ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
baba kız diyalogları
-
beşinci evlilik yıldönümümüzün akşamı karıma hediyesini verdikten sonra biribirimize sarıldık tam bu sırada kızım odasından gelir;
kızım: aaaaaaaaaaaa ` :çığlık atarak`
tathar: ne oldu kızım.
kızım: bi daha aşık olduğunuzu görmiyim.
aşırı demokratik kuzey kore meclisi
-
ben bile alkışladım burdan
(bkz: ne olur ne olmaz)
kemal sunal'ın iyi bir insan olmaması
-
o zamanlar tığ gibi delikanlı, cepte para çok. oyuncu bir de. mavi boncuk filmini çekiyoruz. bir gün setten çıktık, eve gidiyoruz. ben laleli’de oturuyorum, kemal benden önce çıktı. herkes yevmiyesini almış, taksiyle giden gitti, kendi arabasıyla giden de gitti. ben baktım ki kemal yürüyerek gidiyor. üç kilometre var gideceği yere. her gün yürüyerek gidip geliyor, merak ettim nereye gidiyor bu adam böyle diye.
uzun süre yürüdü. sonra bir bankta bir adam yatıyordu, kaldırdı adamı bir şeyler konuştular. cebinden para çıkarıp verdi. şaşırmıştım, sonra biraz daha ilerde bir lokantaya girdi. bir şey yemeden çıktı. oraya da para verdiğini görmüştüm...
bıraktım takibi. banktaki adama yaklaştım, "tanıyor musunuz o az önce size para veren adamı?" dedim. "adını bilmem, sormam da her gün para verir bana..."dedi. teşekkür ettim. daha sonra az ilerideki lokantaya gittim, "az önce gelen beyin borcu mu var size?" dedim. tanımadılar beni. "kemal abi’nin mi? yok hayır, bize her gün evsizler uğrar, yemek yediririz, o da sağ olsun onların yemek masrafını öder." dedi.
ertesi gün kemal’in yanına gittim.
"sen ne güzel bir adamsın ya..." dedim. ne olduğunu anlayamadı, sarıldım ağladım... "ölme sen benden önce." dedim.
dinletemedim...
emel sayın.
sevilen şiirin en vurucu cümlesi
erkek yazarların saç tıraşı için ödediği ücret
-
siz anket doldurun ben başka bir şey demeye geldim.
adam yazmış ki; saç,sakal, kulak vs vs. 250tl ödedim... nesin amk sen king kong musun? chewbacca mısın? 250 tl' ye iç anadolu' da 10 dönüm tarlaya biçer döver giriyor.
edit: edit-imla
yakutça
-
türkiye türkçesinden ve diğer şivelerden çok farklı olmasının sebebi olan türkçedir. yakutlar, orhun kitabelerinde kurıkan adıyla geçmektedir. daha sonra kuzeye çekilmişler ve ana türk kütlesiyle bağları kopmuştur. benzerlikleri veya farkları incelemek gerekirse :
türkçe:_____saka t:
ağız_______ayak
ayak_______atak
bacak______but
baş________bas
burun______burun
dergi_______nada
dil__________dıl
dis_________dis
dost________cöge
dudak_______uvaz
el___________eli
erkek________toyon
göz_________karak
hatun_______kotun
kaş_________kas
kirpik_______gılamas
kol_________kol
kulak_______kulgah
parmak_____darbak
sağol_______bahıba
tırnak_______tıgırak
yagmur_____sambır
yıl__________sıl
yurt_________surt
yüz__________süs
kübra par'ın istiklal saldırısı yazısı
-
¦ tam da sınırlarımız yolgeçen hanı gibiyken...
¦ tam da sokaklarımız vıcık vıcık kaçak göçmen kalabalıklarıyla dolup taşıyorken…
¦ tam da almanya bizi kıskanıyorken...
¦ tam da ehonomi çoh eyiyken...
¦ tam da yol yabmışken...
oyun böyük yeğen...
(bkz: kübra par gibi köşe yazısı yazma tekniği)
star wars
satranç oynamanın insana öğrettikleri
-
olaylara geniş açıdan bakabilme ve büyük resmi okuyabilme yeteneği. karşındaki kişiyle eşit zekada olduğunu kabul etme. 2-3 hamle ötesini düşünürken olasılıkları önüne serebilme yetisi. her taşın,tıpkı insanlar gibi, potansiyel yeterliliğini bilerek mevcut koşullarda elindekiyle en iyi stratejiyi kurabilme kabiliyeti. aklının yek sermayen olduğunun kanıtı. en güzeli de akıllıca ve aptalca risk ayrımını öğrenmek zira her %50 içerisinde %100 pozitif ile negatif barındırıyor. hamlelerdeki hızın ardındaki stratejik ve ağır çekim sakinlik; aksiyonun sözden güçlü olması. hayata uygulandığında klavuz etkisi yarattığı net! akıllıca hamle yapmazsan oyunu da, önüne gelen fırsatları da kaybedersin tıpkı hayat gibi!
ekşi itiraf
-
öğretmenlik mesleğimin ilk yılında tecrübesizlik mi yoksa öğrencilikten kalan bir refleks mi bilinmez öğretmenler odasına girerken kapıyı vurup öyle içeri giriyordum. sağolsun öğretmen arkadaşlar da 1 yıl boyunca ne zaman gelsem 'kapıyı vurmadan nasıl giriyorsun terbiyesiz çık dışarı' tarzı geyikler çevirmekten geri kalmadılar. o değil de öğrenci psikolojisini atlatmak zormuş onu fark ettim ben. sigara odasında tüttürürken aniden kapı açılıp müdür geldiğinde de o an bir heyecanla fırlattım attım sigarayı. müdür dedi hocam sen manyakmısın niye attın caanım sigarayı, dedim örtmenim nnolursunuz babama söylemeyin bir daha olmayacak söz..
cristiano ronaldo
-
vefakar topçu.
c.ronaldo : "başarılarım için arkadaşım albert fantrau'ya teşekkür etmeliyim. beraber 18 yaş altı şampiyonasında oynadık. bizi izlemeye gelen sporting lisbon menajeri kim daha fazla gol atarsa takıma onu alacağını söylemişti. ''
c.ronaldo : ''maçı 3-0 kazandık ben ilk golü attım albert ise ikinci golü attı üçüncü golde ise ben dahil herkesi etkileyen bir olay yaşandı. albert kaleciyi geçmişti ben de yanında koşuyordum albert'in tek yapması gereken topu boş kaleye göndermekti ama o topu bana pas attı. maçtan sonra neden yaptığını sorduğumda ise '' sen benden daha iyisin'' demişti. ''
gazeteciler albert fantrau'ya hikayenin gerçek olup olmadığını sorduğunda albert '' evet hikaye gerçek ronaldo o maçtan sonra sporting altyapısına girdi ben ise futbolu bıraktım ve şu an işsizim '' cevabını verdi. gazetecilerin ''işsiz biri olarak bu kadar büyük bir eve, böyle güzel bir arabaya ve ailenin ihtiyaçlarını karşılayacak parayı nereden buldun ? '' sorusuna albert fantrau'nun verdiği cevap ise her şeyi açıklıyordu. '' bunların hepsi cristiano ronaldo 'dan.''