hesabın var mı? giriş yap

  • abd gida ve ilaç kurumu "fda"'in hakkinda 53 sayfalik raporu ile acil durum kullanim izni verdigi asi.
    raporun tamamini okumak isterseniz, pdf formatindaki dokumana burdan ulasabilirsiniz.

    rapor asinin etkisi hakkinda ne diyor ?
    raporda gorulebilecegi gibi ikinci dozdan sonra, asi %95'lik bir basari yakaliyor.

    yan etkiler hakkinda rapordan ne ogreniyoruz ?
    rapora gore, yan etkileri normal bir asilamanin yan etkilerinden farkli degil. bunlar sirayla: enjeksiyon yapilan yerde lokalize reaksiyonlar (%84), yorgunluk (%63), bas agrisi (%55), kas agrilari (%38), usume ve soguk ter dokme (%32), eklem agrilari (%24), ates (%14).

    peki, abd'de herkes bu asiyi olabilecek mi ?
    rapora gore asinin bazi risk gruplarindaki etkisi uzerine elde yeterli veri yok. bu risk gruplarini en fazla immundeprese veya immunsuprese (bagisiklik sisteminde bir problem bulunan) hastalar olusturmakta. diger yandan, daha once sars-cov2 virusu ile enfekte olmus bireylerde, asi yapmanin yarari olup olmayacagi da anlasilabilmis degil.
    hamile kadinlar ve pediyatrik populasyon ile ilgili de yeterince veri yok. rapor, bu populasyonlar icin ek bir calisma yapmanin onemini vurguluyor.

    ozetleyecek olursak, fda'in raporu, asinin guvenli ve 16 yas uzeri hastalarda etkili oldugunu belirtiyor.

  • hiç anlam veremezdim bu olaya. iş gezisi sonucu yolum düştü bir haftalık eğitim için. bir kısmı işe bisikletle geldi, söz verdikleri saatte başlayıp insanca çalışma saatleri ile tam 17:30'da bir dakika bile geçirmeden eğitimi noktalıyorlardı. yani öyle ayarlı ki adamın son lafı tam 17:30'da bitiyor tüm soruları da cevaplamış olarak.

    öğle arası yemeklerinde alkol serbestliği vardı. hani biz kendimize misafirperveriz deriz ama adamlar iş sonrası için en ince detayına kadar aktiviteleri bile sunuyordu.

    özetle disiplin, insanca çalışma koşulları, özel hayat, insana verdiği değeri filan görünce ne yalan söyleyeyim bende de oluştu artık.

  • üniversiteyi hazırlık dahil 8 yılda bitirdim.
    sonra 6 ay çalıştım.
    sonra askere gittim.
    geldim 1,5 sene daha çalıştım.

    bütün bunları bi yaş tahmini yapın diye anlattım.

    bütün bunlardan sonra bitim kanlandı, duramadım!
    okumak bağımlılık olmuş tabii;
    şimdi yüksek lisansın bilimsel hazırlığındayım.
    beraber derse girdiklerim üniversite 2. sınıf öğrencileri.

    geçenlerde insan kaynakları hocası sınıfa bi soru sordu: kendinizi 10 yıl sonra nerede görüyorsunuz?

    yerin dibine girdim.
    soruya muhatap olanlardan neredeyse 10 yıl büyüktüm ve işte aynı sıralardaydık.

  • adının meryem azra, hayrünisa ece ya da ümmügülsüm su olmasının hiç bir şey ifade etmez. anneciğinin halinden de anlaşılacağı üzere bir birey olamayacaktır. 2023'te türbana, 2030'da çarşafa girecek, doğru düzgün okutulmayacak, bakan amcasının da istediği gibi annelik kariyerinin önüne başka kariyer almayacaktır. annelik mesleğinin zirvesindeyken, lohusayken bile annesi gibi fotoğraflarda bir karartı olarak yer alacak, suçluymuş gibi başını öne eğip bekleyecektir.

    önce babasının, sonra kocasının, ardından da çocuklarının kölesi olup bu dünyadan göçüp gidecektir. zaten devlet de, babası da, görüp yaşayabildiği hayat bundan ibaret olan anası da ondan bunu isteyecektir.

    yine de dilediği gibi bir hayat yaşamasını, en önemlisi mutlu olmasını temenni ederim.

  • patti smith'in pek rahat bir üslupla, sohbet edermişçesine yazdığı, kendini keyifle okutan sürükleyici kitap. böyle o sigarasını yaksın, ben kahveleri tazeleyeyim... robert'tan bahsedelim sonra, ordan yaramaz çocukluğuna atlayalım. sanatçı olmak için nasıl yanıp tutuştuğunu anlatsın tutkuyla...

    mevzunun tüm ayrıntıları heyecan verici: 1969 yılı, chelsea otel, bohem bir ortam, andy warhol, new york, şiir, rock'n roll, hippiler, birbirlerine göz kulak olmaya söz veren azimli ve romantik ik sanatçı genç...

    johnny depp'in kitapla ilgili yaptığı " bir başyapıt, daha önce hiç açılmamış bir hazine sandığının içini görmek için ayrıcalıklı bir davet" yorumu da pek hoş. kitap arka kapaklarında genelde sıkıcı insanların yorumu olur ne de olsa. eh, bünyede tavan arasına sızan çocuk heyecanı yaratan bu davete icabet etmemek ne mümkün...