hesabın var mı? giriş yap

  • cüneyt özdemir’in ahmet şık’a laf söyleyebilmesi haddine değil. önünü ilikleyip saygı duruşunda bulunmalı.
    ahmet şık gibi bir adama para ağır basıyor demek ciddi anlamda saçmalamaktır. hele hele trol demek için kafayı sıyırmış olmak gerek.

    mevcut düzene mafyalaşmış devlet diyebilme cesaretini göstermiş, mahkemede tutuklanırken bu ülkeye hesap vereceksiniz diye iktidara bas bas bağırmış, aylarca içerde yatmış birisi ahmet şık. korkmadan cesaretle mafyalaşmış siyasete kafa tutmuş, hukuksuz faşizan sisteme boyun eğmemiş, mecliste de takır takır ağzına geleni söylemiş cesur bir siyasetçi.

    cüneyt’in ahmet şık’a laf söylemesi için kırk fırın ekmek yemesi lazım. sonra da abdest alıp takım elbise giyip kapıda sıranın kendisine gelmesini beklemesi lazım.

  • yıl 2004. iş yerimi kapattığım için* borçları ödemek gerektiğini bildiğimden iş arıyorum. stresliyim. bir çok başvuruda bulundum fakat burada sizlerle paylaşacağım söz konusu ilan windows server 2003 konusunda 5 yıl deneyimli eleman aradığını belirtmektedir. mülakat sırasında gereksiz tanışma işlemlerini bitirip, aradıkları nitelikler ve tecrübe konusuna geçtiğimiz için şu soruyla devam etmektedir.

    -windows 2003 konusunda istediğimiz tecrübeye sahipmisiniz?
    +hayır
    -peki o zaman neden başvurdunuz?
    +ilanı veren cahillerin kim olduğunu merak ettim.

  • evet, kendi başlattığım hareket olmakta. sabah kahvaltı yaparken aklıma geldi bu olay ve müthiş bir panik halinde daha rönesansın türkiye'de tam olarak vuku bulmadığına binaen laptop'ımı alıp hemen işe koyuldum. adamlar kafadan 500 yılı bize taktı yahu bu farkı el birliğiyle çalışarak yaklaşık tahminimce 2-3 yılda tamamlayabiliriz. artık kimin elinden ne geliyorsa bir el atalım şu duruma daha reform falan var.

    bu da ilk eserim: meyveler ve akşamüstü

  • "mezarınız olur işallah"

    madenlerinde yaşam odası olmayan ama evlat acısı yaşamış bir anneyi meydanlarda yuhalatan diktator için hukuksuzca inşa edilmiş 1000 odalı sarayı olan bir ülkedeyiz.

    iğrenç bir film, herşeyiyle iğrenç. abartı değil. son bir kaç yıldır bu haksız şatafat ve hafsalamın alamadıgı ölçüde cereyan eden hukuksuzlugun bendeki karşılıgı mide bulantısı... bu filmin de bu süreçte farklı bir konumu yok.

    17 aralıktan beri bu ülkenin ferdi olmaktan daha bi utanır oldum.

    "sizin de utanç içinde insan içine çıkamayacağınız günler yakındır. şu an sadece sentetik bir camia karşısındasınız. korkuyorsunuz. biliyorsunuz boğazınıza kadar battıgınızı.
    maddi çıkarlar uğruna oy verenlerin aslında sevmediğini, ancak oy vermeyenlerin nefretini kazandıgınızı siz de biliyorsunuz."

    yargılanacaksınız

    edit 1: entri ilk haliyle formata uygun değildi. hislerimi dile getirdiğim bir cümleydi sadece. ne zaman moderasyon ekibi tarafından kaldırılacak diye beklerken geçen haftanın beğenilenlerine girmiş oldugunu farkediyorum.

    sözlük okur ve yazarlarının teveccühüne teşekkür ederim. bu sebeple formata uygun hale getirmenin daha uygun olacağını düşündüm.

    ghbe editi:
    ali ismaile tedavi etmek yerine ağrı kesici verip gönderen doktoru da unutma. * tekmeyi perçinleyen oydu.

