hesabın var mı? giriş yap

  • yeterli sermayeyi toplar toplamaz acmayi dusundugum dugun salonudur. olay butonu her yandiginda bir isi daha kacirdigimi dusunerek kahroluyorum.

  • lig tv'de ertuğrul sağlam'ın ağladığı görüntülerin ve maç sonunda yaptığı röportajın ardından çok doğru bir tespit yapmıştır. "biz artık kötüyüz. insanlara acı çektirmekten, kötü olmaktan mutluluk duyuyoruz. bizi oluşturan özelliklerden en büyüğü kötülük oldu" diyerek sadece futbol camiasına değil, yaklaşık 13-14 yıldır türkiye'de yaşayan tüm insanların geldiği durumu çok basit bir sıfat ile anlatmıştır.

  • türkiye-yunanistan a döndürdüğü için ülkemizde tutmaz, herkesin birbirini yemesi gerekiyor tutması için. insanlar bir taraf seçmek istiyor ama tr-yunan olunca herkes türkiye yi seçiyor normal olarak. diğer taraftaki karakterler ilgilerini çekmiyor, rekabet sayısı azalıyor.
    en başında beliydi tutmayacağı.

  • sağ gösterip sağ vurmak ya da kısaca sağ vurmak şeklinde özetlenebilecek vuruş şekli fazla tahmin edilebilir hale gelince sağ gösterip sol vurmak taktiğini geliştiren vurucuların, bu taktiğin de tahmin edilebilir hale gelmesiyle geliştirdikleri taktik. başa dönüş. kulağını tersinin tersinden gösterme.

    özellikle sinema, edebiyat alanlarında boy gösteriyor. diyelim bir filmde yönetmen gözümüze katilin uşak olduğu yönünde birçok ipucu sokuyorsa, ilk etapta şöyle düşünüyoruz: "sağ gösterip sol vuracak pezevenk, şüpheler çok fazla uşağa çekiliyor, aslında katil uşak değil oğlum". fakat daha sonra yönetmenin tam olarak biraz önceki şekilde düşünmemizi isteyip istememiş olabileceğine kafa yoruyoruz ve düşüncemiz şu hale evriliyor: "oğlum düşündüm de katil aslında gerçekten uşak. yönetmen özellikle şüpheleri uşağın üzerine çekerse katilin uşak olmadığını düşüneceğimizi biliyor, vay ipne".

    fakat anlaşılacağı üzere bokunun çıkarılmasına çok müsait bir denklem bu. sağ gösterip sol vuracakmış gibi yapıp sağ vuracakken birden sol vurmak gibi. bir kademe ilerisi ise resmen terbiyesizlik. örneğin bir futbolcu bu kadar feyk atarsa ya rakibi kafa göz girişir, ya da bir noktadan sonra kontrolünü kaybedip topu kaybeder. yapmayın. yolunuz yol değil.

  • biyolojik hayatta kalma içgüdüsünün kültürel hayatta kalma içgüdüsüne dönüştüğü, makineler insanlardan daha akıllı olduğu ve insan hayatının antik bir mucize olarak hatırlanacağı -aynı mısır piramitlerine inanamayarak bakışımız gibi- zaman başlayacaktır. korkmak yersizdir, zira buna özlem duyuyoruz. ölümlü olduğunun tam bilincinde olan kaç insan kendini sanata, bilime, teknolojiye, politikaya vermiyor ki?

    biyolojik evrimin son aşamasıyız, yani artık 4 kolumuzla dağları yerinden oynatacak, -400 db sesi duyabilecek, 3 milyon dpi ışıkta görebilecek değiliz, yeniden kanat çıkarıp oksijensiz solunumla galaksiler arası yolculuk yapamayacağız. evrimin son adımı olan zihinsel basamağı atlamaya, biyolojik bedenlerimizden kurtulmaya çekiniyoruz, bilinmezlik ve bunun yarattığı ilkel korkular ileriye ket vuruyor. rahata o kadar alışmışız ki, 9. yy'da maya uygarlığının başına gelen kuraklık gibi bize felaket getirecek nicelerine cevap vermek için kolumuzu kıpırdatmaya aciziz.

    başka bir yol göremiyorum, görebilen varsa yeşili yaksın.

  • ekonomimize göre normal, bana göre kol gibi hesaptır orası ayrı da masaya tespih koyup, kart oynadığın mekanda san sebastian cheesecake yemek nedir lan? sen asıl onun hesabını ver*

  • evden bir görüntü. ne olursa olsun hayatta hep bir şeyleri beklediğimizin sembolü. yatak odasındaki dolabın üstündeki hurçlar türk ailesinin conatus'udur. hep yaşamayı düşünüyoruz, varolacağımızı varsayıyoruz, baharı, yazı, kışı bekliyoruz. hurç, bohça, elektrikli süpürgeyle hüüüp diye düzleşen poşetli garip şey... bunların yeri ekseriyetle yatak odasındaki dolabın üstüdür kardeşim. şu garip görüntünün huzurunu hiçbir şeyde almadım. hurçların yastık yüzü ve nevresimle uyumlu çiçekli desenleri, kahverengi, pembe, mavi ve yeşil tonların uyumu ve bozulan hurç fermuarları... aşağıda bekleyen anneye düşürmeden hurç indirmenin haklı gururu... patlayan kames topu kesip şapka yapmak bir, bu iki. bunları görmedikçe mutlu olamam, huzur dolamam.

  • spirulina, mavi yeşil alg olarak da bilinen siyanobakteriler cinsinden bir tür su yosunudur.
    kuru ağırlığının yaklaşık %70’i protein olan spirulina’nın %15’i karbonhidrat ve %6’sı yağlardan oluşuyor.
    antioksidan özelliği sayesinde vücutta biriken toksinlerin (serbest radikal denen zararlı maddeler) atılmasına yardımcıdır. hücre içi detoksun en etkili takviyesidir.sporcuların vücutlarını kısa sürede toparlamasına yardımcıdır. kas gelişimi destekler. bir çok olimpiyat ve dünya şampiyonun spirulina kullandığı bilinmektedir .
    stres, sigara, alkol, hava kirliliği gibi vücudumuzu olumsuz etkileyen dış etkenlerden vücudu korumaya ve temizlemeye yardımcıdır.
    ilk kullanımda günde 1 olarak başlanmasında fayda vardır. baş ağrısı yan etkilerinden en belirgin olanıdır . 10 günlük kullanımın ardından doz çoğaltılmalıdır .

  • yaklaşık 20 yıldır çok severek dinlediğim, iktidar kim olursa olsun ona muhalif olacak olan, çünkü radyoda hiç bir zaman güce köpek olmamış biridir nihat sırdar. kendisine sözde radyocu denmesi komik çünkü şu an piyasada gördüğünüz radyocular arasında bile belki en eski ve en çok dinleneni nihat’tır. akp’liler kendisini hiç sevmez çünkü nihat onlara hiç bir zaman biat etmemiştir. bu yüzdendir ki programını 5 dakika dahi dinleyen aktroller çıldırır. kafalarına çay atılarak ihya olan aktrollerin bağımsız birini görünce zaten çıldırmaları doğal.