hesabın var mı? giriş yap

  • bıkmadınız şu ne olursa akp'nin yararına olurcular bıkmadınız mübarek. osursak aman dikkatli osuralım ki diğer tarafa yararı olmasın diyecekler nerdeyse. abartmayın arkadaşım şunları gereksiz tolerans göstermeyin tepkinizi koyun yahu, bu nedir her zaman her yerde defans. böyle yapa yapa adamlar 17 yıldır ağ kurdular beğenmedikleri seçimi iptal ettiriyorlar cılkını çıkarıyorlar.

  • yağmur eczacılık öğrencisi , öldüren hukuk öğrencisi , öldürenin annesi hakim babası da savcı .

    yok kardeşim yok … bunun eğitimle , statü sahibi olmakla alakası yok. hepimiz magandayız.

  • bir dolu tanimadiginiz adamla ( ben diyim 20 siz diyin 50) bir kogu$a sokulursunuz, ustunuze giymeniz icin bir pijama vermi$lerdir ki eger minyon bir tipseniz 2 beden buyuk, car$aflar temiz gibi gorunsede ya $ilte... bir de ustune ustluk kogu$un pencereden uzak bir ko$esinde alt ranzaya du$tuyseniz...saat daha 8.30 ya da 9.00 dur. "ulan bu saatte yatilir mi" diye du$unmeyin, sabah erken kalkacaksinizdir. kogu$ta sigara icmek yasak. osuruk seslerine, ayak ve ter kokularina daha ali$mami$siniz.
    sevgilinizi du$unursunuz. onun $efkat, sevgi dolu kucagini. beyoglu' nu, kadikoy'u du$unursunuz, insanlar geceye hazirlik yapiyordur $u saatlerde, diye. cevrenize bakarsiniz, "insanlar her yerde, her yerde, her yerde, yalnizlik her yerde". burnunuzun diregi sizlar, "napiyosun lan burda aglanir mi?" diye kendinize gelirsiniz. "korkuyorum anne, al beni icine" diye telefon edesiniz gelir ama telefon yasak. her turlu bete sokan $arki, $iir, ani film $eridi gibi gozunuzden gecer, bir ara sizar kalirsiniz, gozlugunuzu bile cikaramadan.

  • 3 yasinda menenjit geçirip kör olmus, sonra 7 yasinda kendiliginden görmeye baslamistir tekrar. ama hayati boyunca talihsizlikler, acilar pesini birakmamistir. küçük kizini yine menenjite kurban vermistir. ve cenazesini kaldiracak parasi bile yoktur o zamanlar.
    hayatim adli otobiyografisinde geçen çok içli bir hikayedir bu: sabah saatin dördünde öyle ümitsizce para ararken, kendisi gibi fakir arkadaslarinin yardimlari da yetmezken ve cenaze masraflari için gerekli 10 frankin eksikligini hissederken bir adam laf atar arkasindan, "benimle birazcik eglenmek için ne istersin?" diye. "10 frank" der o da. küçük bir otele giderler. yabanci 10 frank'i pesin verir hatta. ve yapamayacagini anlar o zaman edith. aglamaya baslar adamin karsisinda; ve hikayesini, çocugunu kaybettigini, topraga verecek parasi bile olmadigini anlatir. ve adam parayi alarak gitmesine izin verir...
    söyle yazar piaf (ki fransizca serçe demektir piaf): "iste, bugüne kadar darda kalanlara en ufak bir karsilik bile beklemeden yardim etmemin asil nedeni bu adamdir. peki, bu adam bana bir fahise gibi davranmis olsaydi... belki de bugün birçok insanin vücudunu, birçogunun da ruhunu son anda kurtaran biri olmayacaktim. bugün dahi, bana başkalarina yardim etme duygusunu saglayan bu insana minnettarim".
    bilmiyorum, hislenirim ben...

  • "kasirga212 - 972624 sen aksama benim gibi nba kupon yap uyu o zamn birsey olmuyo :) ben yapiyom yatiyom kalkiyom para gitmis kupon yatmis :) uykuda acimiyo"

    uykuda acımıyo.
    olay budur...

