hesabın var mı? giriş yap

  • sayın mercedes-benz yetkilileri,
    sizden rica ediyorum, yalvarıyorum, ayağınıza kapanıyorum, nolur ama nolur istanbul için ürettiğiniz otobüslere, özellikle de metrobüslere standart klimalardan koymayın. biliyorum siz bunları avrupalı kafasıyla şu kadar insan biner diye tasarlıyorsunuz ama burada işler öyle yürümüyor. ha daha güçlü klima koyacaksanız da bunun için ekstra ücreti açık açık talep etmeyin, bizim yöneticilerimiz vermez o parayı. bir kılıfına uydurun alın ne bileyim. ya da normalin üç katı para isteyin, o zaman alabiliyorlar bak. elin hollandalıları sattı böyle bize, sizin ne eksiğiniz var. bir de eğer bu klimalar manuel falan çalışıyorsa o özelliği kapatın, otomatik çalışsın. bizimkiler az yaksın diye kapatıyorlar onu sanki. ya da şoförün ordaki açılır camı iptal edip havalandırma ızgaralarını azaltsanız da olur. bir de o arkadaki köşe koltuk var ya, neyse bir şey demiyorum ona da.

  • hakan şükür'ü sahnelerden kesmek için çok ciddi bir çalışma yapılmış. yanı sanırsın ki bütün golleri ümit davala falan atmış. bu biraz sınır bozucu. o golleri sanki hakem hediye etmiş gibi. üstüne hiç bir şampiyonluk kutlamasında gözükmüyor. bu artık kör göze parmak gibi olmuş. ister istemez "hakan nerede?" diye izlemeye başlıyorsun. artık konu fatih terim den çıkıp hakan şükür e evriliyor bir yerden sonra. bir insanı böyle silmek belki tarihte en son hititlerin tarihten silinmesi ile yarışır hale gelmiş. vardı olm bu adam. o kupalarda en çok gölü o adam attı. vardı hepimiz biliyoruz. adam milletvekili de oldu teröristte bu bizi bağlamaz ama bizi salak yerine koymanız biraz sınır bozucu.

  • iq'su ayakkabı numarasını geçemeyenler tarafından kendi türdeşlerinin pisliklerini önemsizleştirmek için öne sürülmüş bir iddiadır.

    yahu anlamadım şimdi ben. bu adam solcu mu değil mi bilmiyorum ama temsil kabiliyeti nedir? bir dernek/sivil kuruluş başkanı sözcüsü falan mıdır? millete ahlakçılık mı taslıyormuş? kendisi gibi olmayanları ahlaksızlıkla mı itham ediyormuş? "en ahlaklı biziz" mi diyormuş. pisliği ortaya çıkınca solcular bu adamı savunmuş mu? "solculuk düşmanları iftira atıyürrr!!!" diye ortalığı velveleye mi vermişler?

  • iner misin cikar misin yarismasinda hayvan taklitleri yapmaya calisip asansorun alcalmasiyla gorunmez hale gelen adam icin hissettigimiz duygu. simdi de kopek hav hav. simdi de horoz: uuuururuuuuuuruuuuu.

  • basın camiasının en çetrefilli konularından biridir. basın kişisini vezir edebileceği gibi, rezil de edebilir. bir sohbet sırasında, bu konuda bir hayli deneyim biriktirildiği anlaşılmıştır. e paylaşalım o zaman.

    off the record'u veren kişi açısından bu herşeyden önce riskli bir adımdır. gazeteci, öncelikle, karşısındaki kişinin bu riskin bilincinde olup olmadığını yoklamalıdır. sonra olaylar gelişir..

