hesabın var mı? giriş yap

  • 6 kişi toplanmadan ve aşı olacağını teyit etmeden aşıyı açmamanın bu kadar zor olduğunu düşünmüyorum. her seferinde insanlar gelmeden aşıyı hazırlıyor ve sonra da kullanılmaz hale getiriyorsanız, kusura bakmayın ama biraz aptallık sizde de var sanki.

  • bir kadin ve bir erkek cayirda yurumektedir. erkek ciceklerin ustune basar;

    - aay mukerrem, basmasana ciceklere! onlar da canli...
    - ohoo.. hersey de canli mina koyayim... yok kopegi kirma mukerrem, yok kusu dovme mukerrem...
    - kusu mu dovdun?
    - e, ucuyo...

  • erich fromm üstada göre artık yönetilen ve yönlendirilen kişidir.

    “bir ilişkiyi az seven yönetir. çünkü çok seven kaybetme korkusundan her şeye olur der.” erich fromm

  • sektör: askerlik
    pozisyon: eğitim çavuşu (kısa dönem)
    ücret: 21 tl (aylık net ~ 2010)
    artıları: altınızda onbaşı ve erler var egonuzu tatmin edebilirsiniz.
    eksileri: üzerinizde milyon tane komutan var egolarını tatmin edebiliyorlar.

  • suriye iç savaşına taraf olup, kafa kesen teröristlere silah göndermenin ülkemize menfaati ne onu da bir söyler misiniz?

  • grev yapmak: limana gitmek…
    17. yüzyılda, paris'te seine nehrinin kıyısında yer alan grev limanı (port de la grève) canlanmaya başladı. adını çakıl taşlarından oluşan sahilinden almıştı.
    grève: çakıl, latince grava , ingilizce gravel

    liman çevresinde zamanla gelişen meydana da grev meydanı (place de grève) denildi.
    o dönemlerde idamların artık sıkça yapılacağı giyotin ilk olarak bu meydana kuruldu.
    aynı zamanda işsizlerin iş bulmaları için de bir buluşma yeriydi. liman çevresinde çok fazla hareketlilik vardı ve insanlar orada kolaylıkla iş bulabiliyordu.
    o dönemde grev yapmak (faire grève) ifadesi iş aramak anlamına geliyordu.
    ancak 19. yüzyılda liman eski canlılığını kaybedince artık memnun olmayan işçilerin çalışma koşullarını protesto etmek için toplandığı meydan haline dönüştü.
    `grev yapmak`, “greve gitmek” de bugünkü
    “çalışma koşullarınının iyileştirilmesi için organize bir şekilde iş durdurma” anlamını kazanmış oldu.

    ingiltere'de ilk olarak 1768'de londra limanındaki denizciler işe çıkmamak için gemilerin en görkemli yelkenlerine vurarak(strike) zarar verme yöntemini kullandılar. zamanla vurarak zarar verme yerine yelkenleri çözme, indirme olarak protesto yöntemleri devam etti.
    grev yapmak anlamını ilk yöntem olan
    strike “vurma” sözünden aldı.

    ruslar muhtemelen grev yapmayı ceneviz ya da venedikli denizcilerden görmüşler.
    grev yapmak anlamına gelen zabastovka sözü aslında italyanca basta “yeter” sözünden rusça gramerle türetilmiş.
    zabastovka, “yeter için yapılan” diye çevrilebilir. ilk olarak,
    yeter demek için yapılan mı? yoksa
    yeterli şartlar için yapılan mı?
    demek istemişler belli değil.

  • yine nispeten insani bir davranış.

    aramızda, beş kuruş vermeden yazar çalıştırıp cipe binenler var. "abi bana dava açıldı, yardıma ihtiyacım var" diyince de "ne halin varsa gör" diyor üstelik.

  • öyle insanlar, öyle davranışlar görüyorum ki burada, lan diyorum ülke olarak bu beyinlerle bu noktaya iyi gelmişiz. yeminle...