hesabın var mı? giriş yap

  • bir çok amerikan filminde defalarca tekrarlanarak insanlara "neden ben böyle yaşamıyorum" dedirten sahneler bütünüdür.

    koşarak basamaklardan inerken kravatımı bağlamaya çalışır, kocaman mutfakta hazırlanmış masadan yalnızca portakal suyundan bir yudum alıp "geç kaldım toplantım var " derken hanımdan küçük bir öpücük ile devasa bir arabaya atlar ve bahçedeki kapalı otoparktan sessiz, sedasız ama yemyeşil bir caddeye çıkıveririm... (kahretsin köpekle şakalaşmayı unuttum)

  • kim demis haram nedir bilmez hayyam?
    ben harami helali karistirmam:
    seninle icilen sarap helaldir,
    sensiz ictigimiz su bile haram.
    ---
    o yakut dudaklari kizil kizil yanan nerde?
    o güzelim kokusu cana can katan nerde?
    müslümanlara sarap haram edilmis derler,
    icmene bak, haram islemeyen müslüman nerde?
    ---
    bizim sarap icmemiz ne keyfimizden,
    ne dine, edebe aykiri gitmemizden,
    bir an gecmek istiyoruz kendimizden:
    icip icip sarhos olmamiz bu yüzden.

    adini anmadan ictigim sarabi haram saydigim..

  • 1.370.000.000 tl maliyeti varmış. yazı ile : bir milyar 370 milyon tele.
    hani avkti zamanında altı sıfır attık ya, onu atmasaydık; şu an 1.370.000.000.000.000 tl olacaktı. okuyabildiniz mi bu rakamı?

    aklım, dimağım durdu.

    hala bu adama tapınıyorsunuz ya, sizi eşşekler tepsin de def olup gidin üllkeden. biz kendi kendimize tekrar var oluruz amk.
    bu ne be!

  • ucuzunu almayın ne çıkacağı belli olmuyor. ailem almış yaklaşık bir litre. üzerinde leylak yazıyor ama bildiğin misk yağı kokuyor. kendimi günahsız hissediyorum şu an.

  • muhtesem yapilarin sahipleri. ve fakat bu goz kamastiran yapilarin meydana getirdigi sehirlerde her rituelde gunes icin ne kadar insan kurban edilip, kafasi vucudundan ayriliyorsa o kadar cok bereketin ve guzel yasamin gelecegi inancinda, sehri cepecevre saran arazilere atilmis bassiz cesetlerin kokulariyla sarilmis sehirlerin insanlari. 300 odali sarayinda yasayan krallari hicbir zaman baskalarinin yaninda yemek yemiyor, yemegini herzaman icin tek basina bir paravan ardinda yiyor ve gunu gelip hayati son buldugunda kendisine kan bagi olarak en yakin olan erkek akrabasi kralligi devraliyor ve bunu kralligin ordularini yoneten kurul onayliyor.

    her basa gecen yeni kral buyuk bir torenle buyuk piramite giderek jaguar pencesi ile, kulaklarini ve bacaklarini parcalayarak gunes tanrisi icin kendi kanini akitiyor. ve bu seremoniden hemen sonra gunes tanrisina kurban edilmek uzere yeni esirler edinmek icin hazirlaniyor ve ordusunu alarak tac giyme torenine layik olmak uzere savasa gidiyor. ahuitzol 20 000 esirle dondugunde adini efsanelestiriyor. ve bu 20 000 esir aztek rahiplerinin keskin bicagi altinda durup dinlenmeksizin piramitin tepesinde gunese kurban ediliyor, esir canliyken cikarilan kalbini gordukten sonra, rahip tarafindan kafasi kesiliyor ve bassiz vucudu assagi atiliyor ve kesilen her bas piramitte hazir bulunan ozel odalara dizilmis raflarin uzerine yerlestiriliyor....

