hesabın var mı? giriş yap

  • http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/8175597

    bu araştırmada erkek ağırlık kaldıran kişilere bakmışlar ve bu kişilere antrenmandan hemen sonra birinci gruba hiçbir şey vermemişler, ikinci gruba sadece protein vermişler, üçüncü gruba da protein ve karbonhidrat vermişler.

    araştırmanın sonucunda görülmüş ki iyileşme sürecinde en etkin olan protein ve karbonhidrat alan grup olmuş ve hatta bu iyileşme sürecinin altıncı saatinde büyüme hormonunu en fazla arttıran grup da karbonhidrat ve protein tüketen grup olmuş.

    http://jap.physiology.org/content/85/4/1544

    belirli bir süredir ağırlık antrenmanları yapan kişiler üzerinde araştırma yapılmış. burada iki tane ilginç sonuca ulaşmışlar:

    birincisi antrenmandan sonra yeterince karbonhidrat tüketmeyen grubun bir sonraki antrenmandaki performansının önemli ölçüde düştüğü görülmüş.

    ikincisi de antrenmandan sonra karbonhidrat ve proteini beraber alan grubun hem insülin miktarı hem büyüme hormonu miktarı hemde çok güçlü anabolik bir hormon olan igf hormonu miktarının oldukça arttığı ve vücuttaki laktat birikmesinin de önemli ölçüde azaldığı görülmüştür.

    sonuç olarak iki tane önemli duruma sebep olmuş bu durum:

    birincisi alınan glikojen depolarının yeniden doldurulmasına yardımcı olmuş - bu durum bir sonraki antrenman için performansla çok ilgili bir olay -

    ikincisi de protein sentezinin artması, kas oluşumunun artmasına oldukça yardımcı olmuş.

    http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/12580676

    bu araştırmada da yüksek volume, yüksek şiddetli; set sayısının, tekrar sayısının fazla olduğu ağırlık antrenmanlarından sonra karbonhidrat tüketiminin çok çok önemli olduğu vurgulanmaktadır.

    http://www.sportsnutritionworkshop.com/…38.spnt.pdf

    bu araştırmada ulaşılan sonuçta karbonhidrat ve protein tüketmenin - diğer araştırmalarda da görüldüğü gibi - protein sentezini arttırdığı, net protein dengesini pozitif yöne çektiği - ki bu protein sentezi için çok önemli bir olay - glikojen depolarını yeniden doldurduğu ve hasar gören dokuların iyileşmesini çok önemli ölçüde arttırdığı görülen antrenmandan sonra karbonhidrat ve protein tüketilmesi tavsiye edilmiştir.

    http://www.nrcresearchpress.com/…7-076#.vtlwwptf_r1

    bu araştırmada da bu sefer ağırlık çalışan gençlere bakmışlar. bu çalışmada da antrenmandan hemen sonra tüketilecek on gram civarı protein ve yirmi bir gram civarı karbonhidrat vermişler bu gençlere ve görmüşler ki zaman boyunca antrenman sonrası karbonhidrat ve protein tüketen gençlerdeki kas hacminin büyüme miktarı daha fazla olmuştur.

    http://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/21116024

    bu araştırmada da antrenmandan sonra karbonhidrat ve protein beraber alındığında protein sentezinin arttığı ve kas yıkımının önlendiği görülmüştür. bunun yanında da iyileşme döneminin hemen başında alınacak karbonhidrat ve proteinin de bir sonraki antrenmandaki performansı yükselttiği görülmüştür.

    görüldüğü gibi bütün araştırmalar benze sonucu gösteriyor. antrenmandan sonraki dönemde karbonhidrat ve protein tüketmek kişilerin faydasına olacaktır.

  • düşündüm taşındım ülkece başımıza gelen ne varsa, ülke olarak winrar programını satın almadan kullanmamızdan kaynaklandığını anladım. böylesi bir terbiyesizlik olmaz.

    adamlar efendi edendi bak kardeşim bu şirkette o kadar kişi ekmek yiyor. bak zorlamıyorum 40 gün denedin ettin gel şu programı satın al diye uyarı penceresi açıyor.

    biz ülkece hemen kapat tuşuna basıyoruz. haa gavurlar da aynısını yapıyor ama onlar zaten gavur. çünkü gavur olmak bunu gerektirir. yoksa ne anladım gavurluktan?

    o yüzden yıllardır açlıkla, haciz ile mücadele eden, çaycının bile maaşını veremeyen winrar gmbh şirketinin ahını almayalım.

    adam gelse, niye almıyon lan dese, en zengininden fakirine hepimiz utancımızdan yere bakarız.

    yapmayın a yiğitler!

  • öncelikle; (bkz: #30296870)

    lise 2'de babamı kaybettim.

    babam çok okurdu ve okuduklarını mutlaka bana verirdi okumam için, okumazdım, havaiydim. belki de ergenlik diyelim. halbuki orta2'ye kadar birçok klasiği bitirmiş, sayısız kitap okumuştum. ama artık okumuyordum.

    tam bir şımarık, liseli ergen tavırlarında, tüm hayatım eğlence üzerine kurulmuşken babamı kaybettim. 17 yaşındayım.

    bir iki sene sonra eşyaları toplarken babamın bana okumam için verdiği kitaplardan biri dikkatimi çekti. kitabın adı "başarılı olmak bir tercihtir" idi.

    kitabın kapağına babamın el yazısıyla şunları yazmış olduğunu gördüm;

    "tanrı'nın insana ilk emri oku! babanın senden ricası lütfen oku!"

    kapağı açtığımda gene el yazısı ile şöyle yazmıştı;

    "sevgili oğlum,

    öncelikle şunu hiçbir zaman aklından çıkarma,

    sana en çok kızdığım zaman da, en çok takdir ettigim zaman da aynı şiddette seviyorum.

    teknoloji bir çok bilgiyi sana bir anda sunuyor. belki bu yüzden okumaya gereksinim duymuyorsun.

    ama onların sana duygu yükleme şansı yok. dolayısıyla okuma senin için bir ihtiyaçtır.

    ancak böylece sen de bir makina olmaktan kurtulursun.

    lütfen beni anla, seni sevdiğimi anla, seni yarına hazırladığımı gor.

    arkadaşın baban."

