hesabın var mı? giriş yap

  • başlık karakter sınırına takıldığı için tam anlatamadım ama sayın fahrettin koca twitterda az önce demiş ki;

    "almanya'da, beyin ölümü gerçekleştiği söylenerek hastaneden evine gönderilen, fakat göz işaretleriyle iletişim kurabilen vatandaşımız osman bey, az önce uçakla ankara’ya getirildi. 59 yaşındaki hastaya, cumhurbaşkanımızın olaydan haberdar olmasıyla “evi”, yani ülkesi sahip çıktı!"

    ilgili twite burdan ulaşabilirsiniz.

    ben türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak yıllarca almanyada veya avrupada huzur içinde yaşadıktan sonra en ufak bir sağlık sorununda ülkeye getirilip şov yapılmasını kabullenemiyorum. kaldı ki twitte epey tutarsızlık var. göz işaretleriyle iletişim kurabilen birinin beyin ölümü gerçekleşmesi de mümkün değil diye biliyorum. ülke kaynaklarını bu tarz şeylere harcamaktansa keşke ülkemizdeki sağlık sistemini iyileştirerici adımlar atılsa, aylar sonraya bile randevu alamayan insanlar tanıyorum.

  • fazla mesai falan yok bizim şirkette
    lakin beleşe akşam yemeği verilmekte
    toplantı odasında da plazma tv mis gibi
    ne gidecem lan eve yatarım ben ofiste

    müdürün odasında deriden bi kanepe
    gerçi biraz dar ama ederim artık idare
    kahve makinası da olacaktı bi yerde
    ne gidecem lan eve yatarım ben ofiste

  • az önce konuşurken yeni neslin hiç bilmediğini farkettiğim olay.

    +sen üniversite sınav sonucunu nasıl öğrenmiştin?
    -gazeteden.
    +??!!
    -niye şaşırdın?
    +cidden nasıl öğrendin?
    -gazeteden diyorum ya...
    +manşet mi atmışlardı agrali miles şurayı kazandı diye...
    - ya ciddiyim... gerçi a tabii, siz görmediniz di mi o dönemleri? gazeteler ek çıkarırdı onun için.

    üzerinden yarım saat geçti, hala inandıramadım... dalga geçtiğimi düşünüyor. düşünüyorum da şimdi, üniversite, anadolu liseleri sınavı, hepsinde sabahın köründe gidip gazete bayiinin önünde sabahlamış insanlarla beraber ilk gelen gazetelere hücum etmek filan... şimdi gerçekten bana da pek inandırıcı gelmedi.

  • fabrika yapılsa, 63.000 kişi iş sahibi olabilirdi. madem atıl duruyor, sokakta kalanlara açsınlar camiyi, boşuna sıcak ve ışıklar yanıyor. israf olmasın hiç yoktan.

  • said nursinin kor atlari iyilestirdigi, kisir kadinlari iyi ettigi vesaire pehlivan tefrikalarina benzeyen hikayeleri vardir.
    en meshuru da cumhuriyetin kurulus yillarinda ataturk un karsisina gecip, ayar vermesi, ukteden ukteye kosturma hikayeleridir.bu hikayeleri yazan tarihci artik nasil bir gozlem firsati bulduysa hadiseleri su sekilde nakleder.

    "...pasa'nin alninda nohut nohut terler belirmisti, said nursi beiuzaaman radiyallahu anh hazretlerinin karsisinda hazan yapragi gibi titriyordu.cogu zaman emir erlerine ismet pasalara hakaret ve emirler yagdirdigi makaminda kuculup kalmis, ayaginin altindaki halinin puskulunu ecnepi potinlerinin kenariyla kah o yana kah bu yana salliyordu.
    radiyallahu anh ve la illa abidune kadesallahu siirahul aziz hasmetli hazretleri said i nursi (topragi bol, duacisi cok olsun) delici bakislariyla pasanin icinden gecenleri okuyordu.
    pasanin tuzagina dusmemis onu kundye getirmisti.
    - efendi diyecegin bir sey yoksa izninle ben selametle gidiyorum dedi.
    pasaya bogmaca salgini olmuscasina bir ates kapladi bogazi sisti, garip sesler cikararak vesaire vesaire biy biy biy..."