  • çevremde akrabalardan ve arkadaşlardan evde bira yapan vardı bir kaç tane denemiştim ama yapmak aşırı zor ve masraflı gibi geliyordu. tamam bira ucuza çıkıyordu ama masraflı hissi vardı.

    ayrıca ben kırk yılın başı bira içen, bira tatlarından çok anlamayan, o sırada ortamda hangi markayı tüketiyorlarsa bana da aynısından alın diyip içen biriydim.

    bu sene ocak ayında butikbira.com a üye olup başlangıç setimi almışım.

    yani amatör biri olarak, bir iki öneride bulunmuş olurum başlayanlar da aynı soruları soruyorlardır çünkü.

    *başlangıç setini farklı markadan almak önemli mi?
    - evet kısmen.

    neden derseniz her sitede aynı kalitede kova bulunmuyor. kovanın kalitesi de sonradan çıkacak tatsız olaylar için önemli. işin tuhafı kalite düşüyor ama fiyat düşmüyor yani x markasında 480 lira başlangıç seti, y markasında 490 lira ama y markasındaki kovada plastik kesim hataları mevcut.

    bira yapım facebook gruplarında da malzemelerini gösteriyorlar ve gerçekten fena farklar var.

    kötü markalara örnek vermeyeceğim ama malzemesi en kalitelilerden biri butikbira.com, diğeri de kedikoy.com.tr.

    bunun dışında başlangıç setini bira kitiyle aldığınız için bira kitlerinin ve mayalarının kalitesi ve son çıkan ürünün tadı da firmadan firmaya değişiyor.

    (bkz: butik bira)nın, butik pilsneri yerine, (bkz: kedikoy.com.tr)nin başlangıç setindeki prag setini tercih ederim.

    bunların dışında, sıcaklık, süre ve temizlik gerçekten çok önemli.

    * temizlik ne kadar önemli
    - çok önemli ama temizlik konusunda çok önemli diyince insanlar biraz panik olmaya başlıyor. şöyle bir sistem var aslında basitçe. tüm ekipmanlarını (şişe, kova, karıştırıcı, hortum, musluk vb ) ürüne temas eden her şeyi, normal bir şekilde temizliyoruz.

    pbw denilen bir temizleyici var mesela bu öneriliyor. bu ağız ile tüketebileceğimiz bir temizleyici değil , bulaşık detarjanı gibi bir şey bu sebeple iyice durulayarak kurtulmamız gerekiyor. deterjan yerine neden pbw öneriyorlar derseniz mesela musluk içi gibi erişilemeyen yerlerde kalıntı kalmaması için. pbw su ile durulandığında kalıntı bırakmadan çabucak gidiyormuş.

    ben mesela her kurulum öncesi ve sonrası, pbw ile kalmadıysa bulaşık detarjanı ile kovanın her yerini süngerin yumuşak tarafıyla yıkıyorum. iyice durulayıp, bir kaç defa suyla çalkalayıp hazır hale getiriyorum.

    asıl önemli olan şey sanitasyon işlemi, yani ürüne temas edecek her eşya ve kişinin dezenfekte edilmesi. bunun için de starsan diye bir ürün öneriyorlar, bu ürünü hazırlayıp kullanılacak her şeyi, hava filtresi dahil bu sıvıdan geçiriyoruz. ellerimize de bu sıvıdan temas ettiriyoruz veya eldiven kullanıyorsak ona da. kovanın içine starsan koyup her noktasına temas edecek şekilde sallıyoruz vs vs.

    starsan aşamasından sonra starsan kurumadan ve bir daha da kirli olabilecek bir şeyin eşyalara temas etmesine izin vermeden bira kurulumuna başlıyoruz.

    hazır kitte bulunan şey pekmezimsi bir şerbetçiotlu malt özü. bunu kovaya ekleyeceğiz ayrıca tarife göre 1kg toz şeker / dekstroz şeker / kuru veya sıvı malt özü.

