ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
danimarka'da kağıt para kullanımının sonlanması
-
bizde yapılsa atatürk'ü unutturma hamlesi olarak algılanabilecek olay.
walkmanle müzik dinlemiş efsane nesil
-
biz küçükken sony'nin parmak kalınlığında, ciklet pilli, ses kayıtlı, uzaktan kumandalı walkman'leri vardı. misal: 1 - 2 en büyük rakibi aiwa modelleriydi.
bu tip üst sınıf walkmanlar çok az zengin piçinde olurdu, ağzımızın suyunu akıta akıta bakardık; iphone 13 promax nedir ki, portatif bir imac pro taşımanın karizmasına sahipti sahipleri..
daha basit modellerde öyle kayıt mayıt, kumanda pek özellik olmazdı. kalas gibi kalın ve tipsiz olurlardı. kaseti dinlerken bir sonraki şarkı nerede biter nerede başlar bilmezdi. ileri sarıp sarıp durdurup bakardınız sonraki şarkı geldi mi diye. sonradan gelen modeller şarkı aralarını algılıyordu. iki sonraki şarkıya direk hızlı sardırabiliyordunuz misal. bu o zaman için çok muazzam bir teknolojiydi. buna rağmen sardırma nadiren kullanıılırdı, özellikle de kaseti sonuna kadar dinlemişseniz ve başa almak isterseniz, çünkü baya pil yerdi. o zaman çıkarırdınız kasedi, bir kalem takar havada bayrak çevirir gibi çevire çevire elde hızlıca geriye sarar, tekrar walkman'e geri takardınız. o şekilde baya pil tasarrufu yapılırdı. kalem piller falan da pahalıydı hani.
yine kasetlerin çift tarafı olur, bir taraftaki şarkıları dinlersiniz, kaset biter teyp durur. kaseti çıkarıp ters çevirir ve öbür yüzdeki diğer şarkıları dinlerdiniz. işte yenice modellerde o bir yüz bitince kasedi çıkarma olayı da yoktu otomatik olarak mekanizma dönüp diğer tarafı oynatmaya başlardı. bunlar büyük lükstü. 10 sene önce hd'den 4k'ya geçmek neyse onun gibi bir adımdı. tabi şimdiki gençlerin bu arkaikliği tam algılaması zor, internet, youtube, telefon, spotify derken herşey ellerinin altında hızlı. o zaman yok baba, kasette onu dinleyeyim bunu dinleyeyim öyle bir şey yok, kayıtta ne varsa sırayla dinleyeceksin, ya da mecbur ileri geri saracaksın. yani hava soğutmalı, karburatörlü eski model bir araba kullanmak gibiydi walkman kullanmak ama tadı çok başkaydı.
sonraları çıkan cd çalarlar muazzam ses kalitelerine rağmen asla kaset walkman çağının tadını veremediler. bir şeye ne kadar kolay ve rahat ulaşabiliyorsanız o kadar yavanlaşıp değersizleşiyor. şimdi bir gecede sevdiğin 20 grubun tüm diskografilerini ister mp3 ister flac olarak indirirsin, indirmene bile gerek yok, youtube, spotify vs vs her şey anında elinin altında. o zaman sevdiğin bir şarkıcının hevesle yeni kasedini beklerdin. çıkar çıkmaz gider para verip alır hevesle walkman'a takar bir yandan dinler bir yandan kaset kitapçığından şarkı sözlerini eszberlerdin. alt tarafı 8-10 şarkılık bir heyecandı bu.
benim ilk walkman'in buydu
babama yıllarca ciklet pilli ince sony alması için yalvardıktan sonra nihayet yurtdışından getirdiği panasonic de şuydu
tam tatmin etmemişti haliyle, hala içimde uktedir öyle bir sony ya da aiwa walkman'imin olmaması. o dönemde bunların nadirliğini anlamanız için, tüm liselilerin tuşlu telefon kullandığı dönemde, ilk çıkmış dokunmatik ekranlı iphone kullanan liselinin karizmasını düşünün. ki bu walkman olayları bizim ortaokul yaşlarımızdı, yani çocuk aklımızda daha kıskandığımız, özendiğimiz yaşlar..
hey gidi günler. hayat ne kısaymış be sözlük, çatır çatır geçti yıllar, içimizde hala çocuğuz, keşke dönebilsek o yıllara..
kapitalizmi eleştiren en iyi film
-
charlie chaplin'in modern zamanlar filmidir.
