hesabın var mı? giriş yap

  • tek başına tüm siyasilerden daha fazla faydası olmuştur. ilk günden beri doğru soruları sordu. tüm türkiyenin güvenilecek tek adres olarak gösterdiği bir kuruluşun sizin gibilerin bu kadar zoruna gitmesi bile ne kadar doğru işler yaptığının ispatıdır.

    edit: bir çaylak kardeşimizin tespitini de ekliyorum.

    “80 metrekupluk tırlar yaklaşık 100-120 bin su alabilir (500 ml lik) . 1350 sayısı, komedi.”

  • diger ulkelere kiyaslama yapin diyen mallara soyluyorum;

    ***senin cari acigin var mi? hatta bu cari acik gsyih'nin yuzde 7'si mi? (ve hatta gelismekte olan ulkelerde durumu en kotu olan turkiye mi degil mi? (bak bakalim ustune oturdugun sicak para bu acikla sana neler yapabilir?) (ustune oturdugun para giderse yurt disindan aldigin mallarin yarisini alamaz hale gelirsin demek bu grafik)

    ***sen bu acigi, uretimi arttirarak mi yoksa sicak parayla mi finanse ediyosun? (uretim artsa issizlik azalir di mi)

    ***dolar' daki 10 kurusluk her artis, yilda ozel sektore ekstra 10 milyar dolarlik borc yuku getiriyor mu getirmiyor mu? (gelismekte olan ulkeler arasinda en fazla faiz odemesi yapan dolayisiyla basit bi sebep sonuc iliskisi kullanarak, piyasada en az rekabetci sartlarda borc bulan ulke turkiye mi degil mi?)

    ***akp 11 yilda uretim ekonomisi uzerine mi calisti yoksa sicak para ekonomisi uzerine?

    ***eger uretim ekonomisi uzerine calistiysa, neden issizlik daha da artti ve bonus; neden gelir esitsizliginde dunya rekorlari kirmaya basladik?
    -akp'nin son 11 yilda sifirdan yarattigi kac tane dolar milyarderi vardir? bu cumhuriyet tarihi' nde bir rekor mudur degil midir? bu size gelir esitsizligini hatirlatmaz mi? (gelir esitsizliginin en onemli gostergelerinden biri gini)

    ***borc stogunun gsyih' ya oranini verirken neden bu kiyaslamayi gelismekte olan ulkelerle yapmak yerine gelismis olan ulkelerle yapiyorsunuz? yoksa onlarin karnesini baktiginizda(brezilya, cin, rusya vs vs), turkiye'de yaratilan ici bos-insaat odakli-ekonomi mucezisi' nin farkina mi variyorsunuz? uykunuz mu kaciyor?

    ***ulkenin borc stogunu karsilastirirken neden uzun ve kisa donem borc stoku diye ayrima gitmiyorsunuz? dediginiz gibi 3000 lira kazanirken (diyelimki 10000 lira borcunuz var), gelecek ay 9000 lira odemek zorundaysaniz, sizin uykunuz kacar mi kacmaz mi? ve siz hala borc yigidin kamcisidir, kariyi satar onumuzdeki ay 9000 lirayi kapatiriz mi diyorsunuz?

    ben size kizamiyorum bile artik. okumaktan, arastirmaktan acizsiniz. su linklere tiklamayacaginiz bile. ve o hep akp kaliplariyla yatip kalkicaksiniz.

    fatality bonus: turkiye 1990 larda dunya'daki en buyuk 16. ekonomiydi. bugun 17. olmasiyla ovunmeyin tasaklarinizi keserim.

    edit: bazı densizler, türkiye'nin dünya ekonomisindeki sırasına kanıt göstermediğim için mesnetsiz konuştuğumu söylemiş. (mavi ekran verdim bu arada) (112 tane link var entry'de ve hala benim kafadan attığımı söyleyebiliyor ???????????)

    neyse, biz yılmadan devam edelim.

    http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/152005.asp

    o zamanlardan bir haber. 1997'de türkiye dünyanın en büyük 16. ekonomisi kısmına dikkat!!

    edit 2: bir çok arkadaş sıcak para ile cari açık arasındaki ilişkiyi öğrenmek istemiş. güzel bi başlıkla anlatmaya çalışıcam. bizlerden ayrılmayın. =)

    edit 3: entryi duzenleyen ve insanlarin(!) okuyabilecegi bir formata sokan ntpl'e cok tesekkur ediyorum.

  • arkadaş "aslansın, kaplansın"larla gazlanarak kızın yanına gönderilir..

    -uzun zamandır konuşmak istiyordum seninle zamanın varsa sana bir şey söylemek istiyorum
    +ne söyleyeceksin
    -seni seviyorum..
    +şu an çok yorgunum sonra konuşalım olur mu

    bi dakika sonra suratı yere bakarak gelir...

    -noldu lan ne bu hal?
    -çok yorgunmuş.. sanki halı saha maçına çağırdık amk..