  • birkaç hafta önce patentlerinin süresi bitmiş. bunun üzerine geliştiricisi fraunhofer iis lisans programlarını iptal ettiğini duyurmuş. açıklamalarında "artık mp3'ten çok daha gelişmiş aac gibi mpeg-h gibi formatlar var onları kullanın" demişler.

    böylece mp3, daha biz okunuşu konusunda "empeüç" ile "mepeüç" arasında karar veremeden, resmi kanaldan ömrünün sonuna gelmiş oldu. ilk duyduğum zamanı hatırlıyorum. penthy, 1997 yılında #coders'ta bahsetmişti. "ses dosyasının boyunu 12'de 1'ine indiriyormuş". dalga geçiyor sanmıştım çünkü ses dosyalarını zipleyince hemen hemen aynı boyda kalırlardı. kayıplı sıkıştırma olduğunu söyleyince ikna olmuştum.

    ilk çıktığı zamanlar bilgisayarda mp3 oynatmak büyük işti. işlemci gücünün çoğunu yerdi. kesintisiz oynatabilmek için winamp'ın khz ve stereo ayarlarını değiştirirdik. şuraya bak. doksanlardan ikinci dünya savaşı pilotunun anılarını anlatması gibi bahsediyorum. ne ara yaşlandık ulan?

  • uçakta önce maskeyi kendiniz takın denme sebebi son derece basit bir mantıkla açıklanır. 38 bin feet yükseklikte kabin basıncı düşerse uçağın acilen alçalıp 8 bin civarına inmesi lazım. bu esnada hipoksi oluşup bayılmamak için kısıtlı zaman var. çocuğunun maskesini takacağım diye uğraşırken hipoksi oluşması veya basınç oynaklığı sebebiyle sersemlik sonucu kordinasyon kaybı oluşabilir, acil iniş için hazırlık yapan uçakta maskesi takılı çocuğunuzun size bir faydası olmayacağı için önce kendi maskenizi takmalısınız. malum erişkin bireyler çocukları bayılsa dahi durumu en azından idare edebilir. ama bu tarz bir durumda çocuğa maskeyi takıp kendisini bayıltan veya hareketsiz kılan bir ebeveyne çocuk ne kadar emanet edilebilir, o kısımı siz düşünün.

    uçakta maskeyi önce kendinize takın, ardından çocuk.

  • kaldırımda kendi halinde takılan kedi bir arabanın altında ezilmesin diye tüm bunlar.*

    mini bir travma sonrasında yapmaya başladım ben bu hareketi; eşek sıpası yanından geçerken bir anda fırladı yola. arabanın şoförü o anda hayatının frenini yapmasaydı kedi aldığı darbeden ölecekti, ben de kederinden.

    siz de kaldırımda yürürken sakin sakin takılan bir kedi gördüğünüzde hafif yavaşlayın derim. bok yoluna gitmesin hayvancıklar.

    oh be bi tek ben değilmişim editi: oh be bi tek ben değilmişim.

  • amaçlarının ne olduğunu anlamadığım ruh hastası topluluğu.

    kardeşim istemiyorum senin boktan yazılarını görmek? manyak mısın amk, yazılarını görmek istemiyorum ve kişiselleştirilebilir bir özellikle senin yazılarını görmüyorum. şimdi buradaki sıkıntı tam olarak nerede?

    yani seni kimse sevmiyor, hoşlanmıyor, varlığın rahatsız ediyor ve sen diyorsun ki yok illa beni oku. ne amaçlıyorsunuz tam olarak cinnet getirip kendimizi mi keselim nedir yani?

    seni seven senin yazılarını takip eder, sevmeyen etmez sen nasıl bir zorbasın ki bana zorla yazılarını okutuyorsun?

    14 sene aynı şeyi bana yap, bir gün sözlük sana onbinde birini yaşatsın hemen bildiri yayınla. sizin amacınız kötülük içeriyor olum, sizde bir pislik var da dur bakalım.