hesabın var mı? giriş yap

  • silopi' de yol kesip kimlik soran pkklı gruptan kaçmaya çalışırken molotofla yakılan kadın polis.
    olayda bir bekçi ve bir polis de yaralanmış. zeynep polisin durumu ağır.
    yazar notu: sizin yapacağınız açılımın içine edeyim.

  • en önemli sebebi rock müziğin 90’lar ve 2000’li yılların ortalarındaki popülaritesini kaybetmesi. müzik pazarındaki en önemli rakibi olan pop müzik zaten adı üstünde her zaman popülerdi ama artık başka bir müzik tarzı da popülerleşti. yeni nesil ağırlıklı olarak rap dinliyor. bu durum da rock müziğin tüketimini azalttı. kârlılık düştüğü için rock albümleri yapımcıların tercih ettiği albümler değil.

    türk rock’ı 2010’a kadar çok kaliteli albümler çıkardı aslında. mor ve ötesi’nin gül kendine, pentagram’ın bir, duman’ın belki alışman lazım, dorian’ın yeniden hayata adlı albümleri gibi... o dönemler çok sayıda iyi grup vardı ve düzenli olarak içerik üretiyorlardı. şimdi bu grupların bir kısmı dağıldı, bir kısmı müziklerini arabesk ve pop gibi türlere kaydırdı, bazıları kendini tekrara düştü. şu an çıkan albümler deli gömleği grubunun demo albümü olan soytarı’dan iyi değiller ki deli gömleği grubunu çoğu insan bilmez bile. durum o kadar acınası kısacası. ne yazık ki kaliteli içerik üretmedikleri sürece de bu gidiş devam edecek.

  • v for vendetta filminin kahramanı guy fawkes'in filmdeki ikonik maskeden başka bıraktığı bir miras daha var. guy; yani adam ifadesi.

    5 kasım 1605 tarihinde parlementoyu havaya uçurma eylemi, kral ı. james tarafından kurallara uymayan toplulukları bastırmak ve birleşik britanya devletinin temellerini atmak için bir bahane olarak kullanılır. bu bahanenin kültürel etkisi her 5 kasımda ateşler ve havai fişeklerle şenlik ateşi gecesi ya da suçüstü yakalanan komplocu anısına guy fawkes gecesi olarak kutlanır. burada guy/adam kelimesi ortaya çıkar.

    bugün “adam, arkadaş, kişi, birey” anlamında kullanılan guy kelimesi 1605'de mevcut değildi. 1605'den sonra kısa sürede kötü bir şöhrete sahip oldu. 5 kasımda yapılan kutlamalarda fawkes ve diğer katolik figürlerin kuklaları (papa dahil) ateşe verildi. bu gelenek nedeniyle guy ifadesi önce kukla anlamında kullanıldı. daha sonra aşağılayıcı anlamda bir erkeği (kötü bir erkeği) tanımlamak için kullanıldı.

    bir noktada guy ifadesi okyanusu aşarak amerika kıtasına gitti. burada amerikalılar guy ifadesinin olumsuz tarafıyla ilgilenmediler ve bir “adamı” ifade etmek için guy kelimesini kullandılar. bu amerikan ingilizcesi kullanımı daha sonra birleşik krallık topraklarına geri döndü ve burada da insan veya kişi anlamında kullanılması yaygınlaştı.

    bugün guy ifadesinin evrimi devam ediyor. kadınların da dahil olduğu bir gruba “guy” denilip denilmeyeceği tartışılıyor.

    guy kelimesinin yolculuğu devam edip değişirken, guy fawkes'in katolik komplonun küçük bir oyuncusundan terörizmin sembolüne, oradan bir ingiliz kutlamasındaki tuhaf bir figürden futurist bir adamın ikonik tasvirine yükselen itibarı da değişmiştir.

    ne demeli; tabiki adam kazandı denilebilir.

  • (bkz: rakı)
    içme adabı
    rakı içen kadın çekiciliği
    rakı sofrasının kutsallığı
    tüm bunlar anlamsız bir çok içkiden farkı olmayan bir içkiye yapılmış milliyetçi böbürlenmeler olarak görüyorum.
    ve evet dünyanın en gereksiz övüncü de bu sanırım.

  • 40 güvenlik

    35 temizlikçi

    dini partiyi bir kenara koy. bugün çoğu avm de o görevleri yapan bu sayıda personel yok.

    iti kopuğu bekçi yaptılar, gönder 10 tanesini, temizliğe de görev bölgesindeki belediye baksın mantıklı makul olan budur.

  • geçen hafta ziyaret ettiğim şehir. fena da gezmedim hani. bir ankara'lı olarak notlarım:

    -şehir uygar beyler, yapacak bir şey yok. ankara'nın yiğidolarını aratmayacak insanların yoğunlaştığı semtler olsa da, şehirde genel olarak bayan arkadaşlarımız rahatlıkla istedikleri gibi gezebiliyorlar.
    ankara'da benim bile şortla rahat gezemediğim semtler varken, burada 3 parmaklık şortla gezen hanımefendiler vardı. gene semtten semte değişir tabi ama, hoşuma gitti bu kendi işine bakmacılık.

    -dediğim gibi laf atma, bıyık burma, apaçilik falan pek görmedim. en apaçi ben olabilirim.

    -istanbul'un vapur keyfini daha kompakt olarak, istanbul gibi leş olmayan bir şehirde yaşama imkanı sunmakta. vapur yolculuğu da çok uzun değil zaten, tam kararında kalıyor.

    -alsancak, kordon falan çogzel.

    -efsane zannediyordum ama 3 gün boyunca çirkin kız görmedim lan. üstelik sen onlara bakınca onlar da sana bakıyor! biz böyle görmedik olum, elim ayağım karıştı ne yapacağımı bilemedim.

    -alsancak'ta gece vakti çimlerde oturacak yer yoktu neredeyse, birasını kapan gelmişti. hayır ağlamıyorum gözüme bir şey kaçtı :' (

    -toplu ulaşım ücreti ankara'nın yarısı. i.melih gökçek başgana selamlar.

    -insanı güleryüzlü, selpakçıları laftan anlıyor, çingeneleri sevimli, tarihi bina bar olmuş lan daha ne olsun.

    -sanırım maddeler halinde yazmayı seviyorum.

    resmi olarak ciddi düşündüğüm bir şehir olmuştur izmir, şimdi o düşünsün!

  • kendisi new york'ta, kardeşi pensilvanya'da okumuş olan abd patentli haluk'un çıldırması durumudur.

    mağdurum da mağdurum...

  • bizim ülkeye ve insanına fazla yükleniyorlar. yok işte bilim adamı çıkmıyormuş, seçim sonuçlarıymış, teknoloji yokmuş, gücü ele geçiren baskıyı kuruyormuş vs. çok büyük haksızlık. kapasite bu kadar kardeşim. sen bu ülke insanına dayayacaksın galatasaray'ı fenerbahçe'yi, başı açık mı kapalı mıyı, bizim köy mü karşı köy müyü, türk mü kürt mü, alevi mi sünni mi.

    bak adam üşenmemiş başlık açmış, daha da üşenmemiş fotoğraf çekip internete yüklemiş. şimdi tartışalım bu konuyu hep birlikte. on yıl daha, yüz yıl daha bin yıl daha, on bin yıl daha tartışalım. ha bu arada benzine zammış, niteliksiz eğitimmiş, demokrasiymiş. salla gitsin. sen köfteciye odaklan köfteciye.

    (bkz: türkiye'deki hiçbir kesimin kaliteli olmaması)