    -off the record, açıklayıcı olması için verilen bir bilgiyse off the record'tur.

    yani.. adam sana bir konuda birşey söylüyor. bunun gerçekliğine inanmıyorsun gazeteci olarak, anlamıyorsun ya da tereddütlerin var. çünkü anlamsız görünüyor. adam sana diyor ki. bunları yazamazsın ama şöyle şöyle gelişmeler oldu. bu nedenle o şeyleri söylüyoruz ya da mevzubahis olayın gelişme yönü, senin bilmediğin bu nedenle o yöne gitti. off the record'un çeşitlerinden biri budur.

    -off the record, gazeteciye yön göstermek için verilir.

    efendiciğime, haber kaynağı gazeteciye yol göstermek amacıyla kullanır bu bilgiyi. gazetecinin tek dikkat etmesi gereken, "kullanılıyor muyum" dur. kullanıldığını farkeder ve çıkarına uygunsa bu kullanılma biçimi, hiç takmaz gider o yöne. kullanılma-kullanma olağanüstü riskli bir iş olduğu için zaten haber kaynakları bu konuda aşırı bir dikkat gösterirler. çünkü, olay sadece gazetecinin kullanılması değil, o yazının-haberin çıkacağı gazete-tv olduğu için haber kaynağı başına çetrefilli bir bela alabileceğinin farkındadır. bu türden off the record, gazeteciye iyilik yönünde gelişir çoğunlukla.

    -off the record veren kişinin ne yaptığını bilmesi gerekir.

    yani, "ankara'da suya zehir karıştı 5 bin kişi ölecek ama bu off the record yazma" diyemez kimse.. böyle off the record olmaz..

    gelin şimdi de "off the record" denilen ama gazetecinin de ağzının suyunun aktığı, "olum bunu yazarsam ortalığım mna koyarım" diye damarlarına adrenalin hucum etmesine yolaçan bir bilgi ile karşı karşıyayız ne yaparız ona bakalım.

    1- haber kaynağı seni sınıyor olabilir. (güvenilir mi değil mi diye) kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez..
    2-haber kaynağı seni sınıyor olabilir, (haberden anlıyor mu anlamıyor mu diye) yazmamak aptallık olur.
    3-basın ilişkilerini fazlaca bilmeyen insanlar bu off the record konusunda sık hata yaparlar. yani adam ağzından kaçırmış olabilir.

    zor değil mi?

    yazıp yazamayacağını anlamanın "teknik" bir yolu yok. ruh halinden, adam ile diğer birimler ile ile ilişkilerinin durumundan hareketle, yazıp yazmamaya karar verecen artık.

    kıvırma yollarına gelince;

    1-haberin bir kısmını başkasına verirsin o yazar, "aa çorap söküldü" deyip patlatırsın.

    2-adamı ikna edersin.

    3-haberi kurumunun bir başka servisine verirsin. alakasız gibi görünür.

    4-başka bir adama söyletirsin o aynı şeyi..

    elbette bunlar kural değil.. yaratıcılığa açık bir durum, daha iyi bir kıvırma bulanlar kullanabilir.

    hadi son bir not daha: off the record denilen bir bilgiyi aldın, ağzın sulanıyor, adrenalin tavana vurdu. bu bilgi gidip de şef-editör-müdür artık herneyse o masa kişisine, "bende şöyle bir haber var ama off the record, ne yapayım" denmez. yazamayacağın haber masa kişisine söylenmez. "yaz" derler de yazamazsan, masa kişisi ben olsam ağzına...

    aklınızda, kurbağaların sindirim sistemi bilgisinin yanında köşede bir yerde dursun işte. nebiliym işinize yarar marar.

  • gel bir çılgınlık yapalım cümlesinin artık basit şeyler için ve sık şekilde kullanımı..

    - deniz soğuk mu acaba?
    - gel bir çılgınlık yapalım!
    - vaaoov!

    - akşam evdeyim ben yaa, canım sıkkın.
    - gel bir çılgınlık yapalım, taksim'e filan gidelim!
    - hoooo!

    - acıktım ben yaa.
    - gel bir çılgınlık yapalım, dürüm yemeye gidelim!
    - uuuuu!