    aztek rahipleri tanrilarina hizmette bulunmaktan mutlu, cani gonulden esirleri kurban ediyor. bazen, inanclari geregi bazi esirler gonullu olarak kurban edilmek istiyor. gonulluler bir yil savas tanrisini temsil etmis sayiliyor bu yuzden olumlerinden kisa bir sure once dort rahibe ile evlendiriliyor. olum ani yaklastiginda kendi rizasi ile kurban edilen tasin uzerine uzanan esir sanli ve kutsal olarak addediliyor. kutsal addelien kurbanin derilerini yuzen rahip, kurbanin derilerini kendi boynundan gecirerek 20 gun bu derileri cikarmiyor. ( kokuyu tahmin edebilmek bile guc geliyor insana)

    aztek rahipleri, yalnizca gunese kurban edilenlerin kalbini cikarmakla kalmiyor. onlarin diger onemli bir gorevi de, gokyuzunu incelemek, kompleks takvimlerini ayarlamak, gokyuzunde olusan onemli durumlari kaydetmek, yildizlari incelemek.

  • 9 tane de olsa zaten anca hep iki tanesiyle geçirir günlük yaşamını. erkeğin hayatı 1 bilemedin en fazla 2 kota endekslidir zira. diğerleri pişmanlıktır. dışlanmıştır.

  • mart 1942, dünya savaşlarla ve şiddetle çalkalanırken gezegendeki tüm uluslar gibi türk ulusu da teyakkuzdaydı ve etrafında kopan kıyametten ötürü gergindi.

    15 mart'ı 16 mart'a bağlayan gecenin yarısında savaşta tarafsız konumda olan türkiye cumhuriyeti'nin muğla ilinin milas ilçesi koca koca bombardıman uçaklarıyla bombalanmıştı.

    askeri cephanelik ve pek çok tarla zarar görmüştü.ayrıca bir türk vatandaşı ölmüş, bir türk vatandaşı da yaralanmıştı.

    türkiye gibi tarafsız bir ülkenin bombalanmasına kimse anlam veremedi.bölgede alman bombalarının parçaları bulundu.ilk akla gelen almanya'nın türkiye'yi bombalamış olmasaydı.

    fakat bombalanmadan sonra ne askeri çıkarma oldu ne de başka bir saldırı.

    esrarengiz saldırı türkiye'yi ingiltere'nin yanında savaşa sokmak isteyen ingilizler tarafından alman süsü verilerek düzenlenmişti.

    yavuz ve midilli olayına benzer bir kumpas söz konusuydu.

    o dönemki churchill - inönü gizli görüşmelerinden sonuç alınamaması bu komplo teorisinin doğruluk payını artırmakta.

    ingilizler ise milas ile rodos'u karıştırdıklarını, bir kaza olduğunu açıkladılar ve zararları tazmin ettiler.

    kaynak

    wikipedia kaynağını açamayanlar için cumhuriyet gazetesi

    düzelti: ikinci kaynak eklendi
    debe düzeltisi: entry debe'ye girmiş bütün tarihseverlere teşekkürler.

  • görsel

    kız mı dersine çok iyi çalışmış? yoksa siz bu kızın tıp ile alakası olmadığını anlayamayacak seviyede misiniz ?

    ameliyata girip dikiş atması, belki daha bilinmeyen şeyler

    biz konudan anlamadığımız için eve tamirci çağırıyoruz, gelen adamın eksik iş yaptığından huylanıp tribe girip ulan bunun böyle olmaması lazımdı herhalde diyoruz, bu sefer işten anlayan birisi gelince, evet yanlış yapılmış kim bu usta? böyle kablomu bağlanır diyor.

    biz bile yeri geliyor anlamadığımız konularda bile huylanırken yıllarca bunun okulunu okuduk diyen siz nasıl anında durumun farkına varmıyorsunuz? hiç mi mesleki sohbet olmadı aranızda?

    eve boyacı geliyor , fırçayı tutma şeklinden bile hemen anlaşılıyor amatör olduğu.

    lise mezunu kız üç beş kitap okuyup, kendini zeki sanan adamlarla aylarca dalga mı geçti?

    o zaman tıp okumak zor değil?

    ya da…

    o bizim meslektaşımız diyip ( burda yine doktor olmadığını anlayamıyorsunuz) eksikliklerini hatalarını açıklarını görmezden gelerek meslektaşçılık yapıp ses çıkartmadınız? e bide karşıdaki kız olunca kapılar açıldı?

    irdelenmesi ve incelenmesi gereken çok şey var.