hesabın var mı? giriş yap

  • mantıklı uygulama.

    parası olana da aşı var, olmayana da.

    burda bir adaletsizlik yok.

    hatta parası olanlar aşı olup aşı sırasından çıkartılacağı için parası olmayana daha hızlı sıra gelecek.

    destekliyorum.

  • bir adet piçin ve onu dünyanın en önemli varlığı sanan anasının haksız olduğu tartışmadır. bakamayacaksanız çocuk yapmayın. sizin piçinizin nazını da diğer insanların çekmesini beklemeyin.

  • aynen şu diyalog yaşandı demin:

    rıdvan: fenerbahçenin kendi sahasında 9 galibiyet 2 beraberliği var. arkadaşlar keşke puanıda yazsalarmış.
    güntekin: 29 puan toplamış hocam.
    rıdvan: nasıl, nerde yazıyor ?
    güntekin: 3x9=27+2=29 puan hocam.

  • arap alfabesi bizim değil arapların olduğu için son derece saçma önerme. döneceksen bir tarafın yiyorsa göktürk alfabesine dön. elalemin alfabesine yavşama

  • genelde 15 dakika içinde atış yap-saklan-atış yap-saklan ekseninde ilerleyen bir shooter olsa da aslında temel tank tasarımı dersinde okutulan bir konuyla çok alakalı olan oyun.

    şimdi bu oyunda başarılı olmak bir parça yetenek (%15) bir parça şans (%85) istiyor. adına random number generator -rng- denen ve atış yaptığınızda karşı tarafı delip delmeyeceğinize, ıskalayıp ıskalamayacağınıza ve eğer delerseniz ne kadar hasar vereceğinize karar veren bir alt işlemci sizin tüm matematiksel işlerinizi yapıyor. bunun maçta sizin lehinize işlemesi ve beyni olan takım arkadaşlarınızın olması işin şans tarafı. buraya müdahale şansımız yok. yetenek ise haritada nereye gidilecek, ne zaman hangi hareket yapılacak gibi şeylerde işliyor ama işte zurnanın zırt dediği yer yetenek de ortaya çıkıyor ve aslında oyun bu noktada tank tasarımının o en kritik sorusu ile ortak bir paydaya geliyor; bir tankın kaç kişilik mürettebatı olmalı?

    bu soru üzerinde yıllardır kafa patlatıp türlü varyasyonlar deneyen ülkeler var. işin özü şu; bir tankta sürmek, topunu doldurmak, nişan alıp atış yapmak ve bu işleri koordine ederken etrafı da gözlemleyip hedef tespiti yapmak ana işler. modern anlayışta tankı süren sürücü, topu dolduran yükleyici (veya doldurucu ne derseniz), nişan alıp atış yapan nişancı ve etrafı gözleyip bu işleri yöneten tank komutanı oluyor ve bir kişiye sadece bir görev veriliyor. eskiden bu böyle değildi mesela. modern tankın atası sayılan renault ft'de sürücü ve tank komutanı vardı. sürücü ft'yi sürüyordu ama garibim komutan kulede hem topu doldur hem atış yap hem de tanka komuta et görevleri altında eziliyordu. bu sayı sonra 3 oldu, 4 oldu hatta 5'e çıktı (telsizci) ama en optimal sayı olan 4 kişide şu anda. sovyet t-64 ve daha ötesi modellerde de otomatik doldurucuyu sayarsak mürettebat 3 kişi ve onlarda da yine herkesin yalnızca bir asli görevi var. bu arada ufak yan görevleri saymıyorum mesela sovyet t serilerinde nişancı kule makineli tüfeğini kullanıyor veya nato tanklarında tank komutanı da atış yapabiliyor nişancı yerine, doldurucu da kule makinelisinin mermi şeridini falan değiştiriyor. ayrıca tankın bakım, onarım, ikmal vs. işleri için de 4 kişi uygun bir rakam, daha azı mürettebatı yoruyor.

    neyse oyuna gelecek olursak başarısız olunmasının yetenek kısmındaki bir nedeni aslında sürücü, nişancı ve tank komutanı görevinin tek kişiye yani oyuncuya yüklenmiş olunması. oyuncu fazla görev yükü altında eziliyor. oyuncu haritada bir noktaya ilerlerken (sürücü rolünde) ekranda o anda ne varsa ona odaklanıyor ancak arkasında muhtemel bir pusu yeri var fakat ona dikkat edemiyor çünkü o anda komutan rolünde değil ve durumsal farkındalığı çok düşük (tespit edildiğinizi gösteren 6.his lambasını saymıyorum, tehlikeli yerlere odaklanmayı kastediyorum). normalde tank komutanının durumsal farkındalığı en üst seviyede tutatak etrafını sürekli kollaması ve arkasında kalan muhtemel pusu yerine odaklanıp kuleyi oraya çevirmesi gerekiyor fakat oyunda kuleyi kontrol eden de tankı süren de aynı kişi ve sürüş anında gidilen yöne bakıldığından kule aksi tarafa pek döndürülmüyor dolayısıyla beklenmedik bir yerden atış yenmesi çok normal bir durum haline geliyor. aynı şey atış anında da geçerli. oyuncu durup atış yaparken nişancı rolünde fakat yine tank komutanının fark etmesi gereken bir durumda mesela sağ tarafından çıkıp kendisine atış yapmayı hazırlanan düşman tankı göremiyor çünkü o anda rolü farklı ve sadece atış yapacağı tanka, o işe odaklanmış durumda.

    neticede çok profesyonelce olmasa da tank içi görevler konusunda oldukça yararlı çıkarımlar yapabileceğimiz bir oyun. onun haricinde yine yılbaşı moduna geçti ve hediye peşindeki kolsuzlar doluştuğu için bu aralar öylesine takılmakta fayda var.