    şeker ve malt özünü eritip karıştırmak için 1-2 litre kaynar suyu kovaya ekliyoruz.(arıtılmış su, marka su olabilir)

    pekmezin yoğunluğu ve şeker suya karışana kadar karıştırıyoruz.

    sonra da tarife göre kaç litrelik üretiyorsak o litreye kadar oda sıcaklığındaki veya soğuk suyu (arıtma veya markası su) kovaya ekliyoruz.

    yine aldığınız kite göre yani tarife göre mayanız kaç derecelerde çalışmalıysa kovadaki karışım o sıcaklıktaysa mayamızı ekliyoruz. örneğin kaynar suyu 3 litre koydunuz, eklediğiniz su ile henüz sıcaklık 25 derecelerde veya daha yukarda, bir süre bekleyip sıcaklığın düşmesini beklemeniz maya açısından iyi olacaktır.

    mayayı serpip, kapağını kapatıp, hava kilidini takıp, hava kilidine ortasındaki çizgiye gelecek kadar su ekleyip artık fermantasyon işlemine bırakıyoruz.

    * sıcaklık ne kadar önemli
    - sıcaklığın önemi kullandığınız mayaya göre çok önemlidir. örneğin lager mayaları daha düşük sıcaklıklarada iyi bir tat ortaya çıkarıyorlar.

    bu yüzden sonbahar ve ilkbahar ayları kit kurmak için daha iyi. ben izmirdeyim ve şuan nisan 15ten itibaren oda sıcaklığı gün içinde 24-26 derecelere ulaşıyor. genelde kurduğum kitler 20-22 dereceyi uygun buluyorlar.

    kovayı soğutmak, ısıtmaktan daha büyük dert. soğuk havalarda, kalorifer yanına alarak, üstüne battaniye vs atarak işlem dengelenebiliyor fakat yazın. yanına buz aküleri de koysanız ısıyı çok dengede tutamıyorsunuz.

    bu işlem için, termal çantalar, termostatlı buzdolapları, strafordan kutular vs var.

    örneğin strafor kutu içerisine 2-3 tane buz aküsü koyup 12 saatte 1 değiştirerek ısıyı dengelemeyi çoğu kişi öneriyor.

    * süre ne kadar önemli
    - süre yine ürünün doğru lezzette oluşması için çok önemli.

    genel olarak herkes 22 derecede 15 gün bekle yeterli diyor. ama eğer hiç ölçüm almıyorsan 20-21 gün bekle garantiye al diyorlar.

    mayana göre sıcaklık düştükçe yavaş çalışma ihtimali çok yüksek yani 16-25 derece arasında çalışır diye satılan mayayı. 16 derecede 15 gün bekletmek ile 25 derecede 15 gün bekletmek aynı sonucu vermiyor.

    bu yüzden hidrometre ile ölçüm alınıyor. musluktan biraz ürün alarak veya temiz bir hidrometreyi (starsan ile temizlenmiş) kovaya atarak ölçüm alnıyor.

    yine kitinize göre değişebilir ama genelde 1005 ve 1010 sonuçları arasındaysa şişelemeye başlanıyor.

    şişelenirken de elimizdeki şişeler sıfır ve temiz şişeler dahi olsa yine starsan ile çalkalayıp, şişeye temas etmiş starsan kurumadan, birayı doldurmalıyız.

    şişeye gazlanması için şeker atılması gerekiyor, bunun için başlangıç setinde şeker ölçeği ölçüm aleti bulunuyor.

    33lük 50lik 75lik dolumlar için yuvalar var.

    kesme şekerlerde de belirli bir mantık var.

    50lik için 750 gramlık pakette 360 adet küp içeren şekerden 2 küp
    33lük için 100 gramlık pakette 360 adet küp içeren şekerden 1 küp

    bunun dışında desktroz şeker ile de gazlanma yapılabiliyor. hazkatturkiye diye bir firmanın sattığı sulandırılmış, desktroz şekeri var. bununla gazlanma yapıldığında tortunun çok az kalacağı iddia ediliyor.

    *şişeledik peki hemen içebilir miyiz?
    - hayır, gazlanma için yine uygun oda sıcaklığı ve zaman gerekli.

    pilsner kitlerin çoğu 7-10 gün için güzel bir gazlanma ve tat sahibi oluyorlar fakat bock gibi kitler 2 aydan sonra asıl lezzete ulaşıyor.

