hesabın var mı? giriş yap

  • piyasa manipülasyonun belgesidir. yapılan suçtur. böyle müdahaleler gizlice ayarlanmış, yandaşlar tarafından voliyi vurma fırsatı olarak değil, devlet politikası olarak çook önceden duyurularak yapılması gerekirdi normal bir ülkede.

  • bir simitçi "yemek için mi abi" diye cevaplamıştı. burdan ona sesleniyorum tekrar görüşebilir miyiz acaba??

  • cidden çok enteresan yıllardı.

    sonra turkcell telsim'e karşı bir kampanya yaptı. turkcell'den turkcell'e dakikası 4 kontör oldu, turkcell harici aramalar gene 10 kontör ücretle devam etti.

    sokaktaki adamın bu kampanyaya tepkisi ise şu oldu:

    - abi 1.5 dakikadır konuşuyorsun, girdi kol gibi.
    + abi turkcell kampanya yapmış, dakikası 4 kontör. girmiyor yani.
    - yürü git lan! nasıl 4 kontör oluyor?
    + vallaha bak!
    - vay amuğa goyyim.

    evet, beklentilerimiz buydu, düşüktü. sonra uzaklardan bir yerlerden aria ve aycell adlı iki kahraman çıktı.

    aria : "günde 10 kontör bedava" gibi akıl almaz bir kampanya yaptı. aklımızı başımızdan aldı.
    aycell : cüzi bir paraya öğretmen hattı sattı. sınırsız denen kavramı hayatımıza soktu.

    başlarda turkcell "zengin hattı" olduğundan, marka pantolon, ayakkabı giymek gibi bir şey olduğundan, bazıları kazık da olsa, hattını değiştirmeye kıyamadı ama o kitle de zaman içerisinde azalınca, turkcell pazarı kaptırmamak için kampanyalara başladı.

    o yüzden ne zaman avea ile ilgili sözlüğe kötü bir şey yazasım gelse, yazar, silerim. adamlar bizi nerelerden kurtardılar, ahde vefa denen bir şey var. turkcell'i ise geçmişten gelen kinle petrol milyarderi olsam kullanmam.

  • entrylerde gördüğüm kadarıyla en büyük çelişki hesap konusunda ortaya çıkıyor. naçizane bir tavsiye de benden olsun:
    asıl mesele buluşmayı kimin ayarladığı. yemeğe çıkmayı siz teklif ettiyseniz ve ilk buluşmaysa lütfen hesabı ödeyin. pahalı yerlerde kasmaya gerek yok. özgün, küçük, pahalı olmayan ama lezzetli bir yer bulabilirsiniz eminim. hesabı kızın olmadığı bir anda ödemeniz daha hoş, fakat olur da kız tuvalete falan gitmediyse yapacak bir şey yok. bu noktada kızı da tartmış olursunuz böylece. kız hesabı ödemeyi teklif ediyorsa, birlikte ödeyelim* gibisinden bir şeyler söylediyse ya da tuvaletten dönünce "ya neden ödedin hesabı oldu mu şimdi" dediyse tamamdır!

    işte o noktada hamlenizi yapın ve "ne var canım sen de bana yemekten sonra kahve ısmarlarsın."veya "bir ara şu anlattığın yemekten/tatlıdan yaparsın bana." derseniz iş bitmiştir. hem kibarca hesabı ödemiş hem de ikinci buluşmanın ayağını (belki de onun evinde) yapmış oluyorsunuz.

    telefon mevzusu önemli. allah aşkına kızla buluşunca oynayıp durmayın şu telefonla, sessize alın gitsin.

    son olarak mümkünse soğan/sarımsak yemeyin. ilişkiniz rayına oturunca yaparsınız onu. yoksa kızda "demek ki bu gece öpüşme ihtimali yok." fikrini baştan uyandırırsınız. o ihtimal olsa bile kendi ellerinizle yok etmiş olursunuz.

    edit:imla

  • ulan bilmem kaç senedir şu dizinin ekmeğini yiyorsunuz. bilmem kaçıncı tekrar olmasına rağmen hala prime timeda gösteriyorsunuz.

    bir kere de yeni bir şey katın bari dizinin sevenini onurlandırın.

    hiç yabancı dizi izlemiyor musunuz?

    koyuyorlar oyuncuları, yapımcıları, senaristi, kostümcüyü filan sırayla aynı yönetmen koltuğuna; sırayla dizi hakkında konuşuyorlar. arka planla ilgili değişik şeyler anlatıyorlar.

    çeksene şöyle bir güzellik, bu kadar seveni diziyle ilgili bir şeyler öğrensin, mutlu olsun.

  • gündüz gezentilerinin ortadan yokolması. iki gündür havalar kapalı ya, her gün saat 10-11 civarı tıklım tıkış olan metrobüs bildiğin bomboş. sabah avrupa yakasında işim oluyor, karşıya genelde bu saatlerde geçiyorum. son iki gündür cenneti yaşıyorum sanki. n'oldu lan çok mu üşüdünüz? vah vah. metrobüs kapısına "işi olmayan giremez" yazısı asmayı planlıyorum güneşli havalarda da. bu nedir arkadaş? millet sırf gezmek için kullanıyormuş mereti. ben sakata çıktım lan sizin yüzünüzden, dizlerim çürüdü. allahınızdan bulun inşallah.

  • "yeri gelirse, ben müdahale ederim."

    evet, cümle bu şekliyle hiç karizmatik değil, amma velakin buyrun söylendiği yere bakalım:

    bundan 8 yıl evvel, hava harp okulu sınavlarına girilmeye hak kazanılmış ve toplu mülakat aşamasına kadar gelinmiştir. 20 kişilik aday grubu bir odaya alınır, saçma sapan bir konu verilir ve 10lık 2 grup halinde konunun tartışılması istenir. grubun biri konunun bir kısmını ikna etmeye çalışırken, diğer grupda diğer kısmını ikna etmeye çalışır. bu grubuda izleyen binbaşılar, pilot (rütbeleri hatırlayamıyorum) vs. vardır.

    tartışma başlamış ve 10-15dk geçmiştir ama zatı muhterem ben, henüz tek bir kelime bile etmemişim.
    ordan komutanlardan biri bana sorar, delikanlı sen hiç konuşmayacak mısın ?

    ben: "yeri gelirse, ben müdahale ederim."

    sonuç: 19 kişi o mülakatta elendi, ben geçtim. buda ömrü hayatımda verdiğim en karizmatik cevap olarak tarihe geçti.

    edit: gelen bir çok mesajdan dolayı, not düşeyim, hikaye 2002'de yaşanmıştır . ayrıca subay olup olmadığım soruluyor, hayır değilim, bu olayların olduğu son hafta check-up'ta elendim, hikaye sona erdi, bir daha askeriye ile işim olmadı, askerlikte yapmadım, bedelliden yararlandım.

  • bahse konu görüntü yaklaşık 55 milyon yıl öncesine aittir.

    yani bir başka deyişle tarihin en eski fotoğraflarından biri çekilmiştir.