hesabın var mı? giriş yap

  • kahkaha krizine sokan tarihi karikatürün sahibi.

    osmanlı dönemi kıyafetleri ile fesli sarıklı 4 kişi;

    - hay mına koyiim yararlı cemiyette takılıyorum diye haftalardır zararlı cemiyette takılıyormuşum lan. oğlum niye uyandırmıyorsunuz adamı vicdansızlar...

    + abi valla biz de karıştırıyoruz hep... zararlılardan birtek mavri-mira'yı biliyorduk... biz de mi zararlıymışız?...

  • bak bu adama, turk takimlari igrenc oynadigi her donem ve shaktarın iyi gittigi her periyot sonu ovguler duzuluyor ya.

    hep birileri çıkıp şunu diyor, degerini bilemediniz, bu adama ffutbol cahili dediniz, bu adam dunyanin en iyisiydi bilmemne.

    degil mi?

    hah işte var ya bu adam seneye 3 buyukten birine gelsin (ozellikle bjk bu konuda daha önde bence artık), 2 derbi kaybetsin, 3 beraberlik alsin, takim biraz sendelesin ve biraz defansif oynasin,

    o bugun degerini bilemediniz diyenler çıkıp da; "bu muymuş dahi? bu muymuş profesör? o futbolcuyu solda oynatan adama ben teknik direktor bile demem, istifa et bunamış adam"

    demezse ben de ne olayım.

    ülkem insaninin reflekslerini artik iyice kavradim. sik gibi ülkeyiz bu yüzden. cacık olmaz bizden.

  • bir omre yetecek kadar buyuk hayalkirikligi, bir daha asla kimseyi sevemeyecegim korkusu, insani kendinden utandiracak kadar cok "belki bana doner" umudu, donmeyecegini bilmenin agirligi, unutmanin zorlugu, ozlemenin kahri, hatirlamanin yogunlugu, suskunlugun gurultusu, aglamanin hafifligi, gecenin koyulugu, gunduzun anlamsizligi ve yasandikca farkina varilacak bir suru sey..

  • devlet bahçeli'nin ahmet hakan ile olan röportajında bulunan vecizesi.

    bu nasıl bir sığ bakış açısı çözemedim. ciddi ciddi bir parti başkanı bu şekilde konuşmamalı. toplum önderisin sen ya. hayır arada bir fark mı var çinli ile koreli arasında demiş. oldu her çekik gözlüye saldıralım.

    zaten röportajın tamamında genel bir boş konuşma genel bir vurdumduymazlık farkedeceksiniz.

    hayır seçime kadar mhp için belki bir umut vardır diyordum ama, artık son dönemde çok fena saçmalıyorlar. durmadan atar, durmadan suçu başkasına atma.

  • csi tarzı filmlerin vazgeçilmezlerinden biri de görevli polis memuru veya dedektifin bizim hayatımızda duymadığımız en zırt kimya formülleri hakkındaki bilgi birikimini durduk yere ortaya dökmesidir.

    - dedektif, olay yerinde bu tişörtü buldum..
    - şunu görüyor musun.. potasyum permanganat.. dostum bu şey koca bir boğayı beş saniye içinde öldürmeye yeter.. hmm.. peki neden gömleğine bulaşmış olsun ki ?

    - dedektif şuna bir bakmanız lazım..
    - boya kazıdıkça çıkıyor. magnezyum stearat.. suyla birleşimi patlayıcı etki yapar.. peki neden boyada stereat kullanmış olabilirler ki ?

    - dedektif buna göz atmak isteyeceksiniz..
    - şunu gördün mü.. sodyum hipoklorit... bildiğin çamaşır suyu. peki renklilerde neden çamaşır suyu kullanmış olabilirler ki ?

  • bir insanın sahte deliller ve tanıklar ile tamamen yasal yollar kullanılarak ayrıca bu yolları kullanan kişilerin üst düzey memurların olduğu, hakiminden savcısına, polisinden amirine kadar herkesin yapay bir suçlu yaratma çabasını günümüz açısından değerlendirip izlemeniz gereken muhteşem bir hukuk rezaleti belgeselidir.

    belgeselin ilk bölümünde şu vurucu cümle bir hukukçu olarak beni benden aldı. şöyle ki; '' mahkemeler bir insanın masum olup olmayacağını araştırmak yerine suçlu olup olmayacağını araştırması, işte bu çok saçma ''.

    gerçekten de öyledir. masumiyet karinesine göre herkes suçu ispat edilene kadar masumdur. ancak özellikle ülkemiz dahil olmak üzere bir çok ülkede mahkemelerinde sanıkların doğrudan suçlu muamelesi görmesi alışılagelmiş bir gelenek, teamül halini almıştır.

