hesabın var mı? giriş yap

  • linkten görülebilecek fotodur. 1 mayıs kimleri bir araya getirmiş!

    http://imgur.com/07mpo7q

    bunlar okurlarını 6 yaş seviyesinde filan mı zannediyor acaba?

    edit: lamneth haklı, başlığı dikkatsiz açmışım, 1 mayıs 1977'ye değil günümüze ışık tutan (!) bir foto aslında. özür dilerim.

  • saldırganların her zamanki gibi saçı tas kafa tıraşlı, kara kuru tipler olması şaşırtmadı.

    edit : entri @intrigante'nin yazım kontrolünden geçti, hataları giderildi.

  • filozofların genellikle elit ve zengin kesimlerden çıktığına dair bir algı olabilir, ancak bu durum her zaman doğru değildir.

    ancak, bu algının tarihsel ve sosyolojik bazı nedenleri vardır:

    eğitime erişim: tarih boyunca, eğitime erişim genellikle elit kesimlere ayrılmıştır. elitler eğitim alabilme şansına sahip oldukları için, felsefi düşüncelere daha fazla maruz kalırlar. yani parasızın eğitime erişimi zordur ama zengin en güzel okullarda ve en alim hocalarla okur. hesap basit.

    zaman ve kaynaklar: felsefe yapmak, düşünceleri derinlemesine araştırmak ve bu konuda yazmak için bolca zaman gerektirir. zengin ve elit kesim, temel ihtiyaçlarıyla uğraşmadan bu tür bir derin düşünmeye zaman ayırabilme avantajına sahip olmuştur. karnın açsa, kredi kartı borçlarını düşünüyorsan ve gelecek korkun varsa çok idealistlik ve soyut şeylere kafa yoracak zamanın olmayabilir.

    kültürel ve sosyal etkileşim: elit kesim, genellikle farklı kültürlerle ve fikirlerle etkileşimde bulunma şansına sahip olmuştur. bu, felsefi düşüncenin gelişmesi için bir zemin oluşturabilir. örneğin zengin bir kişi çocukluğundan itibaren başka şehirleri hatta başka ülkeleri gezer. vizyonu parıl parıl açılır. ama fakir bir arkadaş hayatını minik bir kasabada geçirerek o tür sosyal etkileşimlere pek kavuşamaz. internet'ten you tube videosu izlemek floransa'da bir ay kalmaya benzemez dostum.

    yayın ve tanıtım: tarih boyunca, elit kesimin fikirlerini yayma ve tanıtma kapasitesi daha yüksektir. bu nedenle, elitlerden gelen felsefi düşünceler geniş kitlelere ulaşma olasılığı daha yüksektir. örneğin fakir bir arkadaş müthiş bir fikir bulur ama bunu yayma olasılığı pek yoktur. ama zengin bir arkadaş gerekirse kitap bastırır, gerekirse arkadaşı televizyon sahibini arayıp kendisini konuk aldırır ya da güzel bir gazete köşesi edinir. kısacası imkanı çoktur.

    ancak

    elit ve zengin kesimlerden gelen filozofların sayısı tarihsel ve sosyolojik nedenlerle belki daha fazla olabilir, ama bu, sadece bu kesimlerden filozofların çıktığı anlamına gelmez. felsefe, her türlü sosyoekonomik geçmişten gelen bireyler tarafından yapılabilir ve yapılmıştır. önemli olan, felsefi düşüncenin derinliği, özgünlüğü ve katkısıdır.

    yani ben burada dedim diye kendini kısıtlama. sen özgün bir fikir üret elinden geldiğince paylaş bak bakalım neler olur.

  • bu adamın hikayesi suriyeli ailelerin çektikleri zorluklar hakkında yapılmış röportaj serisinin sadece biriydi. röportajlarda bütün suriyeliler çektikleri sıkıntılardan ve gördükleri muameleden de bahsediyorlardı. bu adamın hikayesi tutunca başkan obama bu adamı ve ailesini abd'ye aldığını sosyal medyadan duyurdu.

    türkiye gibi milyonlarca suriyeliyi ülkeye doldurur ve hepsini sefil koşullarda yaşamaya mahkum edersen işte hem ülkene aldığın suriyelilere yaranamazsın, hem kendi vatandaşının tepkisini alırsın, hem de ülke dışında eleştirilirsin. ama başkan obama aradan bir tane cımbızla çekince insanlık yapmış olur. ingiltere 50bin mülteciyi 5 senelik bir süreçte gıda/barınma sorununu çözecek şekilde alacağını duyurduğunda insanlık yapmış olur. sen 3 milyon suriyeli ülkene gelişigüzel doldurarak türkiye'nin demografik haritasını değiştirirsin ama ne suriyeli'lere ne kendi ülkenin vatandaşına ne de dünyaya yaranamazsın. stratejik derinliğiniz için tebrikler.

  • eczanede çalışırken bi kıza ilaçları baya detaylı uzun uzun anlatmıştım. kız giderken reçetenin arkasına adını soyadını telefon numarasını yazıp gitmişti.

    daha sonra anladım ki prosedür öyleymiş aq

    debe editi olsun bu.

  • mantıklı bir laf. zira insan kitap okumamanın eksikliğini hissetmez, çevresindekilere hissettirir. zaten "kitap okumuyorum, eksikliğini hissetmiyorum" açıklamasında bile bu eksiklik ayan beyan ortada.