ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
özel okul trafik terörü
-
çocuğunu özel okula veren her ana baba ama özellikle anneler sanki bir tek kendi çocuğu özel, okul ve trafik sadece onlar için yapılmış gibi davranıyor. avrupa'da amerika'da yasalar ve pek tabii medeniyet çerçevesinde asla yapmayacakları şekilde kuralsızca ve pek tabii saygısızca ana arterin ortasında arabası ile duruyor, park ediyor, aracı çalışır halde bırakır dörtlüleri yakıyor vs. napıyorsunuz efendim diye sorarsanız yüzünüze boş bakıyor, bazısı hak ve gururla çocuğumu bekliyorum diyor. istanbul'da net bir şekilde sabah ve akşam okul trafiği diye bir şey var ve sebebi de çocuklarını özel araçları ile okula bırakan ve okuldan alan veliler. yürüyerek kırk dakikada geçilecek yollar araba ile kırkbeş dakikada geçiliyorsa mutlaka etrafında bir özel okul vardır. buna cumartesi günleri kurs - etüt - bale - yüzme gibi türlü aktiviteleri de ekleyebilirsiniz. ülkenin eğitimsizlik ve bilinçsizlik seviyesi arşa ulaşınca pozitif ayrımcılığı hak gören ebeveynlerin davranışları gerçekten göz yaşartıcı.
eskiden sadece trafik tıkanırdı, şimdi artık can ve mal kayıpları da yaşanıyor. araç ve yaya kazaları yaşanıyor. bu konuyu iletişimle çözemediğinizde pek tabii okul yönetimine, belediyeye, emniyet müdürlüğüne, hatta cimer'e ilettiğinizde aldığınız cevaplar yaşadıklarınızdan çok farklı değil.
sevgili veliler, sadece sizin çocuğunuz okula gitmiyor ve trafik dediğin şey bu kadar sorumsuzca hareket edebileceğiniz bir şey değil.
ülke her anlamda içten içe çürüyor, kanunsuzluk ve kuralsızlık kol geziyor onu geçtim insanların kendine ve birbirine saygısı yok ama sorarsan çocuğunu özel okula gönderiyor. kusura bakmayın da bu kafayla siz nesiniz ki çocuğunuz nasıl bir eğitim alıp ne olacak?
her şey yolunda giderken sevgilinin ayrılması
-
başka biriyle daha iyi gidiyordur
eyt'nin iptali için anayasa mahkemesine başvurmak
-
kesinlikle desteklediğim başvurudur.
40 yaşında emekli olmak nedir allah aşkına.
seçim olmasa böyle bir kazanımları olabilir miydi.
umarım aym kararı iptal edebilir.
askerlik efsaneleri
-
duvar nöbeti:
- olm.. şu bina var ya, heh işte o, taa yıllar önce bizim paşa burada yüzbaşı olarak görev yaparken o binanın duvarları boyanıyormuş. eleman da birileri gelir iz bırakır diye korktuğu için "bir mehmetçik şurada nöbet tutsun" demiş. geçen yıl mı ne.. paşa gene denetlemeye gelmiş buraları, bir bakmış o duvarın başında nöbet tutan bir asker var. "o ne yapıyor orada?" diye sormuş. "duvar nöbeti tutuyor" demiş bizim bölük komutanı. meğer o yıldan beri ikinci bir emir gelmediği için orda duvar nöbeti tutulurmuş.
(3 ayrı kaynaktan dinlenmiştir. aynı olay hem van'da, hem ankara etimesgut'ta hem de muğla'da vuku bulmuştur.)
cezalı tank:
- olm.. birinci dünya savaşında var ya.. tankın biri operasyonun ortasında arızalanıyor, bunlar da ceza veriyorlar tanka, direkt zincirliyorlar oraya. hala duruyomuş o orda. hatta cezalı ağaç falan da varmış.
(belki doğrudur. ama henüz bir arkadaşın arkadaşı dışında o tankı veya ağacı görene rastlanmadı)
(bkz: bir arkadaşın arkadaşı)
sancak çalma:
- olm.. sancağı çalarsan direkt bitiyormuş askerlik. tabi o gün sancak nöbeti tutan adamınki hiç bitmiyomuş.
(askeri kanunlarda böyle bir madde yok)
odtü'nün ürettiği tank:
- olm. odtü türk tankı üretiyormuş. şu an çalışmalar sürüyormuş, seneye hazırmış.
(bkz: seneye soruları tübitak hazırlayacakmış)
kopan düğme:
- olm. askeriz ya şimdi biz. düğmemizi koparsalar 3 aydan başlıyor.
