ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ekşi itiraf
-
2 yıl aradan sonra ilk ve son entryi giriyorum.
ilk seferinde beceremedim ama bu sefer tecrübeliyim. aylarca içkiden uzak durdum sırf bana cesaret vermesin ve yapamayım diye ve bu uzaklığı atladığım ilk an bu noktada bulunuyorum.
ne kurtulmaya ne de yaşamaya gücüm var. sadece mutlak huzura ermek istiyorum. türümüzün devamını sağlayamıyorum. belki de aşırı evrimleşip berbat canlılara dönüştük kim bilir. ama ben evrim halkasından çıkarak daha güçlü canlılara yer vermek istiyorum.
sizleri tanımak, bu ortamın bir parçası olmak güzeldi. mutlulukla kalın. matrixteki bir 1 artık 0 oldu :)
çocukluktan akılda kalan tatlar
-
(bkz: trophy gofret)
(bkz: tombi)
(bkz: bumbo)
(bkz: tang)
(bkz: eti portakallı bisküvi)
(bkz: cino)
(bkz: yumiyum)
(bkz: salçalı ekmek)
(bkz: şekerli ekmek)
anne yatağı sererken yorganların üstüne atlamak
-
sonrasında o yorganın altına girip soğukta ayaklarını kara sinek gibi birbirine sürte sürte uyumak vardır. efsanedir.
(bkz: duygulandırdın piç)
gareth bale kursu
-
(bkz: acilen espri bulmalıyım)
15 temmuz'da müezzinlere saldıranlar tutuklansın
-
vaktinde dolmabahçe camisinin müezzinini korumayan güruhun başlattığı kampanya. dolmabahçe camiisinin müezzini 'ben din adamıyım, yalan söyleyemem, o gece burada içki içilmedi' dediği için sürgüne gönderilmişti ve sesiniz çıkmamıştı.
şimdi 'cumhurbaşkanımızı koruyun' temalı sela okuyan müezzin için neden bu kadar ayaklandınız? samimiyet önemli bişey!
yüzüklerin efendisi'ndeki unutulmaz replikler
-
''yaşayanların bir çoğu ölümü hak eder; ölülerin bazılarıysa yaşamı. yaşamı onlara geri verebilir misin?''
sümeyye erdoğan için ak-saray'a at pisti
-
arabın yağı fazla bulması olayıdır. ha burdan erdoğan ve adamlarına sesleniyorum bunu dedim diye sakın beni öldürmesinler ha.
ramazan boyunca lokanta ve cafelerin kapatılması
-
yahu zaten bir kesim oruçlu değil mi? yani zaten lokantalara giden insan sayısı azalacak. öyleyse neden böyle bir kapatma geliyor? oruç tutmayan vatandaşlara bir çeşit dayatma değil mi bu? söz oruç tutacağız, acı bize.
hayır yani bir aydır her yer açık, mesafeli şekilde(?) oturuluyor mekanlarda.
süreç çok kötü yönetiliyor ne yazık ki...
edit: toplu iftar organizasyonlarını önlemek için yapıldığını iddia edenler oldu*. dostlar, mekanlar 7’de kapanıyordu yani birçok ilin iftar saatinden önce. amaç bu olsa 5’te kapatılma kararı çıkardı. basbayağı “ben oruç tutuyorum, tutmayanlar da umrumda değil ne halt yerseniz yiyin” demek bu karar. ayrıca yapılan kongrelere falan değinmiyorum bile aynı şeyleri tekrar etmenin bir anlamı yok.
17 eylül 2023 thy rezaleti
-
en üzüldüğüm kısım, telefonu unutan hanım ama oradan oraya yürütüldüm diye adama trip atıp konuşmayan da hatun.
bimiyorum iyi günde kötü günde diye akit yapıp, eşini herşeyden sorumlu tutmak çok içimi acıttı nedensiz…
kediye seri şekilde kafa atan kaplumbağa
-
garfield kılıklı kedinin kaplumbağa kardeşimizi kızdırdıktan sonra seri şekilde dayak yediği video.
splinter usta seninle gurur duyuyor !
http://www.youtube.com/watch?v=m4thjnyiexc
edit: hacılar bende kedi sahibiyim, kedi düşmanı diye şaapmayın yani gider alırım bi kaplumbağa salarım kedilerinizin üstüne kızdırmayın beni.
debe editi: bu sene ne güzel fıtrat yaptı.
türk dizilerindeki zenginlik tasviri
-
yakışıklı, zengin, kültürlü erkeğin adı soyadı kombinlenmeden asla söylenemez..
necmi bıngıllıoğlu ile yaşadığım her şey çok özeldi..
haydar nevizade senin için ne ifade ediyor?
necdet folloşlugil ile aramda hiç bir şey yok..!
