hesabın var mı? giriş yap

  • bazen gülümsemesiyle kalplere girip sırttan vurur bu şerefsiz oğlu şerefsiz. bakınız şudur: http://twitpic.com/5g3lbs

    edit: bir sürü "bu ne?" mesajı aldım. arkadaşlar hepiniz genç misiniz allasen? bu sözlüğün ortalama yaşı kaç oldu? bu yaşa göre 27 yaşındakilerin bir ayağı çukurda mı? gözleri toprağa mı bakıyor?
    dertlendim.
    bu arkadaşın ismi lakitu

  • satın almak istemeyenlerin araması için yazılmıştır.

    - iyi günler, numaranızı "satılık değildir" ilanınızda gördüm.
    + haa anladım. satılık olmadığı için fiyat veremiyorum.
    - tamam. ben de almak istemediğimi söyleyecektim zaten.
    + peki, anlaştık o zaman.
    - almamak için ne zaman gelmeyeyim? bugün uygun mu?
    + yok, bugün müsait değilim. yarın öğleden sonra gelmeyin.
    - oldu, görüşmeyiz.

  • üstüne başka bir kuş tarafından sıçılmış güvercin görmek.

    bizim kafamıza sıçınca iyi oluyordu değil mi? şimdi de sen dolaş bakalım öyle.

  • lan aklıma aziz yıldırım geldi gece gece.

    'göreceksiniz uefa çatırdayacak' diyordu.

    aziz başkan sana zamanında az sövmedim ama çok değişik bir adamdın he :)

  • - abi sen kız mısın? niye küpe takıyorsun?
    + çok ayıp, ben kızım... şimdi o kadar çirkin miyim yani?
    - ee... şey... ama sakalın da var
    + hastalığım var o tüyler ondan. çok kırdın beni ufaklık
    - abla çok özür dilerim ya böhüüeee

  • galiba büyük bir serzeniş entry'si olacak bu.

    sözlüğe kayıt olmamdaki en büyük sebep. nickimdeki isimlerin her biri ayrı bir marvel karakterini temsil ediyor. ilk üye olduğumda da sadece marvel'la ilgili entryler giriyordum, tematik takılıyordum. buna rağmen artık yeni marvel çizgi romanlarını okumuyorum, okuyamıyorum, hiç bana hitap etmiyor. çizgi roman okuyorum hala, eski marvel'ları da okuyorum ama son beş senedir falan çıkmış marvel çizgi romanı okumadım. bu entry de neden okumadığım ve şahsımca sorunun ne olduğuna dairdir.

    neredeyse 1,5 senedir bir şey yazmadım sözlüğe, geçenlerde de "entry'lerimi düzenleyeyim bir bakayım" dedim. marvel'la ilgili girdiğim entrylerin bir çoğu geçerliliğini kaybetmiş. sildim ben de bir çoğunu. neden geçerliliğini kaybetmiş peki; çünkü retcon! kısaca geçmişte olmuş bir olaya, yazarın gelecekte müdahale etmesi. öldü sanılan karakterin bir şekilde kurtulmuş olması, canlanması vs. benim yazdığım entryler de doğruluğunu yitirmiş bu şekilde.

    uzun süredir okumayınca bu retcon'lardan da haberim olmadı. fakat şöyle bir gerçek var, bu retcon olayı uzun süredir modern marvel çizgi romanlarının parçası. marvel'ın en bilinen karakterlerinin geçmişleri son 10 sene içerisinde çok değişti. scarlet witch ve quicksilver'ın magneto'nun çocukları olduğu, hatta mutant oldukları gerçeği bile değişti. hatta bununla ilgili bir event bile yaptılar original sin diye. retcon kavramına karşı değilim, hatta seviyorum normalde bununla ilgili çizgi romanlar okumayı, değişmez bir parçası uzun süreli hikaye anlatımının ama bu kadar çok retcon bir şeyi gösteriyor bize. marvel'ın yeni karakter ve hikaye yaratmadaki yetersizliğini.

