hesabın var mı? giriş yap

  • “hiçbir olay karşısında büyük sevinç ya da büyük üzüntü duymamalıdır; bunun bir nedeni, bu olayı her an yeniden biçimlendirebilecek olan tüm şeylerin değişebilirliğidir; bir başka nedeni de bizim için yararlı ya da zararlı şeyler hakkındaki yargımızın yanıltıcılığıdır; bu yanıltıcılık yüzünden hemen herkes bir defa, sonradan kendisi için çok iyi olduğu ortaya çıkan bir şeyden yakınmış ya da en büyük acıların kaynağı olacak bir şeye sevinmiştir.”

    yaşam bilgeliği üzerine aforizmalar - schopenhauer

    nenemiz dedemiz bunu şöyle özetler idi; (bkz: her şerde bir hayır vardır)

  • diğer yorumcular 3 kulübün şampiyonluk şansı için yakın yüzdeler verirken rok'un tahmini geldi ekrana ;

    gs %100
    fb %0
    bjk %0

    ertem: rasim neye göre verdin bu yüzdeleri?
    rok : tamamen net ve objektif.

  • akp imam hatip dayatması ve özel okul teşviki ile havuç ve sopayı öyle güzel kullandı ki laik kesim bir kere bile “bir dakka lan anayasal olarak ücretsiz ve şeriatsız eğitim hakkımız var bizim” demedi.

    sistemin dışına itilmeyi ayrıcalık zannetti. şimdi cizye gibi laiklik vergisi ödüyor.

  • 18. yüzyılın ilk yarısında londra'da bir 'olağanüstü sarhoşluk epidemisi' yaratan, türkçeye 'cin çılgınlığı' olarak çevrilebilecek ve sebebinin mezhep çatışmalarına dayanması nedeniyle oldukça ilginç bulduğum bir sosyal vaka.

    efendim olaylar şöyle cereyan ediyor; william of orange bey ingiltere kralı olduğu zaman, ingiltere-fransa arasındaki politik ve dini çatışmalardan nedeniyle fransız brendisine alternatif bir içecek olarak cini ingiltere'de, bilhassa londra'da popülerleştiriyor. tabi o dönemde brendi ticareti yapan tüccarlar için de bir alternatif yaratılmış oluyor. lakin bir noktadan sonra iş çığırından çıkıyor ve londra'da on binlerce cin üreticisi ve satış noktası türemeye başlıyor. insanlar çoluk çocuk bebek demeden su gibi cin içiyorlar. konu hakkında araştırma yaparken bir videoda şöyle bir açıklamaya denk geldim, ancak kaynak gösterilmediği için ne kadar doğrudur bilemiyorum: bahsettiğimiz dönemlerden önce cinin medikal olarak iyileştirici bir içecek olarak kullanılması, erkek ve kadınların aynı ortamda rahatça içebilmesi ve o dönemin londra'sında sosyalleşme adına cin içmenin çok önemli bir yeri olması, insanların cini 'ale' gibi hızlı ve sık tüketmesi, insanların kötü çalışma koşulları, kötü beslenmeleri, ani şehirleşen londra'da hobi edinememeleri* gibi sebepler; onları hayat gerçeklerinden uzaklaştırmaya iter ve cin bu senaryoda baş rolü üstlenir.

    şöyle anlatalım, o dönemde (1743) ingiltere'de kişi başına düşen yıllık cin tüketiminin 10 litre olduğu söyleniyor. 2019 verilerinde ise en çok cin tüketen ülke olan ispanya liderliği kişi başı yıllık 1.07 litre olarak elde etmiş, ingiltere ise 0.55 litrede dördüncü sırada. * e hal böyleyken çoluk çocuk bebek demeden bir cin çılgınlığı dönüyor şehirde, haliyle ekonomi çöküyor, suç oranları artıyor, insanlar kontrol edilemez hale geliyor. çözüm ise vergilerde aranıyor. 'gin act'ler çıkıyor sırayla (1736, 1743, 1751). baya yarım yüzyıl insanlar sarhoş geziyor, şaka gibi. hatta propoganda amaçlı, oldukça meşhur bir baskı da bulunuyor: william hogarth'a ait gin lane. aslında bu, beer street and gin lane adında bira öven ve cin yeren, insanları biraya teşvik eden, cinden uzaklaştırmaya çalışan, biraz komik biraz da trajik bir propoganda. parasızlıktan sokak köpeğinin kemiğini kemiren adam biraz korkunç ama, kabul ediyorum.

    velhasıl, bu vergilendirmeler de tabi merdiven altı üreticilerini engellemiyor. kontrolsüz alkol tüketimi nedeniyle kör olan insan sayısı olağanüstü artıyor o dönemlerde. şöyle tatlı bir link de buldum, ilgisini çekenler bir göz atabilir.

    "bradstreet had unwittingly created one of the earliest vending machines - for the distribution of illegal gin. ıngenious. an innovation that was soon copied across the capital. people would stand outside houses, call 'puss' and when the voice within said 'mew' they would know that they could buy bootleg gin inside. very soon old tom became an affectionate nickname for gin."

  • kadınların teoride hayali, pratikte basit görüp uzaklaştığı erkek tipi.

    not: pi burada 3 alınmıştır. yani küsüratla uğraşmadım, sırf zengin olduğu için bir adamla birlikte olan kadınları hesaba katmadım.

  • "katılmıyorum ama anlayabiliyorum" demiştir az önce kendisi ki ne spor kamuoyunda ne de siyasette bu cümleyi içselleştirebilmiş az insan vardır.