hesabın var mı? giriş yap

  • trajikomik görüntülerdir.. bu ülke insanı bu hâle düşecek kadar perişan hâldeyse, vah bizim hâlimize.

    ülkeyi afganistan ve venezuela karışımı ucube bir kabile devleti hâline getiren cahil ve yobazlar sürüsü eserleri ile iftihar etsinler. şu hâle bakın.. türk vatandaşlığı hiçbir zaman bu kadar ayaklar altına alınmamıştı. 5 tane düşman ülke, 10 tane terör örgütü birleşse bu kadar zarar veremezdi bu ülkeye. irtica ve örgütlü cehalet, pkk teröründen bile daha büyük bir tehlikeymiş meğerse. türkiye'nin en büyük varlık sigortası ise ulu önder mustafa kemal atatürk ve türk silahlı kuvvetleri imiş meğerse. ülkemizin itibarını, bayrağımızın ve pasaportumuzun haysiyetini, gençliğimizin istikbâlini ve milletimizin selametini bu güçler tesis edip, koruyorlarmış. ben artık buna iyice ikna oldum.

    fakat şu hususu da belirtmeden edemeyeceğim.. demek ki bir savaş çıksa, düşman bir ülkenin taaruzuna falan uğrasak, nüfusun kahir ekseriyeti buhar olup tüyecek.. alın görün işte. ortada savaş yokken arkasına bakmadan ülkeden kaçan zihniyet, birde savaş çıksa kim bilir ne yapmaz?

  • 'ey izmir belediyesi bu kaçıncı kaza tramvay yolunda hiç güvenlik bariyeri yok insanlar dalgın olabiliyor,resmen plansızlığın ceremesini canıyla ödeyenler varvar.'

    hayatimda duydugum en sacma yorum bu olsa gerek. dunya'nin hangi ulkesinde, neresinde tramvay yolunda bariyer olur gosterde biz de bilelim.

    edit: hala bana orda burda var diye mesaj atiyorlar. arkadas tramvay sehir ici icin tasarlanmis, dusuk hizda giden ve mevcut yollarin uzerinden veya paralelinden giden bir aractir. hadi dunya'yi gormediniz. acin bir googla'a sorun. o da olmadi 150 yillik tarihi istanbul tramvayini gozunuzun onune getirin. gunde bir milyon yayanin yurudugu istiklal caddesinde yayalarin icinden gectigini belki hatirlarsiniz. oturup size dunya'nin farkli sehirlerden elli tane tramvay fotografi mi paylasalim illa.

  • bu konun aslı tsk'nın 4 yıllık okul okuyan üniversite mezunlarını subay olarak istihdam etme durumundan kaynaklanmaktadır.

    yukarıda bir yazarın yazdığı gibi kısa dönem asker için sülüste statü yedek subay olarak yazar. ama nasbi er olarak yazar.

    yani tsk yeterli kadrosu veya bütçesi olmadığı için - ki bütçesi olmadığı içindir aslında- subay olarak askerlik yaptıracağı kişiye kanuni nasbini veremediği için kısa dönem askerlik yaptırıp er kişiyle mahsuplaşır.

    işte bu durumun idari belgelerde de yazması yüzünden çoğu er, erbaş, astsubay ve subay taifesinde kafa karışıklığı oluyor. çünkü bizim ülkemizde okuduğunu anlamada genel bir problem var.

    kişi statüsü yedek subay olsa da rütbe nasbi kısa dönem erdir. kısa dönemlerin celp dönemleri ayrıdır. ama neticede erdir. askeri hakim ve savcının üzerinde kısa dönem er'in haklı olduğu bir durumda pozitif etkisinin olması daha beklenen bir durumdur. neticede devletin kanunen vermesi gereken bir rütbeyi verememesi yüzünden alt kademelerde mağdur olmuş insan tipolojisi ortaya çıkmış oluyor. ayrıca bir kısa dönem er bu durumu da ben subay olma hakkım varken ve bunu istemişken tsk beni er yaptı, eğer asteğmen olsaydım bu olay hiç yaşanmayacaktı gibi bir savunma geliştirdiğinde de oldukça güçlü bir savunma oluşturur. çünkü er kişi tercih kısmında subay olmak isteyip de er yapılmışsa ve sonrasında da mahkemelik durumu olmuşsa bu durumda bir mağduriyet doğar.

    bu elbette gidip uzman çavuşa astsubaya artistlik yapma esnekliği vermez. zaten kimseye yapmayın. çünkü orgeneral bile olsanız bir ere eziyet edemezsiniz. en azından kanunen bu böyledir. yani size haksız yere eziyet vs yapıldığını ispat edebilirseniz tabi.

    kısa dönem asker olarak askerliğinizi yapacaksanız bu bilinçle yapın. kimseye karışmayın. emirlere uyun. küçük düşürücü veya eziyet mahiyetinde bir emir ile karşılaşırsanız - özellikle bunu yapam bir uzmam veya astsubaysa- delilleri toplayın ve üst subayınıza şikayet edin. durum düzelmezse mahkemeye verin.