    dc comics iki üç kere evrenini sıfırlayıp yeniden başlattı, marvel ise bunu hiç yapmadı. yani bütün karakterler 1939'dan beri devam eden bir evrenin üyesi. haliyle olan biten her şey şu anda okuduğumuz bu karakterlerin başından geçti. bütün bunlar dışında marvel'ın çeşitlilik* adına yaptığı eylemler de tepki çekti. sonuç da şu:

    marvel yeni hikayeler yaratmak ve yeni karakterler yaratmak istiyor. yaratılan yeni karakterler ilgi çekici olmuyor, okuyucular bu karakterleri politik manipülasyonlar olarak görüyorlar. hal böyle olunca eski karakter üzerinde değişiklik yapılıyor. bu da karakterin yıllardır süren karakteristik özelliklerini ve anlamını kaybetmesine neden oluyor. şöyle bir durum da var, her ne olursa olsun marvel çizgi romanları statükoya dönüşe de çok bağlı. bir karakter bir seriden sonra olumlu veya olumsuz yönde çok değişiyorsa, hatta ölüyorsa bile bir şekilde bu değişiklikler bir çırpıda silinebiliyor. birbirinin boğazını sıkan iki karakter başka bir seride birlikte tavla oynayacak samimiyette olabiliyor. başka bir seri yazarı karakterdeki bir değişikliği gözardı edip kendi serisinde istediği hale sokabiliyor. bu absürt durumlar da okuyucuyu devamlılıktan koparıyor, karakterler ve hikayeler anlamını yitirebiliyor.

    bu sebeplerden dolayı okumaktan koptuğumu düşünüyorum. çok şişti bu evren, bir reboot lazım gibi geliyor. bu da garanti değil gerçi, belki de amerikan süper kahraman çizgi romanları okumaktan sıkılmışımdır, bu sevdam doğal sınırlarına ulaşmıştır.

  • (bkz: #86442605)

    okumaya üşenenler için emsal kararın özeti:

    --- spoiler ---

    erkek: boşanmada kusursuz
    kadın: başka biriyle aşk yaşamış, gönül ilişkisine girmiş. dolayısıyla kusurlu.

    erkek: işsiz
    kadın: çalışıyor ve geliri var.

    sonuç: aldatılan ve geliri olmayan erkek, aldatan ve çalıştığı için geliri olan karısına mahkeme sonuçlanıncaya kadar nafaka verecek.

    --- spoiler ---

    şu anda samimi olarak yazıyorum, aynı durumda ben olsam ve kendim işsizken, beni aldatan ve geliri olan eşime nafaka ödemek durumunda bırakılsam ben o nafakayı ödemem.

    gerekirse hapse girer yine ödemem. e ben ödemeyince sürekli hapse gireceksem de bir süre sonra "la nasıl olsa hayatım kaymış, kadın zevkinde aleminde" diye düşünür kendi adaletimi kendim sağlarım.

    kimse de bik bik etmesin bana.

  • kafalarına vura vura anlattik gene anlayamadilar aq. ordaki benzin fiyatini tl ye çevireceksen oranin asgari ucretinide tl ye çevireceksin. evet adamlarin benzini turkiyeden yuzde 10 daha ucuz ama asgari ucretinide tl ye cevirince 8100 lira yapıyor 1604 lira değil. ayrica evet benzin neredeyse bedava algisi da doğru. bide doğru bi tespit yapmis gibi arastirmak bu kadar zor olmamali demezmi aq

    edit: bide bana cevap yazmis sen fakirsin tr de az kazanıyorsun diye.tr de yasadigimi veya az kazandığımı hangi cümleden cikardin. bide hala ısrar ediyo adam yok ona geliri az denirmis 1000 dolarlik urunun 1000 lira olmasinmis. gerci neye uzatiyosam akp ye oy veren bi insansın aq

  • bu özel günde de atamızın bu anısını tekrar okuyalım istedim.