(ne vukuat işledin de o düğmeyi koparttırdın diye yemediğin fırça kalmaz. çarşını kitlerler)
yurtdışında askerlik:
- olm. yabancı dil biliyoz ya biz. kosovaya çıkabiliyormuş, çıkarsa 3 milyar maaş alıyormuşuz.
(yedek subaylar istisnai durumlar dışında yurtdışı görevine gitmiyor. erler ise maaş almıyor)
londra savunması:
- olm. ikinci dünya savaşında ingilizler bir istihbarat alıyor, almanlar o gece londra'yı bombalayacak uçaklarla. bak şimdi, bir komutan var, herif artık ne zekiyse, sırf ampullerle londra'nın benzerini kuruyor biraz öteye. gece londra'da karartma yapıp ampulleri yakıyorlar. tabi almanlar direk ampulü bombalayıp seviniyorlar londra'yı yıktık diye. sonra ingilizler sitiyo tabi.
(bütün londrayı kurdun bir gecede. pekii, almanların hiç mi adamı yok londra'da da, haberleri olmadı. hey anam hey)
helikopterden helikopetere atlarken şarjör değiştirme:
- olm. çayocağı adem var ya. bölük komutanı bunun annesine yazdığı mektubu görmüş. herif "anne. bugün, göklerdeydik yine. helikopterden helikoptere atlarken şarjör değiştirmeyi öğrendik" yazıyomuş.
(muhtemelen zamanında yaşanmış. ama her ortamda da aynı mektubu yazan bir şahıs olmaz ki.. )
(ulan ayrıca.. yazarsa yazar herif. ne desin, "anne ülkeyi kurtaracağım diye geldim subayın astsubayın ayakçısı oldum hergün fırça-dayak gırla, ağzıma sıçtılar" mı desin. neyse, konudan sapmayalım)
formda türk askeri:
- olm. sen bu bizim isa başçavuşun böyle tırto durduğuna bakma. bunlar her sene spor testinden geçiyorlarmış, hepsi 100 alıyormuş. yani barfiks, ipe tırmanma, teçhizatlı koşu falan, öttürüyomuş adamlar. e tabi türk askeri.
(muvazzaflarda öyle bir denetleme var. ama her yıl eşofmanları giyip halı saha maçı yapıyorlar. zaten herkese yüksek not veriliyor.)
askerliğin ilk günü:
- olm. bizim komutan çok iyi bir tipe benziyor. ben tuttum.
(1-2 gün sabret, tutmana daha var)
derin futbol
ibrahim erkal'ın emine ün'e attığı tokat
-
adam öldürmeye teşebbüstür.
platoniğin aşırı umut veren sıradan davranışları
-
sen arayınca telefonu açmaması.
demek ki telefon numaranı silmemiş, silse de demek numaranı hatırlıyor ki açmıyor, hatırlamasa da demek bilmediği numaraları açmayacak kadar namuslu.
para ile kız tavlayacağını düşünen erkek
-
yok o iş öyle değil. paran varsa kız seni tavlıyor, sen de sen tavladın sanıyorsun.
debedit: bazıları gibi ''o kadar entry'min arasından soka soka bunu mu debe'ye soktunuz'' demek isterdim ama aksi gibi diğer entry'lerim de pek bişeye benzemiyor.. neyse :/ ha unutmadan, selam kızlar.*
oyların %86'sını alan rektör adayının atanmaması
-
ülkemizde gerçekleşmiştir. temmuz ayında boğaziçi üniversitesi'nde yapılan rektörlük seçimlerinde 403 oydan 348'ini alan gülay barbarosoğlu aylarca atanmamış ve khk ile rektörlük seçimlerinin kaldırılması sonucu rektör olarak mehmed özkan atanmıştır. mehmed özkan söz konusu seçimde aday değildi, onu da eklemiş olalım.
(bkz: boğaziçi üniversitesi)
(bkz: rektör seçimlerinin kaldırılması)
hayata dair iç burkan fotoğraflar
-
yunus'un enkazdan bakışı
http://i.milliyet.com.tr/…0/25/fft99_mf1721683.jpeg
depremde ölmüş yunus'un bakışını hediye alma-verme sırıtışı
https://icdn.ensonhaber.com/…er/diger/esh1273_3.jpg
bir de akbabanın bakışı var
https://seyler.ekstat.com/…x-637515013807247347.jpg
bazı sırıtışlarla bazı akbaba bakışları aynı hissizlikte.