  • önce at, sonra bağır.

    dikkat ediyorum, her seferinde önce bağırıyorlar, hedefi alarm durumuna geçiriyorlar, gardını almasına yol açıyorlar, sonra da ayakkabıyı fırlatıyorlar.

    yanlış. bin kere yanlış.

  • 2009 domuz gribi salgını sırasında cambridge üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, cerrahi maskeler 0.93-1.25 mikron boyutundaki bacillus atrophaeus bakterilerinin ve 0.023 mikron boyutundaki bacteriophage ms2 virüsünün filtrelenmesinde test grubu içinde en etkili performansı gösteren meteryal olmuş. elektrikli süpürge torbası, el havluları veya pamuk tişört, kağıt mendil gibi materyallerin de aşağıdaki yüzdelerde koruyucu olduğu görülmüş.

    elektrikli süpürge torbası (toz torbası): 95%
    bulaşık kurulama havlusu: 83%
    pamuk karışımlı kumaş: 74%
    %100 pamuk kumaş: 69%
    antimikrobiyal yastık kılıfı: 65%
    atkı ve yastık kılıfları: 62%
    keten: 60%
    ipek: 58%

    sars-cov-2 virüsü 0,08-0,09 mikron aralığında bir boyuta sahiptir ve yaygın olarak 5 mikron civarındaki damlacıklar vasıtası ile yayılır. dolayısı ile çalışmadaki veriler bu virüs için de geçerli oluyor. temas ile bulaş için tablo 1'in ikinci kısmına bakıyoruz ve koruyuculuklar düşüyor.

    tablo 1 - tablo 2

    en kolay bulunabilecek olanı elektrikli süpürge torbası (toz torbası) ve fiyatı da uygun. yok şekilli vs. olsun derseniz kuruluma bezi ile kendiniz de evde yapabilirsiniz. 83-95% koruyuculuk hiç fena bir oran değil üstelik bu maskelerden adetli olarak yaparsanız işiniz bitince yıkayıp tekrar kullanabilirsiniz.

    şurada da pratik maske yapımı videosu bulabilirsiniz: youtube

    ben iki kat kurulama bezi kullanıp maskemi hazırlamayı iç kısmına da 1 kat toz torbası koymayı planlıyorum. toz torbasından hazırladığım 2. filtereyi her kullanımda atarım çöpe. dış maskeyi de yıkadım mı tamamdır. zaten dışarıda dolanıp durmuyorum ihtiyaç anında markete gitmek harici evdeyim.

    şşşşşt: çalışmaya (benden duymuş olmayın) sci-hub üzerinden https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/24229526 şeklinde arama yaparak ulaşabilirsiniz. şa

    büdüt: uyarılar üzerine. toz torbası ile nefes almanın biraz zor olduğu belirtilmiş. bence en uygunu kurulama bezidir. şu da @tafoo'nun yolladığı bir diğer link: buyursunlar

  • crespoo1984; cinsiyet: erkek; yaş: 22; il: istanbul
    geçen yıl dört arkadaş aynı eve çıktık. şehir suyu kireçli olduğu için damacanayla su alıyoruz. su alma sırası bana geldiğinde damacanayı musluktan dolduruyorum. parayı da cebe atıyorum. şu ana kadar kimse iki su arasındaki farkı anlamadı.

    meali:şimdi yazınca anladım ki aslında hepimiz aynı şeyi yapıyomuşuz!

  • ülke adına güzel olay ama juventus maça siyah-beyaz formasıyla çıkarsa beşiktaş sanıp ona küçük tatsız sürprizler yapabilir cüneyt. varsa tanıdığı olanlar söylesinler de başka forma giysinler.

  • insanı daha mutlu eden bir şey yoktur sanırım. iki haftadır haftada 3-4 kez koşuyorum. hormonlardan mıdır nedir böyle deli sikmiş gibi mutluyum arkadaş. ne bir stres ne bir anksiyete kaldı. güne mis gibi başlıyorum. bir de bu yeme içme işini düzene soksam kimse tutamaz lan beni artık. sigarayı zaten bırakmıştım.

    yıllar sonra gelen edit: hala koşuyorum ve koşmaya da devam edeceğim. şehir değişti, çocuk doğdu bu süre zarflarında bir süre ara muhakkak verildi fakat özlendi. koşmaya devam. yeme içme de düzene girdi. sigaraya da bulaşılmadı. siz bir başlayın gerisi geliyor. huzur ve mutluluk sizinle olsun.

    daha da yıllar sonra gelen edit: ikinci çocuk doğdu, ilki 5 yaşını bitirdi. bir yurt dışına göçüp geri de geldim ama haftada 1 kez de olsa koşmaya devam. şu hayatta değiştirebileceğiniz tek şey kendiniz!