sapir-whorf hipotezi
-
eskimo dilinde deve ya da benzeriyi açıklayan bir sözcük yokken "kar" sözcüğünü karşılayan onlarca sözcük bulunması, arapçada çok sayıda deve türevini ifade eden sözcüğe rastlanması da bu hipotezin klasikleşmiş örneklerindendir.
sözlüğü dilbilimciler bastı içerik de dilbilimselleşti tabi.
simo hayha
-
kendisi kafasını fazla kaldırmak zorunda bırakması ve dürbünün lensinin parlama yapıp yerini belli etmesi sonucu dürbünlü tüfekleri tercih etmemekteydi.
her gün starbucks'tan bedava kahve alan adam
-
365 tane starbucks kartı alıp her birine farklı bir doğum tarihi girerek her gün bedava kahve içme yolunu bulmuş adamdır.
http://m.t24.com.tr/…in-taktigi-ortaya-cikti,307079
hayır, zannettiğiniz gibi türk değil, amerikalı. ama kesin donanımhaber üyesidir ibne.
kilo mu aldın sen
-
yemin ediyorum bunu bulduğumdan beri hayatım kolaylaştı.
dişi ile bırbırbır bişi tartışıyorum misal, hali ile dişi dişi konuşuyor, öle olmaz, bu şöle gelmez derken bakıyorum olacak gibi değil.
- diyorum ki, 8 numara çok gidiyor, imalat talebini konvansiyonel açmayalım, sadece 8 numara için açalım.
- iyi de, bütün parçadan 4 tane 8 numara, 4 tane 7 numara kesince kalnanından 2 tane 6 numara, 3 tane 5 numara çıkıyor. büyük parçadan sadece 8 numara kesersek 6 tane 8 numara çıkar, kalanı ziyan olur.
- e ama 5 numara nerdeyse hiç gitmiyor.
- olsun, diğer numaralardan çıkarıyor onu mağazalar, tek tük satıyor zaten, artanları da seri sonu deyip maliyetine veriyorlar.
- e 5 numara hiç üretmesek hiç?
- birincisi 5 numara isteyen müşteri var, onu terk etmiş oluruz, ikincisi 5 numara yapmazsak 5 numaranın malzemesi zaten ziyan olacak.
- 5 numaranın malzemesi ile de 8 numara yapalım diyorum işte.
- miktar olarak aslında 5 tane 8 numara çıkaracak malzemeden şekil nedeni ile 1 tane 8 numara çıkıyor. yazık değil mi?
- e ama 5 numara zaten satılmıyor, 5 numara yapmak da yazık.
- 5 numaralar az da olsa satılıyor, kalanlar seri sonu ile en azından malzeme bedelini kurtarıyor. diğer numaralar kadar olmasa da kar bile ettiriyor yani.
- ama onla da 8 numara yapsak, hemen satılacak, o da kar ettirecek.
- ettirecek ama ne kadar ettirecek, eksik üretilen 5 tane 5 numaranın açığını kapatmıyor ki.
- e ama 5 numara satılmıyor diyorum ya.
- ya bak, mağazalar bunun hesabını yapmışlar zaten, çok üretilen numaradan yapıp ziyan olan malzemenin bedelini tane başına ekleyince tüm fiyatlar yükseliyor, satış adetleri düşüyor, onun yerine ziyansız imalat yapıp düşük adet bedeli ile çok satış yapıp, satılmayan ürünleri seri sonunda maliyetine vermek daha karlı ki mağazalar da bu şekilde istiyor.
- ama 5 numara artıyor hep.
- ... ya o diil de, ne dicem, kilo mu aldın sen?
- neh? kilo mu almışım?! almadım ya? almış mıyım?
- ya emin olamadım gerçi. biraz almışsın sanki ama, kıyafetten mi yoksa be?
- kıyafettendir kıyafetten. sanmıyorum aldıımı. almamışımdır.
- dur bi dik dur bakim, yok ya almamışsın, bana öle gelmiş. bol ya kıyafetin biraz. ondandır.
- di mi? almamış olmam lazım zaten. dikkat ediyorum.
- talebi ben konvansiyonel açıyorum.
- tamam aç sen. ben gelcem şimdi.
ayna aramaya gider.
acun ılıcalı'nın miami heat'i satın alması
türk telekom için yeni slogan arayışı
-
gelişmiş fiber koptik ağlarla alt yapısını güçlendirmiş olan türk telekom'un günümüz uygulamalarını yansıtabilecek slogan arayışıdır... örneğin;
----- türk telekom ------
"disconnecting people"
...
osmanlı ocakları'nın türk milletini tehdit etmesi
-
kanla aldık evet. gerekirse yine kanımızla bu sefer de arapseverlere karşı savunuruz.
tanım: küfrü bile hak etmeyen türklük düşmanı yobazın tehdidi.
