ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
az bilinen görgü kuralları
-
birini dışarda bi yere davet ettiğinde hesabı daveti yapan öder. eğer davet ettiği şahıs tek gelmemiş ise diğer hesapları da daveti yapan kişi öder. malesef böyle :(
hastası olunan sözler
-
"şayet yumurta dış bir güçle kırılırsa yaşam sona erer. içerideki güç ile kırılırsa yaşam başlar. büyük şeyler her zaman içeriden başlar."
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''geçen gün benzinlikten 50 liralık vergi aldım, 15 liralık benzin verdiler.''
30 yaşında hala metal dinleyen insan
-
metal ruhu ölmeyen insandır. misal ben 44 yaşındayım ve hala dinliyorum hatta haziranda (bkz: hellfest 2013) için 15 yaşındaki oğlum ve 16 ile 20 yaşlarındaki yeğenlerimle beraber fransa'ya gidiyorum. bu mudur, budur.
unutulmayan üşenme eylemleri
üniversite kampüslerinin halka açılması
-
üniversiteli kızların vay haline.
edit: aklıma şimdi geldi, odtü'de o ormanın içinde on numara mangal keyfi olur.
6.000.000 hdp seçmeni olması
-
yok kardeş 3 kişi 5 kişi değil. 6.000.000 kişi. düşünün ki 18 yaş altı çocuklar, oy kullanmamış kişiler, yaşlılar falan yok. öyle boş yere horozlanmayalım. makul olalım. rasyonel seçimler yapalım.
12.000.000 chp seçmenini saymıyorum bile.
danimarka 5.605.836
kırgızistan 5.551.900
finlandiya 5.497.302
slovakya 5.424.058
singapur 5.310.000
türkmenistan 5.240.000
norveç 5.214.890
lübnan 4.822.000
kosta rika 4.667.096
orta afrika cumhuriyeti 4.616.000
irlanda 4.585.400
gürcistan[8] 4.483.800
yeni zelanda 4.472.390
kongo cumhuriyeti 4.448.000
filistin 4.420.549
liberya 4.294.000
hırvatistan 4.290.612
bosna-hersek 3.839.737
...
edit : ne demek istiyorum? bu insanlar 'varlar'. havuz medyası istediği kadar yokmuş gibi davransın varlar. ve birkaç kişi değiller. sevelim ya da sevmeyelim. seçimleri doğru olsun, yanlış olsun, seçimleri bize zarar versin ya da vermesin, yok edilemeyecek, ortadan kaybolmayacak, hatta sayıları artacak milyonlarca insan var.
türkiye'de 20 milyona yakın muhalif seçmen var. hiçbir zaman ortadan kaybolmayacak bu insanlar. bu ne demek?
çatışma kültürü sürdürülemez. uzlaşı şart. bir seçim değil. mecburiyet. uzlaşmak zorundayız.
bu ülke eğer çatışmayı devam ettirmek istiyorsa, hınçla, öfkeyle yönetilmek istiyorsa, kaynaklarını hızla tüketecek. iktidarı yönetenlerden bahsetmiyorum. bizzat halkımız rasyonel davranmalı, kamplaştırma niyetinde olan insanlara mesafe koymalı.
chp: 12.000.000 kişi, 12.000.000 müşteri, ekonomiyi çeviren, örgütsüz, plansız 12.000.000 insan. bu demek değil ki yoklar. varlar kardeşim. seslerini duyuramadıklarına bakmayın. çocukları duyurur, torunları duyurur ama eninde sonunda varlıklarını farkedersiniz.
ve siz bu insanları zorla örgütlü olmaya itiyorsunuz. inanın bana nasıl dindarlar zamanında bir yere itildiyse, bu insanlar da karşınıza çok daha örgütlü ve hırsla çıkacaklar. siz akıllı davranın. ülkemizin kaynaklarını, insan kaynağını, gençlerimizi boş kavgalar için harcamayalım.
daha farklı bir çatı kuralım. yeniden biz olmanın bir yolunu bulalım.
edit 2 : değerli arkadaşlar hala algı operasyonu falan diyorsunuz. ysk sonuçları ortada. 6.000.000 hdp seçmeni yok mu? manyak mısınız nesiniz? gerçek bu. işine gelse de bu gelmese de bu. ne yapayım? dünyanın gerçeklerini mi değiştireyim? var olanı yok mu edeyim. iyi alıştınız.
gerçeği değiştirmek istiyorsan önce onu kabul edeceksin.
