ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ingilizce olmayan en iyi 100 film
-
bbc'nin 43 ülkeden 209 eleştirmenin görüşlerini alarak oluşturduğu dünya filmleri listesi.
https://www.bbc.com/turkce/vert-cul-46022845
edit: listede ingilizce dilinde çekilmiş filmler bulunmuyor. şu film neden yok diye yazanlar olduğundan editleme gereği duydum. pek çok sanat dalında kendi kültürünü baskın kılan abd ve ingiltere dünyanın kalan kısmındaki icraatları tek potada eriterek world music, world cinema gibi terimler ile uzun zaman önce literatüre soktu. haberi olmayanlara not düşmüş olayım.
1. yedi samuray (seven samuari - akira kurosawa, 1954)
2. bisiklet hırsızları (bicycle thieves - vittorio de sica, 1948)
3. tokyo hikayesi (tokyo story - yasujirô ozu, 1953)
4. rashomon (akira kurosawa, 1950)
5. oyunun kuralı (the rules of the game - jean renoir, 1939)
6. persona (ıngmar bergman, 1966)
7. 8 1/2 (federico fellini, 1963)
8. 400 darbe (the 400 blows - françois truffaut, 1959)
9. aşk zamanı (ın the mood for love - wong kar-wai, 2000)
10. tatlı hayat (la dolce vita - federico fellini, 1960)
11. serseri aşıklar (breathless - jean-luc godard, 1960)
12. hoşçakal cariyem (farewell my concubine - chen kaige, 1993)
13. m (fritz lang, 1931)
14. jeanne dielman, 23 commerce quay, 1080 brussels (chantal akerman, 1975)
15. pather panchali (satyajit ray, 1955)
16. metropolis (fritz lang, 1927)
17. aguirre: tanrının gazabı (aguirre, the wrath of god - werner herzog, 1972)
18. a city of sadness (hou hsiao-hsien, 1989)
19. cezayir bağımsızlık savaşı (the battle of algiers - gillo pontecorvo, 1966)
20. ayna (the mirror - andrei tarkovsky, 1974)
21. bir ayrılık (a separation - asghar farhadi, 2011)
22. pan'ın labirenti (pan's labyrinth - guillermo del toro, 2006)
23. jeanne d'arc'ın ızdırabı (the passion of joan of arc - carl theodor dreyer, 1928)
24. potemkin zırhlısı (battleship potemkin - sergei m eisenstein, 1925)
25. yi yi (edward yang, 2000)
26. cennet sineması (cinema paradiso - giuseppe tornatore, 1988)
27. arı kovanının ruhu (the spirit of the beehive - victor erice, 1973)
28. fanny and alexander (ıngmar bergman, 1982)
29. ihtiyar delikanlı (oldboy - park chan-wook, 2003)
30. yedinci mühür (the seventh seal - ıngmar bergman, 1957)
31. başkalarının hayatı (the lives of others - florian henckel von donnersmarck, 2006)
32. annem hakkında her şey (all about my mother - pedro almodóvar, 1999)
33. oyun vakti (playtime - jacques tati, 1967)
34. arzunun kanatları / berlin üzerindeki gökyüzü (wings of desire - wim wenders, 1987)
35. leopar (the leopard - luchino visconti, 1963)
36. harp esirleri (la grande ıllusion - jean renoir, 1937)
37. ruhların kaçışı (spirited away - hayao miyazaki, 2001)
38. a brighter summer day (edward yang, 1991)
39. yakın plan (close-up - abbas kiarostami, 1990)
40. andrei rublev (andrei tarkovsky, 1966)
41. yaşamak (to live - zhang yimou, 1994)
42. tanrıkent (city of god - fernando meirelles, kátia lund, 2002)
43. iyi iş (beau travail - claire denis, 1999)
44. 5'ten 7'ye cléo (cleo from 5 to 7 - agnès varda, 1962)
45. l'avventura (michelangelo antonioni, 1960)
46. cennetin çocukları (children of paradise - marcel carné, 1945)
47. 4 ay, 3 hafta, 2 gün (4 months, 3 weeks and 2 days - cristian mungiu, 2007)
48. viridiana (luis buñuel, 1961)
