ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
evlilik teklifi için e-5'i kapatan öküz
-
aklıma ibrahim tatlısesin akıllara durgunluk veren komikli filmini getirdi. zihin aynı zihin...
https://youtu.be/bfrrwgommpw
pms döneminde ağlanan saçma şeyler
-
nokia açılırken ekranda tutuşan eller
türkçenin marka yaratmaya uygun bir dil olmaması
-
yanlış bir düşüncedir. bunu düşünen kişi ya gerçekten yabancı dil bilmiyordur ya da gerçekten yabancı dil bilmiyordur. yani ya yabancı dilde düşünemediğinden dolayı onların markaları kendisine mükemmel bir kelime gibi geliyordur ya da "ben yabancı dil biliyorum yeah!" kompleksinden dolayı türkçeyi (ki eğer ana diliyse) aşağılıyordur. bunu diyen insan "ya ama bu türkçeye çevirince güzel durmuyor, komik duruyor." diyen insandır, ki aslında yabancı dilde de o kelimenin birebir anlamını karşıladığından bihaberdir (yani az anlıyor ya, o kelimeye kendince başka anlam katıyor.).
bu düşüncenin yanlış olduğunu fark etmek için çok okumak gerek. ve gerçekten yabancı bir dil öğrenmek (ki bunun için de çok okumak gereklidir.).
bauhaus'u beğenen insan evyap'ı beğenmiyorsa, işte tam da yukarıda bahsettiğim durumdan muzdariptir.
zolgensma
-
onlarca sma hastası bebeğin ulaşmaya çalıştığı, dünyanın en pahalı tedavisinde kullanılan ilaç.
malesef türkiye’deki sma hastası bebeklerin tek şanssızlığı bu hastalığa yakalanmış olmak değil, her geçen gün parası devalüasyon karşısında eriyen bir ülkede dünyaya gelmiş olmak.
kanada’da 1 nisan 2020’de doğan lucy için 2.4 milyon$’lık yardım sadece 3 ayda toplanmış, hatta bebek -3 gün önce- 8 ağustos’ta gen terapisini almış bile. ailesi kampanya açıklamasında “2.4 milyon usd yani 3 milyon kanada dolarına ihtiyacımız var” demiş. aynı meblağın bizdeki karşılığı ise 17 milyon tl. kanadalı aile, ayda 1 milyondan bu parayı 3 ayda toparlayabildi desek, aynı hesapla bizde 17 ay geçmesi gerek -ki tedaviden sonuç alınabilmesi için bebeğin 2 yaşını geçmeden gen terapisini alması şartı var. yani zamana karşı yarışmanın haricinde, bebeğin yenidoğan olması ve tüm finansal planın saat gibi işlemesi gerekiyor.
bildiğim kadarıyla bu zamana kadar başarıya ulaşan tek kampanya nil güleç‘inki oldu. bence aynı yöntemle yardım toplamaya çalışan aileler nil bebeğin kampasının a’dan z’ye nasıl yürütüldüğüne odaklanmalı ve birebir aynı adımları uygulamalılar.
benim yazarken bile içim daraldı gece gece, evladını yaşatmak için mücadale tüm ailelere allah güç kuvvet versin.
kolonya 80 dereceyse neden haşlanmıyoruz
imamoğlu'nun kadehi kafaya dikmesi
-
alkol tabusu iyice saçma bir yere evrildi. türkiye’de sağ profil namazını da kılar rakı-balık da yapar. son yıllarda alkol içene adam öldürmüş muamelesi yapma tavrı iyice baydı
diyarbakır doğumlu siirtliyim türk milliyetçisiyim
-
şaşılacak bir durum değildir. niye gerim gerim geriliyorsunuz anlamak zor. malatya'nın doğusunda kalan her yerde sadece bijiler mi var sanıyorsunuz?
oğlun nerede okuyor denince ittü diyen ezik anne
-
oğlunu okutup, büyütüp, itü ye sokmuş annenin ben ayaklarını öperim. değil ona ezik demek telaffuzuna bile laf söylemek senin haddine mi? be şerefsiz!
türk dizi tarihindeki en gerçek aşk
-
armağan ve haydar
(bkz: yedi numara)
yaran fıkralar
-
enflasyondan önceki bir fıkra;
bir adam tablada kavun satıyormuş. etikete yazmış;
---> 1 kavun 3 lira, 3 kavun 10 lira
yoldan geçen genç bir sevgili çift bu adamı görmüş. erkek kıza hava atmak için "bak şimdi şu kavuncuyu nasıl rezil edeceğim gör" demiş.
- ağabey bana 1 tane kavun ver
+ al evlat
- ne kadar
+ 3 lira
- ağabey bana 1 kavun daha ver
+ al evlat
- ne kadar
+ 3 lira
- ağabey bana 1 kavun daha ver
+ al evlat
- ne kadar
+ 3 lira
genç, kavuncuya "ağabey bak ben senden 3 kavun aldım, sana 9 lira verdim. sen oraya 3 kavun 10 lira yazmışsın. sen bu işi bilmiyorsun" demiş.
kavuncu cevap vermiş "bak evlat, herkes bana akıl vereceğim diye 1 kavun yerine 3 kavun alıyor. sonra da gelip bana ticaret nasıl yapılır öğret diyorlar"
debe editi: fıkrayı yazdığım an birileri mesaj atıp çok kötü fıkra falan dedi, kulak asmadım. sonra millet fıkrayı debeye soktu. hay siz çok yaşayın e mi :)