hesabın var mı? giriş yap

  • bizdekilerin ülkemizin kurtarıcısı ve kurucusuna duyduğu nefretin yanında esamesi okunmaz.

    sayın milletvekilinin konuşmasında bir nefret göremedim ayrıca. eleştiri ne zaman nefret oldu? ha doğru siz eleştirilemezdiniz.

    türkiye cumhuriyeti kıbrıs türklerini kurtardı diye kıbrıs'a kendi oyuncağı muamelesi çekemez. demokrasi demokrasi diye yırtınırken iyi, kıbrıs türk halkı ne istiyor diye kulak vermeye gelince kötü. bu arada türkiye olmazsa kktc'yi ham yaparlar, onlar da bunu akıllarından çıkarmamalı.

  • aşırı beğendiğim tarantino filmi. fazla övmeden önce biraz zaman vermek istiyorum ama “malum trajik son” yaklaşırkenki gerilim ve o sonu muhteşem.

    70ler los angeles’ı renkler falan da apayrı şahane. brad pitt çok çok iyi.

    acaba polanski ne hissetti bu filmi ve sonunu izlerken, bunu düşündüm filmde. filmden daha çok keyif almak isterseniz 1969’da polanski’nin hamile eşinin los angeles’da öldürülüşünü bir google’layıp okuyun. film o trajik olayın gerilimini fazlası ile kullanıyor.

  • zihin yorgunluğu beden yorgunluğundan daha ağır olabiliyor neden ki bu tepki? yine malesef bir takım empati yoksunlukları..

    edit: birtakım olmalıymış arkadaşlar düzeltme yedim
    edit2: maalesef. oldu mu tdk çalışanı yazar kişiler?

  • ebeveyn, düzenli sporla uğraşan, iş güç sahibi, tercrübelerini size aktaracak veya yanlışlarından ders almanıza vesile olacak o “30 yaş üstü bunaklar” olmasa burada anca sik sok muhabbeti yapıp tayt giyen kızın asıl amacı başlıklarında birbirinizi yersiniz.

  • marca'da hakkında çıkan yazıyı ismail er tarzı ele alırsak;

    "maç sonrasında nuri'yi odasına çağıran tecrübeli çalıştırıcı "alman liginde takımına şampiyonluk yaşatmış bir oyuncusun. ben seni buraya baş rol oyuncusu olman için getirdim. bunun için biraz daha özveri göstermen lazım. ben takımını atağa kaldıran, sert şutları ile kalecilerin korkulu rüyası olan, lider kimliğini sergileyen bir oyuncu istiyorum. kafamdaki nuri değilsin" diye konuştu..

    hocasının sözleri karşısında duygulanan nuri ise "camianın beklentilerinin farkındayım. yaşadığım ağır sakatlık sonrasında elimden gelen her şeyin en iyisini yaparak eski günlerime dönmeyi arzuluyorum. kendimi daha da toparlayacağıma ve camianın gözüne gireceğime söz veririm. sizi utandırmayacağım" şeklinde cevap verdi."

    (bkz: kafamdaki tello değilsin)

  • ilginç bir oyun, ilginçliğinin kaynağı, bir çok detayı, farklı stilleri ve ince ayarları olmasına rağmen, sokaktan birini çağrıp "at bakim lan" dediğinizde yüksek skor yapma olasılığı hayli fazla. yine de istikrar sağlaması çok düşük bir ihtimal ama sonuçta insanı çıldırtıyor, hiç bir teknik detaya hakim olmadan çötenk diye koyuyor strike'ı...
    hazır yazmaya başlamışken biraz ayrıntılarından söz edeyim,
    dikkat edilmesi en gerekli nokta diye bir hedef gösteremeyeceğim çünkü nerdeyse, her nokta aynı öneme sahip, birine önem verilmediğinde sonuçlar hiç de cezbedici olmuyor.
    bu önemli noktalardan bir tanesi denge
    denge bir kaç elemanla sağlanıyor, sol kol bu dengeyi sağlarken temeli oluşturuyor. (tabi sağlaksanız) atışa başlarken, sol kol yere paralel ve öndeyken, top line'a salındığında kol yere paralen ve yana açık oluyor. kolla beraber, sağ bacağın, sol bacağın arkasına atılması ve öne doğru eğilmek dengeyi oluşturan elemanlar.

    topu sallamak; atışı yapmadan önce hangi stili kullanırsanız kullanın (ya da hiç kullanmayın) toplu önde ve yukarda tutmak, bunun nedeni topun kendi ağırlından yararlanarak daha hızlı atmak ya da atarken fazladan efor sarf etmemek.

    eğilmek; atışı yaparken, mutlaka ama mutlaka yere yakın olmakta fayda var. bu, topu fırlatmaktan çok yerden lobutlara doğru yuvarlamak adına bir önlem. bunun yanında eğilirken, sağ bacağı, sol bacağın arkasına atmak da, atışı yaparken hem eğilme eylemini hem de topun bacağa çarpmasını önler.

