hesabın var mı? giriş yap

  • araştırma görevlisi olduğu andan itibaren;

    a) danışman hocasının kadrolu kölesidir. bina içi, binalar arası hatta kampüs dışı, araştırma görevlisi oluşuyla ilgili/ilgisiz her tür ayak işine koşturmakla mükelleftir.

    b) tez izleme komitesindeki diğer hocaların da emir eridir. danışman hocasının yüklediği kadar olmasa da, onların "rica ettiği" her tür işi seve isteye yapmak, sağa sola gitmek zorundadır.

    c) bölümdeki diğer hocalar da denk getirebildikleri anlarda ona iş yüklemekte beis görmeyeceklerdir. zira ülkedeki en güçlü dokunulmazlık profesörlere verilmiştir ve zavallı genç akademisyenimizin tüm kariyeri bu hocaların çoğunluğunu oluşturacağı veya etki altına alacağı jürilere bağlıdır.

    d) hocalar genelde bilirkişilik, ödenekli projeler, danışmanlıklar gibi, asli görevleri olan eğitim/öğretimden çok daha mühim(!) işler peşinde olduklarından, derslere girmekte pek de istekli olmayacaklar ve araştırma görevlimize "hadi sen gir de bugün bir uygulama yapın" falan diyeceklerdir. sınav zamanları gelince de hocalar sınıfa, amfiye 5-10 dakika uğrar, kalan 1 hatta bazen 2 saat boyunca ise araştırma görevlileri ayakta sınavı takip ederler.

    ezcümle; akademik hayatında, iç mekan - dış mekan ayrımı olmaksızın, yaya olarak en fazla kilometreyi araştırma görevlisi olduğu süre boyunca kat edeceği, en çok ayakta kalacağı süre de bu döneme denk geleceği için dayanıklı ve rahat bir ayakkabı seçmek zorundadırlar.

    ne yapaydı? makosen mi giyeydi?

  • "jack, 4 tonluk blokları 32. kata ulaştırmak zorunda.
    ani bir bir rüzgar, felakete sebep olabilir..."
    zaten mühendis falan çalışmıyor, jack harlem'den arkadaşlarını toplayıp gökdelen yapıyor.

  • saat 23.29 editi: arkadaşlar çok şükür kız babasına kavuştu sağ salim bulundu. herkesin çabasına ve emeğine binlerce kez tesekkurler. var olun.

    saat 17.33 editi: babası şöyle demiş: arkadaşlar son olarak istanbul kirazlı metrosda görülmüş sonrasında soğanlık ta. atm den para çekilmiş atım adım takip ediyorum ama bulamadım ben şuan maltepe tarafından karşıya geçecem aramaya kirali soğanlık bölgesinde olanlar dikkatli olsunlar lütfen

    saat 14.00 editi: hala bulamadık, kayıp durumda :(

    saat 01.35 editi: üstündeki kıyafetler: siyah tişört siyah pantolon ve siyah kapşonlu giymiş kapsonun iç kısmı gri, siyah kol kısımlarında beyaz yazılar var kolej hırkası gibi düşünün.görsel
    sosyal medya paylasmak icin görsel de yapılmış https://www.hizliresim.com/qtkzskb

    saat 00.38 editi: arkadaslar hala haber yok ne yazık ki. inşallah bulucaz el birliğiyle
    twitterda da daha çok yayabiliriz https://twitter.com/…tatus/1679234843190624256?s=46

    konuyu up yaparsanız çok sevinirim. aciliyeti vardır.
    acil olduğu için açıyorum. yasaksa modlardan izin rica ediyorum.

    dün saat 17 gibi arkadaşlarıyla buluşmak için evden çıkmış henüz cevap alınamadı kendisinden.

    istanbul maltepe civarlarındaydı en son. gören veya çevrede olan varsa yardımcı olursa çok seviniriz.

    ayşenur kınar - 12 yaşında
    iletişim : +90 532 377 90 39
    görsel

    görsel açılmazla linkle görsel de ekledim.
    https://www.hizliresim.com/lcb8lhp
    https://www.hizliresim.com/gu79pqj

    yeni görsel
    https://www.hizliresim.com/lcb8lhp

  • kınanacak bir durum değil ey sözlük ahalisi..
    bu kumar denen bağımlılık, belki uyuşturucudan bile daha kötü bir bağımlılık.