49. iz sürücü (stalker - andrei tarkovsky, 1979)
50. l'atalante (jean vigo, 1934)
51. cherbourg şemsiyeleri (the umbrellas of cherbourg - jacques demy, 1964)
52. rastgele balthazar (au hasard balthazar - robert bresson, 1966)
53. geç gelen bahar (late spring - yasujirô ozu, 1949)
54. eat drink man woman (ang lee, 1994)
55. jules ve jim (jules and jim - françois truffaut, 1962)
56. chungking express (wong kar-wai, 1994)
57. solaris (andrei tarkovsky, 1972)
58. the earrings of madame de… (max ophüls, 1953)
59. gel ve gör (come and see - elem klimov, 1985)
60. le mepris / contempt (jean-luc godard, 1963)
61. sansho the bailiff (kenji mizoguchi, 1954)
62. touki bouki (djibril diop mambéty, 1973)
63. spring in a small town (fei mu, 1948)
64. üç renk: mavi (three colours blue - krzysztof kieslowski, 1993)
65. ordet (carl theodor dreyer, 1955)
66. korku ruhu kemirir ( ali fear eats the soul - rainer werner fassbinder, 1973)
67. yok edici melek (the exterminating angel - luis buñuel, 1962)
68. ugetsu (kenji mizoguchi, 1953)
69. aşk (amour - michael haneke, 2012)
70. batan güneş (l'eclisse - michelangelo antonioni, 1962)
71. happy together (wong kar-wai, 1997)
72. yaşamak (ıkiru - akira kurosawa, 1952)
73. kameralı adam (man with a movie camera - dziga vertov, 1929)
74. çılgın pierro (pierrot le fou - jean-luc godard, 1965)
75. gündüz güzeli (belle de jour - luis buñuel, 1967)
76. ananı da! (y tu mamá también - alfonso cuarón, 2001)
77. konformist (the conformist - bernardo bertolucci, 1970)
78. kaplan ve ejderha (crouching tiger, hidden dragon - ang lee, 2000)
79. ran (akira kurosawa, 1985)
80. los olvidados / the young and the damned (luis buñuel, 1950)
81. celine and julie go boating (jacques rivette, 1974)
82. amélie (jean-pierre jeunet, 2001)
83. sonsuz sokaklar (la strada - federico fellini, 1954)
84. burjuvazinin gizemli çekiciliği (the discreet charm of the bourgeoisie - luis buñuel, 1972)
85. umberto d (vittorio de sica, 1952)
86. la jetée (chris marker, 1962)
87. cabiria'nın geceleri (the nights of cabiria - federico fellini, 1957)
88. son krizantemlerin öyküsü (the story of the last chrysanthemum - kenji mizoguchi, 1939)
89. yaban çilekleri (wild strawberries - ıngmar bergman, 1957)
90. hiroşima sevgilim (hiroshima mon amour - alain resnais, 1959)
91. rififi (jules dassin, 1955)
92. bir evlilikten manzaralar (scenes from a marriage - ıngmar bergman, 1973)
93. kırmızı fenerler (raise the red lantern - zhang yimou, 1991)
94. arkadaşımın evi nerede? (where is the friend's home? - abbas kiarostami, 1987)
95. ukigumo / floating clouds (mikio naruse, 1955)
96. shoah (claude lanzmann, 1985)
97. kirazın tadı (taste of cherry - abbas kiarostami, 1997)
98. ın the heat of the sun (jiang wen, 1994)
99. küller ve elmaslar (ashes and diamonds - andrzej wajda, 1958)
100. puslu manzaralar (landscape in the mist - theo angelopoulos, 1988)
odtü burger king
-
burger king'i küresel bir krize sokacak gelişmeler zincirinin ilk halkası olacak şube. lan burger king sende hiç akıl yokmuş. açgözlü burger king! civelek burger king! tuza, ranch sosa, bir buffalo sosa, bir ballı hardal sosa ekistradan para almaya başladın, sözlükçü dostlar başta olmak üzere ülke gençliğini perişan ettin, sonra da gittin odtü'de şube açtın. yedirmezler artık sana o pastayı koçum burger.
