hesabın var mı? giriş yap

  • eger bir kiz erkege arada bir bakip caktirmiyorsa ondan hoslaniyor olabilir, eger bi kez bakip bi daha hic bakmiyor,ilgilenmiyor gibi yapiyorsa ondan kesin hoslaniyordur,eger kiz bi kere bakip ortadan kaybolmussa ve ortalik sessizse bilin ki o kiz bordo bereli kizdir..merak etmeyin o sizi bulur.

  • eğer almanya'ya taşınmanızın üzerinden 3 yıl geçmemiş ve elinizde hali hazırda geçerli bir türk ehliyeti var ise aşağıdaki adımlar izlenmesi mümkün olan sistem;

    öncelikle aşağıdaki belgeler hazırlanır;

    - türk ehliyetinizin yeminli tercümandan almanca çevirisi (yaklaşık 10 eur) ve ehliyetin aslı
    - ehliyet sınavı için göz testi yapan -ki çoğu optik yapmaktadır- bir optikten göz testi (yaklaşık 7 eur)
    - pasaport fotokopisi
    - almanya'da ilk ikamet ettiğiniz şehirden onaylı ikametgah belgesi
    - 8 saatlik bir "acil yardım kursu" sertifikası -ki deutsches rotes kreuz'dan alınabilir- (25 eur)
    - bir ehliyet kursuna yazıldığınıza dair belge (ders almayacaksanız 75-150 eur arasında kayıt ücreti alırlar muhtemelen)

    bu hazırlanan belgeleri, ya sürücü kursu ya da siz bizzat sürücü kursunun bağlı bulunduğu kaymakamlığa (landratsamt) teslim edip 45-50 eur para yatırırsınız. iş yoğunluğuna göre kaymakamlık 3-8 hafta arasında sürücü kursuna, ehliyetinizin gerçekten geçerli bir ehliyet olduğuna ve ders almaksızın sınavlara girebileceğinize dair bir yazı gönderir. sürücü kursu size durumu bildirir ve hazır olduğunuz zaman ilk önce yazılı sınavı alabileceğinizi söyler.

    siz de elinizde bulunan 60 adet 30'ar sorudan oluşan soru kağıtlarını bitirdikten sonra, kursu arayıp sınava girmek istediğiniz tarihi söylersiniz ve sınav merkezinde yer var ise sınava kaydınızı yaparlar (86,10 eur). sınavlar tüv -alman teknik denetim kurulu- merkezlerinde yapılır. sınavda 110 puan üzerinden en fazla 10 hata puanı yapma şansınız vardır. sorular 2-3-4-5 puan olmak üzere önem sırasındadır ve her sorunun altında sorunun kaç puana denk geldiği yazar. 10 hata puanı yapıp sınavı geçememenin tek bir ihtimali vardır, o da 5 puanlık 2 soruyu yanlış yapmaktır. 5 puanlık sorular en önemli sorulardır ve genel olarak kolay sorular, o yüzden panik yapmamak lazım. bu sınavı en fazla 3 kere alma hakkı verirler eğer 3 kerede alamazsanız bütün ehliyet alma prosesi en baştan başlar.

    yazılı sınavdan geçmeniz durumunda önünüzde artık son bir engel kalmıştır. pratik sınav (205 eur). bu sınava girmeden önce bir tavsiyem, eğer türkiye'de büyük şehirlerde özellikle de istanbul'da araba kullandıysanız, yaptığınız tüm alışkanlıkları unutun ve ben yaparım diyip delikanlılık yapmayın, efendi efendi 1-2 sürüş dersi (yaklaşık 35eur/45 dakika) alın. sınava gireceğiniz bölgeyi öğrenin, zorlukları öğrenin, ve özellikle "dur" tabelasının önündeki çizgide durmayı öğrenin ve 40 km ile giderken acil fren debriyaj yapmayı öğrenin. pratik sınav 1-45 dakika arasında bir süre içinde tamamlanır. eğer yaya geçidine birileri yaklaşırken durmazsanız, kenara çek lütfen komutu ile 1. dakikada sınavınız bitebilir ya da aynı şekilde bisikletli birini 1.5 m açıktan sollamazsanız, ileride sağda müsait bir yerde komutunu duyabilirsiniz.

    pratik sınavda kesinlikle unutmamanız gereken şeyler;

    * sinyal vermeden önce aynadan trafiğin akışını kontrol etmek- sinyal vermek- doğru şeride geçmek- dönmeden yaya ya da bisikletli gelip gelmediğine bakmak ve omuz üzerinden kör noktaya bakmak- döndüğünüz sokaktaki karşıdan karşıya geçen yaya ya da bisikletli kardeşlerimize yol vermek

    * göbek çıkışlarında mutlaka sağa sinyal vermek

    * stop tabelasının önünde kesinlikle 4 tekerin sabit şekilde durması ve yol müsait ise tekrar devam edilmesi

    * kırmızı ışıkta durmadan ve yeşil ışıkta kalkmadan aynadan arkadaki trafiği kontrol etmek

    * geçiş üstünlüğü olmayan yollarda, sağdan sola geçiş hakkını unutmamak, her sokak çıkışında sağdan gelen trafiği kontrol etmek için yavaşlamak

    * otoyoldan çıkmadan 300m önce sinyal vermek ve kesik çizgiler başladığı anda sağ şeride doğru girmeye başlamak

    * kornaya basmamak

    * ara yoldan ana yola çıkarken en az 2 şerit boş olmadan trafiğe dalmamak

    bunlara dikkat etmeniz durumunda ehliyeti cebinizde bilebilirsiniz. eğer sınavları başarı ile tamamlarsanız, ya anında ehliyetinizi alırsınız ya da size bir belge verir sınavı yapan amca ve ertesi gün tüv'den alman ehliyetinizi alırsınız. hayırlı olsun.

