hesabın var mı? giriş yap

  • khk ile ihraç edilip ardından temize çıkan ama nedense işe iadeleri gerçekleşmeyen on binlerin olduğunu bilmeyenler bu ne iş diyor.

    doktor'un ataması akrabası khk'lı diye yapılmıyor ama şaban dişli elçi, adil öksüz'ün yeğeni belediye başkanı, kavakçı ailesi maaile devlet görevlisi, bekir pakdemirli bakan olabiliyor.

    edit: doktor değil öğretmenmiş.

  • bu soruyu soran insanın dedelerinin, halkı sömürerek kurduğu ve yabancılara toprak peşkeş çekilen saltanatın çökmesine vesile olan kurtuluş mücadelesinde yer aldılar. evde de istiklal madalyası duruyor, yeterli mi?

  • birkaç sığır tarafından rahatsız edilmiş. belli ki yeni beslenmiş, sessiz sakin sindirimini gerçekleştiriyor (birkaç ay falan sürer).

    yemeğin üstüne bi çay koyup televizyonun karşısına geçsen, sonra biri seni kürekle dürtse hoşuna gider mi? bence bu videoda yılan haklı.

  • akbank'ın ekrana sığmayan logosunu gördüğünde; bankanın işlem genişliğini, hizmet kalitesinin büyüklüğünü, uzun ömürlü kullanımını anlayan varsa gelsin beni siksin diyorum.

  • 13 yaşında olup 28 kişi tarafından tecavüze uğramak ve güvendiği devlet erbaplarının ona "kendi isteğiyle yaptı" demeleri. işte bu yara kapanmaz.
    (bkz: n. ç.)

    edit: başlık başa.

  • bunlar pro dilenci. t1 tramvay hattında takılıyorlardı. özellikle turistlerden aldıkları banknotları salisede cebe indirir baba. o torbadaki pet şişe sayısı sabittir.

    edit: dilenci demeyeyim, performans sanatçısı.

    edit 2: tramvay zaten bu.

  • ben çağdaş bir ebeveynim arkadaşım! her ne kadar çocuk daha çağdaşlığımı gösterebileceğim yaşa gelmediyse de ben kendimi biliyorum. çocuğumla arkadaş olacak, onunla dertleşecek, gece gezmelerine birlikte çıkacağız bunları biliyorum, ben çağdaş bir babayım arkadaşım.

    ama ne oluyor, nasıl oluyor bilmiyorum ama benim de dahil olduğum geniş bir çağdaş baba grubu yeni doğan çocuğunun kırkı çıkana kadar (kırkı çıkmak) hurafelerin esiri oluyor ya da bir tek ben böyleyim ama genelleme yapınca kendimi daha rahat hissediyorum. aman çocuğun üstünden bir şey verme, kırkı içinde her banyo suyuna saçı güzel olsun diye tarak, el işi güzel olsun diye tığ koy, banyo suyunu elekten geçir su kırk delikten geçsin, kovaya yumurta kabuğundan kırk kere su doldur bahtı güzel olsun. bezlerini gece atma, çamaşırlarını gece dışarıda bırakma, burnunu sık burnu güzel olsun, kulağının üstüne yatır kepçe olmasın ve daha neler neler. çağdaş baba olma yolundaki ilk adımlarımda hurafelerin bayrak taşıyanı oluyorum farkında değilim.

    aynı çağdaş baba yine aynı hurafelerin izinde. resmen kayınvalidem ile hurafe yarıştırıyorum. o diyor ki “bizde çocuğun kırklık suyuna tuz konmaz, ben diyorum ki yanlış biliyorsun azıcık tuz koyup koltuk altına ayaklarına süreceksin ki ayakları, teri kokmasın. o diyor ki çocuğun göbeğini boş bir alana göm içi ferah olsun ben diyorum ki hayır üniversite bahçesine gömelim ki bir ayağı okulda olsun. kendimi tanıyamıyorum, gece kayınvalidesi ile oturup çay içerken hurafe tokuşturtan bir oldum.

    ben çağdaş bir ebeveynim arkadaşım, çocuğun kırkı içindeki banyo suyuna soğan kabuğu koyup, “duruluk, geldiği yere gitsin murdarlııık” diyecek biri değildim. biraz daha büyüsün bakalım, sanırım içimdeki çağdaşlık henüz açığa çıkmaya hazır değil.

  • benim çok sevdiğim arkadaşımdır.

    turgut özal zamanında bulgaristan'dan ailesiyle birlikte göçüp gelmiştir buralara.

    maddi imkansızlıklardan dolayı liseye başlayamaz ve kaynakçı çırağı olarak bmc'ye girer. bir kaç sene sonra sonra bmc'de kaynakçı olarak çalışırken liseyi açıktan okumaya başlar. liseyi bitirdikten sonra üniversite sınavına girer ve 2 yıllık makine bölümünü kazanır. ailesi "sen artık çalışma, okuluna odaklan. biz seni okuturuz" diyerek ellerinden gelebilecek en büyük desteği verirler.

    2 yıllık makine bölümünü başarıyla bitirdikten sonra, dikey geçiş sınavına girer ve dokuz eylül üniversitesi makine mühendisliği bölümünü kazanır. işte üniversiteye girdiği sene 25 yaşındadır bu ellerinden öpülesi arkadaş.

    peki sonra ne mi oldu? mezun olduktan sonra askere gidip geldi ve kaynakçı olarak girdiği bmc'ye mühendis olarak geri döndü. daha sonra isveç'te yaşayan başka bir bulgaristan göçmeni kız bulup evlendi. şimdi isveç'te ikamet etmekte olup volvo'da çalışmaktadır.

    aklıma suriye göçmenleriyle bulgaristan göçmenlerini kıyaslamaya çalışan şorololar geldi de... neyse lan gülüp geçiyorum.

    edit:başlıktaki yeniden yazısını anca farkettim. neyse dursun şu ibretlik hayat hikayesi.

  • * bir ingilizce sunumu için öğrencilerden birisinin body building şeklinde bir konu seçmesi, hocanın başına geleceklerden habersiz konuyu onaylaması, akabinde sunum günü öğrencinin bir müddet body building nedir, neden yapılır muhabbeti yaptıktan sonra "here are some examples" diyerek aniden gidip kapıyı açarak içeriye iri kıyım iki tane adam alması, "bunlar da nedir böyle?" demeye kalmadan adamların hızla soyunup üstlerinde sadece taytla kalmaları ve gelişmiş kaslarını sergilemek için ibik gibi pozlar vermeye başlamaları. hocanın nutkunun açılmasına kadar gösterinin haydi haydi bitmesi, sınıfın dağılması.

  • adam hızır a.s gibi gelmiş.

    yemek bırakmış montunu üstüne örtmüş ve gitmiş.

    yeminle bu dünya bunun gibi adamlar sayesinde dönüyor yoksa çoktan kıyamet kopmuştu

  • ıphone 4'ten sonra apple'ın tasarladığı en inovatif tasarım ve üründür. çok net. ekşisözlük bir siki beğenmeme timi elbette ki beğenmemiştir.