verirler mi sanıyorsun sana o ranch sos için acı sos için ekistra para ha? verirler mi? abooovvv düşününce bile tüylerim diken diken oluyor. hele tuza 10 kuruş fazladan iste bakalım, "hocam senin ne hakkın var ya" diye bir başlar hak ve özgürlükten girer odtu-kızılay dolmuş hattının saatlerinden çıkar yaman odtülüm. hey yavrum hey... sonra da gelsin isyanlar.
oh olsun size. açın da odtü'de şube şirket politikanız değişsin. inanıyorum ki bu şube bir isyan ateşi yakacak ve bu ateş büyüyecek büyüyecek önce yurt geneline sonra ecnebi ülkelere yayılacak. ve inanıyorum ki burger king artık sosları bedavaya da verecek dostlarım. hatta istemeyene de verecek. hatta burger yemek istemeyene bile "olmaz dost olmaz, gel eşitçe dostça yiyelim bu whooper'ı, yan yana birarada kardeşçe dişleyelim steak house'u" diye diye zorla yedirecekler burgerları.
evet... inanıyorum ki yıllar sonra burger king'in şirket tarihinde şu cümle yer alacak:
"2011 yılında odtü'de açılan şubeye gösterilen tepkilerin büyümesi sonucunda önce soslardan para almaktan vazgeçtik, ardından da şirketi kamulaştırdık". sonra da gelsin yeni menüler:
- iyi günler burger king'e hoş geldiniz.
- iyi günler, bir proleter menü alacağım.
- 50 kuruş farkla ekmek arası helvanızı büyük seçim yapalım mı?
- yap emekçi dost... varsın büyük seçim olsun ama hakça koy helvayı hakça böl ekmeği... hakça böl ki yedikçe güçleneyim, güçlendikçe vurayım düzenin bekçilerine, uşaklarına yumruğumu...
- bir büyük seçim proleter menü lütfeeen!!!
odtü'de şube açmak ha? yanlış strateji, terso seçim burger king. ateş şimdi seni çağırıyor...
sessiz harfi çiftledim marka oldu
yaran sevgili diyalogları
-
-alo aşkım napıyosun
+sağol hayatım iyiyim, evde televizyon seyrediyorum. sen napıosun?
-sen de karı gibi ne oturuyorsun evde anlamıyorum ki...
+birazdan çıkacam zaten arkadaşlarla ya
-kim kim?
+ercan, kamil, ufuk, behzat...
-kesin bi bok yiyeceksiniz erkek erkeğe siz. ne yapmaya nereye gidiyorsunuz bu saatte?
+kızlar da var hayatım
-ne işin var ben yokken kızların arasında senin ha???
+yok öyle değil hayatım, yani bizim arkadaşların sevgilileri falan, boşta kız yok yani
-o daha kötü ya, ne işin var onlar çift sen tek..
+onlar sorun etmiyor ki...
-sen niye etmiyorsun?
+lan ben niye edeyim?
-hoşuna gidiyor galiba...
+sende gel...
-ben gelemem!
+lan o zaman ne yapayım.. manyak mısın?!
-ne biçim konuşuyorsun sen yaaa? kavga çıkarmakta üstüne yok! nereye gidersen git, beni ilgilendirmez...
+tamam o zaman
-nereye gidiyorsun?