    (bkz: çok mutluyum be sözlük)

  • - şikayetiniz nedir?
    - ishalim doktor bey.
    - bırakın teşhisi ben yapayım lütfen, siz şikayetinizi söyleyin sadece.
    - günde 10 kere cayır cayır sıçıyorum.
    - ishal olmuşsunuz.

  • maalesef! en güzel alanlar sigara içenlere ayrılıyor; bize de kıyıda, köşede oturmak kalıyor ki kapalı alanda bile sigara kokularına maruz kalıyorsun çünkü yan tarafta yarı açık-yarı kapalı sigara içenlere ayrılmış yerden kokular buram buram geliyor.
    ama tabi sigara içme özgürlüğü, saygı duyacaksın falan...
    içmeyene saygı yok, özgürlük de yok. buram buram içine çekeceksin dumanı, içmediğin sigaranın kokusu sinecek üstüne, parkta bile pofur pofur maruz kalacaksın, çocuk varmış umurlarında değil! parklar da onlar için her yer onlar için ya da otobüs durağında duraktan uzakta duracaksın; cafelerde kıyıda, köşede oturacaksın maalesef!

    sonradan gelen düzenleme: tabi her zamanki gibi bencillikleri malum "kendinize göre sigara içilmeyen mekana gidin" diye salık veriyor! acaba sigara içilmeyen cafe dışarıda nerede?
    kışın totonuz donmasın diye açık alanda ısıtıcılar harıl harıl çalışıyor nerde donuyor toton yalana bak!

    açık alanda duman altı olmuyormuş muş! yanında sağdan soldan bir sürü kişi içsin bakalım duman altı oluyor mu, olmuyor mu! nefes alamıyorsun.

  • nolan'ın gotham'ı chicago iken, burton'ın gotham'ı gothamdır. gece yarısı bağcılar'da olma huzursuzluğunu verir burton gotham'ı; bir de gotiktir, grotesktir. batman'in ruhunu iyi yansıtır. nolan gotham'ı adamı germez, en fazla öğle vakti etiler gibidir, klasik amarigan şehridir işte. senaryo olmasa at gitsin nolan gotham'ını.

    haa ama nolan'ın batman serisi senaryo olarak daha derindir, burton ona göre masalsıdır ama bu başka bir versusun konusu.

  • cevabı bir o kadar saçmadır. scooter kişilerin kaldırımda yürüme hakkını gaspetmektedir. kişilerin haklarını kısıtlamadığın kadar özgürsün. daha fazla scooter olması kişilerin haklarını gaspetmektir. kaç kişinin istediği kaçının istemediği ile çözülmez. bazı akepe yalakaları da zenginin malını savunuyor gene.

  • çoğunlukla 50 gb olarak uygulanan adil kullanım kotası o kadar komik ve adaletsiz ki, bunu rakamlarla açıklamaya çalışalım:

    8 mbps'lik bağlantıyı tam kapasite kullanan biri saniyede 1 mb veri indirebilir. bu da ayda, (60*60*24*30=) 2.592.000 mb eder.

    yani ayın 1'inden 30'una kadar hiç durmadan 24 saat full download yapan birinin indirebileceği toplam miktar en fazla (2,592,000 / 1024=) 2531 gb'dır. yani yaklaşık 2,5 terabyte. interneti download olarak görüyorlar ya, işte 8 mbps'lik hattın download kapasitesi bu: 2,5 terabayt.

    aylık kapasitesi 2.5 terabayt olan bir hattın daha 50 gb'ını kullanan birine, "sen bu hattı sömürüyorsun" demek, en basit anlamıyla arsızlıktır.

    ben hattımın kapasitesinin daha % 2'sini kullanmışken, sen bana nasıl "adaletsiz kullanıyorsun" dersin?

    adil kullanım kotası gerekli olabilir ama bu şekliyle ve ttnet'in uyguladığı biçimle en adaletsiz uygulamalardan biri. rakamlar da ortada.

    üstüne üstlük, bu paketleri "limitsiz" adı altında satıyor. yani % 2'den sonra sınırlayacağı hattı satarken "limitsiz" ibaresini koyup tüketiciyi aldatıyor.

    benim kapasitemin % 2'sini bana sınır olarak koyan, paketin ismiyle tüketiciyi yanıltan şirketi hangi mahkeme haklı bulur acaba?

    avukat olsam veya bu işlere harcayacak param olsa bu sisteme dava üzerine dava açarım.

  • tam anlamıyla bir seçim rüşveti.

    "buna göre, 5 milyona yakın ailenin 2 bin liraya kadar olan borcu icradan düşecek."

    2biner liralık kömür makarna almak yerine senin benim paramla borçlarını siliyorlar. yazık.

  • alım gücü paritesine göre, döviz kuru üzerinden gerekli ayarlamalar yapıldığında bir malın her yerdeki fiyatı aynı olmalıdır. ters şekilde düşünüldüğünde; iki para birimi arasındaki döviz kuru iki ülke arasındaki fiyatlarla doğru orantılı olmalıdır.
    bu düşüncenin nasıl işlediğini görmek için uluslararası bir dergi olan the economist düzenli olarak bir malın birçok ülkedeki fiyatlarıyla ilgili bilgi toplar. bu ürün de mc donalds big mac menüdür. buna göre big mac fiyatı bir ülkede ne kadar yüksek ise kur da o kadar yüksektir. mesela japonya'da big mac 295 yen , amerika'da 2.50 dolar ise bu iki ülke arasındaki para birimleri oranının da 295/2.50 = 118 olması beklenir.