    --------------------------------------

    bu arada bahsedilenlerin hepsi hobinin daha ilk evresi , yani kit ile sanki zamanında tang paketleri ile meyve suyu yapar gibi bira yapma yöntemi.

    sadece temizlik ve süre detayı var. şişeleme angaryası var.

    kiti at, diğer malzemeleri at , karıştır , bekle, şişele , iç.

    bunların dışında firmaların %100 malt paketleri, malt çeşitleri vs bulunmakta. ilgili maltı kırılmış ya da kırılmamış olarak alıp, filizlendirip, kaynatıp, şerbetçi otu ekleyip, yine bira yapabilirsiniz.

    aslında kabaca özeti o satın aldığınız hazır kiti de tamamen siz kendi istediğiniz aromada üretebilirsiniz. (dışarda içine ne koyduklarını bilmiyoruz, ben sana evde kendim yaparım *)

    hobinin asıl profesyonellik bölümü buradan başlıyor ve fıçılama, fıçıda gazlandırma vb işlemlerle daha profesyonellik düzeyine geçebiliyor.

    ------------------------------

    *bazı tüyolar
    - belki ne biliyorsun da konuşuyorsun diyecek olanlar olabilir ama kendimce yukarıda bir çok şeyi anlattım en azından ben ocak ayından nisan ayına kadar geçen sürede 5 tane kit kurarken bunları gözlemledim.

    şimdide pişman olduğum veya iyiki almışım/yapmışım dediğim kısma gelelim.

    1- şişe
    ben 144 tane 33lük şişe aldım ve bu bana 580 liraya patladı. şuan 36 tanesi 210 lira olmuş.
    keşke biraz daha verip 50lik şişe alsaydım veya barlardan şişe isteseydim pişmanlığım budur.

    neden derseniz , 23 litrelik bir kitten 70 tane 33lük bira çıkıyor. 70 kez şeker ölçümü, 70 şişeyi yıkama ve dezenfektanı, 70 kapak harcaması, (kapaklar 100lük paketlerde satılıyor ve normalde 1 paket 2 kite denk geliyor), 70 tane biraya yer ayırma vs vs.
    içerken de ürünü beğendiyseniz tadı damağınızda kalıyor 33lük ne ya demeye başlıyorsunuz.

    2-şişe temizleme fiskiyesi
    bu iyiki baştan almışım dediğim bir ürün, şişeleme işlemine geçtiğimde yanıma bir salata kurulama kabı mıdır nedir ondan alıyorum. içine starsan dökülmüş fıskiyeyi alıyorum ve şişeleri alıyorum. fıskiyeden geçirdiğim şişeyi bu kurulama kabına ters çeviriyorum. kap yaklaşık 6 tane 33lük şişe alıyor. 6. yı koyduğumda 1. şişedeki starsan akmış ama kurumamış oluyor, kovanın musluğundaki , şişeleme çubuğu ile hemen şişeliyorum.

    eğer fıskiyeniz y oksa her şişeye starsan dök çalkala devir işi size kafayı yedirtir. keşke başlangıç setlerinde bu ürün olsa, siz mutlaka alın.

    3-aktarma borusu
    bu da iyiki almışım dediğim bir ürün, kovadaki musluğa bu hortumu takıyoruz, diğer ucuna da şişeleme çubuğunu böylece kovanın altına girmeden de dolum yapabiliyoruz. çok mühim değil ama kolaylaştırıcı

    4-arkadaşlara bahsetmek.
    bu pişman olduğum bir nokta, onlara da bira ayırmak ayrı dert, şişeden içmeyin diye peşlerinde olmak ayrı dert. bu bira evine gelen misafire kendin ikram edip kafanın rahat olacağı bir şeymiş onu anladım.

    5-bu arada, şişelerde tortuyu azaltmanın yolları

    şişelemeye başlamadan önce, kovayı en azından 24 saat önce şişelemeye yerine taşıyıp bekletmek. böylece hareket eden tortu tekrar kovanın dibine çökecektir.

    şişelerken kullanılan şekerin desktroz ya da sıvı gazlama şekeri olması

    şişeleme yapmadan önce kovayı soğutmak. ürün ne kadar soğuksa tortu o kadar dibe çöküyor ve dibe yapışıyor.

    birayı tüketmeden önce en az 2-3 gün buz dolabında tutmak. yine soğuktan şişedeki tortu dibe çöküp yapışıyor.

    şişeden bardağa dökerken tek seferde ve en son tortuyu almayacak şekilde dökmek.

