hesabın var mı? giriş yap

  • savaştan kaçma, köz getirme ve zodiac bot kiralama gibi alanlardaki üstünlüktür. başka da bir hayırları görülmemiştir..

  • lojmanlar yöresi özellikle bu mevsimde muhteşem güzelliktedir. çeşit çeşit, renk renk, burcu burcu. kokudan aklınızı alır oradaki ağaçlar. özellikle odeon'un önündeki düzlükte yer alan çim alan, keşfedilmeyi bekleyen bir çömlek bizans altını gibi kıymetlidir. şükür ki bilkent öğrencileri "ne duracam okulda, c180 kompresör'üme atlar, giderim park caddesi'ne" kafasında olduğu için 'arayan' ve kampüste vakit geçiren adam için o güzel yerler hep bakir kalır.

  • "fakir misin nesin?" demesinler diye ayni kiyafeti ust uste 2-3 gun giymek yerine her gun yeni bir kiyafet giyip bir kere giydigin eski kiyafeti de dolaptaki tertemiz kiyafetlerin arasina geri sokamamaktan kaynaklanan durum. simdi saydim, sandalyenin uzerinde 4 farkli kiyafet var. sandalyede biriken kiyafetler sayesinde yataginda kitap okuyup, ders calisan ve laptop kullanan bir nesil yetisti.

  • şeriatçı taliban'ı atatürk'e benzeten birinden başka türlü bir açıklama beklenemezdi zaten.

    asıl bu kaçkınları ülkeye dolduranlar abd'nin bop projesine hizmet etmektedir ve abd ve ab'nin taşeronluğunu yapmaktadır.

    koltukta kalma karşılığında mültecileri türkiye'de tutma pazarlığı yapanlar amerikancı olmuyor da, bunların kendi vatanlarına dönmesi gerektiğini savunanlar mı amerikancı oluyor? hadi oradan!

  • uzun zamandır yazmak istediğim bir konu gündem olmuş. öyleyse yazalım bakalım. roman okumanın faydası olmadığını iddaa etmek kolaydır. çünkü kurgu olmayan kitaplar daha net ve pratik bilgiler paylaşır. oysa romanlar bunu alttan alta işler. romanların insanları kişisel gelişim kitaplarına göre daha çok etkilemesi de bu yüzdendir. insanın bir bilgiyi hazmedebilmesi için onunla yaşamayı öğrenmesi ve onunla anı biriktirmesi gerekir. romanlarda olayları yaşarsınız ama kurgu olmayan kitaplarda nasihat alırsınız.

    şimdi bir tane örnek verelim. elon musk mesela, adamın hayat felsefesini otostopçunun galaksi rehberi belirlemiş. tabii bu adam 6-7 yaşından beri günde neredeyse 1 kitap bitiren bir herif. adam erken bir yaşta, 14 yaşında varoluş sıkıntısına girip; bu kitabı okuyup hayatındaki anlamı bulmuş. bir de kitap okumayanlara bak; adam 20 yaşını geçmiş hala varoluş sıkıntısı çekiyor, hayatında ne yapacağını bilmiyor. neden peki? çünkü insanın hayatının anlamını bulabilmesi için olabildiğince tecrübe edinmesi gerek. bunun en kısa yolu da kitap okumaktır. resmen dahi olarak görülen adamların yazdıklarını okuyup, kahramanların yaşamını eleştirip özümseyebiliyorsunuz kitap okurken. yüzlerce seçenekle karşılaşıp "hmm, ben burada böyle davranırdım", "bence bu seçim yanlış, hayal kırıklığına uğrayacak" diye düşünüp hayat felsefenizi oluşturabiliyorsunuz.

    bir roman okumak insanı lap diye değiştirmez. adım adım gelişirsiniz. tıpkı vücut çalışmak gibidir. aylardır uğraşırsınız, "ulan hiçbir değişiklik yok" dersiniz. fakat 6 ay sonra bir bakmışsınız ki vücudunuzda daha önce fark etmediğiniz kaslar var. roman okumak da böyledir, insanı alttan alta bilgeleştirir. insanlar sizle konuşmaktan daha çok zevk almaya başlar; çünkü hikayeleştirerek anılar anlatabilir, bir konu hakkında kimsenin düşünmediği bir bakış açısıyla yorum yapabilirsiniz. en basitinden kitap okumak karmamı 300'lerden 460'lara taşıdı. ki uğraşmadım bile, yazmayı da geliştirdiğini buradan görebiliyoruz.

    ekleme: empati olgusundan bahsetmeyi unutmuşum. roman okumanın en büyük getirisi empati yeteneğidir. eğer belli bir miktarda kitabı geçerseniz otomatikleşiyor bu olay. yani isteseniz de istemeseniz de empati yapıyorsunuz. bu gerçekten faydalı mıdır, bilinmez. ben şahsen bu aralar biraz da olsa empati yeteneğimi köreltmeye çalışıyorum ama olmuyor. o kadar güçlü öğrenmişim ki, farkına bile varmadım.

  • timsah derisinden değil de kaplumbağa kabuğundan yapılsaydı almayı düşünebileceğim ceketimsi. buna bir daire parası verdikten sonra, bari evim sırtımda diye kendimi avutabilirdim.

  • akılla bir konuşmam oldu dün gece;
    sana soracaklarım var, dedim;
    sen ki her bilginin temelisin,
    bana yol göstermelisin.
    yaşamaktan bezdim, ne yapsam?
    birkaç yıl daha katlan, dedi.
    nedir; dedim bu yaşamak?
    bir düş, dedi; birkaç görüntü.
    evi barkı olmak nedir? dedim;
    biraz keyfetmek için
    yıllar yılı dert çekmek, dedi.

    ...

    ömer hayyam

    adamm taaa 1100 yıllarında olayı çözmüş, bizimkiler halen mal mülk peşinde...