hesabın var mı? giriş yap

  • ben 31 yaşındayım ve yaklaşık 3100 tane insan tanımışımdır. timsah gözyaşları ile vücudun salgıladığı hormonlar yüzünden oluşan gözyaşlarını çok iyi ayırt edebilirim. bu adam gerçekten vücudunun salgıladığı hormonlar yüzünden ağlıyor ve bu bana çok samimi geliyor.

  • bence otobüs durağının rızası var; hiç tepki vermiyor.

    edit; başlığı açan, benim entrymden (ç)alıntı yapmış ama olsun onu da beğenin.

    tanım; son kelimesinde "d" harfinin fazlalık olduğu başlık.

  • radyo d zamanındaki o muhteşem yayınlarını, tam da ergenlik dönemlerimde keşfetmiştim ve senerlerce de vazgeçememiştim..zaten tüm dinleyenlerinin de katılacağı gibi, en güzel dönemleri o zamanlardaydı..daha yayınına kendisinin tuşla yaptığı "biiip" sansürü bile konmamıştı..program gece 00:00-02:00 arasıydı ve o iki saatin nasıl geçtiğini anlamazdım..özellikle yayın sonunda çaldığı şarkılar muhteşemdi.. (bkz: sezen aksu, zuhal olcay, leman sam, yeni türkü, barış manço vs) ve tabii aklımdan çıkmayan kalan efsanevi bir sürü diyaloga imzasını atmıştı..misal;

    muzo: beyfendi peki siz yakışıklı mısınız, kızlar size bakar mı ?
    adam: nasıl yani şimdi tam olarak ?
    muzo: yani diyorum ki bi albeniniz falan var mı ?
    adam: yani şuan yok..
    muzo: şuan mı yok..beyfendi nedir albeni ?
    adam: çikolata ?

    ahahhahahhahaha

  • sadece bu sezon tff başkanı ve mhk başkanı istifa etti, kamoyuna somut bir açıklama yapılmadan birçok aktif hakem görevinden alındı ama bunların hiçbirisi olmamış gibi lig oynanmaya devam ediyor.

    tam olarak akp türkiyesine yakışır bir süreç.

  • okulda oğluna dayatılan namaz eğitimine itiraz eden doktor işten atıldı!
    yalova'da özel bir sağlık kuruluşunda çalışan dr. abuzer meral, ortaokula giden oğluna zorunlu din dersi kapsamında uygulamalı namaz eğitimi dayatmasına itiraz etti. okul yöneticileri dr. meral'i, tetikçi ve yandaş "gazete" akit'e şikayet etti. akit tarafından "bu nasıl doktor" başlıklı bir haberle hedef gösterilen doktoru, çalıştığı özel sağlık kuruluşu işten çıkardı.

    yalova'da özel bir sağlık kuruluşunda çalışan dr. abuzer meral, ortaokula devam eden oğluna, zorunlu din dersi kapsamında sınıfta uygulamalı namaz eğitimi dayatmasına itiraz etti. okuldan bazı öğretmenler, bir süre sonra dr. abuzer meral'i zorunlu din dersine karşı çıkması ve bu konuda sosyal medya hesabında paylaşımlarda bulunması nedeniyle yandaş, gerici ve tetikçi "gazete" akit'e ihbar etti.

    tetikçi akit hedef gösterdi!

    akit adlı "gazete" geçtiğimiz gün "bu nasıl doktor" başlığıyla dr. abuzer meral'i hedef gösteren bir "haber" yayınladı. aynı gün içinde, çalıştığı özel sağlık kuruluşu dr. abuzer meral'in işine son verdi.

    dr. abuzer meral: siyasal islam ile derdim var

    konuyla ilgili kişisel sosyal medya hesabında bir açıklama yapan dr. abuzer meral şunları söyledi:

    tetikçi yeni akit beni hedef göstermiş. nedeni ortaokulda oğlumun din dersinde uygulamalı namaz kıldırılmasına ve çocukların beyinlerinin yıkanmasına karşı çıkmam. okuldan tehdit edildim. yazımı kaldırmam istendi aksi takdirde kötü şeyler olacağını söylediler. tehditlerine pabuç bırakmadım. ve tetikçi akit'te ısmarlama linç yazısı yazdırdılar. çalıştığım hastaneye ankaradan işten atılmam için tehdit gelmiş. sosyal hesaplarıma şu ana kadar yüzlerce hakaret ve tehdit mesajları yağıyor. yazdığım hiç bir şeyde suç unsuru yok. kamuoyunda paylaşılan yazılan şeyler. siyasi yorumlar. temiz inançlı müslümanlar ile hiç bir sorunum yok, olmadı, olmaz da. 18 yıldır yalovada'yım, herkes beni tanır. inançlara saygılı, özgürlükçü, çoğulcu, laik demokratik bir hukuk devleti mücadelesi veren biri olarak sadece siyasal islam ile derdim var. bu saatten sonra bana, aileme gelebilecek herhangi bir şiddet, hak mağduriyetinin sorumlusu okul yönetimi, din bilgisi öğretmeni ve kocası ile birlikte tetikçi yeni akit ve sosyal medyada hedef gösteren herkestir."

