hesabın var mı? giriş yap

  • bu dizinin en güzel yanı, apokaliptik bir dünyadaki insanların kurabileceği komünleri işlemeleri. yani gerçekten "ortam böyle olsa, insanlar hayatta kalmak için nasıl toplumsal yapılar kurarlardı" diye düşünüp üretmeleri.

    --- hafiften spoiler ---

    bizim ekibimizin grubu dizideki en insancıl gruplardan biri.insanlar birbirine sevgi ve sadakatle bağlı. birlikte hareket ediyor ve eski dünyadaki ahlaki değerlerini korumaya çalışıyorlar. bunun dışında governor'ın komünü en akla geleni. kurallar geleneksel toplumsal yapı ile başındaki iki yüzlü siyasetçileri canlandırıyor. ülkelerin sınırları gibi sınırları var. içinde geleneksel olarak pek bir şeyden haberi olmayan bir halkları var. profesyonel askerleri ve gerçekleri halkından gizleyen iki yüzlü bir lider var.

    daha sonra hatırladığım daryl'ın dahil olduğu bir yol grubu vardı. görece daha vahşi, ancak kendi içinde kuralları olan bir yapıydı. misal bir şeye kim önce "benimdir" derse onun oluyordu. bu tam olarak çıkar amaçlı bir birlikteliği simgeler gibiydi.

    diğer bir grup terminus. malum kasap-koyun kuralı.kasaplara dokunulmayan, koyun gibi görülenlerin kesilip yenildiği enteresan bir düzen. insan öldürmenin en mantıklı hali aslında. insanları cinayet işlemek için değil beslenmek için öldürüyorlar. insan yeme fikri ne kadar vahşice görünse de, böyle bir ortamda olağan bir şey olarak görünüyor.

    son olarak da beth'in dahil olduğu grup.bir şekilde insanların borçlandırılıp çalıştırıldığı klasik kapitalist düzen.

    --- spoiler ---

    dizinin güzel yanı da bu bence. resident evil tarzında doyasıya zombi katletme, über yetenekli savaşçıların becerilerinin sergilenmesine yönelik bir yaklaşım yok. mevcut şartlar altındaki insan ve topluluk psikolojilerini iyi işlemeye çalışan bir senaryo ekibi bulunmakta.

  • amadan öncesi yalandır kusura bakmayın...

    sen anayasa mahkemesi'nin kararına rağmen soruları göstermeyeceksin, itiraz için de ebesinin nikahı kadar para isteyeceksin eleştirince de birkaç zırtapoz çıkıp "ya herkes itiraz ederse?" diyecek...

    liseliler bilmez, ösym denen bu gudubet kurum soruları gösterme kararı almadan önce soruları sınavdan sonra bir güzel veriyordu. sonra televizyonlarda sorular uzmanlar tarafından tek tek çözülüyordu. zaten orada anlaşılıyordu ak koyun kara koyun, koca uzmanların çözdüğü soruyu "yanlış bu hucam..." diyerek hakkında itiraz edecek mal varsa da koca ülkede bir belki ikiydi.

    kpss'de eğitim bilimleri alanında önceki yılların sorularını çözüyorum, tek sınavda beş altı tane yanlış soru çıkmış lan. bir değil iki değil anasını satayım. koca kurum soru hazırlayamıyor. böyle bir kurum soruları göstermeyecek sonra da itiraz için "ay ama arkadaşların seni görürse onlar da itiraz etmek isterler, o nedenle kazığı sokabildiğim kadar sokacağım..." şiarıyla yola çıkıp önüne engeller koyacak, sonra da biz her haltı düşünmeden eleştiren ekşiciler olacağız, öyle mi?

    ekleme: yok önceki entrylerine bakayım da yok bilmem ne... adamın dediği lafa bak "daha önceden böyle bir hizmet var mıydı?" diyor. yoktu la daha önce böyle bir hizmet. valla bak. ösym çıkıp "bir sene boyunca üstünde çalıştığımız ama doğru hazırlamayı bile beceremediğimiz sorulardan şu, şu, şu hatalı. eşeklik ettik, affedin bizi." diye herkesten önce davranıyordu. kendi kendine hiçbir başvuruya gerek kalmadan soruları iptal ediyordu. önceki senelerde çıkmış soruların bulunduğu kitaptçıklarda "ösym tarafından iptal edilmiştir." yazısını görürsen bil ki bu anlama geliyor...

    yemin ediyorum malsınız lan.