çalışma bakanının hiç çalışmamış olması
-
aile ve çalışma bakanı olan zehra zümrüt selçuk'un kariyerine baktığımızda, türkiyedeki çalışan sayısının en çok olduğu hiçbir sektörde çalışmış olmadığını görebiliriz...
değerli kariyerinde islam işbirliği teşkilatı'nda araştırma görevlisi, kadın ve demoktasi derneği 'nde ankara temsilciliği,satrançla büyüyorum derneği yönetim kurulu üyeliği gibi görevleri olmuş.
hal böyle iken sağlık çalışanlarının sorunlarını anlaması imkansız ve kaldı ki tutmuş vazife malullüğü gibi konulardan bahsedebiliyor...
endüstrinin yetiştirdiği binler hatta milyonlar olan bir ülkede bu hali ile çalışma bakanı olma sıfatını elde edebilmesi başlı başına bir liyakat skandalıdır...
edit. imla...
evlilikteki en büyük sorun
-
hiç evlenmemiş olması gereken iki insanın kendilerini mutlaka evlenmeleri gerektiğine inandırmış olmaları da olabilir.
cep telefonu rehberinde kayıtlı fantastik isimler
-
(bkz: neco)
yillar yillar once*, sinif arkadasim necmettin'i telefona neco diye kaydetmistim. gel zaman git zaman, neco ile muhabbetim kesildi ama numarayi silmedim hic, hep telefonda durdu.
ıki yil once whatsapp yukledigimde neco ismine karsilik turbanli bir kiz geldigini gordum, herhalde kiz kardesidir dedim kurcalamadim fazla. fakat zaman gectikce o resimler degisti, ama hep ayni kiz resimlerde olmaya devam etti. resimlerde evlendi, cocuk sahibi bile oldu, ama hala neco olarak kayitli olmaya devam etti.
sonradan anladim ki bizim neco numarayi kullanmayi birakinca bu gsm firmalari numarayi baskasina vermis, sonuc olarak bizim neco olmus sana necmiye.
hala neco diye kayitli duruyor kizin numarasi, yakinda ikinci cocugu gelecek resimlerden anladigim kadariyla, merakla bekliyoruz*
1 mayıs 2014
-
hala taksim mücadelesini sadece 1 mayıs'ı kutlamak olduğunu düşünenleri gösteren gün.
bak arkadaşım taksim 'in yasaklanmasının nedeni, orada trafik etkileniyor , ulaşım aksıyor filan diye değil bildiğin güç gösterisi. ben nerede istiyorsam orada kutlaya bilirsin demek, ben ne istiyorsam onu yapmak zorundasın demek içindir... akp sırf bunu ispatlamak bunu göstermek için 1 mayıs 'ı taksimde yasaklıyor. kendisi de biliyor taksim'e izin verse bir şey olmayacağını olay çıkmayacağını ama olay o değil.. olay muhaliflere buranın sahibi benim, işte gücümde bu , ben ne istersem onu yapacaksın demek için yapıyor bunu.
işte bu yüzden bizde taksim'e gidiyoruz. işte bu yüzden olay sadece 1 mayıs'ı kutlamak değil!! bu artık onur mücadelesi bu ben ne dersem o olacak diyen bir padişaha sen padişah değilsin demek..
diyorsun ki ne olur gitmeseniz başka yerde kutlasınız!! geziye gitmeseydik ne olacaktı? şu an gezi parkı diye bir yer olmayacak, toplu kışlasının bir kaç katı bitmiş olacaktı.. topçu kışlası yapılmadı gençler öldü iyi mi oldu diyeceksen sakın deme! gezi'de ölen gençler bir park için yada başbakanın dediği gibi bir ağaç için ölmedi.. yarın 1 mayıs günü ölen olursa onlarda 1 mayıs için ölmeyecek...
ben 37 yaşındayım , 8 yaşında bir kızım , 9 aylık bir oğlum var.. ben yarın taksim 'e bırak çıkmayı yaklaşamayacağımızı bile bile, üstümüze gaz bombaları yağacağını bile bile yarın oraya gidiyorsam .. en başta çocuklarım için gidiyorum.. gelecekte onlara daha özgür bir ülke bırakmak için.. ben ne dersem o olacak diyen halkı korku ve baskıyla sindirmeye çalışanlara sizden korkmuyorum demek için gidiyorum. ölüme gitmiyoruz.. özgürlük için gidiyoruz.
bu sene taksim'e çıkamayacağız,
seneye yine gideceğiz yine çıkartmayacaklar,
sonra ki sene yine gideceğiz..
biz kazanamıyorsak onlarda kazanamayacak..
pes etmeyeceğiz..
tarih hiç bir zaman onlar kazandı diye yazmayacak..
çünkü tarihin en güzel yerinde
son sözünü hep direnenler söyler..