    "orduya ilk katıldığım günlerde, bir arap binbaşısının 'kavm-i necip evladına sen nasıl kötü muamele yaparsın' diye tokatladığı bir anadolu çocuğunun iki damla gözyaşında türklük şuuruna erdim. onda gördüm ve kuvvetle duydum. ondan sonra türklük benim derin kaynağım, en derin övünç membaım oldu. benim hayatta yegane fahrim, servetim, türklükten başka bir şey değildir."

    kutlu olsun.

  • ks. high dynamic range . hdr resimler ve normal rgb resimler arasindaki fark resimlerin icinde barindirdiklari bilgi miktarlaridir. hdr resimler normal resim bilgisinin yaninda yuksek isik bilgisini de icinde saklar. hdr resimler kullanarak sahnede hic isik kullanmadan son derece gercekci ciktilar elde edilebilir. bu formattaki resimler sahnede kullanildiklarinda dogru yansima ve dogru isiklandirma sonucunu verirler.

  • binlerce yıl boyunca matematikçileri uğraştırmış ancak şu zamana dek sonuç alınamamış ve imkansız olduğu kanıtlanmış dört ünlü problemdir.

    kanıtlar ileri düzey matematiksel tecrübe gerektirdiği için burada her birini açıklamak imkansız olacağından ilgili kişilere her bir problem kanıtının linkini bırakacağım.

    pergel ve cetvel kullanarak açıyı üç eşit parçaya bölmek:

    yabancı literatürde angle trisection olarak bilinen problemdir.

    problem bir açıyı 3 eş parçaya bölmenin imkansız olması ile ilgili değildir. problem bir açıyı pergel ve cetvel yardımıyla 3 eş parçaya bölmenin imkansız olması ile ilgilidir.

    diyelim ki bir cetvel ve bir pergeliniz var. bu iki araç yardımıyla bir açı oluşturdunuz ve açıyı iki eş parçaya bölmek istiyorsunuz. bu işlemi üç adımda kolaylıkla yapabilirsiniz.

    1. adım: pergelin ucu açıyı oluşturan doğru parçalarının kesiştiği noktaya getirilir ve açıyı oluşturan doğru parçalarını kesecek bir yay çizilir.

    2. adım: pergelin ucu çizilen yayın doğru parçalarını kestiği noktalara getirilir ve her iki noktadan da kesişim yerlerinin ortasına iki farklı yay çizilir.

    3. adım: cetvel yardımıyla doğru parçalarının kesiştiği nokta ile ikinci adımda çizilen yayların kesiştiği noktanın üzerinden geçecek bir doğru çizilir.

    böylelikle görselden de görülebileceği üzere çizilen doğru açıyı iki eş parçaya bölmüş olur.

    ancak pergel ve cetvel yardımıyla bu işlemde yapıldığı gibi bir doğru parçasını üç eşit parçaya bölmek imkansızdır.

    bu olayın imkansızlığı fransız matematikçi pierre wantzel tarafından 1837 yılında kanıtlanmıştır.

    basit okuma

    kanıt

    daireyi kareye dönüştürmek: yabancı literatürde squaring the circle olarak geçen matematik problemidir.

    o kadar parlak zihin o kadar uzun süre boyunca bunu yapmayı deneyip başaramamış ki, matematikten tamamen ilgisiz konularda bile imkansız görünen işler için kullanılan bir kalıp haline gelmiştir. mesela ingilizler imkansız görünen görevler için "squaring the circle" derken fransızlar aynı kalıbı "c'est la quadrature du cercle" şeklinde kullanırlar.

    problemde yapılmak istenen şey aslında basit görünen bir iştir. kişinin tek yapması gereken bir daire çizmek ve bu dairenin alanını hesaplayarak bu alana eşit alanı olan başka bir kare çizmektir.

    ancak daire dediğimiz geometrik cismin pi ismini verdiğimiz aşkın sayı ile bağlantılı doğası bu işi imkansız kılar.