    zenginmiş, fakirmiş ciddi anlamda fark etmiyor.
    benim rahmetli pederden biliyorum. 90'lı yıllarda, oluk oluk para getiren bir kafe sahibiydi bizim peder.
    şöyle söyleyeyim öyle iş yapıyordu ki, o günün parasıyla günlük 1 asgari ücret iş yapıyordu.

    fakat peder beyin, 13-14 yaşından beri asla geçmeyen ve hayatına mahvedecek bir hastalığı vardı; kumar bağımlılığı

    dedemden yediği dayaklar istanbul'a 4. köprü olur bu hususta. dedem de kumarbaz bir adamdı.
    zaten dedem, tütün tarlalarını, koyun sürüsünü vs yemiş bitirmiş hep kumarda.

    babamın da ondan kalır yanı yoktu.
    askerde defalarca zar yakalatmış bu yüzden dayak yemiş, en sonunda hamamböceklerini yakalayıp yarıştırarak, kumar tutmuş bir adam. öyle hastalıklı..

    bu kumarla geçen yıllar, bizim için öyle bombok bir durumdu ki. babam işlettiği kafeden günde 1 asgari ücret para kazanırken, biz evde yiyecek ekmek bulamazdık.
    peder beyin içtiği biraların şişelerini satarak ekmek aldığımı bilirim.

    eve gelen haciz kağıtları, bakkalın çakkalın veresiyeyi kesmesi, üstümüze başımıza konu komşunun verdiği eski kıyafetleri giymemiz gibi türlü rezillikler de cabası......

    ve peder bey kumarhanelerde ( o zaman türkiye'de otellerde kumarhaneler açıktı) dünyanın parasını yerdi.
    ki normal kahvehanelerde, batakhanelerde oynadığı kumarlarda kaybettiği paraları saymazsak., sadece otellerdeki makinelerde, şuanki kaba hesapla 1 ev, 1 dükkan, 1 araba, 1 yazlık yemiş bitirmiştir.

    oteller kapanınca, yer altına indi bu kumar işleri.

    son baskınlarda görüyoruz işte, polis gelince kümesteki tavuklar gibi kaçışanları. gülüp geçiyoruz ama cidden sorsanız baksanız hepsinin ailesi perişandır.
    ceplerinde doğru düzgün para yoktur.
    bizim peder beyin, işte o baskınlardaki gibi kaçak kumarhanelerde yediği para da otellerde yediğinin x2 katı....
    üstelik evde çoluğu çocuğu açken, hacizlerle boğuşurken....

    bu yüzden serdar ortaç'ın geldiği noktayı az çok anlayabiliyorum. maalesef tedavisi mümkün bir hastalık da değil.
    babamsa 2006 yılında, tam da serdar ortaç'ın şuan olduğu yaşta, akciğer kanserinden, sefalet içinde öldü.
    annemden boşanmış, etrafında hiç arkadaşı kalmamış, oturacak başını sokacak bir evi dahi olmayan, saygınlığını yitirmiş, kumar oynadığı kahvehanede yatıp kalkan evsiz birine dönüşmüştü.
    o zamana kadar ömrüm hep pederin alacaklılarıyla, kendisinin psikopatlıklarıyla geçmişti.
    ilk defa o öldükten sonra rahat nefes alabilmiştim.
    doktorlara sorarsanız ölüm nedeni akciğer kanseriydi ama bana sorarsanız kesinlikle kumar derim.

    kısacası dostlar, tedavisi imkansız bir hastalık.
    o yüzden kesinlikle bulaşmayın derim.
    kumar öldürür ama öncesinde süründürür.
    ama öncesinde, paranızı, işinizi, çevrenizi, ailenizi, karakterinizi alır sizden...