  • bizim miletin gerçekten de mal olduğunun göstergesi. yani ürün 4 lira değil de 400 lira olsaydı mı "rezalet"i hakedecekti? adam ürün almış mı, almış. mağdur olmuş mu, olmuş. olay bu bence.

  • akp'nin kendisi %39 alabileceğine inansa 3 saat sonrasına seçim organize ederler.

    kandırmayın milleti.

  • öncelikle god of war ve elden ring platinlemiş birisiyim, genel olarak oyunlarla aram iyidir yani.
    oyunu yaklaşık 30-35 saat oynadım.
    şunu net söyleyebilirim ki muazzam ötesi bir oyun. ben açık dünya tasarımı konusunda botw'ı en üste koyardım, elden ring geldiği zaman tahta birlikte oturmuşlardı. ama totk açık ara farkla bu açık dünya tahtına oturdu. inanılmaz bir keşif hissi, muazzam dolu ve katmanlı bir dünya var. ya 200 metre ilerdeki noktaya saatlerce gidemedim. her gitmeye çalıştığımda farklı bir şey görüp yolumu değiştirdim. dopdolu. mükemmele yakın bir dünya var. yer altı u ayrı güzel, yeryüzü ayrı güzel, gökyüzü ayrı güzel. hepsinin keşif hissi bambaşka, hepsi apayrı hissiyatlar veriyor. ufak bi mekanikler hakkında konuşayım ve yeni başlayacaklara minik tavsiyeler vereyim;
    -paraglide alana kadar sağa sola hiç gitmeyin, ana hikayeden devam edin.
    -haritadaki her bir nokta için kendinize spesifik bir işaret belirleyin, ve gördüğünüz yerde o işareti pinleyin (mesela ben shrinelara diamond, kulelere yıldız, önemli insanlara insan işareti koyuyorum) bunu oyunun başından itibaren yapın.
    - tavsiyem, kalpten önce başta 2-3 kez stamina geliştirmeniz, keşif için lazım oluyor.
    -shrinelar: bence bariz daha zor shrinelar. yeni mekanikleri iyice anlamanız gerekiyor.
    -düşmanlar: çok güçlüler. genelde tek vuruşta 4-5 can rahat alıyorlar. red-blue-black-silver diye gidiyor zorluk dereceleri. en uyduruk red bile 3 civarı vurabiliyor.
    -ultrahand: dünyadaki itemleri birbirine yapıştırma özelliği. zonai device katalogunuz gelişmeden çok fazla uğraşmayın bunla açık dünyada. ben tahta tekerlerle araba yapıp pervaneyle ilerleyecem diye çok uğraştım başlarda, zaman kaybı oluyor. direksiyon zonai aygıtı olmadan taşıt yapmak mantıklı değil.
    -fuse: silahlara item ekleme özelliği. oyunun başlarında bu çok uyduruk görünüyor, sadece bir silaha başka bir silah ekliyosun gibi görünüyor. ama oyunda ilerledikçe düşen canavar parçalarını efektif bir şekilde kullanarak acayip güçlü silahlar yapabiliyorsunuz. full atak, elemental atak vs çok çeşitlenebiliyor. ama fuse'un yıldızı asıl yay-ok kullanımında parlıyor. bir mantar ekleyerek smokebomb yapıyorsunuz, bi mantar ile düşmanları birbirine düşürüyorsunuz, bir göz ile hareketli uçan yaratıkları öldürüyorsunuz, fire fruit ile buzlu yaratıklara tek atıyorsunuz. bomba ekliyorsunuz, sniper gibi kullanmak için kanat takıyorsunuz vs vs yani inanılmaz bir çeşitlilik var. özellikle blue bokoblinden daha güçlü yaratıkları yenmek için fuse'u iyi kullanmak gerekiyor.
    -ascend: keşiflerde büyük kolaylık sağlıyor. yeraltına indiğinizde çıkmayı kolaylaştırıyor, a noktasından b noktasına gitmek için harcayacağınız eforu azaltıyor.
    -rewind: bir eşya için zamanı geriye alma özelliği. ben henüz haritaya düşen taşlar ve shrinelar dışında kullanmadım. bi ara bunun yaratıcı kullanımını deneyeceğim.

    oyun beklentilerimi aştı. ben botw'ın bir miktar iyisini bekliyordum, çok fazla geliştirmişler. sorusu olan arkadaşlar özelden ulaşabilir.

  • yahu çık, bekar adamım, sanki size basmışım gibi ne yaygara yaptınız, altı üstü bir beğeni butonuna bastım de, bitsin gitsin, ne bu kıvırmaya çalışmalar yahu diye düşündürten yanıttır.