hesabın var mı? giriş yap

  • dün twitter'da videosunu görünce kesin kişisel hesabı üzerinden atarlı bir savunma yapar ama savunan başkaları da çıkar mı ki demiştim, çıkmış. fidel castro tarih kitaplarımızda geçmediği için bir tarih öğretmeni olarak bilmek zorunda değilmiş, herkes her şeyi bilmek zorunda değilmiş zaten, ilber ortaylı'nın şifalı bitkiler hakkında çok fazla şey bilmeyebileceğine bağlayıp savunan bile olmuş. çıkardığım sonuca göre her şeyi mesleki kaynaklarımızdan öğreniyorsak imar yönetmeliğinde yazmadığı için marie antoinette'i mevcut ingiltere kraliçesi olarak biliyorum. ilber ortaylı ise en azından adaçayının farenjite iyi geldiğini biliyordur, ki gözü gören, aklı yeten, kulağı duyan, dağ başında barakada yaşamayan, pucca okuyup snap izlemekten başka bir aktivitesi olan insan için bu che'nin yarım asır önce öldüğünden daha zor öğrenilebilecek bir şey. sizde bu cehalet liberalliği olduğu sürece bi bok da olmaz buralardan.

  • ilişkilerinde her zaman mutlu olacak ve karşısındaki insanı da abuk sabuk durumlara düşürmeyecek insandır.
    ilişki başlarken belli stratejilerle- ilişki sanki bir savaş mış gibi- karşısındakinin açığını ya da doğru zamanı beklemez. ne ise odur. alabileceği cevaptan korkmaz. her türlü sorumluluğu üstüne alır ve duygusu neyse açık açık koyar ortaya. baktı ki olumlu yanıt alamıyor, adam gibi vazgeçmesini de bilir. bu her türlü insan ilişkisi için geçerlidir.
    misal bir arkadaşınız var. siz onunla görüşmek istiyorsunuz ama onun vereceği cevabın olumsuz olmasından korkuyorsunuz. bu arkadaşınızla görüşmek için öyle bir durumda olmasanız bile' çok kötüyüm sana ihtiyacım var konuşmamız gerekiyor yanımda olmalısın' gibi stratejilere başvuruyorsanız kendinizi ve o insanla olan ilişkinizi sorgulamanın zamanı gelmiş demektir.
    aşk, arkadaşlık, dostluk, aile ilişkileri strateji üzerine kurulu olmamalıdır. öyle olursa hem karşı taraf hem de kişinin kendisi yıpranır..gereksizdir..rahatsız edicidir.

  • * bir bulaşık makinesini bulaşık makinesi yapan sadece iki özellik vardır: sıcaklık derecesi ve dakika ayarı. onun haricinde yok kristaller için yok çok yağlılar için diye itelenen programlara aldanmayın. neticede tüm programlar, sıcaklık ile dakika ayarlarının belirli kombinasyonlarından oluşuyor. on yedi ayrı programı da olsa günün sonunda dönüp dolaşıp hep aynı iki veya üç programı kullanıyorsunuz.

    * kısa program veya yarım yük özelliği olması iyidir. çok zaman kaybetmeden ıvır zıvır yıkamaya faydası olur. arayacağınız tek ekstra özellik bu olsun ki zaten artık hepsinde vardır diye düşünüyorum.

    * makinenin tabanı kalın plastik materyal değil de çelik olmalı. plastik ne kadar kaliteli olursa olsun koku yapar, asla tavsiye edilmediğini biliyorum.

    * yetkili servis ağı ne kadar genişse o kadar az başınız ağrır, cins cins markalara yönelmek yerine anam babam usulü bilindik markaları gönül rahatlığıyla tercih edebilirsiniz.

    * bulaşık makinesi sadece bulaşık yıkamayı kolaylaştırması nedeniyle değil, aynı zamanda kirlileri yerleştirdiğiniz için mutfak tezgahını da derli toplu tutmaya yarayan bir beyaz eşya. artık lüks olmaktan çıktı. ayrıca su israfının da önüne geçiyor. ben ilk yıllarda kirlileri önce sudan geçirir sonra makineye yerleştirirdim. daha sonrasında deneysel olarak baktım ki, aşırı kirli olmamak kaydıyla tabak çanaklarınızı sudan hiç geçirmeden koysanız bile tertemiz çıkıyor. makinenin sınırlarını test etmek o nedenle önemli, su israfına dikkat etmeli.

    bende beko'nun en basit 3 programlı, ekranı bile olmayan, çevirmeli düğmeli bir modeli var. 7 yıldır bir kez olsun sorun çıkarmadı. beko, arçelik, vestel markalarının az programlı herhangi bir modeli işinizi görür diye düşünüyorum.

  • ilkokuldayken derste duyulan “malazgirt savaşıyla anadolu’nun kapıları türklere açıldı.” cümlesi ve zihinlerde oluşan o devasa kapı. seni de unutmadım...