziğin türüne ve vokalin yeteneklerine göre gam ayarlarsın.

    ama o melodiyi ilk başta bulmak en zor kısmıdır. ilham kısmı odur. yaratıcılık odur. bir melodi bulduktan sonra onu desteklemek daha kolay.

    melodisi birbirine çok absürd aynı gamda 2 farklı şarkının birbirine uyum sağlayacağından nasıl bahsedebilirsin? her bir nota'nın nota değerinin dizi boyunca uyum göstermesi gerekir. bu da zaten doğrudan çalıntı olduğu anlamına gelir.

    bu video'yu hazırlayan adamın da iddiası zaten melodiyi hazır alıp az oynayıp ondan şarkı yapmışlar iddiası.

    ayrıca video'nun 8.17'sindeki benzerliği kaç farklı pop şarkıda görebilirsin? üstelik 2 şarkının da aynı kısmında var bu boşluk ve müziğin tekrar girmesi.

    denk mi geldi? olabilir.

    klavye'nin bu kadar benzer olması tesadüf mü? olabilir.

    ama değilse bal gibi de alıp üzerine yazmışlar.

  • "adamın elinde olsa;
    recep'i cumhurbaşkanı.
    tayyip'i başbakan.
    erdoğan'ı genelkurmay başkanı yapacak."

  • mağarada yatağı olan bir kadının yatağındaki meni lekesi için iki orduyu savaşa sokan zihniyete de, boku yarasaya atıp olayı keramet olarak algılayan zihniyete de edeyim dedirtendir.

  • bu adam son 20 yılda iddia ettigi tezlere, verdiği demeçleri bakarak söylüyorum gelişmiş medeni bir ülkede yemin ederim meczup diye kimse ciddiye almaz iş vermez, kız vermez, askerlikten muaf tutarlar

  • annesine sorarsanız şımarık ya da yaramaz değil hiperaktiftir. zaten hiperaktivite bulunalı eşşekler çoğaldı. hanım hanım o çocuk hiperaktif falan değil bildiğin şımarık. ne pis insanlarmışsınız mına koyim.

  • çocukluğumdan aklımda kalan garip fotoğraflardan biri.
    yaşım 12-13. karşı apartmanda - ama nası karşı bak, tam bizim evin hizasında. bizim evin ayna görüntüsü gibi düşün- birlikte yaşayan fantastik bir çift oturuyor. şimdi bundan 11 sene öncesine git. bak bakalım orda birlikte yaşayan çift denen şeyden kaç tane var. çevrede yarattığı yankıyı düşün. erkek olanın adını jose mariano koymuştum. (o zamanlar yayınlanan salak dizilerden birinin jönüydü ehehea) o yüzden bundan sonra kendisinden jose mariano diye bahsedeceğim.

    şimdi bunlar çevredekilerden oldukça farklı bir çiftti. zira evli olmadıkları için, evde bir aşk havası süzülür dururdu. o yaz, açık balkon kapısından, onların hayatına dahil olmuştum. hatta sitece olmuştuk ahahaha. ama bunlardan onların haberi yoktu sanırım. çünkü öyle davranıyolardı. akşam olurdu, jose kapıdan koskoca bir çiçekle eve girer, karşı evde bir fransız güncel dizi filmi mutluluğu yaşanırdı. abla mütemadiyen jose'nin kucağındaydı. kucağa atlandıktan sonra, evde mutfaktan antreye, antreden yatak odasına doğru ışık geçişini takip etmek zor olmazdı. aynı zamanda tasarrufsever de bir çiftti bunlar.

    gene gecelerden bir gece, abla mutfakta yemek yapmaya başladı. yere kadar olan jaluzi sayesinde görünmediklerini zannediyolardı fakat biz hepsini görüyor, god bless their love diyerek ellerimizi birleştirip tanrıya yakarıyorduk. abla tezgahta bişeyler doğrarken (oha detaya gel) jose mutfağa girdi ve yemek yapan o kadına arkadan sarıldı. 1-2 sallandılar. sonra ne mi oldu? mutfaktan antreye, antreden yatak odasına bir ışık geçişi. yemekten haber alınamadı.

    bu saadet bir kaç yıl böyle sürdü. hatta üst komşunun oğlunun dediğine ve bizim de şahit olduğumuza göre (hohoahah kaçmaazz) o evde çok daha çılgın hikayeler yaşandı. diğer başka ablalar gibi. sonra, aniden evlendiler. eve bi mutsuzluk çökmüştü. çocukları oldu. aşk bitmişti. ne yemek yapan ablaya arkadan sarılma kalmıştı, ne çiçek, ne ot, ne kucağa alma ne de ışık geçişleri.

    hayatımda ilk kez bi aşkın ölümüne, bir ikilinin macerasever genç bi çiftten "amca ve teyze"ye geçişine şahit olmuştum. ilişkilere bakışımı etkileyecekti bu.