    "ilimli"(kulahima anlat sen onu) said nursinin "ilimli" tebasindan birisi hadiseyi boyle nakletmeyi uygun bulmus.
    bulmus da sormazlar mi, neye dayanarak ayaginda potinle hali puskulu deprestiren ataturk imaji naklediyorsun?
    radiyalluhu anh seviyesinde bir bediuzzaman atanin odasindan cikip cami de abdest alirken kankalarina
    "ya bi gorseniz nasi maymun ettim herifi, boyle bogmaca oldu sanki girk mirk sesler cikariyodu ekikiki" diye anlatmis olabilir mi?
    ataturk hadiseyi sagda solda verdi ayari verdi ayari giydim ukteyi ddiyerek baloda, mitingde anlatmis olabilir mi?
    bu hikayeyi gotunden sallamis ilimli tarikat mensubu garfield gibi makamin camina yapisip olayi gozlemlemis olabilir mi?
    bu ne ya?

  • ülkemizde ve dünyada sporcu sağlığını oldukça ileriye taşıyacak sağlık merkezi. literatürdeki her türlü sakatlığı yaşamış mustafa pektemek ve onunla çalışmış sağlık ekiplerinin tecrübelerinden yararlanılacak. her sakatlık türünün iyileştirilmesi için özel odalar olacak. bu odalarda mustafa pektemek'in malum sakatlığa uğradığı anda ve sağlık ekibinin mustafa'ya müdahalesi sırasında çekilen fotoğraflar duvarlarda asılı olacak. ayrıca tedavi sırasında mustafa pektemek'in sakat sporculara tavsiye videoları izletilecek. yaşadıkları sürecin aslında o kadar da korkunç olmadığını anlayan sporcular da mental olarak rahatlayıp sakatlıklarını daha çabuk atlatacak.

    bonus: mustafa pektemek'in geçirdiği sakatlıklar:

    --- spoiler ---

    2008/2009 sezonu ; - ayak kırılması , sakatlık süresi ; 2 ay , kaçırılan maç ; 6

    2010/2011 sezonu ; - ön çapraz bağ yırtılması , sakatlık süresi ; 6 ay , kaçırılan maç ; 26

    2011/2012 sezonu ; - bilinmeyen sakatlık , sakatlık süresi ; 2 hafta , kaçırılan maç ; 3

    2012/2013 sezonu ; -çapraz bağ yırtılması , sakatlık süresi ; 7 ay , kaçırılan maç ; 28

    2013/2014 sezonu ; - ayak yaralanması , sakatlık süresi ; 1 hafta , kaçırılan maç ; 2

    2013/2014 sezonu ; - göbek ihlali , sakatlık süresi ; 1 ay , kaçırılan maç ; 3

    2013/2014 sezonu ; - bilinmeyen sakatlık, sakatlık süresi ; 5 gün , kaçırılan maç ; 1

    2014/2015 sezonu ; - buzağı yaralanma , sakatlık süresi ; 2 hafta , kaçırılan maç ; 3

    2014/2015 sezonu ; - uyluk yırtık , sakatlık süresi ; 1 ay , kaçırılan maç ; 4

    2014/2015 sezonu ; - ayak bileğinde sakatlık , sakatlık süresi ; 10 gün , kaçırılan maç ; 2

    2014/2015 sezonu ; - yüz yaralanması, sakatlık süresi ; 2 ay , kaçırılan maç ; 12

    2014/2015 sezonu ; - ayak parmağı kırılması , sakatlık süresi ; 1 ay kaçırılacak maç ; 3

