hesabın var mı? giriş yap

  • bir sanatçı olarak 20 yıldır yaptığı açıklamalatla akp politikalarına tam destek vererek ülkenin gittikçe iranlaşmasına dolaylı olsa da katkısı olan bir kullanışlı aptalın açıklaması. kendi ülkesinde eylem yaptığı için direk devlet başkanı tarafından kadınlara "sürtük" denilirken, islam'a aykırı diye 10 larca festival ve konser yasaklanırken, kadın sanatçılar dini hassasiyetlere karşı tutum sergilediği bahanesiyle hukuksuz hapse atılırken neredeydi acaba. iran halk isyanıyla dini prangadan kurtulmaya başlarken ülkenin iranlaşmasına sessiz kalıyor bu şark kurnazı hala. yarın baskıyla kadınların sokakta baş örtüsü takması zorunlu hale gelsin. korkudan tesettürü takacak ilk kişilerden biridir bu. içerde neler oluyor ona odaklan önce, ayranının dökulmeyeceğini bildiğin bir konuda maval okumak kolay geliyor tabi kağıttan serçeye.

  • öyle bir his ki sanki içimdeki tüm mutluluk hücrelerini ameliyatla almışlar. boş bir kabuk gibi kalakalmışım. azkabanda 100 yıl geçirmişim de içim kurumuş gibi. ya şu da olumlu güzel bir habermiş falan diye sevinesim, komik şeylere gülesim bile yok. komedi filmleri/dizileri bile komik gelmiyor.

    mut yetmezliğinden ölücem arkadaş bu kadar da mutsuz olunmaz ki.

  • hâlâ anlamamış olan gerizekalılar olduğu için bilâle anlatır gibi anlatıyoruz : bre cahil bre aptal !
    kimse burda saatlerin 1 saat ileri -1 saat geri alınması yani yılda 2 kere ayrı ayrı yaz ve kış saati uygulamasının kaldırılmasını tar-tış-mı-yor ! yaz saati uygulaması dünyanın her yerinde dünyanın her ülkesi için yapay ( bak burayı altı çizilmiş büyük harfli ve kırmızı yazılmış hayal et) bir saattir. her yerin kendi saati yani yerel saati onun senin anlayacağın şekilde yazalım kış saatidir. sadece son asır içinde yazları saatleri bir saat ileri almak konusunda bi fikir çıkmış ki bu apayrı ve uzun bi konu ve konumuz bu değil. bu yaz saati uygulamasının verimli olmadığı yönünde batı da dahil bir çok iddia araştırma çalışma var, zaten bizim tartıştığımız konu o değil. bizim tartıştığımız konu ülkenin saatini (büyük harflerle oku) ait ol-ma-dı-ğı boylama (45 doğu boylamı) göre ayarlanması yani kalıcı yaz saatinde bırakılması ! yaz saati uygulamasından vazgeçilcekse bile bunun saatleri önce bir saat geri alıp ondan sonra başlanması gerekirdi. çünkü şuanki saatlerimizi ayarladığımız boylam türkiye cumhuriyeti topraklarından bile geçmiyor ! bizim olduğumuz boylamda olan kuzeyimizdeki ukrayna ve güneyimizdeki suriye bile bizden bir saat geride kaldılar şuanda. türkiye cumhuriyetinin saati 30 derece doğu boylamına göre yani izmit- kocaeli ilinin saatine göre yapılır.
    yani hayatınızda bir kerecik olsun bari yalakalık ve yandaşlık yapmayın da en azından bir kerecik bilimsel bir gerçekliğe göre hareket edin. türkiye nüfusunun benim bildiğim kadarıyla 55 milyon kadarı batıda yaşıyor yani teknik ve bilimsel olarak gmt+2 de. ancak bu herifler zorla bizi ve bu kadar milyon insanı gmt+3 e göre yaşatmaya çalışıyor. açın nolur iki tane belgesel izleyin dünyadaki tüm ama tüm canlılar bitkisinden hayvanına kadar güneşe göre hareket ederler, biyolojik olarak böyle evrilmişlerdir. ve zaten insanın kurduğu sistem onu zorla sabahın köründe kaldırırken hiç olmazsa güneş yavaştan doğar ve aydınlık başlarken kalkıyorduk. şimdi ise resmen gece kalkıyoruz çünkü bi günlük zaman dilimi içindeki her güneşin olmadığı yani doğmadığı karanlık an teknik olarak gecedir. insanlar için gün ışığı akşam 5 den sonra değil asıl metabolizmasını harekete geçirmesi gereken ve biyolojik saatini geceden güne çevirmesi gereken sabah saatleridir. zaten türkiyenin yaşam şartlarında heralde ancak binde bir insan akşamüstü saatlerde sokaklarda laylaylom yapabilmektedir. insanların neredeyse tamamı artık neredeyse gün ışığını hiç görmeden yaşamaya başladılar, sabah karnalık gün içide hep ofiste yapay florasan ışığında çıkışta yine karanlık evde yapay ampul ışığında, bu çok da önemli değil gibi gelebilir zannedilebilir ama açın internetten araştırın bu insan sağlığı için ciddi ölçüde zararlı çünkü biz insanalr da tüm canlılar gibi biyolojik olarka da psikolojik olarka da güneş ışığına ölümcül derecede bağ-lı-yız. yani amma amarttınız yeeeaaa diye ağzını yaya yaya konuşan kişiler bu olayın orta ve uzun vadede ciddi sağlık problemlerine yol açağını anlayamıyorlar, devletler bu konuları tartışır ve karar alırlarken insan sağlığını en öne alıp karar alırlar ideolojilerini ve tutuculuklarını değil. eğer bu durum değişmezse milyonlarca insan emekli olana kadar yılın 6 ayı neredeyse tek bi saat doğru düzgün güneş göremeden yaşayacak. emekli olana kadar yılın her 6ayı hep ama hep karanlığa kalkacaksınız.