  • yeni işe baslayanlara sorumluluk verilmekten hiç çekinilmeyen bir iş ortamıdır. staj yaptığım dönemde ilk gün manager a "mr. soyadı" diye hitap etmiştim de, öyle olmuyor bu işler falan demişti. 1 hafta sonra ceo yla falan tanıştım hep ismiyle falan hitap ediliyor tabi o zamanlar garip gelmişti.
    sorumluluktan bahsediyorduk. miktarı bende kalsın yüksek meblağlı projelere daha stajyarken beni tek sorumlu yaptılar ki, ben kendime o sorumluluğu vermem. yani vermezdim o zaman öyle düşünüyordum.
    yaş farkı gerçekten hiç önemli değil. bu da en onemli farklardan biri olsa gerek. 40 yıldır sektörde olanlar var, onlardan daha tecrübesizmişim, gençmişim konuşurken veyahut ortak çalışırken hiç bir ima görmedim. öyle olunca da insanın özgüveni doğal olarak artıyor.
    şöylede bir olay yaşamışlığım var:
    8 ay önce falandı bir hata yapmışım ki dillere destan. suçu atacak kimse bile yok . strese bindim tabi. managerım senin hatan değil, şirketin yeterince düzenli olmamasının hatası falan dedi.
    valla reyizsin diyecektim de reyiz in ingilizcesi o an aklıma gelmedi.
    adamın dibisin dicektim , bottom of a men. o da saçma olacaktı ondan da vazgeçtim.
    1hafta sonra bi büyük rakı aldım verirken de dedim ki sen delikanlı adamsın peynir kes, kavun doğra yanında bundan iç lion milk.

  • istiklal caddesinde vakkoramanın yanında bulunan müzik markette çalışan arkadaşa gidip kendi isim ve soyadınızı söyleyin ve "acaba albümü çıktı mı bu kişinin..?" diyin..ama sakın gülmeyin..kasetçi abinin size vericeği cevap süper olucaktır..
    mesela bir örnek ;
    arkadaşın adı reha can idi girdik çıktı mı dedik
    abi- çıkmadı ama çok satıyoruz..
    (bkz: nası yaa)

  • başlık: başbakan şarap içmek yerine üzüm yiyin diyor

    entry: o halde polis de göstericilere biber gazı sıkmasın biber atsın amk.

  • geleceği netleşene kadar detroit pistons tarafından oynatılmayacağı açıklanan forvet.

    böylelikle blake griffin'in nba kariyeri fiilen bitmiş oldu. 2022 yılında 39 milyon dolarlık opsiyonu olmak üzere 1+1 yıllık 75 milyon dolarlık sözleşmesi takas edilemez boyutta, 2019'dan beri önlenemez düşüşü devam ediyor ve oyun olarak da bitmiş durumda. kendisi gibi dizlerinden muzdarip başka bir isim olan derrick rose da smaç yapmayı bıraksa da oyununu değiştirerek ligde tutundu ve 3 sezondur dakika kısıtlamasıyla oynasa da %48 ile isabet bulup maç başına 17.4 sayı ve 4.8 asistle çok iyi bir yedek performansı veriyor. ama blake griffin 2018-19 sezonunun sonuna doğru sakatlandığından beri oyununu toparlayamadı, geçen sezon detroit'in çıktığı 66 maçın 48'ini kaçırdı ve şimdi iyileşmesine rağmen geçen sezonki kötü oyununu sürdürmeye devam ediyor. son iki sezonda %35.8 ile saha içi isabeti bulup maç başına 12.4 top kullanıp 13.8 sayı buluyor ve oyunun diğer yanlarında da iyi değil. iyi sıçrayamadığı için ribaund alamıyor, patlayıcılığı bittiği için triple threat olamıyor, iyi savunma yapamıyor, yüzdeleri zaten düşük. böyle olunca da blake griffin'in herhangi bir hükmü kalmıyor.