    --- spoiler ---

  • bazılarına göre bir komplo teorisi olan inanış. şimdi, epey eskiden alınmış bazı ürünlerin hayvan gibi dayandığına pek çoğunuz şahit olmuşsunuzdur. şimdiki tasarımlar, ürünleri ufaltmaya çalıştığı ya da donanım özelliklerinin artmasından ötürü veya firmaların kasti ibneliğinden kaynaklı mı bilemiyorum ama kesinlikle daha kısa ömürlüler. en azından bir şekilde ya hızlıca zamana yenik düşmesi isteniyor, ya yan ürünlerine para bayılıp müptelası oldurulmaya çalışılıyoruz veya gerçekten garanti süresinden kısa bir süre sonra çöp olması isteniyor.

    özellikle ev eşyası, tekstil ve teknoloji ürünlerinde bu anlayış çok göze çarpıyor. şimdi asıl mesele bunu ben böyle inanıyorum diye açıklamak değil; bunun gerçek olma olasılığının irdelenmesi. mesela kulaklıklar üzerinden bu konu irdelenmiş biraz.

    demem o ki parasını versen de yüzde 99 güven aralığında, kalitesiz kumaştan, bir yerinden pörtleyen kazaktan, yırtılan pantolon ve ayakkabılardan, bozulan aygutlardan; kırılan eşyalardan kurtulamıyorsun. lan bizim 20 senelik emektar eşyalar bile sizin gibi değil. 20 senelik buzdolabını değiştirmek için, "yeter artık bozul" diyerek annemin buzdolabını tekmelediğini hatırlarım. yine de bozulmamıştı o buzdolabı. şimdikilere kötü söz söylesen bile 2 güne pert olur.

  • madem öyle hatırla.

    ersun erdemir: jandarma yüzbaşı. 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan 5 yıl hapis verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 2 aya indirildi.

    şeyhmus cansin: bayındırlık müdürlüğü’nde işçi. 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan 5 yıl hapis verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 2 aya indirildi.

    hamit abdulsemetoğlu: matbaacı. 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan 5 yıl hapis verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 2 aya indirildi.

    mehmet seyitoğlu: ziraat bankası’nda memur. 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan 5 yıl hapis verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 2 aya indirildi.

    şeyhdavut oruç: derik belediyesi’nde memur. 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan 5 yıl hapis verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 2 aya indirildi.

    ümit ergin: ilköğretim okulu müdür başyardımcısı. 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan 5 yıl hapis verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 2 aya indirildi. ömür boyu kamu hizmetinden men edildi.

    sabri ajak: traktör bayii. 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan 5 yıl hapis verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 2 aya indirildi.

    silahattin kuray: beyaz eşya bayii. 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan 5 yıl hapis verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 2 aya indirildi.

    mehmet gatgar: tedaş teknisyeni. 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan 5 yıl hapis verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 2 aya indirildi.

    ali atasoy: 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan 5 yıl hapis verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 2 aya indirildi. ömür boyu kamu hizmetinden men edildi.

    burhan ertaş: 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan 5 yıl hapis verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 2 aya indirildi.

    nizam denli: 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan 5 yıl hapis verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 2 aya indirildi.

    sadettin deniz: 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan 5 yıl hapis verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 2 aya indirildi.

    recep sakız: kızıltepe kaymakamlığı’nda yazı işleri müdürü. 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan ve bunu birden fazla işlediği gerekçesiyle 5 yıl 10 ay hapis cezası verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 10 ay 10 güne indirildi.

    ahmet günay: tedaş vinç operatörü. 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan ve bunu birden fazla işlediği gerekçesiyle 5 yıl 10 ay hapis cezası verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 10 ay 10 güne indirildi.

    kerem aykaç: 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan ve bunu birden fazla işlediği gerekçesiyle 5 yıl 10 ay hapis cezası verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 10 ay 10 güne indirildi.

