hesabın var mı? giriş yap

  • yahu ben torumlarıma, çocuklarıma nasıl derim sizin büyük büyük dedeniz mırto ağa diye yaa. allah aşkına yapma e-devlet.
    ulu reis, bileği bükülmez yiğit, sırtı çimen görmemiş cengaver, haçlı ordularına el aman çektirmiş, cesaretiyle 3 kıta, 7 denizde nam salmış korkusuz mırto ağa mı olur?

    edit: bir arkadaşımızdan mesaj geldi:
    "hocam kütük neresi? benim dede de mırto çıktı" diye. gülmekten cevap veremiyorum görünce. benim dede mırto çıktı, ne demek ahahahaha hay yaşşa be kardeş

  • benim gibi sizde küçük bir yaramaza sahipseniz hemen yanaşın sizinle paylaşacağım bir bilgi var. bu şirin yaramazlar yorulduklarında veya uykuya dalama çalıştıklarında çoğu zaman bize kök söktürüyorlar ve bizde ne olduğunu tam anlamıyoruz.

    peki çocuklar yorgun olduklarında neden yaramazlık yaparlar?
    yorgunluk hepimizde gözlenen hissiyattır, kabaca anlatacak olursak bunun nedeni aslında enerji dengemizde ki negatif eğime olan bir durum bizi bu hissiyata sokar ve fiziksel, zihinsel veya duygusal anlamda bir güç eksikliği hissederiz .

    aslında yorgunluğun davranışlarımız üzerinde tuhaf etkileri vardır ve bu da öz denetimimizi sağlamada daha büyük zorluklarla sonuçlanır. biz daha yaşlı insanlar da bu durumu adapta olurken çocuklar bu duruma pek adapte olamıyorlar diyebiliriz.

    işin sırrı aslında tam anlamıyla beyinde gizli diyebiliriz. çünkü beynimiz biz dinlenme halindeyken ürettiğimiz enerjinin % 20 kadarını kullanmaktadır. işte davranışsal kontrol merkezi, özellikle prefrontal korteks adı verilen bir alan tarafından gerçekleştirilir.

    prefrontal korteks, yürütücü işlevler adı altında gruplanan karmaşık bilişsel görevleri yönetmekten sorumludur. düşünceleri uçan uçaklara benzetecek olursak, prefrontal korteks'te havaalanı kontrol kuleleri gibi çalışırlar ve tüm hava trafiğini esnek ve statik olmayan bir şekilde sorunsuz bir şekilde akıtırlar, böylece ortaya çıkabilecek herhangi bir duruma uyum sağlayabiliriz.

    ayrıca bu bölge sayesinde planlama, muhakemeye dayalı kararlar verme ve duygusal durumumuzu rasyonelleştirme ve yönetme gibi becerileri de içinde bulundurur.

    şimdi bu kadar şey söyledikten sonra bu davranışların yorgunlukla ne alakası var diyeceksiniz. yukarıda da söylediğim gibi beynimiz aldığımız enerjinin %20 ile 30 kadarını tüketir ve kendisine tam anlamıyla bir obur diyebiliriz.

    işte yorulduğumuzda oluşan bu yakıt azlığı yüzünden prefrontal kortek istediği kadar enerji almayınca çığırından çıkıyor diyebiliriz*. sonuç olarak düşünmeyi, planlamayı, karar vermeyi, duyguları yönetmeyi ve bilgiyi saklamayı ve işlemeyi daha zor hale getiriyor. bu aynı zamanda düşüncelerimizi daha az esnek ve daha katı hale getiriyor ve özelikle çocuklarda ve kendi davranışlarımızda kontrol etme yeteneğimizi kaybediyoruz.

    işte bir anda şirin ufaklıklar bir bakmışsınız mr. hyde oluveriyor ve sonrasında açken sen sen değilsin sözü daha bir anlamlı hale geliyor değil mi.
    kaynak

  • bira içmeyi seven insanlardır. çime falan ihtiyaç duymazlar. ayrıca şu yaşıma geldim, türkçe pop kültürünün eksikliğinin ciddi ciddi eleştirildiğini ilk defa görüyorum. kafanız çok güzelmiş.

  • tamam iyi birşey de... aramızda bunu takınca fizik kurallarını bükebileceğini sanan hayvanlar var.

  • - aşırı kalabalık, sıra oluşmayan hiçbir yer yok. ki halkımızın sıra kavramını düşünün. evet istanbul halkı daha bi cahil.
    - suriyeliler her tarafta. özellikle geceleri çıkıyorlar, berbat.
    - pahalılık. sonradan görme halk. en kötü ev 1000 lira olur mu??
    - yemek olayı. "yok o orda yenir yok bu burda yenir" diye diye, dışarda yemek yemek ateş pahası, her yer isminin başına "tarihi" eklemiş. kim kimi dolandırabilirse.
    - eminönü'yü hiç söylemeyeceğim. hayatımda gördüğüm en kaos ortam. bir deniz kenarı bu derece "bok" edilebilirdi.
    - aşırı dar sokakları ve trafiği de söylemeyeyim.

    iyi yan say deseniz cidden zor. insanlar ayda bir deniz görebilmek için deli gibi çalışıyorlar. facebook mutlusu o insanlar. "beykozda kahvaltıya geldik xdxd" emin olun gelmeden önce 2 saat trafikte takılıp, mekan önünde de 1 saat kahvaltı sırası beklemişlerdir. (evet orada da sıra var)

  • günümüzdeki araba arkası yazılarının retrospektif filtreden geçirilmiş halidir. muhtemel emsallerini neşretmek zor değildir:

    • medreselim (entelektüel)
    • o imdü yeniçeri (militarist)
    • hatalıysam: tiz kellesi vurula (realist)
    • tek rakibim hezarfen ahmet çelebi (postmodern)
    • huzur islamda ( neo-klasik)
    • padişahım çok yaşa (oportunist)

  • ben 10 yaşındayken annem 30 yaşındaydı. o zamanlar ben annemi çooooook büyük çoook yaşlı ve her şeyi biliyor sanıyordum. hiç hata yapmamalı, her şeye gücü kudreti yetmeli çünkü o taaaaaam otuuz yaşındaydı. hatta çok yaşlanıyor sanırım ölecek diye de endişelenirdim. şimdi ben 30 yaşındayım ve bi bok bilmiyorum daha çok küçüğüm çok gencim...

    lise sıralarınızdan sivilcelerinizi patlatarak saldırmayın bu başlığa çok da büyük bir yaş değil, yazdıklarınız kabus gibi. ben de 20'li yaşlarda sözlükte yazardım ve 30'luk tipleri görünce, "30 yaşına gelmiş işi gücü yok hala burda geyik peşinde, ben 30 yaşında çok meşgul olacağım" derdim bak hala size laf yetiştiriyorum.

    grinin bile 50 tonu var gençler saçmalamayın daha çok genciz.

  • adam ülkenin görevdeki başbakanına şantaj yaparak hapishaneden tahliye oldum üzerine de 5 milyon dolar aldım diyor hala "önemli bişey anlaymıcaksan yazma, okuması zor oluyor video çek" diyenler var ...