    6-bira çöp olur mu dökmek zorunda kalır mıyım
    ilk kez yaparken çoğu kişi (ben de yapmıştım) tanıdıklarını veya facebook gruplarını soru yağmuruna tutuyor.

    -hava kilidinden gaz çıkışı başlamadı
    -hava kilidinde tortular var
    -kova kapağı şişiyor veya şişmedi
    -kovanın kenarlarında köpük(krausen) oluştu veya oluşmadı

    vs vs

    bahsettiğim kurulumu yaptıktan sonra 72 saate kadar her an hareketlilik başlayabilir bu mayanın uyanması ve işleme başlamasıyla alakalı. mayanın uyanması da mayanın durumu ve sıcaklıkla alakalı. önceden maya uyandırma teknikleri vs de var onlara girmeyeceğim.

    hava kilidi çalışma süreleri örnekleri;
    şimdi 5 kitimden ilki (butik bira pilsner kiti) 24 saat sonra başladı 2-3 gün sürdü.
    ikincisi (butik bira winter bock kiti) 3-5 saat sonra başladı 24 saat sürdü
    üçüncüsü (kedikoy bavaria kiti ) 24 saat sonra başladı 7-8 gün ağır ağır da olsa sürdü.
    dördüncüsünde (kedikoy prag kiti) 6-7 saat sonra başlayıp 2-3 saat sürdü
    beşincisinde (butik bira yaz aşkı lager) hiç hava çıkışı olmadı, kapakta sızıntı var sanırım. yine de köpük oluştu ve kapak şişti.

    *hava kilidinde tortu oluşması
    -hava kilidinde tortu olabilir veya kovanın hava kilidi deliğinden tortu fışkırmaya başlayabilir.
    hava kilidini sonuna kadar sokmayın, ucunun girmesi yeterlidir. 23 litre dolurduğunuzda fermantasyon fazla krausen oluşturduysa kilide geçebilir. kilidi temizleyip tekrar takın.
    kovadan taşıyorsa da temizleyip temizleyip sakinleşmesini beklemelisiniz. nadir de olsa olabilecek bir durum. genelde fazla sıcakta olduğunu söylüyorlar.

    *hava kilidinden çıkış olmasa da başlamış olabilir.
    kovaya ışık tuttuğunuzda krausen görünüyorsa işlem yolunda gidiyordur. ayrıca kapak şiştiyse kovada gaz var demektir, yani fermantasyon başlamış.

    şimdilik durum bu şekilde.

    gelelim yaptığım çeşitlerdeki tatlara.

    butik pilsener - içen herkes tombul efes tadında dediler, ilk içenler gazsız buldu, biraz erken vermişim. 21 gün kova 21 gün şişede tutuldu. şişede 15. gün içenler gazsız bulanlar.

    butik-pilsner-bardak

    butik winter bock - kovada 18 gün şişede 2 ay . kendine has bir tadı var, hafif ekşimsi gibi, köpüğü kıvamlı. geç gazlanıyor, bockların olayı buymuş. tadı da geç oturuyor. ayrıca arka arkaya lıkır lıkır da içilmiyor, mutlaka yedek şişeniz olsun. bocklar bitene kadar başka çeşit bira yapmak isteyeceksiniz bence.

    bock-bardak
    bock-bardak-sise

    kedikoy bavaria - buğday birası, ayrıca fermantasyon esnasında kovayı açıp dry hop ile kişniş (25gr) ve limon kabuğu (28 gr) sarkıttım içine. kişniş fazla kaçmış. bira buram buram kişniş kokuyor. bence kişnişi azaltın. 15 gün kovada. 10 gün sarkıttım kişniş ve limonu 5 gün kaldı içinde. 15 gün şişede. gazı ve lezzeti güzel. biraz acı ama sürekli bardaktan kişniş kokusu gelmesi beni rahatsız etti. gerçi eşim de kokuyu sevdi. zevk meselesi.

    bugday-bardak
    bugday-bardak-sise

    kedikoy prag - pilsener kit. butik biradakinden daha iyi. yarım kilo toz şeker ve 750 gr sarı malt özü ile kurdum. 10 gün kovada 15 gün şişede. gerçekten en lezzetli biram bu oldu. bi dahakine şeker yerine tamamen malt özü kullanacağım.