    şu anda dahi ülkemizdeki canlı örnekleri gündemi meşgul etmekte. fetö terör örgütü operasyonlarında alınanların tamamı suçlu muamelesi görmekte hatta onu da geçtim sosyal medya platformundan yazdıkları eleştiri yazıları dahi '' ülkeyi bölmek veya ülkeyi bölmeye çalışanları övmek '' gibi saçma bahanelerle suçlu sıfatı verilmektedir.

    ortada masum olduğuna dair suçlu olduğuna kıyasla daha fazla maddi delil olmasına karşın kişiler yalnız bir beyanıyla suçlu ilan ediliyor. hatta şunu söyleyebilirim ki; nefret ettiği komşusunun fetöcu olduğu yönünde karakola şikayette bulunan kişi sırf nefret ettiği için yalan beyanlarda bulunup kişiyi delilsiz tutuklanmasına sebebiyet veriyor.

    işte gerçek '' nefret suçları ''nın bunlar olduğu kanısındayım.

    belgesele gelecek olursak tamamen gerçek dışı ancak yasal zemine oturtulmuş deliller ile insanların hayatlarının nasıl değişebileceğini, hakim-savcı-polis gibi soruşturma ve kovuşturmada görevli olan kişilerin istedikleri kişilerin hayatını nasıl da bitirebildiklerini görüyoruz. yani '' görevi kötüye kullanma ''nın masum insanları bir katile bir tecavüzcüye bir hırsıza bir teröriste nasıl dönüştürebileceğini izliyoruz.

    bu dizi mevcut hukuk sistemlerinin altyapı eksikliklerini gün yüzüne çıkartıyor. hukuk sistemlerini daha detaylı sorgulamanız için sizi yönlendiriyor. her şeyi geçtim hukuka ve yargıya olan güvenin asla tam olmaması gerektiği konusunda saflığınızı sizden alıyor.

    harika bir belgesel ve bu belgesel hakkında bu kadar az entry girilmesi ve izleyen kesimin azınlığı beni şaşırttı.

    lütfen izleyin...

  • güzel kızın alışık olduğu bir harekettir. asıl çirkin kıza yol ver de gününün güzel geçmesine vesile ol. belki seni uzun süre unutamaz çünkü bana da bir keresinde, sanırım 2002 kışıydı, birisi yol vermişti de hala bazen onu düşünür mutlu olurum.
    (bkz: you made my day)

  • edit: şunun devamını içerir (bkz: #88450809)

    ister web yayıncılığı ister uygulama içindeki reklamlardan isterse de youtube videolarından olsun ingilizce içerikle elde edilmesi gereken kazançtır.

    sebebi basit, en çok reklam veren, en çok reklam rekabeti abd'de. şuradan görebilirsiniz. aynı süreç içerisinde hangi ülkeden ne kadar reklam geliri geldiğini, tık başı en yüksek kazancın hangi ülkeden olduğunu görebilirsiniz. türkçe içerik üretmek adsense açısından son zamanlarda iyice leşe dönmüş durumda.

    ingilizce içerik üretilecek peki nasıl?

    - bir youtube kanalı açılarak ruhi çenet videolarını ingilizceye çevirip, seslendirip, resimler eşliğinde her gün videolar ekleyebilirsiniz
    - bir web sitesi açıp popüler konularda ingilizce içerik üretebilir, sosyal medyadan trafik çekmeye çalışabilirsiniz.
    - abd'deki insanların ilgisini çekecek bir applikasyon geliştirip app store'larda yayınlayabilirsiniz.

    bütün seçenekler için öğrenmeniz gereken bir şey var. (bkz: seo)
    insanları içeriğinize ulaştırma sanatı diyelim. video üretiyorsanız insanların arattığı kelimelerde videonuzun üste olmasını nasıl sağlayacağınızı öğrenmeniz gerekiyor.

    bir web sitesi açtıysanız google'da bu sitenin istediğiniz kelimelerde ilk sayfalarda olmasını sağlamalısınız.

    seo ile ilgili özellikle yabancı içerikli kaynakları takip etmelisiniz, türkçe kaynaklar size doyurucu bilgi vermez, seo hizmeti almaya sevketmek için hazırlanmış sitelerden seo öğrenemezsiniz.

    başlık altında sonraki günler yazacağım şeyler web sitesi yayıncılığında seo kriterleri ve sitenize nasıl trafik çekebileceğinizle ilgili olacak.

    başlığı takipe alabilirsiniz.

  • izmir depremi sonrası manavkuyu mahallesi 275/b sokaktaki karagül apartmanında yaşayan bir kişi depremde binası yıkıldığı için digitürk üyeliğini iptal etmek istiyor.

    cayma bedeli olarak 483 tl ve dekoderi geri veremedigi için dekoder parası isteniyor digiturk tarafından. gel de yıkılan binada sen bul kendi dekoderını digiturk bu ne aymazlık ne iş bilmezliktir.

    görsel

    rezalet gibi rezalettir pes!

    edit1: olay medyada da yer almıştır , destek için teşekkürler haber linki