hesabın var mı? giriş yap

  • ben kendime böyle bir öğüt verebilseydim eğer şunları söylerdim, kaşlarımı çatardım, sinirle söylerdim aynen şöyle;

    'dümbük,

    sen şimdi ölsem de kurtulsam ne bitmez derdim var diyorsun ya şu ergen halinde, sen daha üzüntü nedir bilmiyorsun inan, sen daha ne acılar, ne ölümler, ne kaybedişler yaşayacaksın hayatında.

    liseyi bitir, sonra defol git yurtdışında üniversite oku, sakın geri dönme, burda aylarca iş ararsın, orda işini bul çalış. sakın aşık olma. birine bağlanmak gibi bir hata yapma. gez,dolaş,eğlen kimseyle uzun süre görüşme. baktın aşık olacak gibisin, baktın onsuz hayatın kötü oluyor, anında bırak. arkana bile bakma. yıllarının ne kadar çabuk geçeceğini unutma, üzülüp dövünene kadar yıllar geçecek, pişman olacak kadar vaktin yok. para, hiç bir zaman mutluluğun tek sahibi olmuyor, para kazanmak için yaşama, mutlu olmak için yaşa. 27 yaşına geldiğinde 17 yaşındaki aklım olsaydı dememek için, unutma; hiç bir şey için, hiç kimse için 1 günden fazla üzülmeye değecek hiç bir şey olmuyor hayatında'

  • acik ve net. annem annem diye aglayani ve anasi yuzunden surekli bosanma ile tehdit edeni kapinin onune koyacaksin. sanki bir onun anasi var amk, sanki biz piciz. ben niye bu kadar sinirlendiysem, hic.

  • kapısında mülk allahındır yazar ama daire sahipleri miras konusunda kavga edip birbirini öldürür.

  • olay anının görüntüsü

    ömer faruk gündoğdu 5 yaşında..
    dedesinin elinden tutup karşıdan karşıya geçiyordu
    sonrası bu malum görüntü
    hastaneye kaldırılan küçük çocuk kurtarılamadı
    yani şu kazayı yapabilmek için afedersiniz ileri düzeyde kör olmak lazım

    bu arada şoförün cinsiyetini özellikle yazmadım
    siz tahmin edin...
    zira ben yazarsam cinsiyetçi olmakla suçlanacağım..

  • ben bedava bir şey istemiyorum. hele sus payı hiç istemiyorum. sadece ödediğim paranın hakkını istiyorum. bir daha deprem olursa benim hattım kesilecek mi kesilmeyecek mi? enkaz altında kalırsam birilerine ulaşabilecek miyim yoksa öyle kurbanlık koyun gibi ölmeyi mi bekleyeceğim? bunların cevabını istiyorum.

  • anne babalık evlilikle bağlantılı olmadığı için çocuğuyla ilgilenmek zorundadır. ona zorunda değil buna zorunda değil diye diye insanın ahlakı olmadığında sadece akılla hayvandan hallice olacağını unutmamak gerekir. kişi çocuğuyla her koşul altında ilgilenmeyecekse, baba olmayı sikinin keyfine bir durum olarak görüyorsa o zaman hiç bir şekilde baba olmamalıdır.

  • emlak balonu nedir biliyor musunuz?

    geçen gün bir tane ilan gördüm, yerini de söyleyeyim hatta istanbul şirinevlerde metroya yürüyerek yirmi dakika mesafede. kötü bir semt yani bilen bilir. ev de çok yeni durmuyor. piyasa araştırması yapıyorum sadece nerede ne görürsem bakıyorum bilgi ediniyorum.

    neyse aradım adamın eşi oradaymış gel eve bakalım dedi. girdim eve, banyoda duşakabin yok, mutfakta mutfak dolabı yok. yerler zaten fayans parke değil. bir de kat kaloriferi. salonda soba duruyor. ev en az yirmi yıllık. 2+1 leş bir ev. gözünüzde canlandırın yani. kadına dedim ki ablacım bu evin bayağı bakıma ihtiyacı var, dolap yok bilmem ne yok. tabi dedi, herkes kendi zevkine göre yaptırır evi dedi. işte tabi herkes kendi zevkine göre yaptırır evi cümlesini söylerkenki özgüven var ya hani, ben ev sahibiyim özgüveni, ev bu kardeşim işine gelirse özgüveni, ben aslında şark kurnazının cahilin önde gideniyim ama benim evim var özgüveni, işte o özgüvenin sebebi bu emlak balonu. ve o özgüven emlak balonu.

    kiralık veya satılık ne kadar ev sahibi gördüysem istisnasız hiç biri mi adam çıkmaz. hep bana mı denk geliyor arkadaş hepsi mi eşşek olur. bıktım yeminle, bu insanlarla anlaşmaya çalışmaktan aynı dili konuşmak zorunda olmaktan bıktım.

    şuan oturduğum evin sahibi beyfendi de iki yıldır evi yaptırcam diye oyalıyor bakalım. çıkamıyorum da evler ebesininki kadar pahalı. nolacak böyle bilmiyorum. köyde kentte üç beş tarlası olan sattı istanbulda müteahhit oldu, kendi işinin terimlerini öğrenemeyip iki kira debosot dedi ama biz yıllarımızı eğitime verdik istediğimiz semti bırak istemediğimiz semtlerde bile istediğimiz evlerde oturamadık. ev ulan ev. içimize sinen eve bile oturamıyoruz. ben böyle ülkenin de emlağının da balonunun da amasını avradını.

    düzenleme: bir takım imla hataları.

    yıllar sonra gelen edit: sırf istanbuldan kaçmak için doğuya yerleştim. hatta bayağı doğu. ilk defa geldiğim yerler, ilk defa gördüğüm kültürler.

    size şöyle kısa ve öz cevap vereyim; bir yıl oldu, terörden dolayı ölümle burun buruna da geldim, yanıbaşımda bombalar da patladı, çatışmalar yaşanırken teröristlerin sesini duyacak kadar yakında da bulundum ama yine bir kere bile pişman olmadım. istanbul öyle bir yer.