hesabın var mı? giriş yap

  • alman disiplininin tum dunyaya naklen yayinlandigi mac.

    almanya milli futbol takimi oyuncularina bakiyoruz; hepsi trasli, efendi, isinde gucunde cocuklar.

    brezilya milli futbol takimi oyuncularina bakiyoruz; abuk subuk-karman corman sac modelleri, vucut gelistirmeye bulasip orantisiz kas yapmis, lakayit, karaktersiz, nereden geldigi belli olmayan bir ozguvene sahip, hemen hepsi ustun yetenek(!) pic kurulari.

  • hayatımın ilk duruşmasına zamanın sirkeci adliyesi'nde girdim. hakime hanım kısa sarı saçlıydı. benim ilk duruşmam, davanın son duruşmasıydı. davayı kazandım ve hakime hanım bana ödenecek yasal vekalet ücretine üst sınırdan (tarifenin üç katı) hükmetti. daha sonra bunun yerleşik uygulama olmadığını, kendisinin benim ilk duruşmam olduğunu anlayıp, destek olmak açısından yaptığını öğrendim.

    yıllar sonra praetorium nedeniyle justinianus'la tanıştık. bir gün ev ziyaretine gidip eşi nurhan hanım'la karşılaştığımda tanıdık geldi, bir kaç sorudan sonra ilk duruşmamın hakimi olduğunu farkettim, o zamanki tavrını, desteğini saygıyla andığımı söyledim. güzel bir tesadüftü.

    başınız sağolsun üstat justinianus, huzur içinde uyuyun nurhan hanım, allah rahmet eylesin.

  • gelişmiş modern ülkelerde sokak köpeği yoktur

    bir tanesinde bile yoktur

    modern ülkelerde en önemli şey insan hayatıdır

    insan hayatından önemli hiç bir şey yoktur

    buna tehdit oluşturabilecek her şey yok edilir

  • aslında çok karmaşık bir mevzu değil ama olaya politik açıdan (left wing/right wing) ve elon sevgisi/nefreti üzerinden yaklaşınca beyinler düzgün çalışamadığından yorumlar da mantık çerçevesinde olamıyor.

    abd'deki büyük şirketlerde çalışmış/çalışan ahbabı olmuş herkes bu resmi daha önce binlerce defa gördü:
    yeni ceo/başkan/müdür işe alınır/şirketi satın alır.
    shake things up'a karar verir.
    zarar eden şirketi personeli azaltarak kurtaracağını düşünür ve personeli işten çıkarır.
    severance packages için milyon dolarlar öder çünkü ona göre şirketin ettiği/edeceği zarar ödeyeceği tazminattan daha fazladir.
    her şeyi planlayan ve hesaplayan, neyi neden yaptığının farkında olan bir liderse bu hamleleri işe yarar.
    değilse sıçar/batar.

    musk'in söylediğine göre twitter günde $4m zarar ediyormuş. twitter'i leveraged buyout (lbo) ile (nakit $31b + borç $13b) satın aldığını, yani borç kısmının şahıs üstünden değil, twitter üstünden şirketin kendisi teminat gösterilerek alınan kredi olduğunu hesaba katınca neyi neden ve hızlıca yaptığını anlamak çok zor değil. iyi/kötü demeden random bir şekilde çalışanların yarısını işten çıkararak maliyeti düşürüp ücretli özellikler vb. ile de para kazanmayı hedefliyor. böylece şirketin kendisine ait bu kredi borcunu şirket üstünden kazandığı parayla faiziyle birlikte geri ödeyecek. ancak twitter batarsa, tasfiye edilecek olan da yine twitter olacak.
    çalışanların yarısını işten çıkarmak $13b borcu kapatmaya nasıl yetecek? yetmeyecek. amaç da yetmesi değil zaten. amaç, ek harcama yapmayıp toplam borcu arttırmamak. zira twitter'daki mid-level bir swe'nin maaş, equity, benefitsle birlikte aldığı yıllık para $400-500k. ortalama $150k desek, 150x3750=562000. yani en kötü ihtimalle yılda $562m karı olacak işten çıkardıkları sayesinde.