  • - zihinler ve algılar dünyasında megadeth, metallica'dan ayrılan dave mustaine'in kurduğu grup iken, metallica dave mustaine'in ayrıldığı grup değildir. direkt metallica'dır.

    - metallica bozdu, sattı, piyasa oldu muhabbetlerine -ki yerinde muhabbetlerdir- konu olur. buradan iki şey çıkar. o kadar iyi işler çıkmış ki, o eşikte oynama olunca yıllara varan bir sohbet konusu ortaya çıkıyor ve işin tuhafı bu yine gruba konuşulurluk anlamında olumlu dönüş sağlıyor. megadeth'in bazı denemelere girmiş olsalar da müzik yapısında daha istikrarlı bir çizgisi olmuştur.

    - metallica sadece rock/metal dinleyicinin değil, tüm dünyada her kesimden insanın, tanımasa dahi ismini bildiği bir marka değeri halini almışken, megadeth biraz daha konuya ilgi duyan kesimin zihninde, dilinde yer etmiştir.

    - metallica'nın elemanlarının ıvırı zıvırı, hikayesi vs. megadeth üyelerine göre çok daha fazla bilinmektedir.

    - metallica'yı -popülerliğinin etkisi var mıdır bilmem- dinlemek/aglılamak daha kolaydır. megadeth biraz daha emek ister.

    - tarih olarak yakın işleri dinlediğimde megadeth hala daha rock duygular hissettirir iken metallica marka olmanın ekmeğini yer gibidir.

    edit:hede kapsama alanının düzeltmesi.

  • kayserili'nin eşi ölmüş,
    gazeteye gitmiş, en ucuzundan standart bir ilan vermek istemiş.

    önüne konan kağıda istediği ilanı yazmış:

    "ayşe'yi kaybettim.üzgünüm."

    ilan görevlisi ilanı görünce uyarmış,

    "isterseniz 6 kelimeye kadar uzatabilirsiniz,üç kelime daha hakkınız var"

    kayserili "aynı paraya mı?" demiş.
    görevli "evet aynı paraya" diyince ;

    kayserili üç kelime daha eklemiş:

    "satılık toyota var !"

  • adamlar peşkeş çekmeye o kadar alışmışlar ki yapamadıklarında şaşırır hale geldiler.

    ülkenin haline bak. ağlarsın.

  • fakülte neye istinaden soruşturma açıyor, böyle mantık mı olur?

    günün dahisi de gelmiş, ilahiyat bölümüyse soruşturma mantıklı demiş kafaya gel, ilahiyat okuyunca bunları kabul etmen mi gerekiyor? matematik ile, tarih ile bu bir mi?

    müfredatta antik yunan mitolojisi de var, o zaman gök gürültüsünü de zeus' un yaptığına inanmalı aynı şekilde ilahiyat okuyanlar.
    -------------------------------------------------------------------------------------------------
    ekleme; sorumun cevabı gelmiş, fakülte (bkz: halkın zihninde soru işaretleri oluşturma suçu) na istinaden soruşturma açmış. suç gibi suç gerçekten, çünkü geri kalmış halkların kafasında soru işaret olmaz, haklı adamlar.

  • insanın huzur dolduğu bir andır.
    çekoslavakyada iş aramaktan, otostopla kübaya gitmekten, evde taze fasulye yerine çin yemeği yapmaya çalışmaktan, beslemek için satılık iguana aramaktan, uzakdoğulu ya da zenci sevgili arayışından, senden başkasının okumadığı dergilere abonelik ücreti ödemekten vazgeçildiği andır.
    evet, hayat kısa ama beyhude yere yormamak lazım bünyeyi; farklılık uğruna kafayı bite sokmamak lazım.
    belki de naif değişikliklerle arada sıradanlığı kırmak daha caziptir.
    ne adamlar gördüm bir sene çinde yaşamış mesela; tek tespiti; -abi yemekleri çok kötü- oluyor. ne hayatı vasat görünen insanlar var; öyle bir keyif alıyor ki oturma odasını boyamaktan, insan onu tom sawyer sanıyor.
    fiziksel olarak ne çok güzel ne çok çirkin olmak, benzer 30 insanla aynı servise binerek aynı fabrikaya çalışmaya gitmek, gümüşlüğe bardak dizmek sıradanlık gibi gözükebilir ama alınan keyif tüm geyikliğini nötrler.
    vazgeçilebilir bir insan olduğunu fark etmek de iyi gelir bünyeye, -ben böyleyim o' lum- kaprisleri yerini belki de -özür dilerim yaaa- lara bırakır.
    sıradanlık rutine binmediyse güzeldir. kirlenmek kadar olmasa da.
    anti narsist bir eylemdir; sıradanlığın farkında olmak.

  • hastalıktan ziyade boş boş dikilmeyi sevmeyen adamın durumudur. onun yerine açar kitabımı okurum en azından o metrodaki 65 yıldır duş almayan insanlardan bir nebze olsa uzaklaşırım diye düşünmektedir. daha müsait zamanı yoktur büyük ihtimalle. işten gelir 7-8 gibi ve dinlen, yemek ye, işinle ilgili bakman gereken şeyleri kontrol et derken zaten saat akşam 11 falan olur. o saatten sonra anca 1 saat yatağına uzanıp kitap okur ama yetmez. akşam yatarken yarım bıraktığı dünyaya o boktan metroda devam eder

    bence kitap okuyan yerine okumayıp ağzındaki soğanla kavrulmuş kıyma ve koltuk altından leş gibi ter kokan ayıyı tartışmalıyız.