gibi gibi.. mesela "necmi ile yaşadığım her şey çok güzeldi".. olmuyor işte.. o etkiyi vermiyor.. adamlar haklı tabii..
john coltrane
-
john william coltrane (d. 23 eylül 1926; hamlet, north carolina - ö. 17 temmuz 1967; long island, new york) amerikalı caz müzisyeni ve saksafoncu. kendine özgü saksafon çalma stiliyle ve besteleriyle günümüzde joshua redman, archie shepp, jeff kashiwa ve stanley turrentine gibi birçok caz saksafoncusuna ışık tutmuş, çalışmalarına esin kaynağı olmuştur.
coltrane, doğumundan itibaren hep müziğin içerisinde olmuştur. babası birçok enstrümanı çalabilen birisidir ve oğlunun da enstrüman çalmasına yardımcı olmuştur. zaten liseyi de doğduğu yer olan north carolina’da bir müzik okulunda okumuştur. daha sonra eğitimini alto saksafon üzerine sürdürmüştür. 1938 yılının sonlarından başlayarak birkaç ay içerisinde teyzesi, büyükannesi ve dedesi ve son olarak da babası ölür. ikinci dünya savaşı’na amerikan deniz kuvvetleri bünyesinde hawaii’de katılmıştır ve orada da çalmaya devam etmiştir. savaştan sonra eddie vinson band’de tenor saksafon çalmaya başlar. o günler için şöyle demektedir: “benim için daha geniş bir dinleme alanı açılmış oldu. bu sayede 40’larda yapılan birçok şeyi anlama fırsatım oldu. çünkü önceleri onları sadece duygusal anlamda hissedebiliyordum.”
1955 ile 1958 yılları arasında miles davis quintet’te çalar ve bu grup onun müzikal gelişimini önemli ölçüde şekillendirir. şöyle demektedir: “miles’ın müziği, fazlaca bir özgürlük veriyordu bana.” 1960’da kendi quartetini kurar. bu quartette piyanist mccoy tyner, davulcu elvin jones, basçı da jimmy garrison’dır. bu grupla sadece kendi kariyerinin değil, aynı zamanda caz tarihinin de en önemli albümlerini kaydeder. bunlar içerisinde 1965 yılında çıkan a love supreme albümü en önemlisidir. coltrane, 1967 yılında karaciğer kanserinden ölür. coltrane, çalış tekniği ile kendinden sonraki birçok müzisyeni derinden etkilemiştir. 1965’te down beat dergisinin onur listesine dahil olur. 1972’de a love supreme, 2001’de de my favorite things albümleri 500.000’den fazla satarak altın plak kazanır. 1997’de de grammy yaşam boyu başarı ödülü’ne layık görülür.
kaynak: vikipedi
wikipedia - https://en.wikipedia.org/wiki/john_coltrane
resmi web sitesi - http://www.johncoltrane.com/
felipe melo
-
bu adam için volkan ve emreyle bir olabilir mi? denmiş.
olamaz bir fenerbahçeli olarak söylüyorum, net olarak olamaz.
her ne kadar melo'nun da, oyunu germekte, taraftarı germekte volkan ve emre'den bir farkı yoksa.
her ne kadar çirkeflikte volkan ve emre kadar sınır tanımasa da.
bu adam volkan ve emreyle bir olamaz.
çünkü adam volkan ve emre gibi değil.
adam kurnaz.
nerede çirkefleşeceğini, nerede çirkefleşmeyeceğini çok iyi biliyor.
maçın neresinde sertlik yapacağını, ne zaman rakibin üstüne yürüneceğini biliyor.
misal, melo'ya pis bi hareket mi yaptın.
o an sadece tepki verir, bağırır üzerine yürümez.
hakeme mağduru oynar.
aradan 10 dakika geçer, o hareketi yapana pis bir şekilde dalar, adam bağırdığı zaman üzerine yürür.
karşısındaki herif ise hem can acısı, hem de üzerine yürünmenin gerginliği ile tepki verir.
caarrtt adama kartı göstertir.
adam işini çok temiz halleden, soğuk kanlı katil gibi. dexter gibi herif. adam kafasını kullanıyor.
üstüne bir de kahraman ilan edilir. dil çıkarır falan taşağını geçer.
ama volkan ve emre öyle mi?
onlara dokunduğunuz anda gelir üzerinize yürür, artistlik yapar sarıyı görür.
10 dakika sonra gider aynı hareketi yapar 2. sarıyı görür ve atılır.
işte bu yüzden melo, volkan ve emreyle bir tu-tu-la-maz arkadaşım.
haa gönül ister ki bu adamların hiç biri türk futbolu içerisinde yer almasın, bu olaylar hiç yaşanmasın o ayrı.