hesabın var mı? giriş yap

  • aksini iddia eden bir kisiye dahi rastlamadigim dunyada, ortaya cikan sacma bir feminizm atari.

    elbette almak zorunda degilsin. kilo vermek zorunda da degilsin. guzel olmaya calismak zorunda degilsin. toplumun belirledigi "guzel kadin" imgesine benzemeye calismak zorunda hic degilsin.

    tam olarak neye karsi verilen bir mucadele bu, cozemiyorum acikcasi.

    edit: mesaj atan kadinlarin cogu "o zaman neden killi kadinlari begenmiyorsun" diye soruyor. sen killarini alip almamak konusunda %100 ozgursun. ben de hangi tip ozelliklerini barindiran kadinlari begenip begenmeyecegim konusunda ozgurum. bu kadar ahmak nasil oluyorsunuz anlamak mumkun degil.

  • muzaffer izgu'nun su an adini hatirlayamadigim bir oykusunde anlatilmistir bu.

    kahramanimiz, otobuse biner. otobus kalabaliktir. yer bulup oturur, kitabini acar. ancak oturacak yer arayan yaslilar ve kadinlarin hedef tahtasi olur, "biz yer ariyoruz, bu oturmus kitabini okuyor" minvalinde soylenirler. bu kez ayaga kalkar, ayakta durdugu yerde rahat okumak icin pozisyon bulmaya calisir, bulur bulmaz da bir eliyle askiya tutunur bir eliyle de kitabini tutar. bu sefer de diger insanlara yaranamaz. "burasi kutuphane mi, git evinde oku, amma israr etti canim" laflari havada ucusur. itiraz etmeye kalktiginda da soforun ve diger baska herkesin tepkisini ceker, darp edilmek uzereyken otobusten kendini zor atar.

    otobuste ondan baska kimse kitap okumamaktadir. buyuk ihtimalle hayatlarinin akisinda kitap okumaya yer de yoktur. bu nedenle adama, belki kendilerinin dahi bilmedigi bir nedenden oturu tepki gostermektedirler.

  • dünyanın en iş işi. mesela adam "biraz okuyayım da karı kıza hava atarım" diye başlıyor, felsefe sosyoloji psikoloji siyaset felsefesi allah ne verdiyse okuyor sonra büyük filozof oluyor, dünyayı yerinden oynatacak kuramlar ileri sürüyor falan. çok garip iş. ya kız? kız porşeli berkecan'ın yanında.

  • ananske diyerek acıyla kelebeklemeye devam etmiştir. bu duyguyu bilirim. dolmuşta ön koltuğa oturmaya çalışırken kafamı tavana vurduğumda, aynı şekilde bende acıyla hayatımın akışına devam etmişimdir.

  • o yaz üçü de evlenecek olan üçüz yeğenlerimin 'dayı, müzik setimiz de senden olsun' talepleri üzerine hak geçmesin, aynı olsun mantığıyla aylarca üç sabah gazetesi alıp kupon topladıktan sonra elime tutuşturulan minik aletlerle dayılık yapma katsayısının örtüşmediğini görünce, mecburen bayiden gidip almak zorunda kaldığım üç müzik seti ile birlikte kaldırım kenarına oturup ağlarken ve 'yeğen acısı bile daha iyiydi, ölseydi keşke bunlar bebeyken, böyle evlat acısı gibi girmezdi' söylemlerimle ilençlediğim çıkmazlık duygusundan mesai arkadaşları arasında düzenlediğim ödülü bu müzik setleri olan eşya piyangosu ile tam başabaş noktasına gelebilmişken, şanssız talihsizlerden birinin amirim olması üzerine hakkari'ye sürüldüğüm ve eşyaları taşıyan kamyonun ilahi bir işaretmişçesine bir sabah kamyonu ile çarpışarak o günün gazetesinin yollara saçılarak heba olmasına ve sabah gazetesinin ulaşamadığı evlerde yeni kampanyanın kuponlarını kesemedikleri için beni hakkari'ye sokmayan halkın öfkesi karşısında tayinimin erzurum'a çevrilmesine sebep olan müzik setlerinin tekil hali.