    ****

    california ofis çalışanları, california'daki warn act yasası yerine getirilmediği gerekçesiyle dava açmıştı. musk'in, sisteme erişiminiz engellendi ama 4 ocak'a kadar tüm haklarınızı almaya devam edeceksiniz email'inden sonra kovulan çalışanların avukatı açıklama yapmış:
    "it looks like employees are getting their notices and at least some will be paid until january 4. i am pleased that elon musk learned something from the lawsuit we brought against him at tesla and is making an effort to comply with the warn act. we filed this case preemptively to make sure a repeat of that violation did not happen."
    musk paralarını ödediği sürece o davadan bir şey çıkacak gibi durmuyor.

    işten çıkarılan personelin sisteme erişimini kesiyor çünkü sabotaj riskinden korkuyor. data silinebilir, source code kırılabilir, hassas/gizli bilgiler kopyalanabilir, dışarı servis edilebilir.. 60 günlük maaşı verip personele evinde oturmasını söylerek bu tip eylemlerin önüne geçmiş oluyor.

    ****

    musk'ın adımlarını planlamadan ve hesaplamadan attığı, fikirlerini modellemediği ve kendisinden daha iyi bilenlere danışmadığı, o fikirleri beta gruplarında test etmeden/uygulamadan hayata geçirdiğini ve bu konuda olması gerekenden daha hızlı davrandığını, kullanıcının ve reklam verenin ne istediğini göz ardı ettiğini, bu nedenle de bu satın alma eyleminin büyük bir sıçış olduğunu düşünen bir kesim var.

    bunun aksine, musk'ın ticari bir deha olduğunu ve/veya ticari sihirli dokunuşa sahip olduğunu, tam olarak da bu nedenle başarılı olduğunu ve olmaya devam edeceğini düşünen de epey insan var. 'büyük bir sıçış gibi gördüklerinizin arkasında aslında hem müthiş bir ticari zeka hem de twitter'i şu anda olduğundan daha iyi bir şeye dönüştürme ve musk'ın ifade özgürlüğünden anladığı normu gerçekleştirme motivasyonu var' diyorlar.

    bilmiyorum, ben musk'ın god complex sahibi olduğuna inanıyorum. kendi içimde 'kesin bu yüzden' gibi net ve tartışmaya kapalı bir görüşüm olmamakla birlikte twitter'i satın alma motivasyonunda bu kompleksin rol oynadığını düşünüyorum. twitter'in nasıl olması gerektiğine dair iyi/kötüden bağımsız bir vizyonu var ve bu vizyonun gerçekleşmesi durumunda dünyanın daha iyi bir yer olacağına inanıyor. bunu sağlarsa, insanlığa bir başka katkı yaptığını düşünerek tatmin olacak.

    debe ve ekşi şeyler edit'i:
    editörler 'kıdem tazminatı' olarak çevirmiş ama ben türkçe'de karşılığı olmadığı için bilerek severance package'i kullanmıştım. zira board of directors $200m değerinde tazminat alacak ama aynı şey kovulan diğer 3700 çalışan için geçerli değil.

    california'daki warn act yasası der ki; 30 günlük bir süre içinde 50 veya daha fazla çalışanı işten çıkarmayı planlayan şirket 60 gün önceden layoff notice vermeli. vermediyse 60 günlük ödeme yapmalı ve yasayı ihlal ettiği her gün için $500 ödemeli. şirketler ise genelde notice vermek yerine bu 60 günlük ödemeyi yapmayı tercih ederler. bu nedenle de severance package çalışan işten çıkarılır çıkarılmaz hazır edilir.

    musk, california ofisi çalışanlarını işten çıkarırken 60 gün önceden layoff notice vermedi. vermediği için de 60 günlük ödeme yapması gerekiyordu ama bununla ilgili herhangi adım atmadı ve kovulanlar da kendisine dava açtı. 3 kasım'da açılan davanın ertesi günü musk, 4 ocak'a kadar ödeme yapacağını açıkladı. bu ödemenin içinde 2 aylık maaş + sağlık sigortası var ama compensation, yani tazminat yok. en azından bildiğimiz kadarıyla yok. eski bir twitter çalışanı çıkıp separation agreement'i bizimle de paylaşırsa o zaman paketin icinde ne olduğunu ve ne olmadığını hep birlikte daha iyi anlarız.