  • fukuşima (2011) ve l'aquila (2009) depremlerinde oldukça net görülen bu ışıklara diğer depremlerde neden rastlanılmadığı, her depremde bu ışığın neden oluşmadığı ve bu ışıkların kaynağı hala araştırılıyor.

    konuyla ilgili rutgers üniversitesi'nden profesör troy shinbrot, yaptığı deneylerde tuhaf sonuçlar elde etti.

    shinbrot, un doldurulmuş bir tası içinde kırıklar oluşturacak şekilde sallayarak, 200 voltluk bir enerji yükü yaratmayı başardı. daha sonrasında ise un yerine değişik tozlar koyup deneyi tekrarladı ve yine elektrik enerjisi çıkardı.

    aynı etki jeolojik fay hatlarının üstünde de oluyorsa, deprem sırasında oluşan kayma ve çatlaklar sebebiyle milyonlarca voltluk statik elektrik yükü çıkması gerekir, ışığın kaynağı hakkında bir fikir sahibi olunurdu. oysa her depremde bu ışıkların görülmemesi, bu ışıkların görüldüğü her zaman da peşinden deprem gelmemesi bu olgunun açıklanmasını zorlaştırıyor.

    8 eylül 2017 meksika depremi 8.2
    mart 1977 romanya braşov depremi 7.2
    13 kasım 2016 yeni zelanda depremi 7.8

    deprem ışıklarının oluşmasına katkı sağlayan faktörlerden biri ise yer altına pompalanan sular. doğal ya da insan eliyle yer altına pompalanan su fazlalığının da deprem ışıklarının oluşmasında ciddi bir katkısı var. yer altına pompalanan su fazlalığı, ya yüksek bir gerilim oluşturuyor ya da fay zonlarını kayganlaştırıp depremi tetikliyor. colorado'da yer altına pompalanan atık suyun 1500 civarında küçük depreme sebep olduğu ve bu bölgeye 100 km. yakın olan her yerde deprem ışıklarına normalden daha fazla rastlanıldığı belirtiliyor.

    örnek olarak, 12 mayıs 2008 tarihindeki çin'in sichuan bölgesinde yaşanılan 7.9 büyüklüğündeki depremin 30 dakika öncesinde deprem ışığı görülmüştür. yaşanılan bu depremde 90bin insan hayatını kaybetmiş ve yapılan araştırmalar sonucu deprem sebebi olarak üç boğaz barajında biriken sular olduğu anlaşılmıştır.

    oysa memphis eyalet üniversitesi deprem araştırmaları merkezi'nden arch johnston'a göre yaşanılan bu olayın sebebi sonoilüminesans olgusudur. yani, suyun ultrasonik titreşimlerle uyarılması sonucu ışık saçmasıdır.

    tetikleyici faktörü henüz tam olarak bilinmese de, deprem ışıklarının ortak noktası dikey faylar üzerinde yaşanılan depremlerde görülmesidir.

    (bkz: san andreas fayı)

    fay hattının kırılması kolay olmadığından, bu süre boyunca oluşan elektrik akımı stress sonuna kadar akabiliyor ve bu da ışığın ne zaman meydana çıkacağını tahmin etmeyi imkansız hale getiriyor.

    edit: 99 istanbul depremiyle ilgili şöyle bir şey de varmış.

  • insan beyninin calışma şekilinin getirdiği bir sonuçtur. insan yeni bir bilgiyle karşılaştığında, bu bilgiyi hafızasına iki şekilde alır. 'accomodation': kişi yeni gelen bilginin ışığında kendinde var olan bilgileri yeniden düzenler ve bu bilgiye göre konuyla ilgili görüşünü değiştirir. 'assimilation' kişi yeni bilgiyi kendinde var olan bilgilerle harmanlar ve var olan bilgiler ışığında bu yeni bilgiyi eritir, kendine uydurur. genellemeler assimilation yönteminin ürünleridir, önyargılar, stereotype'lar, kalıpyargılar, çoğu zaman yanıltıcı olmakla beraber aynı zamanda işlevseldirler ve genellemeler üzerinden varlıklarını sürdürürler. günlük hayatımızın çok içinde olmayan, hakkında çok detaylı bilgilere sahip olmadığımız, ben-öteki ayrımını yaptığımız, yada korktuğumuz, bizi rahatsız eden konular hakkında genellemeler üzerinden fikir üretiriz. bu düşünce tarzı bir taraftan yanında ayrımcılık, izolasyon, ve bazen şiddet gibi olumsuz olguları getirsede öte yandan, kişinin akıl sağlığını koruması açısından-kimi durumlarda- faydalı bile olabilirler.

  • indirim falan istemiyoruz 3 ay öncenin fiyatlarına dönülsün yeter.

    her ürüne yüzde 50 zam yapılmış sonra " mutabakata vardık da yüzde on indirim de bıkbık"" kıçıma anlat.

    yapısal reformlar işte al amk.