hesabın var mı? giriş yap

  • kendi sunduğu bir sabah programında "kader" isimli bir $arkıcıyı konuk ederken jest olsun hesabı kahpe kader adlı $arkıyı söylemi$ biridir.fazla da yoruma gerek yoktur.

    -evet $imdi konuğumuzu çağırıyorum sayın izleyenler
    -kaderrrrrrrrrrrrr kahpeeeeee kaderrrr !!

    geriye felç olmu$ konuk kalır..

  • rahmetli efsane belgeselcimiz süha arın'ın belgesellerini restore edip günümüz kalitesinde yayınlamasıyla tanıdığımız yeğeni evren arın, arşivden yine harika bir cımbız yapmış ve bizlerle paylaşmış.

    https://youtu.be/ue9q9pb5hyq?si=fofhswsn_yrz6lrz

    doksanları iliklerimize kadar hissedeceğimiz harika bir nostlaji.

    benim favorim şark muhallebicisi'nin alüminyum vitrin ve kapısı oldu. bir anda geçmişe ışınlandım.

    edit: hayır ağlamıyorum. gözüme doksanlar kazağı ve montu kaçtı.

    edit2: o yıllarda ben ankara bebesiydim. istiklal'i ilk keşfettiğimde yıl 2005 ya da 2006 falandı sanırım. videoda kış kasveti, doksanlar melankolisi hakim. 2005 lerde gittiğimde videodakinden de daha güzeldi. ankara'dan gelen biri için film seti gibi gelmişti bana cadde. o ağaçların olduğu, her yerinden kültür sanat mozaiği fışkıran avrupalı turist dolu rengarenk istiklali görmüştüm.

    crossing the bridge izleyip , siyasiyabend hayranı olduğum yılların güzel beyoğlusu yaşanıyordu o dönem.. hiçbir şey yapmadan tüm günü istiklal, tünel, galata mevkinde sağa sola hayran hayran bakarak dolduruyordum.

    rüya gibiydi bence. o zamanlar emo'lardan şikayetçiydi herkes. araplaşma hiç yoktu. o son geçiş sürecindeki istiklale aşık olmuştum. sonra birkaç sene gelmedim ve ilk kez 2017 de yine gördüm.

    2005-2008-9'lardaki istiklali beklerken karşılaştığım manzara karşısında gözlerime inanamamıştım. o ağaçlı rengarenk istiklal nerede. bu gezi sonrası gri arap istiklali nerede. donup kalmıştım. şu an artık düzenli gidiyorum istanbul'da yaşadığım için. açıkça diyebilirim ki 2017-18 yıllarındakinden daha iyi durumda bence bariz düzelme var.

  • altı ay tıbbi tanıtım temsilcisi olarak çalışmış biri olarak söyleyebilirim ki; bir doktorun egosundan daha büyük olan şey, iki doktorun egosudur. oldu gibi duruyor ama sanki olmadı gibi.

    (bkz: looney tunes)

  • inanılmaz bir olay: https://twitter.com/…_tr/status/1546251220720943119

    açamayanlar için: https://streamable.com/78bawg

    30 sene önce çoktan yeryüzünden silinmesi gereken bu çağ dışı sistemlerin aldığı bir can daha. akan trafikte kapıyı açık bırakmak ne demek? klima açmamak için kapı açık gidiyorlar. ayrıca aynı anda hem bekleyen yolcu takibi yapıyor, hem araba kullanıyor, hem para üstü veriyor, hem telefonla konuşuyor, hem de inmek isteyen varsa indirmeye çalışıyor. işine geldiği gibi süratli gidip terör estirmek veya çok yavaş gidip trafiği tıkamak da cabası. 2022'ye geldik halen bu ipsiz sapsız at hırsızı mafyalarla uğraşıyoruz.

    ve daha kötüsü ne iktidarın ne de muhalefetin bunları ortadan kaldırmaya yönelik tek bir projesi var. hepsi halinden memnun.

  • sözelci halimle deneyde gördüğüm tek şey, suyun karıştırılmasıyla ortaya çıkan kinetik enerjiden elektrik üretilmesi.

    dalga mı geçiyor cern filan? ciddiyse çok daha kötü, lütfen dalga geçsin!

    edit: hayır bir de atomu parçalamak bu kadar kolay olmamalı :) düşünsene kahvede çay karıştırıyorsun, "hilmi abi, yine sağlam atom bırakmadın..."

    2. edit: kinetikten farklı atraksiyonlar varmış. tamam kardeşim vurmayın sözelciyiz dedik ya. çubuğa odaklanın :)

  • asıl dikkat çekmesi gereken yanı yüz estetiği değil, bu yaşta onca süre sahnede gülerek dans edip şarkı söyleyebilmesi olan kişinin imrendiren halidir.

    estetiklerine laf söyleyen gençlerin birçoğu iki saat bile ayakta duramaz.

  • the boss, ozan, idol, halk adamı, new jersey çocuğu, kimileri için baba, kimileri için büyük kardeş, kimileri için sokak çalgıcısı, kimileri için de hayatın en zorlu anlarında bile moral verendir. dünyanın her yerinden aynı sağlam duruş ile görülebilen ender müzisyenlerden biridir.

    kendinizi, asbury'den atlantic city'ye doğru akan yolda, 978 model bir firebird ile kayıp giden çivit mavisi bir gece içine ve sessiz düşüncelerinize karışan bir tenor saksafonun tınısına bıraktığınız anı düşünün. o sahil şeridinde. tam o anı. sizi yerinize mıhlayan hayat gailesinden sıyrıldığınız ve yalnız olmadığınızı anladığınız o anı düşünün; işte bruce springsteen'i, o düşüncelerin tam ortasında yüzünde mütecessis bir gülümsemeyle size bakar halde bulursunuz. jack london, bob dylan, jack kerouac, jonny cash gibi asi adamların halayına eklenerek, bu sahte ışıkların hükümsürdüğü memlekette de onurlu insanların varolabildiğini bize kanıtlar gibi, bir ozanlık tutturmuş gider. ömrü uzun olsun.

  • pandemi nedeniyle uygulanan 10.00-16.00 mesai saatlerinin pandemi sonrasında da devam etmesi durumu.
    neden mi?
    yaklaşık 3 aydır uygulanan bu yöntem sonrası herhangi bir kamu hizmeti aksaklığı yaşanmadı. günlük hayatı etkileyecek ölçüde yani.
    çalışanlar bu saatlerden memnun ve motivasyonları nispeten yüksek.
    insanlar karanlıkta değil güneş doğduktan sonra uyanıyor, kahvaltı yapabiliyor ve kış günlerinde bile akşam olmadan evine gidebiliyor.
    o zaman neden eski düzene dönülsün ki?