    şemsettin aslan: nakliyatçı. 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan ve bunu birden fazla işlediği gerekçesiyle 5 yıl 10 ay hapis cezası verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 10 ay 10 güne indirildi. (fuhşiyata tahrik suçundan 7.5 yıllık zamanaşımı dolduğundan dava düşürüldü.)

    hamit aydın: ziraat bankası’nda veznedar. 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan ve bunu birden fazla işlediği gerekçesiyle 5 yıl 10 ay hapis cezası verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 10 ay 10 güne indirildi.

    harun uras: muhtar. 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan ve bunu birden fazla işlediği gerekçesiyle 5 yıl 10 ay hapis cezası verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 10 ay 10 güne indirildi. (fuhşiyata tahrik suçundan 7.5 yıllık zamanaşımı dolduğundan dava düşürüldü.)

    mahmut telli: derik ziraat odası başkanı. 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan ve bunu birden fazla işlediği gerekçesiyle 5 yıl 10 ay hapis cezası verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 10 ay 10 güne indirildi.

    teyyar salman: orman işletme şefliği’nde şoför. 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan ve bunu birden fazla işlediği gerekçesiyle 5 yıl 10 ay hapis cezası verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 10 ay 10 güne indirildi.

    enver adanç: 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan ve bunu birden fazla işlediği gerekçesiyle 5 yıl 10 ay hapis cezası verildi. kamu hizmetinden ömür boyu men edildi.

    şeyhdavut dora: 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan ve bunu birden fazla işlediği gerekçesiyle 5 yıl 10 ay hapis cezası verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 10 ay 10 güne indirildi.

    cüma uraş: mardin vakıflar imareti’nde çalışıyor. 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçundan ve bunu birden fazla işlediği gerekçesiyle 5 yıl 10 ay hapis cezası verildi, iyi hal indirimiyle 4 yıl 10 ay 10 güne indirildi.

    rıdvan bayraktar: 15 yaşından küçük kızın ırzına geçmek suçunu birden fazla işlediği gerekçesiyle 5 yıl 10 ay hapis verildi, ancak iyi hal ve yaşının olay tarihinde küçük olmasından dolayı cezası 3 yıl 10 ay 20 güne indirildi.

    abdulaziz sarıoğlu: dava açıldı, ancak eylem teşebbüs aşamasında kaldığı gerekçesiyle ve iyi hal indirimleriyle 1 yıl 4 ay 20 gün hapis verildi.

    emine akyol: gündelikçi. ırza geçmeye iştirak ve fuhşiyata tahrik suçlarından 9 yıl hapis.

    türkan temel: ırza geçmeye iştirak ve fuhşiyata tahrik suçlarından 9 yıl hapis.

    işte n.ç.ye tecavüz eden o yaratıkların isimleri. keşke hepsi ölse.

  • coğrafya kaderdir derler ya, hatay tarihi boyunca bunu yaşamış maalesef. özellikle roma imparatorluğu döneminde dünyanın en büyük 3 şehrinden biri olan antakya'nın, günümüzde bırakın dünyanın, neden türkiye'nin en büyük 3 şehrinden biri değil sorusunun cevabının, deprem olduğunu düşünüyorum.

    (bkz: 115 antakya depremi) döneminde dünyanın sayılı kentlerinden biri olan antakya adeta yok olmuş ve 260 bin kişi hayatını kaybetmiştir. daha sonra şehir yeniden toparlanmış ve eski büyüklüğüne ulaşmıştır. ancak bu sefer yeni bir deprem daha (bkz: 526 antakya depremi) şehri yine yok etmiştir ve 250 bin insanı öldürmüştür. ondan sonra şehir bir daha eski görkemine kavuşamamıştır.