  • 21. yüzyılın savaş teknolojisine getirdiği mühendislik harikası füze savunma sistemi. özeti şu, israil topraklarına doğru fırlatılan roketi tespit ediyor, ondan sonra olabilecek en yakın noktadan atılan füze ile kesişecek şekilde bir füze ateşliyor ve havadaki füzeyi imha ediyor. birkaç on santimlik roketleri bile tespit edip imha ettiğine göre, aletteki hassasiyeti siz düşünün.

    ayrıca bugün israil ordusunun hamas liderini öldürmesinin ardından başlattığı operasyonda, gazze tarafından son birkaç saatte fırlatılan 300'den fazla roketi etkisiz hale getirdiği açıklanmış.

    adamlar ülkelerini öyle bir koruma altına aldılar ki, hayretler içerisinde kalmamak mümkün değil.

    http://en.wikipedia.org/wiki/iron_dome

  • ordubozan aşiretinin reisi. 1911 yılında çukurova'da doğdu, 1985 yılında kaza sonucu öldü. babası dino ordubozan aşiretinden. dino, dağıdık aşiretinin güzel kızı ummuhan'ı alır, cono doğar. ama aşiret de birbirine girer. kan davası başlar. dino, dağlara çıkar. aşiret kaçırılan kızlarını bulmaya and içmiştir. iz sürer ve sonanda bulurlar. ummuhan'ı geri alırlar. dino'ya da haber salarlar " sıkıyosa gelsin kadınını alsın!". dino düze iner. büyük bir ardebe yaşanır. iki aşiretin delikanlıları yenişemezler. araya girenler savaşı durultur. dağıdıklar şart koşar. ya ummuhan ölecektir ya da cono kan bedeli olarak onlara verilecektir. dino düşünür taşınır, cono'yu dağda bırakır, karısını alır gider. çocuk annesinin kanına rehin olarak dağıdıklarla büyür. çocuğa sahip çıkan dayı da adının yanına kendi adını etiketler. cono olur, cono ahmet. cono ahmet 15 yaşına girdiğinde babasının peşine bulgaristana gider. babasını bulamaz ama camızcılar aşiretinden bir kıza aşık olur. kızın adı mandacı. camızcılar kızlarının türkiye'ye gitmesini istemezler. ama cono, kızı kaptığı gibi bir yük gemisine biner ve yollara düşer. aylarca yürüyerek çukunova'ya geri döner. ilk çocuğu doğar, adını dovan koyarlar. düzü sevmeyen cono dağlarda yaşar. gün geçtikçe kalabalıklaşırlar. dağa çıkan , çıkını kapan yanına gelir. cono ahmet'e katılanlarınn bir kısmı kendilerine "aptal" diyen hırsızlardır. bunlar cono'ya çalmayı öğretir. cono çalar ama pek isteklideğildir. adil olmayı unutmaz.. çalınan mallar eşit dağıtılacaktır. öyle yapılır. kıtlık, yoksulluk, savaş bellerini bükmüş, cono'yu ucuz eşkiya etmiştir. bu arada cono'nun ünü başka şekilde de yayılır. uzun boylu kara yağız bir delikanlıdır cono. hangi kız görse aşka düşer. cono da karşılık vermekten geri durmaz. mandacı'nın üstüne gülo ile evlenir. gülo'dan sonra evli bir kadın olan meliki'yi kaçırır. bu durum yeni bir kan davası başlatır. cono karıları, çor çocuğu toplayıp suriye'ye kaçar. perzani aşiretine sığınır. o aşiret reisinin kızı hızma abayı yakar bu sefer cono'ya. reis kızıyla evlendirir. cono'nun bütün evlilikleri tanrı huzurunda yapılmaktadır. ve cono dürüst bir adamdır, bütün kadınlarına önceki evliliklerini söylemiştir. neyse.. cono, hızma'yı alır türkiye'ye geri döner. meliki'yi kaçıran ve canını kurtarmak için kaçan cono, geriye iki karılı döner. reisliğin şanındandır. bütün karıları bir arada yaşamaya başlarlar. adaletlidir ya hepsine gözü gibi bakar. kimseyi yarı yolda, naçar komaz cono. hatta, emir'e can borcu vardır ve kaçırılan küçük kızının peşine düşen cono, kızı bulur. oğlanı haşat eder.oğlan kavruk eşkiyalarındandır. kızı atının terkisine koyar, geri dönerken de emrin kızına... efendime söyleyeyim, cono ahmet bu git gellerden, kaç göçlerden o kadar yorulur ki, sonunda oniki karısını, çocuklarını, akrabayı, çiftini çubuğunu toplar 45 yaşında düze iner. gider çukurova'nın akıncılar mahallesi'nde iki göz bir odaya sığışır. komşuları, hay huy arasında bir türlü nüfusa kaydettirmediği çocuklarına "haymatloz" demeye başlarlar. cono'nun 49 çocuğundan biri ve 14. oğlu şahmeran'dır cono'nun ani ölümü üzerine aşiret reisi olmuştur. karısının nüfusuna "oğlu" olarak kayıtlanan şahmeran, yaşıyorsa bugün 53 yaşındadır.

