hesabın var mı? giriş yap

  • prof.dr. philip g. zimbardo ve ekibi tarafından her detayı ince ince düşünülmüş bir sosyal psikoloji deneyi. örnek vermek gerekirse bu deneyde gardiyan rolünü üstlenen öğrencilerin gözündeki kocaman çerçeveli güneş gözlükleri, bu gardiyanların duygularının mahkumlar tarafından anlaşılamaması için bilinçli olarak kullanılmıştır.

    bu gibi sosyal psikoloji deneylerinin tartışılmasının nedeni, deneyin asıl amacının saklı tutulması değil, deneklere başta söylenmeyen koşullar ve bu koşulların denekler üzerindeki olası olumsuz etkileridir. zimbardo deneyi'nde de mahkum olan deneklere kötü muamele görecekleri söylenmiş, ancak bu muamelenin gerçek hapishanelerde uygulananlardan biraz farklı olacağı deneyden elde edilecek sonuçların güvenilirliği açısından söylenmemiştir. deneyin en önemli koşullarından biri hapishanedeki baskı ortamının bir an bile bozulmaması ve mahkum öğrencilere neredeyse yirmi dört saat psikolojik olarak işkence edilmesidir. öyle ki bir ayağına zincir bağlanmış bir halde uyumak zorunda olan mahkumlar, yatakta dönmek isterken diğer ayaklarına çarpan zincirin verdiği acıyla uyanıp hapishanede olduklarını hatırlamaktadırlar. prof. zimbardo'nun bu detayla ilgili defterine düştüğü şu not can alıcıdır: "rüyalarında bile bu hapishaneden kaçmalarına imkan yoktu." '416 no.lu mahkum' ise yapay stanford hapishanesi'yle ilgili aşağı yukarı şunları söylemektedir: "devlet yerine psikologlar tarafından idare edilen bir hapishane, nihayetinde bir hapishane."

    prof. zimbardo'nun altı günlük kısa deney süresi içinde istemdışı olarak bir araştırmacıdan ziyade hapishane müdürü gibi düşündüğünü ve davrandığını fark etmesi; gardiyanlık konusunda hiçbir eğitim almamış öğrencilerin mahkumlar arasındaki birlik ve dayanışmayı kırmak için kendi aralarında yaptıkları görüşmeler sonucunda uygulamaya karar verdikleri yöntemlerin gerçekte de uygulanan yöntemler olduğunun öğrenilmesi; başlangıçta birkaç hafta süreceği bildirilen deney, işler iyice çığrından çıkmak üzere olduğundan (açlık grevleri, histeri krizine tutulan mahkumlar, isyan eden aileler, kaçış planları) bir haftayı doldurmadan sona erdirilince mahkum rolündeki denekler alacakları ekstra maaştan oldukları halde mutluyken gardiyanların çoğunun deneyin erken bitmesinden dolayı rahatsız olmaları bendenizi dehşete düşüren notlar arasındadır.

    özet olarak, etik olup olmadığı tartışıladursun, zimbardo deneyi bize insan davranışlarını anlama konusunda inanılmaz değerli bilgiler veren sıradışı bir deneydir.

  • adrenalin bağımlılarını her gün bir araya getiren mekan.

    ne zaman bir ortamda adı geçse gözlerimi kısıyorum, uzaklara bakıyorum ve şu hikayeyi anlatıyorum:

    bir yaz günü ben ve heyecan tutkunu arkadaşım, yine 500t'nin nabız hoplatan atmosferinde tem otoyolunda rüzgarla yarışıyorduk. şoför, profesyonelliğin ve yılların getirdiği tecrübenin verdiği özgüven ve karizmayla yağ gibi makasa giriyordu sağlı sollu. ben ve arkadaşım ise şofürün hemen arkasındaki ikili koltukta, bu seferkinin diğerlerine benzemediğini çoktan anlamıştık ve haklılığımızı 3 dakika sonra ön konsoldan gelen kıvılcımlar pekiştirecekti. akbil cihazının hemen altında bulunan kapaklı bölmenin kenarındaki açıklıktan gelen ışıklarla adrenalin tavan yapmıştı. tam o anda şoförün ağzından şu kelimeler döküldü:

    - muharrem araba alev aldı.

    ardından otobüste oluşan o inanılmaz heyecan dalgasını anlatmam mümkün değil. herkes verdiği paranın, bastığı akbilin karşılığını fazlasıyla almış olmanın tatmini içinde sağa sola kaçışma hazırlığına başlamıştı bile. o sırada arka sıralardan gelen ve neden otobüste olduğunu kimsenin bilmediği 3. bir iett görevlisi sessizce yaklaştı, tem otoyolunun ortasında duran otobüsün alevini söndürdü ve aynı gizemle geri gitti.
    500t ahalisi, kahraman şoför ve muavin muharrem ile birlikte yanık kablo kokusu eşliğinde topkapıya doğru yoluna devam etti.

  • "bir yerde duruyoruz. turistin elinde telefon, uber'den taksi çağırdığını görüyoruz. arkadaşın da gelip işimizi alması bizi sıkıntıya sokuyor. devlet hakkımızı savunmazsa bu tür olaylar zaten olacak."

    "devlet hakkımızı savunmazsa bu tür olaylar zaten olacak."

    "zaten"

    böyle böyle taksiler ve taksiciler kendi elleriyle kendilerini bitirecekler.