    diyelim ki bir üçgeni kareye çevirmek istiyoruz. bu durumda yapmamız gereken şey üçgenin tabanına indirilen dikme ile taban uzunluğunun çarpımını ikiye bölerek alanını hesaplamak ve ortaya çıkan sayının kökünü almak.

    herhangi bir kenarı üçgenden alınan kök uzunluğunda olan bir karenin alanı çizdiğimiz üçgenin alanı ile eşit olacaktır.

    ayrıca bu işlem pergel yardımı ile görseldeki yöntem kullanılarak da yapılabilir.

    ancak bu durum daire için geçerli değildir. çünkü eğer bir dairenin alanına eşit alana sahip bir kare çizmek istiyorsak, daireyi doğrusallaştırmamız ve ortaya çıkan doğrunun uzunluğunu tam olarak bilmemiz gerekir.

    bir dairenin çevresini oluşturan çizgiyi doğru haline getirdiğimizde elimize 2*pi*r şeklinde bir uzunluk çıkar. bu uzluğu kullanarak alanı daireye eşit bir kare çizmeyi deneyebiliriz ancak pi uzunluk ne demek ki?

    mesela bir kişiye 3,14 tane elma vermek mümkündür ama bir kişiye pi tane elma vermek mümkün müdür?

    mümkün olmadığını alman matematikçi ferdinand von lindemann şu şekilde kanıtlamıştır.

    bu konuda belirtmek istediğim önemli bir şey var.

    daireyi kareye çevirmek yalnızca öklid geometrisinde imkansızdır. gauss geometrisinde mümkündür.

    küpü çiftlemek: yabancı literatürde doubling the cube olarak geçer ve aynı zamanda delos problemi olarak da bilinir.

    amacımız kenar uzunluğunu bildiğimiz bir küpün hacmini ikiye katlayan küpün kenar uzunluğunu bulmak.

    diyelim ki bir kareyi çiftlemek istiyoruz. bu karenin alanı b^2 olsun. yapmak istediğimiz şey 2(b^2) alanına sahip bir karenin kenarlarının uzunluğunu bulmak.

    bu işlemi yapmak oldukça basittir. herhangi bir karenin köşegeninden oluşturulacak başka bir karenin alanı, ilk karenin alanının iki katına eşit olacaktır.

    ilk karenin köşegenini hesaplamak ikinci karenin kenarını hesaplamak demektir.

    ancak aynı şeyi bir küp için yapmaya çalıştığımızda işler karışır. çünkü aynı daireyi kareleştirme probleminde olduğu gibi, bu problemde de karşımıza irrasyonel sayılar çıkar.

    eğer x isimli bir doğru parçası ile x^3 hacmine sahip bir küp yaparsak, bu küpün iki katı hacme sahip olan küpün hacmi 2(x^3) olacaktır.

    2(x^3) sayısı y^3 sayısına eşit olsun.

    bu durumda y^3 hacmine sahip küpün bir kenarı y sayısının üçüncü dereceden kökü olacaktır.

    eğer x uzunluğuna 1 dersek y uzunluğunun (2)^1/3 olacağını görürüz.

    tıpkı pi elma veremeyeceğimiz gibi, (2)^1/3 elma da veremeyiz.

    bu problemin imkansız oluşu da 1837 yılında pierre wantzel tarafından şu şekilde kanıtlanmıştır.

    cetvel ve pergel ile üçten fazla kenarı olan düzgün çokgen çizme:

    bu problem özünde açıyı bölme probleminin bir uzantısıdır.

    eğer çizmek istediğimiz çokgenin kenar sayısı üçten büyük ise o çokgeni çizip çizemeyecek olmamız çokgeni çizerken açıyı üçe bölme ihtiyacımıza bağlıdır.

    zamanında açıyı bölme probleminin bir çözümü olmadığı için, bu problem de matematikçilere uykusuz geceler yaşatmıştır.