+allah belamı versin, bi yere gitmiyorum evde oturacam..
-otur zaten evde karı gibi
+.....
-sana diyorum orda mısın?
project cybersyn
-
bütün bir ekonomik sistemi, basit bir bilgisayar sistemiyle bile takip etmenin ve planlama yapmanın mümkün olduğunu gösteren bir enformasyon ve kontrol sistemidir. insanlık tarihinde, yalnızca iktisadi açıdan değil, sibernetik açısından da çok önemli bir kilometre taşı olmasına rağmen pek çok kişi böyle bir projenin varlığından haberdar değildir. adını ingilizce "cybernetics" ve "synergy" kelimelerinin birleşiminden alır. şili kaynaklarında ispanyolca adı "synco" olarak geçmektedir. tasarımını manchester üniversitesi öğretim üyesi stafford beer yapmıştır. salvador allende zamanında, 1971'de, şili'de kurulmuştur. bir önceki hükümet döneminde alınmış olan atıl durumdaki 500 kadar teleks cihazı fabrika ve dağıtım merkezleri gibi alt birimlere yerleştirilmiş ve hepsi merkez bilgisayara cybernet adı verilen bir ağ ile bağlanmıştır. algedonic feedback özelliğinin yanısıra, toplam, sektör, branş ve işletme şeklinde dört kontrol seviyesi bulunan sistem, bütün üretim araçlarının ve dağıtım merkezlerinin kamunun elinde olduğu bir ekonomide, planlama merkezine anlık stok değişimi verileri ve talep girdileri üzerinden, eşanlı bilgi aktarımı yapmak; bütün bir ekonomiye ilişkin nihai talep setlerini doğru belirleyebilmek ve bu şekilde üretim planlamasını halkın gerçekten ihtiyaç duyduğu şekilde gerçekleştirebilmek amacıyla geliştirilmiştir. algedonic feedback özelliği de, alt seviyede kesin aralıklar içerisinde çözümlenemeyen bir problemden üst seviyenin haberdar edilmesini mümkün kılmaktadır.
kuruluş çalışmaları 1971 yılında başlayan sistem, ekim 1972'de şili'de 40 000 kamyon şöförünün katıldığı büyük nakliye grevi sırasında, sadece 200 kamyon ile bütün ülkenin lojistik ağının canlı tutulabilmesini sağlamış ve bu şekilde grevden kaynaklanabilecek olası bir kıtlığın başarıyla önüne geçilebilmiştir. project cybersyn bu şekilde 1973 yılına kadar başarıyla kullanılmıştır. ancak general pinochet tarafından allende'ye yönelik olarak yapılan askeri darbenin ardından, 11 eylül 1973 tarihinde proje iptal edilmiş ve star trek filmindeki uzay gemisi enterprise'ın kumanda odasından esinlenilerek dekore edildiği izlenimi yaratan merkezi operasyon odası imha edilmiştir.
merkezi operasyon odası şu şekildedir:
http://www.biennial.com/…s-room-600dpi-00000002.jpg
http://jbarahona.typepad.com/…tegorized/synco_2.gif
http://www.keimform.de/…ploads/2008/11/cybersyn.jpg
https://4.bp.blogspot.com/…b/s1600/cybersyn1254.jpg
cybersyn sistemi için ayrıca cyerstride adı verilen bir yazılım da geliştirilmiştir. söz konusu yazılım, rassal değişkenler için, olasılık dağılımı içinde, koşullu olasılıklar ile marjinal olasılıklar arasındaki ilişkiyi gösteren bir bayes filtresi temel alınarak hazırlanmıştır. teleks cihazları aracılığıyla merkezi birime günlük veri aktarımına dayalı olan sistem, o günün teknolojik durumunun ilkelliğine rağmen başarılı olabilmiştir. günümüzde ise, bütün dünyayı saran mevcut iletişim ağı üzerinden ve her vatandaşın sadece bir kart kullanarak bütün ihtiyaçlarını karşıladığı ve anlık tüketim eğilimlerine ilişkin geniş örneklemli istsatistiksel verilerin izlenebildiği ve bu şekilde halkın ihtiyaçlarının gerçekçi olarak tespit edilebildiği plan süreçlerinin yürütülebilmesi imkanı ortaya çıkmış durumdadır.
