hesabın var mı? giriş yap

  • -iki kişilik bir oda lütfen
    -evlilik cüzdanınız
    -buyrun
    -ama siz.. farklı insanlarla evlisiniz..
    -onlara da otelinizi tavsiye edeceğiz

  • ömründe 80 euro görmeyen adam, maksimum 800. 000 eurodur diyor bunu da sanki zaruri ihtiyaçmış gibi yansıtıyor. amaç algıymış, yersen.

  • birisi bir şey ikram ettiğinde otomatikman yok ben istemiyorum demektir. halbuki başkalarının elindekileri görünce bakakalan çocuklardandır o insan.

    sonradan kazanıyor insan, parası da oluyor, imkanı da. ama bir iz mutlaka kalıyor.

  • çoğu zaman yanlış parametrelerle değerlendirilen kameralar.

    megapiksel, kamera sayısı gibi parametreler elde edeceğiniz fotoğrafların kalitesini(?) öngörmenizde manalı değerler değil.
    son on yılda çıkmış bir telefon alıyorsanız megapiksel sayısını görmezden gelebilirsiniz. kayda değer bir fark olmayacak çünkü. fazla kamera olmasının da bir önemi yok çünkü o kameralar birlikte çalışmıyor(derinlik kamerası hariç ama boşver şimdi bulandırma kafanı). o kameralar farklı çekim modları(normal açı, geniş açı, tele) için özelleşmiş kameralar. yani her kamera bir modda çalışıyor. yani 5 kameralı telefon alayım fotoğraflar daha güzel olsun diye bir şey yok. sadece daha farklı tarzda fotoğraflar çekme zenginliğine erişiyorsunuz.

    peki ne önemli? kağıt üstünde değerlendirme yapmak için önemli olacak parametreler diyafram açıklığı, optik görüntü sabitleyici gibi özelliklerin varlığı ve sensör boyutu.

    diyafram açıklığı
    kamera-insan gözü metaforunu kullanırsak diyafram açıklığı = iris boyutu diyebiliriz. bunun sizin için önemli iki etkisi var: alacağınız telefonun kamerasının diyaframı ne kadar açıksa içeri o kadar ışık giriyor demek. bu da kapalı havalarda, iç mekanlarda yani ışığın daha az olduğu durumlarda daha iyi fotoğraflar elde etmek demek. diğer etkisi dar alan derinliği. alan derinliği ne demek? fotoğrafta net olacak alanın boyutu demek. kameranın diyaframı ne kadar açıksa odaktaki cisim fondan o kadar iyi ayrılır. nereden anlayacağız diyafram açıklığını? f/2.0 şeklinde ifade edilir. f'den sonraki sayı ne kadar küçükse diyafram o kadar açık demektir.

    görsel

    optik görüntü sabitleyici
    video çekerken sarsıntıyı engelleyen bu hede sıradan çinko karbon kullanıcı için ne kadar önemli? ne bileyim len sen söyle sıradan kullanıcı.
    ayrıca dolaylı olarak yine ışığın az olduğu çekimleri olumlu yönde eser miktarda etkileyebilir.
    (son kullanıcı için gereksiz dolaylı yol açıklaması: el titremesini tolere edeceği için enstantane kazanılabilir )

    sensör boyutu da ne kadar büyük olursa o kadar iyi doğal olarak.

    peki can alıcı nokta neresi?

    yazılım!
    kamera fotoğrafı üretirken önce sensördeki tüm veriyi alır. bu veriye raw veri denir. daha sonra kamera yazılımı bu veriyi kendi algoritmasına göre sıkıştırarak jpeg gibi sıkıştırılmış fotoğraf formatlarına çevirir.
    bu konuda kullanılan yaygın metafor mermer blok-heykel metaforudur.
    kameranız mermer bloktan(raw veri) algoritmasının belirlediği kısımları atarak heykeli(sıkıştırılmış fotoğraf) çıkartır.

    görsel

    yazılımın iyi olup olmadığını nasıl anlayabiliriz? kullanıcı yorumlarını okuyarak, çekilmiş fotoğrafları inceleyerek.

  • daha önce söyledim mi bilmiyorum ama

    baba oluyorum lan yazarlar :)) oğlum büyüyünce buraları hep okuyacak. o yüzden terbiyeli yazın. sıçtırtmayın bacağınıza.

  • abicim bu nedir ya? her sabah kalkıp annemi ayrı babamı ayrı arıyorum dışarıya çıkmamaları için. tam ikna ediyorum birden ama'lı bir cümleyle çabalarımı boşa çıkarıyolar. camiler kahveler kapanmasa 90 yaşındaki dedem eve girmeyecek. ananeme alışverişe çıkma biz alırız, misafirliğe gitme diyorum haftaya akraba günüm var zaten yakında köye gidicem iptal edemem diyor. yemin ederim 3 yaşındaki yeğenim daha uslu bi çocuk. hiç değilse ısrar edince ses yükseltince anlıyo, lafımı ikiletmiyo. ben başkalarına bulaştırırım endişesiyle peçeteyle tuttuğum kolonyayla başka bir kolonyayı silip, ikinci kolonyayla el dezenfektanımı silip, el dezenfektanımla ellerimi temizleyip alkol zinciri oluşturup virüslere geçit vermiyorum, yaşlılar sokağa çıkıp hastalık peşinde koşuyo. korkutmak için izletmediğim video, söylemediğim yalan kalmadı. yarın ne yalan söylesem acaba diye düşünmekten yıldım. buradan yaşlılara sesleniyorum. silkinin kendinize gelin kardeşim.