    hiza; atış yapılırken, tam ortadaki lobutu hizalamak yanlış bir düşünce. tek seferde hepsini devirmek için ortadaki lobutla sağındaki ya da solundaki lobutun ortasına atmak doğru olan, bunun yanında eğer falso verip yapılırsa bu, strike olasılığı daha da artar.

    hız; bowlingte sanılanın aksine, eşek gibi hızlı atmak çok da yararlı bir şey değildir. alınan hiza, topun ağırlığı ve lobutların yerine göre hızı seçmek çok önemlidir. bu bağlamda şu anda “aha böyle atacaksınız” diye gösteremediğim için, en fazla şunu söyleyebilirim; güç gösterisi yapmanın akli yolla alakası yok.

    adımlar; genelde farklılık gösterse de, 2 ya da 3 adım sonunda atış yapılmış olmalıdır, fazlası zarar... buna göre, atışa başlarken top önde ve göğüs hizanızda durur, ilk adımın sonunda top aşağı ve geriye doğru düşmektedir, ikinci adımın başında top yukarda ve arkadadır, bu noktadan sonra oyuncu yere daha yakın olmalı ve dizlerini kırmaya başlamış olmalıdır. üçüncü adım başlarken top artık geri gelmektedir ve tekrar önünüze geçecektir, burada üçüncü adım atıldığında ayağınız önde değil, sol bacağınızın arkasında bitecektir ve top yere bırakılmış değil ileri doğru salınmış olacaktır.

    bu kurallardan sonra, birkaç şeyden daha bahsetmek gerekiyor sanırım,
    oyun oynanırken, uygun kıyafet erkekler için kumaş pantolon, kadınlar için ise yine pantolon ya da şort etek oluyor. bu kıyafet kuralı çok önemlidir ve turnuvalarda dikkat edilen bir husustur. bunun yanında her ne kadar yazılı olarak olmasa da atış sırasında sol ve sağ line da oyuncu atış yapmakta ya da atış hazırlığı yapmakta ise oyuncunun atışının sonu beklenir, bu hem bir saygı hem de line dan topun fırlaması sonucu yan linedaki oyuncunun strike ına katkıda bulunmamak adına yapılır. bowling centilmen oyunlarındandır, itiraz yapılırken, yüksek bir skor yapıldıktan sonra, yapan olduktan sonra, oyun kazandıktan sonra her zaman mütevazı olmak yazılı olmasa da beklenen bir davranıştır.

    puanlama; bu oyunu yönlendirme konusunda çok etkili. atışın bir sonraki atışı ve dolayısıyla sonraki skoru nasıl etkileyeceği puanlamadan takip edilip, oyuncunun oyundaki konumunu anlamada etkili bir eleman. puanlamada strike ve spare farklı ekstra puanlar getirir. strike bir sonraki atışın ilk ve ikinci bölümünde alınan toplam puanı ikiyle çarparak ekler, spare ise sonraki oyunda ilk bölümde alınan puanı ikiyle çarpar.

  • - ticaret yollarının değişmesi
    - kapitülasyonlar
    - basiretsiz yönetim
    - milliyetçilik akımları
    - sanayileşme
    - dış borçlanma

    ve tabii ki

    - tımar sisteminin bozulması

    edit: agy arkadaşımız kuzey'deki panslavizm politikasının da etkili olduğunu iletti.

    rusların sıcak denizlere inmek istemesinin de etkisi olabilir tabii.

  • böyle saçma sapan başlıklar açıyorsunuz, bu kadar acımasızlık olmaz yaa, pes...

    etin ne olduğunu araştırdım internetten sizin yüzünüzden. lan böyle bir besin var da bizim niye haberimiz yok, ibneler.

    amk aristokratları!...

  • türkiye'deki engelli sayısı (kadın-erkek toplam), bu kişilerden engelinin yüzde 40 üzeri olanı ve yine bu kişilerden araba alabilen kesimin oranını bilelim, ben söyleyeyim; 200 binden az. buna rağmen sınırlı sayıdaki engelli otoparklarında yer bulmakta oldukça zorlanıyorlar.

    hamile kadın sayısına gelelim, senede en az 3 milyon kadın. bu sayı her sene artarak devam ediyor. o veya bu şekilde araba sahibi olabilenlerin oranı hayli yüksek.

    şimdi başa dönelim, engelli olan zaten otopark bulmakta zorlanıyor. bir de bunun en az 10 katını daha bu kesime ekleyin ve curcunayı seyredin.

    hamilelik zor olmakla birlikte; kolu olmayan, bacağı olmayan, tekerlekli sandalyeye mahkum olan, çocuğu zihinsel engelli olanları ve daha nice zorluk yaşayanların yanında daha dayanabilir durumdalar genel olarak.

    son olarak; hamile kadın, şanssızsa otoparkın uzak noktasından yürümeyi hayatında 1 veya birkaç kez 9 aylık periyotlarda çekecek. engelli kişi ise çok daha uzun periyotlarda ve çoğunlukla ömür boyu bu durumu yaşayacak.