hanımdan gelen en son sms
-
"aşkım" yazmış. tabi bizim bünye öküz olunca, açarsın telefonu ve "mesajın yarım kalmış. ne yazacaksan söyle" denir.
işte kadın ve erkek arasındaki en büyük farklardan biri budur. onun aşkı kabardığı için sms atar, sen ise tüm iletişim araçlarını fonksiyonel olarak kullanırsın.
kadınlar mı zor, biz mi danayız bu yaşıma geldim halen anlayamadım.
chp'nin imar affına onay vermesi
-
chp den 8 vekil için başlık açıp, akp den yüzlerce vekili görmeyen aktroll beyanıdır.
birkaç buluşma sonra kaybolan erkek
-
ara verdiği sevgilisiyle barışan erkektir. arkasından soğuk su içiniz.
hiçbir yeteneği olmamasına rağmen ünlü kişiler
-
başlık içinde hülya avşar ismini aratınca çıkan 10 sonuca şaşırmamak elde değil. yarın öbür gün biri daha aratır kesin. dur birkaç defa daha yazayım. hülya avşar bence de, bir de hülya avşar var yine. o kadar çoklar ki, saymakla bitmez.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar. hülya avşar.
biraz daha iyiyim şimdi evet.
maaş ödemeyen şirket
-
daha saçması yapılana kadar en saçma oluşum budur.
patron "firmamızın sıkıntısı var. bir yerden para bekliyoruz" gibi bir açıklama yapar. sizin iç ses: "bu benim maaş almamam için bir gerekçe değil ki aq" der. dış ses: "anlıyorum ama"lı cümleler kurar.
kısacası işten soğutan, kabak tadı veren, ipe sapa gelmez, neresinden tutsanız elinizde kalacak bir durum.
maaş ödemeyen işe girmeyin arkadaşlar. saçma bir tavsiye gibi duruyor ama böyle işlere girenler olduğu için uyarıyorum !! çünkü giren birini tanıyorum. ben amk...
1997 odtü bahar şenliği videosu
-
şu videoyu kaç kez izledim bilmiyorum, yüzümde tebessüm oluştu istemsizce. böyle old laik day videolarında kilitlenip kalıyorum tuhaf bir şekilde.
evet o zaman da insanlar yoksulluk yaşıyordu, o zaman da saçma sapan siyasetler dönüyordu ülkede; ama gençliğin umudu vardı.
instagram yorumlarında yazmış bir genç kadın : bu ülkenin bana bir gençlik borcu var, diye. çok üzüldüm lan, öyle böyle değil. ben 34 yaşındayım ve ucundan kıyısından güzel günler yaşadım akp daha kendini çok hissetirmeden; ama 25 yaşında bir kardeşim var, akp döneminde geçti bütün eğitim öğretim hayatı,. ne büyük keder. en çok ona ve onun gibilere üzülüyorum. ona da onun gibilere de hatta bize de bir gençlik borcu var bu ülkenin.
30 yaş bunalımı
-
otuza kadar insan bir şekilde kendisini hala o üniversiteli genç güruhundan gibi görebiliyor, işte okul yeni bitirilmiş hatta belki biraz uzatılmış, işe yeni girilmiş, birçok şeye hala ayırabilecek zamanın var. ama otuz oldun mu arkana bir bakıyorsun ki koca 30 sene geçmiş; ben nerdeyim şimdi diyorsun. çocuk yapmaya niyetin varsa ve kadınsan eteklerin tutuşmaya başlıyor, yaptığın iş neyse sen osun düsturundan yola çıkarak işini gücünü sorguluyorsun, bundan sonra hayatı nasıl devam ettirmek istediğine dair radikal kararlar alabiliyorsun; vücudun ise artık 20lerinde olmadığını sana bas bas bağırıyor. ne kadar spor yaparsan yap, ne kadar fit olursan ol, bu böyle. ben otuz yaşa girdiğimde iş hayatımda köklü kararlar aldım, kişiliğimle ilgili kararlar aldım, oğluma hamile kaldım. bütün bunları yaparken de 30 yaş sendromunu yaşamakta olduğumu düşünmemiştim, biyolojik çalar saatle alakalı birer aksiyon olsa gerekti tüm bunlar. öyle yani.
ısparta'daki durum bizi rahatsız etmedi
-
ortada afet yoksa ve keyfiniz yerindeyse bakanlar neden ısparta'ya geldi? ortada bir sorun, sıkıntı yoksa bakanların ısparta'ya gelmesi sizi hangi konuda güçlendirdi?
siz kimi kandırıyorsunuz?