13 nisan 2020 covid-19 vakasının 61049'a çıkması
-
son 10 günün (toplam vefat / toplam vaka) oranları;
4 nisan - 501/23934 = 0.021
5 nisan - 574/27069 = 0.021
6 nisan - 649/30217 = 0.021
7 nisan - 725/34109 = 0.021
8 nisan - 812/38226 = 0.021
9 nisan - 908/42282 = 0.021
10 nisan - 1006/47029 = 0.021
11 nisan - 1101/52167 = 0.021
12 nisan - 1198/56956 = 0.021
13 nisan - 1296/61049 = 0.021
binde bir bile sapma yok. acaba diğer ülkelerde de aynı mı? diyerek baktım; bu rakamlar son 9-10 günde, almanya'da (0,020-0,050) arası yani yüzde 3 ve ispanya'da (0,140-0,200) arası yani yüzde 6 değişiyor.. bizde bırak yüzde 1'i, binde 1 oynamıyor.. italya'da daha vahimdir de neyse...
açıklanan bu rakamlara inananlara saygı duyarım, sonuçta elimizdeki tek veriler bunlar ama ben bu rakamların gerçeği yansıttığına inanmıyorum. üzücü.
milliyet gazetesinin sedat peker'e ödül vermesi
-
(bkz: yılın en iyi mafyası)
kazakistan'ın latin alfabesine geçmesi
-
bir gecede cahil kalan arap ve rus artıkları varsa, küçükken ezsinler iyice. sonra başa bela oluyorlar.
tiyatro
-
karantina günlerinde erişime açılan gösterimler dahil olmak üzere online olarak izlenebilecek oyunları şuracığa bırakayım;
ankara devlet tiyatrosu
- reis bey
- leyla ile mecnun
- osmancık
bornova şehir tiyatrosu
- bir anarşistin kaza sonucu ölümü
- işgüzar bir tekerrür
- küheylan
- kral lear 1 , 2
istanbul devlet tiyatrosu - bir nefes dede korkut
eskişehir şehir tiyatroları
- bir şehnaz oyun
- gergedan
- keşanlı ali destanı 1 , 2
- ağır roman
van devlet tiyatrosu - kahvede şenlik var
nilüfer kent tiyatrosu
- şark dişçisi-1 , 2
- romeo & juliet
- iki efendinin uşağı-1 , 2
- tersine dünya
- iii. reich'ın korku ve sefaleti 1 , 2
- titanik orkestrası
- cambazın cenazesi
- kanlı düğün
- çöl oyunu
trabzon şehir tiyatrosu
- 444
- kafes
- dokuz canlı
afyonkarahisar belediye şehir tiyatrosu
- bana bir şeyhler oluyor
- haybeden gerçeküstü
- yaşar ne yaşar ne yaşamaz
tiyatro pangar - kozalar
dostlar tiyatrosu
- marx'ın dönüşü
- sivas'93
- nazım'a armağan
- yalınayak sokrates
levent üzümcü - anlatılan senin hikayendir
haluk bilginer - şekspir müzikali
levent kırca tiyatrosu - azınlık
nejat uygur tiyatrosu - zamsalak
kadro pa - macbeth mutfakta
proje no2 - hizmetçiler
mekan artı
- 80'lerde lubunya olmak
- şiddet üçlemesi 2 - şeker
- üçkişi
itü müzikal topluluğu - sidikli kasabası 1 , 2
nazım hikmet kültür merkezi - en gerçek masal - ç.o
galataperform - aksak istanbul hikayeleri
tiyatro ak'la kara;
- karımın kocası
- patron kim?
- yargı
- kadın aklı erkek aklı
- audition
- kelebekler özgürdür
tiyatro oyunevi - tiyatro öldü
tiyatro mundus
- beckett
- marat sade
- akıl defteri
hareket atölyesi
- ahhval
- ülke - yolculuk - hafıza
- insan(lık) hali
- kül kadın
- ruhiye
fulya peker
- dem
- veba
fmv ışık müzikal topluluğu
- lüküs hayat 1 , 2 , 3
- hisseli harikalar kumpanyası 1, 2
- istanbul efendisi 1 , 2
- tosunpaşa 1 , 2
enka tiyatro kulübü
- yedi kocalı hürmüz 1 , 2
içimizden bir ekip: risus sanat
bonus: küçük kara balık :')