stafford beer'ın iktisadi planlama, sibernetik ve project cybersyn ile ilgili 1974 yılına ait olan brifing videoları:
https://www.youtube.com/watch?v=e_bxlevyghg
https://www.youtube.com/…bglbxjuxnlnhfwgmqn&index=5
(bkz: stafford beer)
(bkz: salvador allende)
(bkz: augusto pinochet)
iphone'u kılıfsız kullananların rahatlığı
-
tum mal varligini telefona yatiran insanlara garip gelen eylem.
kaybetmeyi kaldiramayacagin bir mal aliyorsan ya onu sigorta edersin ya da alternatif daha ucuz urunlere yonelirsin.
(bkz: hayat bilgisi)
görevden af talebi
-
"görevden af talebi kabul edilmiştir." ifadesi şu demek, istifa olsa tek taraflı ve irade, istifa edene ait; halbuki içinde bulunduğumuz rejimde hiçbir yöneticinin kendisine ait bir iradesi olamaz; onlar göreve getirilir ve görevden alınmayı ancak talep edebilir; bu taleplerinin kabulü de onları oraya atayan iradeye tabidir.
sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar
-
başımdan geçen bu olay sizler için bi mistik gizemli doğaüstü olay olarak gözükmeyebilir buna katılıyorum ama benim için gerçekten doğaüstü olan bir olaydır.
sene 1996 kars/kağızman
peder emekli astsubay. 96 da görevi sebebiyle kars ın kağızman ilçesinde oturuyoruz ve ilkokul 2 ye gidiyorum. oturduğumuz askeri lojmanın içerisinde ufak bir karakol var 8-10 tane asker mevcut. lojmanın bahçesi yani oyun alanımız aynı zamanda askerlerin eğitim alanı. askerlerle birlikte koşar onlarla şınav çekmeye çalışır yemekhanede yemek filan yerdik.
nese yine eğitim günlerinden birinde bende kenarda oturmuş izliyordum asker abilerimizi. uzman çavuş sordu askere olum doğru nişan nedir söyle bakalım diye. asker başı önde susuyordu. bilmediğini gören uzman çavuş cumartesiye kadar ezberliyorsun dedi bende atladım bende ezberleyim mi komutanım diye uzman çavuş bana dönerek tamam sende ezberle. eğer ezberlersen sana gofret alacam dedi ve elime askerin el kitapcığını tutuşturdu.
kitapta doğru nişan için aynen şunlar yazılıydı: "gözden,gezden,arpacığın silme tepesinden,hedefin alt kenarı orta noktasından alınan nişana doğru nişan denir".
bu cümleyi yemeden içmeden cumartesine kadar ezberledim. nese cumartesi geldi çok heyecanlıyım. uzman çavuş geldiğinde komutanım doğru nişanı ezberleyecektik diyerek aynı ortaokulda en önde oturan kız gibi hocaaam ödev vardııı diye olayı hatırlattım komutana. doğru diyon ezberledin mi lan diye askere sordu asker cevap veremeyince bana doğru döndü ve sen ezberledin mi diye sordu. gururla ve göğsümü gere gere ezberledim komutanım diyerek sanki ilkokulda andımızı anırarak okuyan çocuk edasıyla "gözdenn gezdeen arpacığın silme tepesinden,hedefin alt kenarı ortaa noktasındann alınan nişanaa doğruu nişaan denir diye okudum. afferin diyerek gofreti hakettin demişti. sonraki günlerde getirmişti de gofretimi.
nese kağızmandan taşınmış mersine yerleşmiştik ortaokulu ve liseyi doğru nişanı hafızamdan yer edinerek bitirdim.beynimin bir köşesinde duruyordu.