    prag-pilsner-bardak-sise

    butik bira yaz aşkı lager kit. bu 10 gün kovada 7 gün şişede kaldı ve şimdiye kadar ki en çok gazlanan kitim oldu. gerçekten yaz aşkıymış, içimi çok ferah ve bol gazlı. bu ürün de tatmin etti. hala favorim kedikoy prag. en sevdiğim tat bu oldu.

    yaz-aski-lager-bardak

    sırada kedikoy seattle kahveli stout var , sipariş verdik bekliyoruz.

    edit : evde bira yapım için bildiğim firmalar.

    butik bira (izmir - güzelbahçe)
    kediköy (istanbul - kadıköy)
    bira burada (istanbul - başakşehir)
    bira market (izmir - bayraklı)
    zestfulbrew (izmir - bornova)
    mayaland (izmir - karşıyaka)
    haz kat türkiye (ankara)
    vino market (izmir - bornova)
    taze mayse (istanbul - sancaktepe)

  • çok alkol alan bir babaydı. evde de huzursuzluk, tartışma sık yaşanıyordu. hiç detaylara girmeyeyim, bir çocuk ne hissederse onu hissediyordum.
    ama hiç unutmuyorum anne tarafımın bir tanıdığı olan kişinin düğününe gitmiştik. dayımla babam düğün sonunda yerlerde oynuyorlardı. ikisi de küfelik olana kadar içmişlerdi. 8 veya 9 yaşlarındaydım daha.
    o kadar utanmıştım ki! onun sarhoşluğundan çocuk halimle ben utanmıştım.
    zaten ilerleyen yıllarda ev içindeki sorunlar daha da artmış, annem daha fazla dayanamamış, yurtdışına iş vesilesi ile gitmiş ve bir daha da dönmemişti.
    beni aldırtmaya çalışmıştı ama velayetim babaya verilmişti. kendi kurtulmak istediği cehenneme beni bırakmıştı.
    yıllar sonra "eğer gitmeseydim, dayanamazdım" demişti ama benden dayanmamı beklemişti! ya ben de dayanamasaydım, ya öyle sorunlu bir insan yüzünden yanlışa sürüklenseydim, kendime bir şey yapsaydım?
    ama yapmadım, güçlenmeyi seçtim. ufacık yaşımda söz verdim kendime "pes etmek yok" dedim.

    anneannemin yanına kaçtım 17 yaşımda. sonrasında bir şekilde hayatımı toparladım derken eşimle tanıştım, uzun bir birlikteliğin ardından evlendik. hani hep denir ya "kız çocukları babasına benzeyen insanları bulur" diye. eşim babamın tam tersiydi.
    hayatımda verdiğim en doğru kararlardandı. güzel bir ailem olmadı ama kendim güzel bir aile kurdum. ileride ne olur bilmiyorum ama 2 yıllık birliktelik ve 20 yıllık evliliğin ardından ben de ondan razıyım ve eminim o da benden razıdır.
    beraber elele verdik, çok çalıştık, çabaladık ve şimdi birçok şeye sahibim hayatta, şükrediyorum.

    yıllar sonra baba kişisi telefonumu bulmuş, beni aradı görüşmek için. 22 yıl aramadı, ne haldeyim sormadı. evlenmişim, çocuğum olmuş, maddi olarak iyi durumdayım, arıyor!
    hayatıma sokmadım çünkü aradığında bile sarhoştu. ama onun tarafından olan akrabalarımdan duydum "hayırsız evladım" ben. ne kolay birini yaftalamak hayırsız diye. bir kendi evladıma bakıyorum, içimdeki sevgiye, gösterdiğim ilgiye, verdiğim çabaya bir de kendi babama.

    hayatta herkesin bir sınavı var. kiminin içine doğduğu aileyle, kiminin kurduğu aileyle, kiminin maddiyatla, kiminin çevresiyle, dış görünüşüyle, sağlığıyla vs.. ama herkesin öyle ya da böyle bir sınavı var. kiminin sınavı ağır, kiminin daha kolay. bazı şeyler kader ama bazılarını da biz seçiyoruz. başımıza gelen kader ama seçimlerimiz bize ait.
    o yüzden mümkün olduğunca isyankarlığa yönelmeden durumu kabul edip seçimlerimizi sağlıklı yapmalıyız. başka hayatımız yok çünkü.
    ayakta dimdik durmaktan başka bir yol bilmiyorum ben.

