ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
güzel giyinmeyi başaramamak
-
var böyle bir şey evet.
cüzdanla alakalı olabilir elbette ama dün gece aklıma ne geldi bak:
şimdi çocukluğunda başkalarının eskilerini giyenleriniz olmuştur. heh ben de öyleydim işte.
güzel olayım, güzel görüneyim diye giyinmeyi çok sonradan öğrendim ben. kıyafet vücudu örterdi bana göre. olsun yeterdi.
benim için güzel olması diye bir şey yoktu, olması vardı, o önemliydi.
hal böyle olunca insan neyin güzel olacağını bilemiyor, güzel olanın içinde kendini rahatsız hissediyor, eğreti duruyor. belki o yüzden hala güzel görünmüyorumdur. o yüzden beceremiyorumdur.
belki de çok fazla görünmez olayım duası ediyorum ondandır.
leman penguen ve uykusuz'un pasifliği
-
(bkz: korku)
evet, tek sebebi korkudur.
ufak bir kıvılcımla o dergileri basabilecek, fransa'dakinin aynısını, hatta daha fazlasını yapabilecek binler var bu ülkede.
(bkz: ehlisünnet tv'nin ateistleri korkutan videosu)
sanmıyorum ki duyarsız ya da duygusuz olsunlar.
sonuçta ölüp gidenler meslektaşları, beraber zamanında ortak dergi bile çıkardıkları insanlar.
ama bu ülke öyle bir hal aldı ki artık, yitip gitsen, faili meçhul olsan bile ardından hakkını savunacak yok.
bu ülkede artık ölüp gidenleri bile ardından yuhlatan insanlar var.
bu ülke katillerin, hırsızların kollandığı bir yer.
temkinli davranmakta haklılar.
ekleme: dakika 1, gol 1. aha buyur.
(bkz: vahdet yazarının penguen dergisini tehdit etmesi)
bu sene elektriğe başka zam yok
-
allah razı olsun zaten iki ay kaldı
stalin'in kars ve ardahan'ı istemesi
-
ikinci dünya savaşı sonrasında yapılan konferanslar sonucu galip devletler pastayı bölüşmeye başlamıştı. stalin de boğazlarda hak talep edip doğudaki 6 ili işgal etmek istedi. ingilizler rusların boğazlardaki taleplerine karşı çıktı fakat türkiye'nin doğusundaki iller meselesine karışmadı. doğuda bir rus işgali tehlikesi gören türkiye çareyi kore'ye asker gönderip nato'ya girmekte gördü. bence o zamanlar yapılabilecek tek seçenek buydu.
türkiye'den çıkacak nba takımlarına isim önerileri
19 aralık 2020 saray'daki ziyafet görüntüleri
-
iki duble icseler aslinda cok daha iyi olacak ortamlari farkinda degiller :)
youtube'daki 478 saatlik video
-
yarısında çıktığım video. iki haftam boşa gitti.
marquis de sade
-
ah bir de şu lafı var ki hak vermemek elde değil yani:
"insanlar arasındaki en doğal hal savaş halidir"
bakkala 11 kişi top almaya gitmiş efsanevi nesil
-
naylon poşette top sektirip, patlak topu kafaya takan nesildir.
türkiye tarihinin en trajik olayı
bireysel emeklilik
-
cehalet başka birşeydir, herkes her şeyi bilecek veya anlayacak diye bir şey yok, bunda kınanacak bir şey de yok, ama hayatta kalabilmek için her insana bahşedilmiş bir muhakeme kabiliyeti herkeste vardır.
gelin sokrates usulü bir tartışma yapalım
ortada 3 tane taraf var
- devlet
- emeklilik şirketi
- birey
bunların üçünün birden kazandığı bir sistem olabilir mi ya da sürdürülebilir mi?
olamaz diyorsanız bu yukarıda yazdığım 3 tarafı kazanması muhtemel olanlar ve kaybetmesi muhtemel olanlar diye ayırın, cevabı bulacaksınız.
milli takımın izlanda'ya alınmaması
-
kurt kışı geçirir, yediği ayazı unutmaz.
5 bin 500 tl maaş için genç bir kızın yaşadıkları
-
mesele kahve teklif edilmesi değil, "muhtaç" durumda olduğu düşünülen bir insanın mevcut durumundan faydalanılmaya çalışılmasıdır. işe alım konusunda size göbekten bağlı, avucunuza düştüğünü düşündüğünüz bir insanın çaresizliğinden faydalanılmaz. belli ki "kahve teklifini" kabul edecek bir aday çıkana kadar işe alım mülakatları devam edecektir.
bu normalleştirilecek bir hareket olmadığı gibi oldukça çirkin bir tavırdır, aklınızı başınıza alın.
"yakışıklı olsaydı", "zengin olsaydı", "şöyle olsaydı, böyle olsaydı" gibi varsayımlara dayalı olasılıklar kişinin karakteriyle alakalı bir durumdur, kişinin kendisini bağlar.
hugo'da küfreden çocuk
-
vukuatın bir canlı tanığı olarak, tolga abimizi gerçekleri itiraf etmeye çağıriyorum buradan. yemin içiyorum ki kulaklarımla duydum o veledin "hugo'nun a. koyayim" demesini. tolga abi' nin" aaa sen nasıl konuşuyorsun, çok ayıp " çıkışına müteakip bebe" senin de a. koyayım" demişti. arkadaşımla birbirimize bakıp, o heyecanla televizyonun içine giriyorduk resmen..
büdüt: bu konuda, savaş gazileri röpörtajı tarzı bir belgesel teklifine açık olduğumu belirtmek istiyorum. başıma bir şey gelmeyecekse eğer..*