hesabın var mı? giriş yap

  • üniversiteye geldiğimizde ilk sene kaldığımız yurtta tatar bir arkadaş vardı. o anlatmıştı. çocuk kazanmış üniversiteyi, atlamış gelmiş bir kaç arkadaşıyla kazan'dan istanbul'a. yurda yerleşmek için gittiğinde giriş katta "kazan dairesi" yazısını görmüş. sevinçten havalara uçmuş. bizim için özel oda yapmışlar diye sevindirik olmuş. o sevinçle gitmiş kapısına açmaya çalışmış, bakmış kapı kilitli. hemen yurt müdürünün odasına gidip, girmiş söze:

    - müdür bey şu odanın anahtarını alabilir miyim?
    + napıcaksın oğlum orayı?
    - ee kazan diaresi...

    müdür bu. durur mu basmış kahkahayı. çağırmış personeli. açtırmış odayı. gezdirmiş kazan dairesini. 1 sene o yurtta kaldık beraber, müdür her gördüğünde şöyle derdi:

    "ramis memleketini özlediysen açtırayım senin odayı, buharını içine çekersin"

  • işten çıkmış, minibüse binmişim ve burnumdan soluyorum. minibüs kalabalık, ayakta ve ön taraftayım. cebimden bir milyon çıkarıp şoföre bir kişi alır mısın deyip para üstü olan 250 binlirayı bekliyorum. bu arada para uzatanlara kıl kıl bakıp, verilen paraları hiç konuşmadan şoförün önüne atıyorum.

    bu sırada soför 10 milyonun üstü deyip elime paraları tutuşturuyor. tüm kıllığımla “on milyonun üstü” diye ünleyerek ve kafamı bile çevirmeden parayı arkaya uzatıyorum. parayı kimse elimden almıyor. biraz daha yüksek bir tonla “on milyonun üstü” diye bağırıyorum, yanıt yok. “hey allam ya” deyip şoföre parayı geri uzatıyorum ve “al abicim, istemiyorlar demek ki para üstünü” diyorum. soför parayı şaşkınca alıyor ve aynadan yolculara göz gezdirip bir kez de o soruyor "on milyonu kim vermişti” diye.

    bu sırada gözümün önüne dört beş görüntü aniden flashback ler halinde çakıyor. işten çıkış, bakkalda 10 milyonu bozmayan amca, bu yüzden dergi alamayış, başka paranın olmadığını hatırlama...
    evet, o 10 milyonu ben vermiştim.. ben...ben...en.nn...

    o kıl sert halimden nasıl yavşak moduna geçtiğimi de anlatmıyor, sözlükçülerin hayal gücüne bırakıyorum. oy oy oy oyy...

  • telefondan kasıt "telefon numarası" sanırım. hemen kontrol ettim, benim numaramda cinaslı kafiye var. demek ki apaçinin önde gideni, fenerle yol göstereniyim :/

    bir buçuk sene sonra gelen edit: ben bu entry'i yazdığımda başlıktaki 20. entry falandı. geçen zamanda yazarların hepsi uçurulmuş.. sıra bende mi acaba :s

  • helikopter ebeveyn terimi 1969 yılında yayınlanan dr. haim ginott'un "ebeveynler ve gençler" adlı kitabında ortaya atılmıştır.

    dr. ginott gençlerle konuşurken gençlerin anne ve babalarından bahsederken "helikopter gibi sürekli üzerimizde dolaşıyorlar" demelerinden
    etkilenerek bu kavramı oluşturmuştur.

    terim 2000lerin başlarında amerikan üniversite yötetimleri tarafından sıklıkla kullanıldığı için popülerleşmiştir.

    1980lerde doğan milenyum kuşağının en yaşlıları üniversite çağına eriştiklerinde anne ve babaları tarafından her sabah okula geç kalmamaları için
    uyandırılmaktan şikayetçilerdi. okul yönetimi de ailelerin kendilerini arayarak çocuklarının durumu hakkında devamlı bilgi istediklerini kayıtlara
    geçiriyorlardı. ikinci dünya savaşı ve sonrasındaki ekonomik refah döneminde dünyaya gelen ve "baby boomer" kuşağı olarak adlandırılan kuşağın
    çocuklarına yönelik aşırı kontrolcü tutumu üniversite idarelerinin dikkatini çekmiş ve helikopter ebeveyn kavramının tekrar gündeme gelmesine
    neden olmuştur.

    genelde lise ve üniversite çağındaki çocukların kendi başlarına yapabilecekleri işlerde onları yalnız bırakmayan
    ebeveynleri için kullanılsa da her yaştaki çocuk için geçerli bir ebeveyn tipidir. yeni yürümeye başlamış bir bebeği hiç yalnız
    bırakmadan sürekli onun hareketlerini düzeltmeye çalışan, bebeğe kendi başına geçirmesi için zaman tanımayan ebeveynler de helikopter
    ebeveyn sınıflandırmasına dahildir.

    helikopter ebevenyler çocuklarına yardımcı olmak isteyen iyi niyetli insanlar olsalar da çocukların özgüven geliştirmesine engel olarak ilerde
    tek başlarına sorun çözme yeteneği olmayan birer yetişkin olmalarına neden olabilirler. başarısızlıklar ve zorluklar çocuklara yeni yetenekler
    kazandırır ve var olan yeteneklerini geliştirme imkanı sunar. helikopter ebevenyler çocuklarının bu deneyimlerden yoksun kalmalarını sağlayarak çocuk gelişimine
    olumsuz etkide bulunurlar.

  • anakronistik öğelerle süslenmiş fantastik bir edebiyat ve sinema janrı daha, eş anlamlısı atomicpunk.
    alternatif post-atomik çağ tarihi diyebiliriz buna da. günümüzde ya da yakın geçmişte geçebilecek bu setting steampunka göre daha modern, cyberpunka göre daha ilkel öğeler kullanır. buhar makinelerinin ve kromajlı alet edevatın yerini bol bol çelik ve fosil yakıt kullanan motorlar almıştır. herkes hotrodlarıyla gezer, her yerde nükleer silahlar, modern savaş araç gereçleri, gökdelenler bulunurken cyberpunkdaki gibi süperbilgisayarlar, androidler gibi sibernetik öğeler, gen teknolojisi ya da biyoalaşımlar vs. yer almaz. ikinci dünya savaşı'nın hiç bitmediği falan çıkar ortaya popüler bir storyline olarak.
    bu janra ucundan kıyısından girebilecek eserler için
    (bkz: rocketeer)
    (bkz: batman)
    (bkz: iron man)
    (bkz: red storm rising)

  • yorumcuların gerçek kimliklerini buldukları yöntem. "kahve bardaklarının içinde ne var?" sorusunun cevabını bulmamıza yardımcı olabilecek muhteşem bir çözüm.

    şuradan devam ederken hızı 0.5'e getirin. el hareketlerine falan da dikkat.*

    şu bölüm de çok fena ahmet çakar ve rok resitali.

    hızı galiba sadece chrome'da değiştirebiliyoruz.

    önemli edit: artofshredding adlı yazar da şurada değinmiş benden önce.