hesabın var mı? giriş yap

  • bir elektronik, bir metalurji, bir gemi inşaat ve bir makine mühendisliği öğrencisinin, anten yapmak amacı ile televizyona sigara kağıdı sokarak patlamasına sebebiyet vermesi. buna mukabil, bir edebiyat, bir kamu yönetimi ve bir uluslararası ilişkiler öğrencisinin eve kaçak kablo tv çekebilmesi. gerçi üst komşu ne izlerse onu izlemek zorunda kalıyorlardı ama neticede beleş.
    eğitim sistemi çarpık diyoruz yıllardır. solcu tırıvırısı deyip geçiyorlar. al işte örnek!

  • yıllar sonra ilk defa büyük bir keyifle çizgi film izlerim diye kaltım ama, lan öyle bir çizgi filmler var ki 20 dakika izledim, mevzuyu anlamadım amk? çakmaktaşlar nerde lan şerefsizler!!!11

  • oruç tutmayan arkadaşımı dövdüler..

    olay kız meselesi ama sonuçta arkadaşım oruç tutmuyor.

  • emre belözoğlu ve selçuk inan gibi formunun zirvesinde iki maestro sahadayken adı çalhanoğlan mı hakan mı ne, acayip bi çocuğun oyuna girmesiyle kopan maç.

    almanya'da mı ne oynuyomuş. ben tanımıyorum şahsen. ne gerek var be hocam selçuk inan gibi bi lokomotif, bi dinamo, bi makine varken.. maçın gittiği an o andı. bi de o emre çok istekli çocuk. daha 35 yaşında mı neymiş? gider o daha en az 3-4 maç oynar. geleceği parlak. olcan da iyi keşif. henüz 30 yaşındaymış o da. güçlü, istekli. feci ısırıyo rakibi.

    bi de burak yılmaz yeterince beslenemiyor.. senin elinde burak yılmaz varsa önce tahtaya onun adını yazarsın ve geri kalan yerleri doldurursun bu iş bu kadar basittir. gerisini zaten burak yılmaz halleder. ama adam bugün beslenemedi. bakıyorum, adama bir pas veriyolar topu alıyo ama hala karşısında kaleci var. arkadaşım sen geçsene kaleciyi de, sonra bırak topu burak'a. gör bakalım golü yapıyo mu yapamıyor mu? oooh ne güzel valla at topu burak'a, sonra gol bekle. iyi de kaleci var adamın karşısında kardeşim o da karpuz korkuluğu değil ya. burak'a daha çok boş kale hazırlayacak şablonlar çizilmeli. bu şablonlarda da takımın dinamoları emre ve selçuk ön planda olmalıdır.

    her şey için teşekkürler hocam ve futbolcular. izlanda taş gibi bi takım. 3-0'lık yenilgi bizim için güzel bi uyarı oldu. ne demişler bi hezimet bin nasihat. bu takım hollanda ve çek cumhuriyeti ile çok çok rahat berabere kalır. göreceksiniz. seri beraberlikler bile gelebilir olumlu yönde. biz bu izlanda'yı istanbul'da kitleriz çok rahat 0-0.

    bu takım bu ligi çok rahat 4. bitirir. en kötü diyorum. avrupa ligi oynarız yani her türlü avrupa'da devam ederiz.

  • olay tamamen sosyal ortam ile alakalı. bilgisayar oyunu her ne kadar asosyal bir aktivite gibi görünse de tadı arkadaşlarla beraber çıkar. 20li yaşlara kadar her oyunu birlikte oynayacağınız arkadaşlarınız vardır. internet/play statiton kafelerden evde online oynamaya kadar birlikte takılabileceğiniz birçok ortam mevcuttur. tek başına bile oynadığın bir oyunda yaşadığın her türlü anekdotu anlatabileceğin pek çok arkadaşın vardır. bir rts* oynarsın muhabbeti bir hafta sürer. pes'te bir maçta 7-0 yenersin 10 senede unutulmaz..

    ancak zaman geçtikçe bu tarz olayları paylaşabileceğin kişi sayısı bir bir azalıyor. yaşın artmasıyla birlikte hayata dair sorumlulukların artıyor. e haliyle senin de artık eskisi kadar boş vaktin olmuyor.. bu durumda da oyunlar artık eskisi gibi eğlenceli gelmiyor.

  • öldürülmesi helter skelter adlı filmden öğrendiğim kadarıyla tamamen bir tesadüf eseridir. charles manson adlı şahıs, albüm çalışmaları vb. şeyler yüzünden 1969 yılının bir ağustos akşamı terry melcher adlı müzisyenin evine gider ;ancak melcher taşınmıştır ve kapıyı dönemin ünlü hollywood yıldızlarından roman polanski'nin hamile eşi sharon tate açar. evin yeni sahiplerini kafasına kazıyan manson çok geçmeden müritlerini bu eve gönderir ve dünyalar güzeli bu insanı 8,5 aylık hamileyken vahşice öldürtür. özetle melcher taşınmamış veya polanski çifti bu evi tutmamış olsaydı sharon tate muhtelemen bu şekilde öldürülmeyecekti ve anne olacaktı.

  • (bkz: yürek hoplatan başlıklar)

    11 yaşındaydım, televizyonu kapatıp ansiklopedileri açtım. bir daha televizyonla ilişkim olmadı. ansiklopedileri de her zaman delice sevdim. bir süre sonra hayatımıza bilgisayarlar girdi ve matbu ansiklopediler "yetersiz" kaldı elbette. ama ben hala google'a sorarken bir tuhaf olurum, uzun süre arayamam bulmaya çalıştığım şeyi, pes ederim kısa sürede. bilgi kirliliğinden bunalırım. bilmek istemediğim şeylere maruz bırakılmaktan rahatsız olurum. mesela bu yeni nesiller bilgi kirliliği deyince boş boş bakarlar. neden? çünkü ansiklopedi karıştırmamışlar! uzun uğraşlarla derlenip, süzüle süzüle kağıda dökülen bilgiyle tanışmamışlar.*

    velhasılıkelam, çok güzeldir. çocuk olmak ve torson kadar büyük ansiklopedileri karıştırmak. içlerinde kaybolmak... yürek hoplamasının sebebi de yalnız değilmişim hissidir.

  • münasip ortamda olmadığımdan ötürü göz yaşlarımı kulaklarımdan akıtmama vesile bir tayyip erdoğan azarı.
    http://www.radikal.com.tr/…id=1083677&categoryid=77

    ülkeyi hepten lise müdürü gibi kontrolüne aldı sn. başbakan. istiklal marşı öncesi okula fırça basıyor gibi.

    "gülünecek bir şey varsa hep beraber güleriz" çıkışını bir sonraki toplantısına bırakmıştır diye düşünüyorum...

    "allah tebeşir fırlattı" :)