    tahminlere göre, dünyanın toplam nüfusu, milattan sonra 1-500 yılları arasında ortalama 180-250 milyon olarak hesaplanmaktadır. bu bilgiye göre 250-260 bin kişinin ölmesi mevcut dünya nüfusunun binde birinin yok olması demektir. günümüzle kıyaslarsak, 8 milyon insanın bir depremde ölmesine eş değer büyüklükteki afet antakya'da iki defa yaşanmış.

    düşünün ki tepenizde bir mekanizma var ve siz ne zaman ayağa kalksanız sizi bir vuruşta tekrar yere seriyor. buna dayanmak çok çok zor. hatay da tarihi boyunca bunu yaşamış, sürekli depremlerle yıkılmıştır. bana göre de bugün çok daha gelişmemiş olmasının birinci sebebi budur.

    6 şubat'tan önceki son darbe 1822 halep ve 1872 amik depremleri ile gelmişti. o depremlerde de binlerce kişi ölmüştü.

    6 şubat ise sadece hatay'da bile modern zamanların belki de en büyük yıkımını yapmıştır. çalışmalar bitince, özellikle şehir merkezinin yüzde 80-90 oranında yok olduğunu göreceğiz. yaşanan yıkımın boyutu o kadar büyük ki... gerçekten görmeden anlamak zor. bir çok savaş muhabiri - gazeteci, hatay'daki durumun yıllarca gördükleri, savaştan harap olmuş şehirlerden daha kötü olduğunu söyledi.

    güncel duruma gelirsek:

    yıkılması gereken binaların hala çok olduğu ve yıkım işleminin en az 6 ay daha süreceği görünen, makus talihli şehrimizde yıkımlardan dolayı beyaz bir toz tabakası hakim.

    konut konusunda büyük bir kaos var. yıkım çok çok büyük ve hemen hemen her sokakta ve caddede yıkılan binaları her an görmek mümkün.

    bir çok bina mahkemelik, hak sahipliğinde bir standart yok, açıklamalar yetersiz ve çelişkili. bazen orta hasarlı binaların yıkılacağı söyleniyor. bazen güçlendirme yapılacağı, bazen ise yerinde dönüşüm yapılacağı anlatılıyor. bu yüzden bu konuda bir kaos var demek yanlış olmaz.

    halk ise (maalesef) kendi başının çaresine bakmak zorunda kalıyor. imkanı olan herkes prefabrik veya çelik ev yapmaya başladı. devletin konut vermesi kısa zamanda beklenmediğinden ve ihtiyaç çok fazla olduğundan daha ucuz ve güvenli görünen bu seçeneğe yöneldik.

    maalesef her alanda olduğu gibi bu konuda fırsatçılık var. prefabrik - çelik ev firmaları sözde kampanya yapmalarına rağmen fiyatları çok arttırdı. usta konusunda da büyük sorun var. işi yaptırmak adam bulmak zor, bulunan ustalarda taahhütlerine zamanında uymuyor. bir ayda yapılacak evler üç-dört ayda bitiriliyor.

    su sorun olmaya devam ediyor. özellikle yaz sıcağının yüksek nemle birleştiği bugünlerde daha da dayanılmaz bir hal aldı. deprem bölgesine ve şehre olan ilgi ve yardımlar azaldı.

    depremin üzerinden altı aydan fazla geçti. şunu kesin olarak anladım ki; antakya bir daha eski günlerine dönmeyecek. bir kaç sene sonra, yıkım ve yeniden imar bittiğinde, başka bir antakya göreceğiz. umut bağladığım konu ise, yerli hataylıların önemli bir kısmının geri dönme motivasyonuna sahip olması. başka bir şehir ama aynı olmasa da benzer bir ruhla devam edeceğiz gibi görünüyor. ta ki doğanın bizi bir daha depremle sınayacağı güne kadar... o zaman geldiğinde, ki önünde sonunda mutlaka gelecek, artık tam hazırlıklı olmamız gerekiyor.

  • sarılmak, sarılırken koklamak. derin derin içine çekmek kokusunu. ne müthiştir.

    not: erkeğim, ibneliğin lüzumu yok.