    (bkz: cono)

  • sözlükçülerin kuzenlerinin başından geçen doğaüstü olayları da bu başlığa yazabiliyorsak, başlıyorum.

    kuzenim, geçen cuma günü kışlıkları yazlıkları toparlayayım diye girişmiş elbise dolabına. tam öğle ezanı okunurken de çok içinden gelmiş, elindeki toz bezini koyuvermiş kenara, açmış ellerini; "allahım çocuk da okula başladı, bize bol kazançlar, hayırlı paralar kazanmak nasip et" diye dua etmiş. tam da böyle içinden, yüreğinden geçirerek... "hatta böyle bir kaç saniye de, öylece bir durdum ufak tefek günlük para gelir gider hesabı yaptım, yine içim sıkıldı" diyor.

    derken eline almış bezi tekrar, silmiş rafın tekini, arkada duran giysileri koyacak rafa, eşinin pantolonlarından birini eline almasıyla, başlamış cebinden şangur şungur bozukluklar dökülmeye.

    -paralar öylece dökülünce ben de hemen attım elimi cebine, baktım tomar tomar kağıt para, bir o kadar bozuk para. allahım delirecek gibiyim. ellerim titriyor, birkaç saniye algım kapandı hatta. tamam insanın duası tutar, tutar da, bu kadar mı hızlı tutar? sonra sakinleyip paralara bir baktım ki bizimkinin sakladığı eski para koleksiyonunu koyduğu yeri bulmuşum sadece.

    allah resmen kuzenimi trollemiş ya hu, kendi halinde temizlik yapan kadından ne istiyorsun ya deyip mevzuyu ayakkabı kutusuna bağlamamak için kendimi çok zor tutuyorum. ama bir düşünsenize, ayakkabı kutularına dolaresi koydurup sonra içinden monopoly parası çıkartmak çok güzel olurdu ya, allah buna bir şey yapsın.

  • düşük kültür seviyesi ürünü bir video. insan hakları diye bir şey olmasa videodaki elemanlar ya antik roma'daki gibi köle olurdu veya bilimsel deneylerde kobay.

  • adam en ünlü olduğu zaman 18 ay askerlik yapmış daha ne yapsın lan?

    edit:
    bolca miktarda mesaj alıyorum genelde yaşı yetmeyen yazar yahut çaylaklardan;
    askere 2000- 2001 yılında gitmiştir. o yıla kadar 1200'ün üzerinde gösteriye türkiye, avrupa ve amerika'da çıkmıştır.
    senaryosunu da yazdığı her şey çok güzel olacak filminde 1998 yılında başrol oynamış ve film o zaman 1.8 milyon izlenmiştir.(yurtiçi ve yurtdışı) reklamlar, star tv'de yayınlanan gösterileri vs. vs. yani en aktif döneminde 18 ay, er olarak yapmıştır askerliği.

    aynı dönemde askerlik yapması beklenen ve ünlü olan tarkan ise çeşitli yollardan askerlikten kaçmış ve bedelli açıklanınca da o şekilde yırtmıştır.

    bu entry bedelli yapanları kötülemek için yazılmamıştır, cem yılmaz'ın kendisi de gösterilerinde bedelli olsaydı yapacağını söylemiştir.

    edit 2:
    cemcim gösteri için vip bilet 2 kişilik olsun cnm, optm by!

    edit 3: cem çok cimrisin olm lan