  • 1. yapacağınız işleri bir yapılacaklar listesi ile listeleyin. her yeni çıkan işi buraya yazın, her yaptığınız veya başkasına havale ettiğiniz işi listeden silin. bu listeyi tercihen her sabah işe başlarken temize çekin.

    2. yapacağınız işleri önem sırasına ve tamamlama süresine göre önceliklendirin. çok kısa sürede bitirebileceğiniz ve çok önemli olan işleri ilk sıralara koyun. (bkz: önceliklendirme)

    3. çalıştığınız masayı (ve etrafınızdaki duvarları) olabildiğince gereksiz evrak ve ıvır-zıvırdan arındırın, mümkünse sadece bilgisayarınız ve telefonunuz dursun ama gerekli kırtasiye ve evrak elinizi attığınızda ulaşabileceğiniz yerlerde (tercihen çekmeceler) bulunsun. (bkz: declutter)

    4. yapacağınız işlere terminler atayın, hatta pomodoro tekniği kullanarak "bunu 3 pomodoroda, bunu 5 pomodoroda yapacağım" gibi işi parçalara bölün. bu süreler arasında kısa molalar verin. (bkz: pomodoro tekniği/@iwillshowyouwhatitmeans)

    5. telefon ve email trafiğinizi yönetin, emailları mümkünse sadece belirlediğiniz zamanlarda cevaplayın, aranacak kişileri bir araya toplayıp, bir seferde arayın. (bkz: email yönetimi)

    6. iş yaparken etrafınızda dikkatinizi dağıtacak herşeyi kaldırın. excelde çalışırken arkada açık olan ekşi sözlük, twitter, x gazetesi, bilgisayarınızın masaüstündeki bir milyon dosya, kulaklıkta çalan müzik, whatsapptan gelen milyon mesaj vs. (bkz: zaman yönetimi/@iwillshowyouwhatitmeans)

    7. hem bilgisayarınızda hem gerçek anlamda dosya yönetimi konusunda kendinizi geliştirin.

    8. uzun vadeyi planlamak için mutlaka takvim veya ajanda kullanın.

    9. işiniz başınızdan aşkınsa her işi kendiniz yapmayın, işi olmayan veya işi daha hızlı yapacak başkalarına delege edin. benzer durumlarda aynı yardımı siz de yapın.

    10. toplantılarda yönetici pozisyonundaysanız gündemi önceden belirleyin ve dışına çıkmayın, toplantıyı uzatmayın.

    11. masanızda yemek yemeyin, içtiğiniz kahveleri abartmayın.

    12. mesai süresince işe odaklanın, etrafınızdakilerle gereksiz sohbetten kaçının. mesai süresinde boş zamanınız kalırsa işiniz ile ilgili kaynakları okuyun.

    13. işinizle/kariyerinizle ilgili kısa, orta ve uzun vadeli hedefler belirleyin, bunları hatırlatacak şeyleri motivasyon için çalıştığınız yerde görebileceğiniz şekilde koyun.

    (bkz: başarının 10 basamağı/@iwillshowyouwhatitmeans)
    (bkz: motivasyon/@iwillshowyouwhatitmeans)
    (bkz: odaklanmak/@iwillshowyouwhatitmeans)

  • bu başlık bile her şeyin ne kadar boka sardığını göstermeye yeter. böyle bir başlık ancak ortadoğu bok çukurunda açılabilir, nitekim açılmıştır.

  • dolar rekor kırarken hazine ve maliye bakanı niye sessiz diye sitem ediyorlardı, bence sessiz kalmaya devam etsin..

    stajyer damat bile bu kadar saçmalamamıştı..

    bu açıklamalar bile akp iktidarının artık fiilen bittiğini gösteriyor zira ya deliye yatıyorlar ya da abi bizim çapımız zaten buydu ne bekliyordunuz diyorlar...

  • az yaşadığım repliklerdir.

    yer: otobüs, arka koltuk
    olay:

    tatlı kız - ( gülümser)
    skatheist - (gülümser)
    kız - (birşey der, skatheist duyamaz)
    skatheist - "pardon duyamadım?" der ve arada bırakılan boş yere kaymak için hamle yapar

    -ama oda ne-

    skatheist'in annesi - (şans'a durulan duraktan o otobüse binmiştir, gelir çat diye kız ile skatheist'in arasına oturur)
    skatheist'in annesi - a benim pis oğlum yine giymişin 5 yıllık gömleği...

    son.

  • babanın kendisi daha çocuk.
    24 yaş baba, 3 yaş çocuk, 1 yıl yapım zamanı 18-19 da evlenmiş yurdum insanı.
    anadolu bilgeliğiyle birleşince sonuç bu oluyor.

    yazar arkadaşlar uyardı 4 çocuğu varmış. benim calculus ı-ıı, econ math bunları hesaplamaya yetmez. ayrı bir seviye.