üniversiteye gittim arkadaş ortamında ehiehi doğru nişan nedir biliyormusunuz diyerek hızlı bi şekilde doğru nişanı okuyordum. tabi onlarda ne anlatıyor bu mal diye bakıyolardı.
üni bitti kpss ye hazırlandım beynimi yüzbinlerce gereksiz bilgi ile doldururken bile doğru nişan nedir aklımdan çıkmadı. çıkmıyordu.
bakın ben balık hafızalı biriyim 5 kere karşılaştığım birine isim neydi hocam diye sorarım. geçen 5 yıldır değişmeyen apartman kapısının şifresini unuttum eşimi aradım da yavv bu kapının şifresi neydi diye sordum. ama bu salak bilgi hala aklımda. gözden gezden...allah ım her boku unuturken en büyük korkum alzaymır olup herşeyi unutmak iken nasıl nasıl olurda bu salak bilgi beynimi meşgul eder beynimden çıkmaz diye kafa patlatır dururdum.
nese vatani görevimi yapmak amacıyla istanbul çatalca da bulunan sancaktepe kışlasına bakım onbaşı olarak teslim oldum. eğitim sürecindeyiz bir uzman çavuş var başımızda size yemin ederim lakabı kurşun asker. adam emekliliğine çok yakın olsa bile 0 lakayıtlık askeri bilgileri üst düzey tam bir terminatör adam. örn montun kapşonunu çıkardığımda kapşooon - 3 dereceedee bölük komutanı emriyle çıkarılır teyyareee diye uyarır, 22 yaşında ki astsubay çavuşa bile tekmil verip bişeyler soran bir adam bu. gerçekten şahsına münhasır bir adam. onun kadar iyi asker gerçekten görmemiştim asker çocuğu olmama rağmen.
birgün eğitimdeyiz kurşun asker ortamızda 150-200 tane kısa dönemin eğitimini veriyor ve adam puştluğuna verilmemiş tüm bilgileri bizlere soruyor. seeen teyyaree söyle lan g3 ün özelliklerini. seen teyyare söyle kırmızı 2 ne ? haaa aval aval ne bakıyon laaaan teyyaree diye bizimle hafif eğlenmekte idi.
aynı rehin aldığı amerikalı askerlerle eğlenen kamboçyalı komutan gibi parmağıyla 150 200 kişi arasında dolaştırdı ve beni işaret etti.
söyle laaaan teyyare doğru nişan nedir?
tanrının bana verdiği ulvi görev son bulmuştu. bu hayata geliş amacım buydu. yıllarca beynime kazınmış şey bir anlam ifade etmişti. tekmil verdim hayvan gibi bağırarak bu boktan bilginin birgün işe yaradığını görmenin mutluluğuyla okuyordum doğru nişanı.
debe edit: öncelikle teşekkürler arkadaşlar bi çok arkadaş mesaj atmış sonrasında ne oldu diye. arkadaşlar sonrasında aslına bakarsanız çok enteresan. ben doğru nişanı okuyunca alanda herkes şok oldu. kimseden çıt çıkmamıştı. komutanımız sadece suratıma baktı. dinlenmeye çekildiğimizde yanına gittim çok heyecanlıydım. komutanım bu sorduğunuz soruyu ben ilkokul 2 den beri ezbere bilirim dedim. inanırmısınız hiçbir şey demedi ne mimiği oynadı ne aferin lan dedi. sanki onun ulvi görevi de bana o soruyu sormaktı sadece yüzüme bakıp gitti.
bartu küçükçağlayan'ın sahnede etek giymesi
-
kendisini sevmediğim için yaptığı her şey itici geliyor. başka biri yapsa hoşuma giderdi.