    sonradan gelen düzenleme:
    kimileri de içerliyor, mesaj atıyor "ne de olsa babadır" diye. keşke herkes sizin gibi çiçek çocukluk yaşasa keşke. ama maalesef her evin içi kendi eviniz gibi değil. en son görüşmemizde benim yüzüme karşı "seninle görüşsem de olur görüşmesem de. benim için önemli olduğunu mu sanıyorsun?" diyen bir babayla, yirmi iki yıldır arayıp sormayan bir babayla görüşmediğim için kusura bakmayın kendimi suçlu hissetmiyorum.

    bana babalık ettiyse rahmetli k.pederim etti. beni öz çocuklarından ayırmadı, bağrına bastı. gönlüm sadece onu baba biliyor. içimden gele gele de hep "babacım" dedim.
    herkes aynı değil. her gün haberlerde görüyorsunuz harcanmış çocukları. çocuk dünyaya getirmek ayrı, anne/baba olabilmek ayrı.

    kendi ebeveynlerimden nasıl ebeveyn olunmayacağını öğrendim en çok.

  • sinan oğan'ın istekleri:

    - anayasanın ilk 4 maddesine dokunulmayacak
    - anayasa madde 66'ya dokunulmayacak
    - mülteciler ülkeden gönderilecek
    - terör örgütleri ile mücadele edilecek, terörle iltisaklı partilere mesafe konulacak
    - “faiz sebep enflasyon sonuç” gibi mantık dışı argümanlarla ekonomi yönetilmeyecek. bir an önce bilimsel metotlara dönülerek ekonomi düzeltilecek.

    milliyetçi ve vatansever seçmene soruyorum: siz de bu isteklere boyun eğmeyecek misiniz?

  • kuaförlük. çok para var bu işte , çok. hem karşındakinin fikirlerini hiç de önemsemeden kesim , biçim , düzeltim işlerine giriyorsun , sanatçı kişiliğini konuşturuyorsun ; hem de para kazanıyorsun . sosyalleşme desen tillahı kuaför salonlarında oluyor. iyi iş , iyi.

  • hmm çoktan seçmeli sınav sorusu.

    tipe önem veririm. boy pos kaş gözü geç, el önemlidir. güzel el müzel el diye şeyler çıkarmışlar, onlar tırı vırı. el önemlidir, maharetli mi misal. çalışmış el mi. ne yapmış? topraktan anlamış mı? hayır. peki taş taşımış mı? çekmece tamir etmiş mi? kablo mu bağlamış, çiçek mi sulamış, ağaç yontmuş, rahmaninof çalmış, kare kare havuç doğramış?? bi at çizmeyi mi denemiş yahut kire pisliğe bulanıp buji değiştirmiş? tip tip el var. güzel eller... yoksa pıtı pıtı akıllı telefon ekranından twit atıp durmuş anca ama yok uzun parmaklıymış, yok kemikliymiş zart zurtmuş. geç, dandik el o.

    paraya da önem veririm. hiç iflas etmiş mi misal. burnu dibine kadar boka batmış mı, aç karna bi tost alıp yiyecek meteliği bile olmadan dolaşmış mı.. tekrar geri çıkabilmiş mi bundan? nasıl çıkmış? beş parasız ve çok paralıyken karakteri değişmiş mi? tapınmış/ tapınıyor mu paraya, onu kendisini daha önemli, üstün ya da daha değersiz yapan bi varlık olarak mı görüyor? bakışı ne paraya, kendini konumlayışı ne?

    zekaya da bakarım. görebilmek zeka. hele en üst seviyesi kendini görebilmek. yoksa isterse 3'le 5'i parmaklarıyla toplasın, isterse 6 nobel dizsin, bana gelişi bir.

    noldu bak, hepbiri çıktı... kadınlar azı beğenmez işte, böyle bunlar.

    çok pis çarpık, çizik çuzuk bi binary mercekle bakıyorsunuz şu mevzulara. kötüsü, zaman dışında kimse de size gösteremez o merceği. kaybettireceği onca yıla cidden yazık.