hesabın var mı? giriş yap

  • iki gün önce katıldığım ingilizce öğretmenlerine yönelik hizmet içi eğitim seminerinde, semineri veren kişi bir ifadenin farklı şekillerde söylenebildiğini, öğretirken saf dilbilgisine yoğunlaşmamamız gerektiğini vurgularken arada şöyle bir diyalog geçti.

    - bildiğiniz gibi bir filmi izlemişseniz bunu "i have seen this film" diye söylersiniz ingilizcede. fakat amerikalılar bunu "i saw this film" olarak söyler. içimizde amerikalı var mı?

    farklı birimden bir amerikalı öğretmen anında atılır ve:

    - ben present perfect tense'i türkiye'de öğrendim!

    diyerek bütün salonu yarar geçer.

  • vampirlerin yakaları kolalı ceket giyip dağın başına yaptırdıkları şatolarda oturduğu, arada efendi gibi inip yakalayabildiklerini emdikleri, aşk meşk işlerine bulaşmaktan imtina ettikleri efsane dönem.

    beyoğlu'na takım elbisesiz girilemeyen döneme rastlar.

  • bazı yazarlarının bile kullanmayı bilmediği bilgi kaynağı.

    bir şehrin başlığına gidip "gelecek hafta gideceğim şehir. neler yapılır bilenler yeşillendirsin." diye yazan embesiller var.

    ulan sığır, o başlık orada niye var?

  • başıma bişey gelmeyecekse taktir ettiğim hareket. şimdi peşinden gelen 2-3 araba var, ya trafiği tehlikeye sokup kovalamaca devam edecek, bu da olası kaza demek. ya da herifler şoförü yakalayıp hastanelik edecekler. en iyi ihtimalle birisi yaralanacak. bu durumda ise o yöndeki trafik bir kaç saat kapanacak. en kötü ihtimal olan can kaybı yerine trafiğin kapatılması en doğru hareket bence.

  • avusturya viyana;

    kira: 800 € / ay (2+1 77 m2, meidling)
    ısınma, sıcak su, ocak ve bilimum elektrikli ev aleti için gereken yılllık elektrik giderinin hesaplanıp aylığa bölünmüş haliyle: 89 € / ay
    su: kira içinde
    internet: 30 € / ay (75 mbit, sınırsız)
    telefon: 10€ /ay (internet abonesi olunca avantajlı oldu)
    tv vergisi: 25 € / ay
    ev sigortası : 6 € / ay
    amazon prime: 8 € / ay
    privat kindergarten: 190 € /ay
    ulaşım: 365 € / yıl
    araba : -

    alışveriş: ~600 € / ay (3 kişilik bir aile için)

  • 93-94 yılları. bizim mahallede bir nuri vardı benden birkaç yaş küçük. sık sık saçını buzağı yalamış gibi tarayıp gelir "abi abi ben brucelli'ye benziyom mu?" diye sorardı. (bkz: bruce lee) biz de güzelinden bir s.ktir çekerdik. ne geri zekalı çocuktu lan..

    not1: brucelli yazıldığı gibi okunur.
    not2: nuri büyümüş sözlük yazarı olmuş, nereden nereye..

    debedit: nuri geçmiş güzel günlerin hatırına başlığı başıma yapıp gitti. paylaştığı fotoğraf başkasına ait olabileceği için buraya eklemiyorum. dersini aldığını umarak nickini de yazmıyorum. soru başlık, sözlüğü forum gibi kullanma ve kötü trolleme denemelerinin sözlükte patladığı bu günlerde umarım gereken mesaj biraz olsun alınmıştır. bak nuri, bunu senin ve senin gibi sözlüğün içine eden diğer yazarlar için yaptım: nuri gibi olma

  • - bisssssiii kandırdııı...bisssssiii aldattıı...bissss sssskkiiceesssss onuu..
    - xanax yazdım 2 kutu..
    - tessssssekkurrr ederissss....

  • uysal ve efendi durduğuna aldanılmaması gereken bir hayvan olan atın tersinin ne kadar tehlikeli olduğunu bizlere gösteren olay.

    çizgi filmlerde karakterlerin fırlarken çıkardıkları ses çınladı kulağımda.

  • (bkz: #67704915)

    işte bu zihniyet yüzünden yeni mezunlar iş bulamıyor, insanlar üç kuruş paraya çalışıyor çünkü iş veren ne olursa olsun kendine bu kafada bir köle bulacağını biliyor. bu nedenle çalışana değer vermiyor.

    zaten ülkede her iş niteliksiz adamların elinde. bak diyorsun şu dilleri biliyorum, şu okuldan mezun oldum, şurada 4-5 ay stajımı yaptım. başlangıç seviyesinde işe girebilirim. adam diyor ki tecrüben yetersiz. ulan amın oğlu başlangıç seviyesinde gircem işte diyemiyorsun çünkü şu yukarıdaki entryi yazan adam tüm öğrencilik hayatını köle gibi yaşamış.

    işveren olarak başlangıç seviyesinde potansiyel gördüğün adamı işe alırsın. yeni mezundur bu adam ama eğitimi iyidir. bu adam benim şirketim için gelecekte değerli bir eleman olacak dersin. biraz sabır gösterirsin. ilk başta düşük ücret verirsin. yatırımı az yaparsın. istediğin adam olmazsa zam yapmazsın zaten. işin temeli budur.

    öyle bir durumdayız ki 1-2 yıllık tecrübe başlangıç seviyesi oluyor. yani adam diyor ki 1-2 yıl para almadan köle gibi üç kuruşa çalış, sigortan bile olmasın. sonra iş bulursun. insanlar da buna tamam diyor, hatta utanmadan burada öğüt olarak yazıyor.

    eğitime değil, köleliğe daha çok önem verilen bir iş hayatında da herkes eğitimini almadığı işi yapıyor. sonuç bugünün türkiyesi işte. hiçbir alanda ortaya değerli bir şeyler koyamıyoruz...

    yok gerekirse üç kuruş paraya çalışacakmışsın, yok gerekirse mobbing'e bile tamam diyecekmişsin. al işte kafa yapısı bu. köleler, başka bir şey değil. beş para etmez bir zihniyet.

    unutmayın bir kere yaşıyorsunuz, kendinizi olabildiğince bu zihniyetten soyutlayın.