  • ayriyetten yurtdisinda yasayanlarin da muzdarip oldugu, ekseriyetle itin gotune sokup cikarildiklari bir mevzu bu.

    misal, ben geldim amerika'ya universite okumaya. sonra da imkanim oldu, aldigim diplomadan hareketle is buldum, calismaya basladim. son 8 senemi burada gecirdim. son 8 seneye dair anilarimin, ogrendiklerimin, yaptiklarimin cogunlugu da amerika'da oldu. populer kultur adina buranin gerzeklikleriyle daha bir asina oldum mesela. falan filan.

    neyse. turkiye'ye dondugumde misal bir icki sofrasi olacak, arkadas ortami olacak cok samimi olmadigim; laf bir seyden acilacak, herkes kendi capinda deneyiminden falan bahsedecek. ben nasil dahil olacagim orda muhabbete? "ben amerikadayken..."

    e naabiim mina koyyim? burada gordugumun ambalajini degistirip turklestirerek mi aktaracagim? grey's anatomy miyim ben ki turkce senaryoya uyarlayip doktorlar diye show tv'ye gazlasinlar? ibis demezler mi adama?

    ben kendime ibis dedirtmem arkadas.

  • çocuğu elaleme göre yönlendirmenin de, içinde bolca bulunduğu bir tuhaf teknikler.

    * okullar açılınca, oyun konsollarını ortadan kaldırmak, saklamak. sabahın köründe uyanmış, okulda kafası ambale olmuş çocuğun, koskoca bir öğrenim dönemi boyunca sadece ders çalışmaya mahkum edilmesini hiç anlamadım. o yasakla aklı oyunda olan çocuktan ne kadar verim alınır, hep kafamı kurcalar. okulu asıp, internet kafelere giden çocukların çoğu bu kategoride sanırım.

    * okul, kurs, evde ders çalıştığı masa üçgenine kıstırılmış çocuğu sürekli eleştirmek. serpil hanım'ın çocuğu daha başarılı olduğundan, serpil hanım'la sidik yarışı için gereksiz yere kursa gönderilen ve akşam karanlığında sırtında 10 kilo çantayla nefes nefese dönen çocuğa balkondan seslenerek, "fırından ekmek al." diyerek, yokuş yukarı yollamak. çocuk eve girince, "hemen yemeğini ye, ödevlerini yap." demek. iyi de, o çocuğa bu kadar görev yüklemişsin, kendin akşama kadar ekmek bile almamışsın.

    * çocuk kazayla bir şey kırınca, dökünce dövmek. korkudan sinmiş çocuğu üzerinden kendini överek "ben çocuklarımı çok güzel yetiştirdim. bana cevap veremezler." diyerek, komşu muhabbeti yapmak.

    * kendine kozmetik ürünleri almayı ihmal etmeyip, misafir günlerindde 20 kişiyi tatlı, börek, pastayla ağırladıktan sonra çocuğu peynir sıkıştırılmış ekmekle okula yollamak. sakız bile istese kızmak ve almamak. bir gofret istediğinde bunu hemen alınca şımaracağını sanmak.

    * yaz aylarında 40 derece sıcakta, kış aylarında eksilerde seyreden ayazda misafirleri geldi diye çocuğu sokağa yollamak. sonra da "eve gel artık." diye balkondan yırtınmak. çocuk gecikince, "baban gelince görürsün sen." demek.

    * çocuğunu döven öğretmene kızmayıp, bir de üstüne yalakalık yapmak.

    * çocuğun odası dağınık olmasa bile "odanı topla. sabahat teyzenler gelecek." demek. sabahat teyzeye bu kadar derli toplu görünmek için çocuğu sıkıştırmanın amacını yıllardır anlamadım. sabahat teyze müfettiş sanırım. hem bu sabahat teyze, başka birine "ah şekerim, şükran'lara gittim, çocuğunun odası dağınıktı." dedikodusunu yapacak veya dağınık odayı ayıplayacak tipse, neden o eve sokulur, bunu da anlamadım.

    edit: bazı kişiler, bunların benim başıma geldiğini sanmış. sadece çevremde gözlemlediğim şeyler.

  • kar ederken ortak mıydık da zarar ederken ortak olalım. yabancının 3 katı fiyatı yerliye çekmeye utanmayanlara mı yardım edelim?

  • morgan freeman'a bir röportajında sorulur:

    "shawshank redemption filminde zenci bir mahkumu oynadınız........"

    sorunun devamı gelmeden freeman muhabirin sözünü keser:

    "ben zenci bir mahkumu oynamadım. ben zenciyim ve bir mahkumu oynadım."

  • "gaziantep'te 100 kişiye 'suriyelilerden memnun musunuz?' diye sorduk, 97'si suriyeli çıktı."

  • tom'un jerry'i, coyote'nin road runner'ı, silvester'ın tweety'y,i elmer saftirik'in buggs bunny'i yakalayıp öldürmesini isteyen bir neslin büyük ihtimalle bayıldığı, sadistik animasyon serisi.