    ve işten atıldı!

    dr. abuzer meral, bu açıklamasından kısa bir süre sonra çalıştığı özel sağlık kuruluşunun yönetimi tarafından işten çıkarıldı. işten atıldığı nı yine facebook hesabından duyuran dr. abuzer meral, şunları söyledi:

    bu akşam itibari ile çalıştığım hastane işime son verdi. kesinlikle onları suçlamıyorum. yukarıdan aranmışlar. sonuçta bir ticarethane. yüzlerce insan ekmek yiyor. korku imparatorluğu herkesi teslim almış durumda. ekmeğimle oynayanlar, tehdit edenler hesap verecek. tüm hukuki yollara başvuracağım."

    http://haber.sol.org.tr/…016/12/05/tetikci_akit.jpg

    taze bir islamofaşizm vakası.

    öyle değil mi lan angut liberal?

  • sene 1963. barış manço, üniversite eğitimi gördüğü belçika'nın liege kentinde kendine bir ev tutmuştu..
    genç bir kızları olan çok tatlı yaşlı bir karı-kocaydı ev sahipleri.. onlarla akraba gibi olmuşlar ve deyim yerindeyse bu çift, barış manço'yu adeta damatları ilan etmişti. genç bir fotomodel olan marie claude ile barış manço, 31 ocak 1970'te evlenmişlerdi.
    barış manço'nun üzerinde, dededen kalma 175 yıllık, üzeri gümüş işlemeli mor bir kaftan varken, marie claude ise beyaz bir gelinlik yerine, üzerinde turkuaz işlemeler bulunan siyah bir gelinlik giymiş, başına yörük işi bir gelin başlığı takmıştı.

    barış ve marie, nikah sonrasındaki üç günü birlikte geçirir. sonra ikisi de işlerine döner. barış manço bir plak doldurmak üzere londra'ya giderken, türk dergilerindeki fruko reklamlarında da yer alan marie claude, yeni bir kampanya için istanbul'a uçar. genç çift çok mutlu, her şey çok güzeldir. daha doğrusu görüntü öyledir. nikahın üzerinden henüz 40 gün geçmişken, barış manço, eşinden boşanmak üzere mahkemeye başvurur.

    arda uskan, bu boşanmanın sebebini şöyle izah etmişti:
    "fikret kızılok, o günlerde barış'ın gurubunda gitar çalardı. fikret ile marie birbirine aşık olmuşlar.. bir gece fikret bizim evin kapısını çaldı. yanındakini görünce küçük dilimi yutacaktım değil sahiden yuttum. barış'ın eşi marie idi yanındaki. "bu gece sende kalabilir miyiz" dedi fikret. bir şey soramadım haliyle. ertesi sabah uyku tulumlarını sırtlayıp anadolu'nun yolunu tuttular.
    sevmişler birbirlerini yapacak bir şey yok.. barış ise hiçbir şey yapmadı. sessizce boşandı kızdan."

    barış manço bu konuya sessiz kalmış gibi görünse de olaydan sonra şu şarkıyı besteleyip müzik tarihimize adını altın harflerle yazdırmıştır.

    "ellerimle büyüttüğüm
    solarken dirilttiğim
    çiçeğimi kopardın sen
    ellere verdin."

    şimdi "dağlar dağlar"ı bir de bu öykünün ışığında dinleyelim.

    iyi ki doğdun barış manço, iyi ki geçtin hayatımızdan..

  • ekonomi kötü diyen kadına ''ekonomi kötü diyorsun ama 100 kilosun'' diyen iğrenç bir varlığın olduğu röportaj.

    kalitesizliğin kitabını yazar bu piçler. şununla ne tartışacaksın?

    en ucuz gıda olan karbonhidratları yiye yiye insanlar fakirlikten şişmanlıyor ama bu cahillere bunu anlatamazsın, kendileri de makarna, pirinç, ekmek (halk ekmek) yemekten davul gibi geziyorlar sonra hastaneleri dolduruyorlar sonra devletimize şükürler olsun hastaneler bedava diyorlar.

    bunlarla tartışılamaz bunlar parazit.

  • eskiden televizyonlarda siyasi içerikli komedi programları çok görürdük. olması gerekendir.

    bir şeyi eleştirmenin en keyifli yolu bu bence.