ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
beni öldürmeyen şey, küçültür - süper mario
muhteşem yüzyıl
-
--- spoiler ---
mahidevran'ın kanuni'ye yüzüğü neden hürrem'e verdiğini sorduğu ve surat astığı sahnede anladık ki padişah da olsan hatundan trip yiyorsun arkadaş. türk erkeğinin kaderi, türk hatununun geleneği bu. bak ucu saraya dayanıyor.
--- spoiler ---
(bkz: bu devirde kimse sultan değil)
ging chaat goo si
-
jackie chan'in 1985 yılında çektiği, bizim televizyonlarda defalarca oynayan harika film. türkçe adıyla polis hikayesi.
filmin başında jackie'nin otobüs durdurma sahnesi tango ve cash filminin başında tango tarafından tırı durdurmak için aynen çekilmiştir.
motora çarpıp kaçan kadın ve meriç
-
bayan lan orman çocuğu arabayla dikkatsizce umursamadan motorsikletliyi öldürmeye hakkı var. neden? bayan lan bayan anlamıyor musun?
keşke iş sadece tutanak tutmak olsa. bir şekilde halledilir ama kadın resmen adamın canına kast etti. muhtemelen çarptığını bile anlamadı.
bir sabah kırk erkekle birden uyanmak
-
(bkz: askerlikte ilk sabah)
preet bharara
-
kuzenim tarafından kendisine şiirler yazılan insan.
(bkz: kuzenim yazmış)
kutudaki paralar yandaşlara saçıldı,
reza gilin önünde bütün yollar açıldı,
tapelerin üstüne soğuk sular içildi,
tam ümidi kesmişken çıkageldin bharara
sen bunları bilmezsin, hepsi birer engerek,
bize de senin gibi yiğit savcılar gerek,
istersen sana burdan fındık fıstık gönderek,
jack daniels'ın yanında biraz yerdin bharara
ebru bugün yalıda karaları bağlamış,
demir atmış yalnızlığa, içli içli ağlamış,
miami'nin adaleti kılıncını yağlamış,
dolce vita hayata ayar verdin bharara
garip reza mahpusta, beli göçmüş ranzada,
oysa ki gezecekti roma'da fransa'da,
havuz medyası seni paralelci sansa da,
diğer yüzde elliden hürmet gördün bharara
halı saha replikleri
mutluluk
-
bu entrye yolu düşenlerle paylaşma arzusunda olduğum ilginç bir hakikat de pek çok dilde "mutluluk" sözcüğünün şans, baht, talih ve hatta kader gibi sözcüklerle ya birebir aynı olması, ya da etimolojisinde bu izleri barındırmasıdır.
hint avrupa dilleri'nde bu pek bir nettir: misal almanca’da glück bugün hem mutluluk, hem de şans anlamındadır. keza italyan, ispanyol ve portekizliler’in mutluluk yerine kullandığı kelimeler (sırasıyla felicita, felicidad, felicidade olacak) hep latince “felix” gibi köklerden uzanırlar bizlere, ki talih, baht anlamları da aynı kökün içindedir. fransızca mutluluk demek olan bonheur’ü ise modern dile rahatlıkla “iyi talih” şeklinde çevirebiliriz. ingilizce’ye gelince, happiness kelimesinin middle english’teki “hap” kelimesinden evrildiğini anlatır bize sözlükler ve perhaps, haphazard, to happen gibi kelimelerde de kendini belli ettiği üzere, “hap” başa gelen şey, şans anlamındadır. son olarak sevgili türkçe’ye dönersek görürüz ki, “mutluluk” kelimesi sonradan üretilmiş köksüz, acayip bir kelime olduğu için, şansla, talihle, kader kısmetle bir alakası yoktur, fakat en azından (farsça asıllı) bahtiyar kelimesi açık açık baht’tan türememiş midir?
bu saydığım ve bir de aşina olmadığım daha kimbilir kaç dildeki mutluluk-talih bağlantısı mutluluğun insan arzu ve iradesinin çok dışında, ancak fortuna’nın döngülerinde, bahtın rüzgarlarında, kaderin cilvelerinde bir yerlerde denk gelinebilecek bir mefhum olarak algılandığı çağların ürünü olsa gerektir. mutluluğun, ilahi lütuflarla değil de bireysel tasarrufla ulaşılabilecek ve hatta ulaşılması gereken bir hak olduğu fikrinin yaygınlaşacağı aydınlanma çağı’na daha vardır.
sözlerimi şu bilgi parçasıyla nihayetlendireyim ki, amerika ve avrupa’da yapılan araştırmalar kişinin hayatında başına gelenlerle öznel mutluluk düzeyi arasında öyle beklendiği kadar kuvvetli korelasyonlar bulamıyorlar. talih ve mutluluk öyle görünüyor ki atalarımızın varsaydığı kadar özdeş değiller, en azından asri zamanlarda, en azından batı alemlerinde...
sesinden tiksinilen şarkıcılar
-
internetimizin geç bağlanması sonucu epey bir süre radyo dinlemek durumunda kaldım. kesinlikle dayanamadığım tek bir şarkıcı vardı o da oğuzhan koç ve hangi radyo istasyonunu açsam en geç 2 şarkı sonra o geliyordu ‘kendime sardımmm’ diyerek. tamam tiksinmek biraz abartı olabilir ama bana göre rahatsız edici bir sesi var. hani espirisine telefonda sesimizi değiştirmek için elimizle burnumuzu kapatırız sinir bozucu bir ses çıkar. işte tam öyle bir sesi var ve bu adam o sesle para kazanıyor. helal olsun.
60 yıldır banyo yapmayan adam
-
ayıp eden adamdır.
benim muhabbet kuşu bile suluğundaki içme suyunu kullanarak pazar günleri banyo yapıp bizimkileri seyrediyor.
hatay usulü dönerin ankara'yı istila etmesi
-
dandik ve az gramajlı etin üstüne patates ve sos basıp kaktırmak kolay olduğundandır. piyasadaki hatay dönercilerin %95i böyledir.
koç üniversitesi'ndeki pikachu
-
(bkz: je suis pikachu)
gollum diyeti
-
sahsen yaptigim bütün diyetler gollum diyetine dönüyor bir süre sonra:
- yiyecegissss. inci'nin önünden geçerken profiterol alacagissss.
- hayir hayir, rejimdeyim ben, yemeyecegim.
- bunu yedikten sonra aksam yemek yemeyisssss. eve kadar da yürürüsssss
- olmaz! bir bozunca sonra toparlanmiyor öyle kaliyor
- kendimisssi ödüllendirmemissss gerek kiymetlimisss. kaç gündür rejim yapiyorusssss. hem aç karna rejim yapilmassss
bu durumda gollum diyeti'ni "iki ögün arasinda rejim yapmak" olarak açiklayabiliriz.