    anlamayan hödüklere gelsin : türkiyenin yerel saati gmt( greenwich mean time) + 2 dir. ve buna kış saati denir. yaz saati yapaydır (tüm ülkeler için ve son 70-80 yılda uydurulmuştur). yaz saati uygulaması dan vazgeçen bir ülkenin( ki bu yapılabilir , bunda bi sorun yok işin bu kısmı gerçekten sadece uzmanları ilgilendirir ) önce saatini geri alıp yani kış saatine (kendi ve gerçek saatine) geçip ondan sonra bu uygulamayı sonlandırması gerekir. eğer saatlerini 1 saat geri almadan sonlandırırsa işte o zaman mesele sadece uzmanları değil tüm vatandaşları herkesi ilgilendirir. kundaktaki bebeğe kadar ! çünkü biyolojine aykırı bir şeyi sana dayatmış oluyorlar.

  • bir perakendecinin ucuza mal satmasının o ürünün sahte olmasını meşrulaştırması gibi bir algı var bu millette. yukarıdaki her dört entry'den üçü "bim'den bal mı alınır ehehe" şeklide. cevap vereyim, alınır. eğer ki bir firma sattığı şeyin bal olduğunu iddia ediyorsa size bal satmak zorundadır. fiyatının ne olduğu bu noktada önem arz etmez. taahhüt ne ise onu karşılamak zorunda. bu, onların hukuki, insani ve etik zorunluluğu.

    anlıyorum ülkedeki denetimsizlik, başıboşluk sizi hukuka guvenmek yerine kendi önleminizi almak zorunda bırakıyor. ancak bim, a101 vb ucuzluk marketlerinden alışveriş yapan insanları neredeyse başlarına gelenden oturu suçlayan söylemlere girmeniz bu yapilan sahtekarlıkları normalleştirmekten başka bir işe yaramıyor. ülkenin yüzde bilmem kaçı yoksulluk yüzünden bu marketlerden başka bir yerden alışveriş yapamıyor. 2 paket kuru gıda, birkaç poşet pörsümüş sebze için 500 lira ödeyecek gücü olan kaç kişi var koca ülkede? buralardan alışveriş yapan yapmayan herkesin bu sahtekarliklara en yuksek perdeden tepki gostermesi gerek, aksi halde parasiyla bile yiyecek gerçek gıda bulamayacaksınız.

    mesajlar sonrası edit: malın ucuz ya da pahalı olması kalite ya da güvenirlilik konusunda bir ölçüt değil. pahalı ürünlerde de dünyanın sahtekarlığı dönüyor. asıl sorun hesap verebilirligin olmaması, denetimsizlik, hiçbir suçun bedelinin olmaması. bu sahtekarlığı yapan firmalar teşhir ediliyor, sonra ne oluyor? koca bir hiç. o kadar çok sahtekarlık var ki teşhir listelerini uzunluktan okuyamıyoruz bile. bu firmalar kapatılmıyor, fabrikalar muhurlenmiyor, bunları satan perakendeciler caydırıcı yaptırımlara maruz kalmıyor. teşhir edildikten sonra aynen devam ediyorlar. yani mesele bim ya da "ucuza x mi olur" meselesi değil. mesele bir toplum sağlığı meselesi. paranız olsa da olmasa da bunlara karşı yüksek perdeden bir tepki getirmek bir vatandaşlık görevidir.

    edit 2: debeye ilk sıradan girmişiz, bu saat olmuş hala özelden anama söven olmamış. sözlüğün kalitesinde bir iyileşme var sanki.*

  • afedersiniz ama 55'inden sonrası için bu hayali kuruyorsanız beyninizi zikeyim. etrafımda herkesin emeklilik hayali buydu. ulan dedim ben manyak mıyım emekliliği bekleyeyim. delilik yaptım ve gemileri yakıp taşındım. 2 senedir hayatım huzur ve güzellikle geçiyor.

    demem o ki emekliliği beklemeyin. karartın gözünüzü ve genç yaşta yapın bunu.