    çok yazık oldu. lige girdiği ilk sezonu sakatlıktan dolayı kaçırmasına rağmen inat edip ertesi sezon çaylak yılında all-star oluşu, 2011'deki slam dunk şampiyonluğu ile çok ümit vaat ediyordu. bunların peşine her ne kadar kendi kafasızlıklarından dolayı olsa da 2017'de 5 yıllık sözleşmeyi aldıktan 6 ay sonra takaslanmasıyla aklını toplayıp 2018-2019'da ligin en iyi triple threat uzunu olarak kendini gösterip bir kez daha all-star mertebesine yükselmesi takdiri hak ediyordu. ancak ne olduysa 2018-19 sezonunun sonunda oldu. kendini gösterdiği sezonun ardından playofflara girerken sakatlandı ve o sakatlıkla beraber şu anki çakılış haline geçti. özellikle 2018-19 sezonunda yaptıklarının ardından bu duruma düşmesi üzücü bir durum. 2 sezon önce detroit'i playoffa sokan ve yeniden all-star/süperstar bandına çıkan, üstelik bunu daha olgun bir hava ile yapan griffin artık takımı için bir kamburdan başka bir şey değil.

    kendisini sevmem, özellikle chris paul'lu clippers'ta bir türlü beklenen atılımı gösteremediği, olgunluğa erişemediği için de kızarım ama detroit takasından sonra ciddi anlamda bambaşka bir oyuncu olmuştu griffin. ama yıllardır beklenen bu griffin'i epi topu 1 sezon izleyebildik. cidden yazık oldu.

  • kadına laf edip karışacağına kendini tesettüre sokmuş sporcudur. inancınızı böyle yaşayın canımı yiyin.

  • el yumrugu yemedigi icin kendininkini balyoz zanneden bi cocuk taparin dehsete dusurucu ifadeleri..

    bir psk olarak hicbir zaman cocugunuzu salin cayira sigir gibi buyusun seklinde bir "ozgurluk” ogutu vermedim..

    siz baskalarinin ozgurlugune tecavuz etmediginiz surece ozgursunuz.. bu is hak ihlallerine girerse o zaman bal gibi de haksizsin..

    cocuguna adap edep ogreteceksin.. sen elinden geldigince o cocugu birlikte yasanabilir, topluma entegre bir birey haline getireceksin; digerleri de sana tolerans gosterecek..

    ama yok sen cocugu salacaksin koridora, bi o yana bi bu yana parmak atacak cocuk ve sen de diyeceksin ki ne olacak canim cocuktur..

    baskalarindan bekledigin bu toleransi, madem ki cok elit ve dusunceli birisin sen rahatsiz olanlara gostereceksin sigir..

    bi de demis ki bir yumrukta yere sererdim bilmem ne.. borbo klavyeli seni

    edit: “anne baba olma ayricaligiyla henuz tanisamamis” seklindeki ifadesiyle de ztn ne kadar bos bir kibre sahip oldugunu anliyoruz bu adamin.. ulan kirpinin de inegin de atin da kedinin kopegin de yavrusu var.. dogada herkesin ilk yaptigi isi buyuk bir esermis zannetmen ne buyuk bir sigliktir ya.. ne oldu yani? dunyada ureme problemi vardi da 7 milyar insandan bir siz mi üremeyi basardiniz? madalya taktilar mi? bi plaket falan?